63. Münafikun Suresi / 4.ayet

Sen onlara baktığında dış görünüşleri hoşuna gider, konuşacak olsalar sözlerine kulak verirsin ama aslında onlar elbise giydirilmiş kalaslar gibidir. Kuşku ve korkularından dolayı her fısıltıyı kendi aleyhlerine zannederler. Onlar azılı düşmandırlar onlardan sakınmaya bak! Allah kahretsin onları nasıl da savruluyorlar!

Bknz: (2/204)»(2/205)(4/61)»(4/62)(9/64)

Mustafa Çavdar Meali

Münafikun 4 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve onları gördün mü, bedenleri hoşuna gider; ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin; sanki onlar, dayanmış kerestelerdir; her bağrışı, kendi aleyhlerine sanırlar; onlar düşmandır, artık sakın onlardan, Allah gebertsin onları, nelere de kapılıyorlar.*

(Münafikun 4)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Nebim!) Sen onları (münafıkları) gördüğün zaman cüsseli yapıları (zahiri kalıpları ve tavırları) Senin hoşuna gidip beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlemeye (değer sanırsın. Oysa bunlar sözlerine, kıyafetlerine ve zahir görünüşlerine aşırı dikkat gösterip, suni ve sahte davranışlarla takva ve tarafsızlık numarası yapmakta ustalaşmıştır. Aslında) Onlar sanki (sütun misali) dayandırılmış düzgün ahşap-kütükler gibi (şuursuz ve vicdansızdırlar. Bu kofluklarından ve korkularından dolayı da) Her çıkışı ve çağrıyı (her yaygarayı ve konuşulanı) kendileri aleyhlerine sanırlar. Onlar (sinsi ve tehlikeli) düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının (münafıkları tanımaya çalışın ve onlara karşı tedbirli ve dikkatli olun) . Allah onları kahretsin; nasıl da (Hakk’tan) çevriliyorlar ve dönekleşip duruyorlar.

(Münafikun 4)

Abdullah Parlıyan Meali:

Şimdi sen onları gördüğünde dış görüntüleri hoşuna gider. Söz söylerlerse, sözleri yaldızlı ve etkileyici oluşundan söylediklerini dinlemek istersin. Sanki onlar ruhsuz kalıplar, akılsız bedenler gibi duvara dayandırılmış kütüklere benzerler, korkaklık ve içlerindeki hainlikleri sebebiyle duydukları her haykırışı, sesi, gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Onlar müslüman görünseler de, hem sana hem mü'minlere tam anlamıyla düşmandırlar. Onlardan sakın, Allah onların belalarını versin, doğru yoldan sapıklığa nasıl da döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

Adem Uğur Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?

(Münafikun 4)

Ahmet Hulusi Meali:

Onları gördüğünde bedenleri (görünüşleri) hoşuna gider... Konuşurlarsa, sözlerini dinlersin... Onlar (birbirine) dayandırılmış keresteler (şuursuz bedenler) gibidirler! Her yüksek sesli seslenişi kendi aleyhlerine sanırlar! Onlar düşmandır, onlardan korun! Allah onları öldürsün (anlasınlar hakikat neymiş)! Nasıl da (hakikatlerinden) döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Ahmet Tekin Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki çizgili Yemen kumaşından mamul elbiseler giydirilmiş kütükler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine yönelik bir hareket sanırlar. Onlar katıksız hak düşmanıdırlar. Onlara karşı ihtiyatlı ol, onlardan kendini koru. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan ayrılıp, küfre döndürülüyorlar?*

(Münafikun 4)

Ahmet Varol Meali

Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerini dinlersin. Onlar adeta sıralanmış kütükler gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerine sanarlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) uzaklaştırılıyorlar!

(Münafikun 4)

Ali Bulaç Meali:

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.

(Münafikun 4)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sen o münâfıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmuş keresteler gibidirler. (Asker arasında çıkan) her gürültüyü, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider. Üstelik konuştukları zaman, söylediklerini dinlersin. Dikilip dayanmış kütükler gibilerdir. Her bağırtının kendilerine karşı olduğunu sanıyorlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakının! Allah, onları yok etsin; nasıl da çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Ali Ünal Meali:

Onları gördüğün zaman kalıp ve kıyafetleri hoşuna gider. (Öyle bir ton ve üslûpla konuşurlar ki,) konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, duvara dayalı giydirilmiş kütükler gibidir. (Hain oldukları için hep korku içinde yaşar ve bu sebeple kulaklarına giden) her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Düşmandır onlar, dolayısıyla onlara karşı dikkatli olun. Allah canlarını alasıcalar! Nasıl da sürekli sapkınlık içinde bâtıl davalar peşinde koşturuluyorlar.

