23. Muminun Suresi / 77.ayet

Nihayet biz onların üstüne şiddetli bir azabın kapılarını açınca da şaşkınlık içinde tüm umutlarını yitiriverecekler.

Bknz: (7/4)»(7/5)(20/128)(22/44)»(22/45)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 77 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi.

(Müminun 77)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hatta ki üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımız vakit, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybetmiş (vaziyette helak edileceklerdir).

(Müminun 77)

Abdullah Parlıyan Meali:

Nihayet üzerlerine şiddetli azap kapısı açtığımız zaman, birde bakarsın ki, onlar orada şaşkın ve ümitsizlik içinde donup kalmışlardır.

(Müminun 77)

Adem Uğur Meali:

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

(Müminun 77)

Ahmet Hulusi Meali:

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap sahibi bir kapı açtığımızda, birdenbire o azabın içinde ümitsiz kalıverirler.

(Müminun 77)

Ahmet Tekin Meali:

Nihayet, üzerlerine, dehşetli bir azap kapısı açtığımızda, ânında şaşkına dönerler, ümitsizliğe düşerler.

(Müminun 77)

Ahmet Varol Meali

Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda onun içinde ümitsiz kalırlar.

(Müminun 77)

Ali Bulaç Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet üzerlerine çok şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman da, onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.

(Müminun 77)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda, yaman bir cezanın kapısını onların üzerine açtığımızda; işte o zaman, tüm umutlarını yitirecekler.

(Müminun 77)

Ali Ünal Meali:

Ama ne zaman kendilerine arkasında çetin bir azap bulunan bir kapı açarız, işte o zaman ümitsiz kalakalırlar.

(Müminun 77)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Nihayet onlara şiddetli bir azaba sahip bir bela (kıtlık) kapısını açtık da, o azap içinde mahrum, kupkuru ve ümitsizce kaldılar.

(Müminun 77)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman, ümitsiz kalıverdiler.

(Müminun 77)

Bekir Sadak Meali:

Sonunda onlara siddetli bir azap kapisi actigimiz zaman umitsiz kaliverdiler.*

(Müminun 77)

Besim Atalay Meali:

Onlara daha katı azap kapısını açınca, umutları kayboldu

(Müminun 77)

Celal Yıldırım Meali:

Sonunda üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımızda, ansızın şaşırıverdiler de ümitsizliğe kapıldılar.

(Müminun 77)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz kalıverdiler.*

(Müminun 77)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.

(Müminun 77)

Diyanet Vakfı Meali:

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

(Müminun 77)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine çetin bir azabın kapısını açtığımız zaman şaşırıp şoke oldular.

(Müminun 77)

Elmalılı Orjinal Meali:

Nihayet üzerlerine şedid azablı bir kapı açtığımız vakıt da onun içinde ye'se düşüvereceklerdir

(Müminun 77)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonunda üzerlerine çetin azaplı bir kapı açtığımızda birden onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.

(Müminun 77)

Erhan Aktaş Meali:

Ne var ki üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman, bütün ümitleri boşa çıkacaktır.

(Müminun 77)

Gültekin Onan Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ta ki üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada ümitsiz kalmışlardır!

(Müminun 77)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Nihayet azabı çetin bir kapıyı üstlerine açtığımızda, tüm ümitlerini yitirmiş şekilde öylece kalıverirler.

(Müminun 77)

Harun Yıldırım Meali:

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

(Müminun 77)

Hasan Basri Çantay:

Nihayet üzerlerine azabı çetin bir kapı açdığımız vakit (görürsün ki) onlar bunun içinde ümidsizlikle dönüb kalmışlardır.

(Müminun 77)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda, bir de bakarsın ki onlar bunun içinde ümidsizliğe düşmüş kimselerdir.

(Müminun 77)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonunda şiddetli bir azap sahibi bir kapıyı kendilerinin üzerlerine açtığımız zaman, bir bakarsın ki onlar onun içinde kederlidir.

(Müminun 77)

Hüseyin Atay Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açacağımız zaman, onlar orada ümitsiz kalıverirler.

(Müminun 77)

İbni Kesir Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda şaşkına dönüp ümitsiz kalıverdiler

(Müminun 77)

İlyas Yorulmaz Meali:

Taki, üzerlerine çok şiddetli azabın kapılarını açtığımızda, ümitsizliğe düşüverdiler.

(Müminun 77)

İskender Ali Mihr Meali:

Nihayet onların üzerine şiddetli azap kapısını açınca, o zaman onlar ümitsizlik içinde (ümitsizliğe düşenler) oldular.

(Müminun 77)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onları azapla karşı karşıya getirinceye kadar bu böyle sürüp gidecektir. O zaman da umutsuzluğa düşeceklerdir.