(Münafikun 4)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onları gördüğün zaman, cisimleri hoşuna gider. (Çok yakışıklıdırlar.) Bir şey söylerlerse, onları dinlersin. (Çok güzel konuşurlar. Fakat içleri koftur.) Onlar sanki duvara dayatılmış ahşaptırlar. Her sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Düşmandırlar, onlardan sakın. Allah onların canını alsın! Nasıl da (haktan) döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onları gördüğünde, bedenleri hoşuna gider. Konuşsalar sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütükler gibidir. Her sesi kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar gerçek düşmanlardır. Onlardan sakının; Allah, onları kahretsin, nasıl da haktan döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Bekir Sadak Meali:

Onlara baktigin zaman cusseleri hosuna gider; konusurlarsa sozlerini dinlersin; tipki, siralanmis kof kutuk gibidirler; her cigligi kendi aleyhlerine sayarlar; onlar dusmandir, onlardan cekin; Allah canlarini alsin, nasil da aldatilip donduruluyorlar.

(Münafikun 4)

Besim Atalay Meali:

Sen onları görünce, kalıplarına bakıp da şaşıyorsun, konuşacak olurlarsa, sözlerini dinliyorsun; onlar, dayalı odun gibidirler, her gürültünün, kendi üzerlerine yapıldığın sanırlar, onlar düşmandır, sakın onlardan, Allah yok etsin onları, nice yalan söylerler!

(Münafikun 4)

Celal Yıldırım Meali:

Onları gördüğün zaman bedenî yapıları hoşuna gider; konuşmaya başlarlarsa, sözlerine kulak verirsin. Onlar, bir yere dayatılmış keresteler gibidirler. Her haykırışı aleyhlerine sanırlar. Asıl düşman kendileridir. Onlardan sakınıp tetik üzere olun. Allah, onları gebertip kahretsin; nereden nasıl çevriliyorlar?!

(Münafikun 4)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları (görünüşleri) senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verir (onları adam zanneder)sin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar (İslam'a ve Müslümanlara) düşmandırlar. Bu yüzden onlardan sakının! Allah onları kahretsin! Nasıl da (hakikatten) döndürülüyorlar! *

(Münafikun 4)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!

(Münafikun 4)

Diyanet Vakfı Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?  *

(Münafikun 4)

Edip Yüksel Meali:

Onları gördüğün zaman, görünüşleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar, dikilip dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanarlar; onlar gerçek düşmandır; onlardan sakın. ALLAH onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar!

(Münafikun 4)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sen onları gördüğün vakıt cisimleri tuhafına gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin, sanki "Huşubi müsennede" dayanmış keresteler gibidirler, her sayhayı sanırlar ki aleyhlerindedir, onlar düşmandırlar, onun için onlardan sakın, onları Allah gebertsin nereden çevriliyorlar

(Münafikun 4)

Elmalılı Yeni Meali:

Sen onları gördüğün zaman cisimleri (fiziki görüntüleri) tuhafına gider; konuşurlarsa dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar dayanmış keresteler gibidirler. Her bağırışı aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın! Allah gebertsin onları, nereden çevriliyorlar!

(Münafikun 4)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara baktığında, dış görünüşleri itibariyle, seni hayran bırakırlar. Konuştuklarında, sözlerine itibar edersin. Aslında, elbise giydirilmiş kütükler gibidirler. Her koşuşturmayı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandırlar, onlara karşı dikkatli ol. Allah, onların canlarını alsın! Nasıl da döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Gültekin Onan Meali:

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Tanrı onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.

(Münafikun 4)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onları gördüğün zaman da cüsseli yapıları –sanki onlar, dayandırılmış/yarı giydirilmiş ahşap kütükler gibidirler– beğenini kazanmaktadır. Söyledikleri zaman da kulak verirsin. Her feryadı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. – Allah onları kahretti; nasıl da çevriliyorlar!–

(Münafikun 4)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onları gördüğünde cüsseleri/kalıpları hoşuna gider. Konuşacak olsalar sözlerini dinlersin. Onlar, (kendi başına ayakta duramayan, meyve vermeyen,) duvara yaslanmış kütük gibilerdir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. (Dış görünüşleriyle cesur, özü sözü bir görünseler de iç dünyalarında korkak ve her şeyden ürken bir yapıları vardır.) Asıl düşman onlardır, onlardan sakın. Allah, onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Harun Yıldırım Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında dinleyesin gelir. Halbuki onlar dayandırılmış keresteler gibidir. Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden sakın onlardan. Allah onları kahretsin; Nasıl da döndürülüyorlar?

(Münafikun 4)

Hasan Basri Çantay:

Onları gördüğün zaman gövdeleri (kalıpları, kıyafetleri belki) hoşuna gider. Eğer söylerlerse sözlerini dinlersin. (Halbuki) onlar (çubuklu Yemen kumaşı) giydirilmiş (kocaman) odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. (Asıl) düşman onlardır. O halde onlardan sakın. Allah gebertsin onları. Nasıl olub da (Hakdan) döndürülüyorlar?

(Münafikun 4)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı)aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan)nasıl çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onları gördüğün zaman, onların cisimleri senin hoşuna gider. Konuşurlarsa, onların konuşmasını dinlersin. Onlar, sanki (duvara) dayanmış ağaç parçaları gibidir.¹ Her çığlığı, kendilerine karşı sanıyorlar, onlar düşmandır o halde onlara dikkat et! Allah ile savaşacak dereceye geldiler², nasıl da [Hak'tan, yalanlara] ters döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Hüseyin Atay Meali:

Onlara baktığın zaman, bedenleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin; ancak onlar tıpkı yığılmış kütükler gibidirler; her çığlığı kendilerine karşı sayarlar; onlar düşmandırlar, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

İbni Kesir Meali:

Onlara baktığında; gövdeleri hoşuna gider, konuşurlarsa; sözlerini dinlersin. Onlar giydirilmiş odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. Düşman onlardır, sakın onlardan. Allah, canlarını alsın. Nasıl olup da döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider ve (bir konu için) konuştuklarında, konuşmalarını dinlersin. Onlar yan yana konmuş kütüklere benzerler. Kendilerine gelen her sesi, (seslenenleri) onlara düşman zannediyorlar. Onlardan korun. Allah canlarını alsın. Nasıl da döndürülüyorlar?

(Münafikun 4)

İskender Ali Mihr Meali:

Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onların dıştan görünüşlerini beğenirsin, sözlerine kulak verirsin. Ancak, onlar dayalı merteklere benzerler. Her kopan gürültüyü kendilerine karşı koptu sanırlar. Düşman onlardır. Onun için onlardan çekinin. Allah'tan bulsunlar! Nasıl olup da doğru yoldan saptırılıyorlar?

(Münafikun 4)

Kadri Çelik Meali:

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakın. Allah onları kahretsin, nereye çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Mahmut Kısa Meali:

Onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider,konuştukları zaman da kendilerini dinletirler, sen onların sözlerine kulak verirsin. Fakat ne yüreklerinde —o gösterişli bedenlerine uygun— cesâret, ne de yaldızlı sözlerinde samîmiyet vardır! O kadar duygusuz, o kadar ruhsuzlardır ki,tıpkı duvara dayanmış kütüklere benzer onlar. Herkesi kendileri gibi hâin zannettiklerinden, herkesten ve her şeyden şüphe duyar, işittikleri her seslenişi kendi aleyhlerinde sanırlar. Ey Müslüman, onlar en azılı düşmandır; onlara karşı dikkatli ol! Allah kahretsin onları; nasıl dagöz göre göre haktan, hakikatten çevriliyorlar!

(Münafikun 4)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Konuştukları zaman dinlersin, gördüğünde cüsseli bedenleri hoşuna gider. Ulu orta olan onların halleri, sanki duvara dayanmış duran kütükler gibidir. Nerede gürültü varsa kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman elbette onlardır Münafıklardan sakın, Allah onların canını alsın. Nasıl da bu hale geliyorlar?

(Münafikun 4)

Mehmet Türk Meali:

Sen, onları görünce onların kalıpları hoşuna gider ve konuştukları zaman da söylediklerini dinlemek istersin. Hâlbuki onlar, yontulmuş kereste gibidirler.1 İşte bu hak düşmanları, her söylenileni kendilerinin aleyhine sanırlar. Onun için onlardan sakın. Allah, onları kahretsin. Onlar (dünyada haktan) işte böyle çevriliyorlar.*

(Münafikun 4)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onları gördüğün zaman, endamları hoşuna gider. Bir şey söylediklerinde, sözlerini dinlersin. Onlar birbirine yaslanmış kuru kütükler gibidir. (Kur’an’da verilen) her azap haberinin, aleyhlerine olduğunu sanırlar. Katı düşman (da) onlardır. Sen onların (şerrinden) sakın. Allah onları kahretsin! Onlar, nereye döndürülüp (haktan uzaklaştırılıyorlar!)

(Münafikun 4)

Muhammed Esed Meali:

Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (sağlam şekilde) dikilmiş kütükler gibi (olduklarına emin görünseler de) her çığlığı kendilerine (yönelik) sanırlar. Onlar (bütün inançlara) düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler:) "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor!

(Münafikun 4)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onları gördüğün zaman görünüşleri hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar ki, sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi zararlarına sanırlar. Gerçek düşman onlardır. Onlardan sakının. Allah onların canlarını alsın. Nasıl da doğru yoldan dönüveriyorlar.