(Müminun 77)

Kadri Çelik Meali:

Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Mahmut Kısa Meali:

Ama üzerlerine çetin bir azâbın kapısını açtık mı, işte o zaman âcizliklerini anlayıp bütün ümitlerini yitiriverirler! Fakat iş işten geçmiş olur. O hâlde, ey insanlar, yol yakınken, gelin Rabb’inizin çağrısına kulak verin:

(Müminun 77)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Neticede çetin bir azap kapısı açtığımızda şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakacaksın ki onlar, o (cehennemde) ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırıp kalacaklar.

(Müminun 77)

Muhammed Celal Şems Meali:

Nihayet onlara korkunç bir azabın kapısını açtığımızda, birdenbire ümitsizliğe kapılıp kaldılar.

(Müminun 77)

Muhammed Esed Meali:

ta ki, Biz onların önünde (ceza gününe has) zorlu bir azabın kapısını açıncaya kadar; işte ancak o zaman bütün ümitlerini kaybediverirler.

(Müminun 77)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutsuz kalmışlardır.

(Müminun 77)

Mustafa Çavdar Meali:

Nihayet biz onların üstüne şiddetli bir azabın kapılarını açınca da şaşkınlık içinde tüm umutlarını yitiriverecekler.

Bknz: (7/4)»(7/5) - (20/128) - (22/44)»(22/45)

(Müminun 77)

Mustafa Çevik Meali:

72-77 Ey Peygamber! Allah adına yaptığın davete karşılık bir ücret de talep etmiyorsun ki, onlar senden bu sebepten dolayı kaçıyor olsunlar! Sen Rabbinin vereceği ecrin dünya nimetlerinin hepsinden daha değerli olduğunu biliyorsun, Allah karşılık verenlerin en hayırlısıdır. Gerçek şu ki, sen onları yaratılış sebepleri olan hayat nizamı ile yaşamaya çağırıyorsun. Fakat âhirete ve Hesap Günü’ne inanmayanlar, Allah adına yapılmakta olan bu davete inanmamak konusunda inatla direniyorlar. Başlarına bir sıkıntı geldiğinde ise hemen Bizden yardım istiyorlar. Merhamet edip sıkıntılarını giderecek olsak tekrar o nankör azgın ve kibirli hayatlarına geri dönerler. Nitekim Biz gerçeği inkâra kendilerini şartlandırmış olanları sıkıntı ve darlıklara uğratarak da denemiştik. Sıkıntılarını giderince de tevbe edip Rablerinin davetine yönelmediler. Vakti gelip Hesap Günü o çok zorlu azabımızın kapılarını açtığımızda, işte O Gün tüm umutlarını yitirip şaşırıp kalacaklar.

(Müminun 77)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ta ki vakti gelip de onlar aleyhine bir azap kapısı açıncaya dek: o zaman da onlar, orada, umutlarının tamamını yitiriverecekler.

(Müminun 77)

Osman Okur Meali:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz düşmüşlerdi.

(Müminun 77)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Nihâyet onların üzerine bir şiddetli azapkarîn kapı açtığımız vakit de onlar onun içinde ye'se düşmüş mütehayyir kimselerdir.

(Müminun 77)

Ömer Öngüt Meali:

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımızda, birden ümitsizliğe kapıldılar.

(Müminun 77)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlara zorlu bir azabın kapısını açana kadar! O zaman bütün ümitlerini keserler!

(Müminun 77)

Sadık Türkmen Meali:

Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azap geldiği zaman, birden onun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar!

(Müminun 77)

Seyyid Kutub Meali:

Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.

(Müminun 77)

Suat Yıldırım Meali:

Ama ne zaman onların önüne ceza gününe mahsus zorlu bir azap kapısını açarsak, işte o zaman birden bütün ümitlerini yitiriverirler.

(Müminun 77)

Süleyman Ateş Meali:

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman, derhal O'nun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar.

(Müminun 77)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlara şiddetli bir azabın kapısını açıncaya kadar böyle gitti; o anda birden ümitsizliğe düştüler

(Müminun 77)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Üzerlerine şiddetli bir azap gönderdiğimizde, bütün umutlarını yitirirler.

(Müminun 77)

Şaban Piriş Meali:

Onların üzerine şiddetli bir azap kapısı açana kadar... İşte o zaman ümitsizliğe düşüverirler.

(Müminun 77)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonunda üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımız zaman, içinde şaşkın ve ümidlerini kaybetmiş bir halde kalacaklardır.

(Müminun 77)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

(Müminun 77)

Ümit Şimşek Meali:

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açarız; işte o zaman bütün ümitlerini yitirmiş halde kalıverirler.

(Müminun 77)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.

(Müminun 77)