(Münafikun 4)

Mustafa Çavdar Meali:

Sen onlara baktığında dış görünüşleri hoşuna gider, konuşacak olsalar sözlerine kulak verirsin ama aslında onlar elbise giydirilmiş kalaslar gibidir. Kuşku ve korkularından dolayı her fısıltıyı kendi aleyhlerine zannederler. Onlar azılı düşmandırlar onlardan sakınmaya bak! Allah kahretsin onları nasıl da savruluyorlar!

Bknz: (2/204)»(2/205) - (4/61)»(4/62) - (9/64)

(Münafikun 4)

Mustafa Çevik Meali:

Münafıkların dış görünüşlerine ve sözlerine baktığında, onların samimi mü’min olduklarını sanır, sözlerini dinlemeye değer bulursun. Hâlbuki onlar üzerlerine elbise giydirilmiş kütükler gibidir, dikkat edersen konuştuklarının da boş sözler olduğunu görürsün. Münafıklar hep endişe ve korku içinde yaşarlar, duydukları en küçük gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Aslında onlar, mü’minler için çok azılı düşmandırlar, onlara karşı çok dikkatli ve tedbirli olun. Allah onları kahretsin. Allah’ın daveti olan gerçek önlerine gelmişken, nasıl olup da ondan yüz çeviriyorlar.

(Münafikun 4)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sen onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider; ve konuşacak olsalar sözlerine kulak verirsin: giydirilmiş kalaslar gibidir onlar. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar; onlar kökten düşmandırlar: artık onlara karşı dikkatli ol! Allah onları kahretsin: Nasıl da savruluyorlar!

(Münafikun 4)

Osman Okur Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları (görünüşleri) senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verir(onları adam zanneder)sin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, (ruhsuz) kütüklere benzerler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar (İslam'a ve Müslümanlara) düşmandırlar. Bu yüzden onlardan sakının! Allah onları kahretsin! Nasıl da (hakikatten) döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onları gördüğün vakit onların cisimleri seni taaccübe düşürür ve söyleyecek olurlarsa onların lâkırdılarını dinlersin, onlar sanki dayatılmış odunlardır. Onlar her gürültüyü kendi aleyhlerinde zannederler. Düşman olan onlardır, artık onlardan sakın. Allah, onları helâk etsin, nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Ömer Öngüt Meali:

Sen o münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Ve her gürültüyü, korkularından aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları! Hakk'tan nasıl çevriliyorlar?

(Münafikun 4)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onları gördüğün zaman, dış görünüşleri hoşuna gider. Konuştukları zaman sözlerine kulak verirsin. Birbirine dayalı keresteler gibidirler. Her yüksek sesi kendilerine yönelik bir tehlike sanırlar. Onlar düşmandır! Onlardan sakın! Allah canlarını alsın, nasıl da tersine çevriliyorlar!

(Münafikun 4)

Sadık Türkmen Meali:

ONLARI gördüğün zaman görünümleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi (konuşulanı) kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar gerçek düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da çevriliyorlar/döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)

Seyyid Kutub Meali:

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa onların sözlerini dinlediğin zaman sanki elbise giydirilmiş (bir yere dayandırılmış) kütük gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da Hak'tan döndürülüyorlar?

(Münafikun 4)

Suat Yıldırım Meali:

Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, adeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar.

(Münafikun 4)

Süleyman Ateş Meali:

Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar?

(Münafikun 4)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onları gördüğünde kılık kıyafetleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Oysa duvara dayalı kalas gibidirler[1]. Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar. Asıl düşman onlardır; onlara karşı dikkatli ol. Allah canlarını alsın, nasıl da yalana sürükleniyorlar!

1)Bir yere dayanmadan duramazlar. Bağlantıları zayıf olduğu için de her an düşebilirler.

(Münafikun 4)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dış görünüşleri hoşuna gider. Konuştuklarını dinlemek istersin. Oysa onlar yere dikilmiş kütük gibidirler; duydukları her sesin aleyhlerine olduğunu sanırlar. Onlar en tehlikeli düşmandır, bu yüzden onlara karşı dikkatli ol. Allah onları kahretsin! Hakikatten nasıl da yüz çeviriyorlar.

(Münafikun 4)

Şaban Piriş Meali:

Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar.

(Münafikun 4)

Talat Koçyiğit Meali:

Onları görünce cisimleri hoşuna gider. Söz söylerlerse sözlerini dinlersin; fakat onlar, sanki elbise giydirilmiş içi boş odun gibidirler. Her sesin, kendi aleyhlerine olduğunu zannederler. Onlar düşmandır; Bu itibarla onlardan uzak dur. Allah onları katletsin. Nasıl olup da haktan döndürülüyorlar.

(Münafikun 4)

Tefhimul Kuran Meali:

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.

(Münafikun 4)

Ümit Şimşek Meali:

Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah kahretsin onları, nasıl da dönüveriyorlar!

(Münafikun 4)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar!

(Münafikun 4)