53. Necm Suresi / 30.ayet

Onların bilgisi ve ufku işte bu geçici dünya ile sınırlıdır. Hiç şüphen olmasın ki senin Rabbin kendi yolundan kimin saptığını ve kimin de doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.

Bknz: (10/61)

Mustafa Çavdar Meali

Necm 30 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İşte bilgide ulaşabildikleri şey bu; şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan çıkıp sapanı daha iyi bilir ve odur doğru yola gireni daha iyi bilen.

(Necm 30)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) bu (safsatalar ve kuruntulardır) . Şüphesiz, Senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur. (Allah’ı aldatmak ve atlatmak imkânsızdır.)

(Necm 30)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte bilgide ulaşabildikleri tek şey, bu dünya hayatının görüntüleridir. Şüphe yok ki Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir, doğru yolda yürüyeni de çok iyi bilir.

(Necm 30)

Adem Uğur Meali:

İşte onların erişebilecekleri bilgi budur. Şüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapanı daha iyi bilir; O, hidayette olanı da çok iyi bilir.

(Necm 30)

Ahmet Hulusi Meali:

Bilgilerinin onları ulaştıracağı son nokta işte budur (dünya zevkleriyle yaşayıp vefat etmek, başkasını düşünemezler)! Muhakkak ki Rabbin "HU" yolundan sapanı daha iyi bilir! "HU" daha iyi bilir hakikate ereni!

(Necm 30)

Ahmet Tekin Meali:

Bu tür kimselerin ilimleri ancak kendilerini dünya zevkleri ile ilgilendirecek seviyededir. Rabbin, işte O, yolundan İslam'dan uzaklaşanları, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek başlarına buyruk yaşayanları iyi bilir. Hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yolu, İslâm'a girmeyi hür iradeleriyle tercih edenleri, İslâm'da sebat edenleri de iyi bilir.

(Necm 30)

Ahmet Varol Meali

İşte onların ilimden erişebilecekleri budur. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da doğru yola gireni de daha iyi bilir.

(Necm 30)

Ali Bulaç Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz, senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte onların ilimden erebildikleri gaye, bu dünya işidir. Şüphesiz ki, O Rabbin, yolundan sapan kimseleri çok iyi bilendir. Hidayete erenleri de O, en iyi bilendir.

(Necm 30)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onların erişebilecekleri bilgi, işte bu kadardır. Kuşkusuz, Efendin; O, yolundan sapanı bilir. Ve O, doğru yolda olanı da bilir.

(Necm 30)

Ali Ünal Meali:

Onların bilgileri ancak bu kadardır, (sadece dünya hayatıyla, o da ancak onun dış yüzüyle sınırlıdır). Ve hiç şüphesiz Rabbin, Kendi yolundan kimin sapıp gittiğini çok iyi bildiği gibi, kimin hidayeti tabiatı haline getirdiğini de çok iyi bilmektedir.

(Necm 30)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onların nihai bilgileri, dünya hayatıdır. Hiç şüphesiz Rabbin olan Allah, kimin O’nun yolundan saptığını çok iyi bildiği gibi, kimin doğru yolda olduğunu da çok iyi bilir.

(Necm 30)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onların ilimde aldıkları mesafe bu kadardır. Şüphesiz Rabbin yoldan çıkanı da doğru yola geleni de hakkıyla bilmektedir.

(Necm 30)

Bekir Sadak Meali:

Bu onlarin ulastiklari bilginin seviyesini gosterir. Dogrusu Rabbin yolundan sapmis olani pek iyi bilir, dogru yolda olani da cok iyi bilir.

(Necm 30)

Besim Atalay Meali:

Bu gibilerin, işte bilgileri bu kadar erer, yoldan sapıtanı, doğru yola gideni Allah çok iyi bilir

(Necm 30)

Celal Yıldırım Meali:

Onların ilimden erişebildikleri işte budur. Şüphesiz ki, senin Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir ve doğru yolda yürüyeni de daha iyi bilir.

(Necm 30)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onların bilgilerinin erişebileceği sınır budur (sadece dünyalıkları kazanma bilgisidir). Hiç kuşkusuz Rabbin, yolundan sapan kimseleri de çok iyi bilendir, doğru yolda olan kimseleri de çok iyi bilendir.

(Necm 30)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu onların ulaştıkları bilginin seviyesini gösterir. Doğrusu Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir, doğru yolda olanı da çok iyi bilir.

(Necm 30)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta! Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı daha iyi bilir. O, hidayete ereni de daha iyi bilir.

(Necm 30)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte onların erişebilecekleri bilgi budur. Şüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapanı daha iyi bilir; O, hidayette olanı da çok iyi bilir.

(Necm 30)

Edip Yüksel Meali:

İşte onların ulaştıkları bilgilerinin düzeyi budur. Elbette, Rabbin yolundan sapanı iyi bilir, doğru yolda olanı da iyi bilir.

(Necm 30)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte odur onların ılimden irebildikleri gaye, şübhesiz ki rabbın, odur en bilen yolundan sapanı, hem de odur en bilen hidayeti tutanı

(Necm 30)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte budur onların ilimde erişebildikleri son sınır!. Şüphesiz Rabbin, O en iyi bilendir yolundan sapanı, hem de O en iyi bilendir hidayet yolunu tutanı.

(Necm 30)

Erhan Aktaş Meali:

Onların bilgi düzeyi bu kadardır. Rabb'in, kimin kendi yolundan sapmış olduğunu en iyi bilendir ve O, iletildiği doğru yolda olanı da en iyi bilendir.

(Necm 30)

Gültekin Onan Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz, senin rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onların bilgiden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz senin Rabbin, yolundan sapmış olanı başkalarından daha iyi bilendir, kılavuzlandığı doğru yolda olanı da başkalarından daha iyi bilendir.

(Necm 30)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu, onların ilimde ulaştıkları son seviyedir. Şüphesiz ki Rabbin, yolundan sapanları da hidayet üzere olanları da en iyi bilendir.

(Necm 30)

Harun Yıldırım Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri budur. Şüphesiz senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O’dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O’dur.

(Necm 30)

Hasan Basri Çantay:

Onların ilimden erebildikleri (son had) işte budur. Şübhesiz ki Rabbin, yolundan sapan kimseleri çok iyi bilenin ta kendisidir. O, hidayet bulan kimseleri de pek iyi bilendir.

(Necm 30)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte onların ilimden erişebilecekleri (son noktaları) budur! Ve şübhe yok ki, yolundan sapanları en iyi bilen ancak Rabbindir, hidâyete erenleri de en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bu, bilgiden yana onların varış yeridir. Gerçekten RAB'bin, yol bulanları/arayanları daha iyi biliyorken, kendisinin yolundan kaybolanları daha iyi bilenin ta kendisidir.

(Necm 30)

Hüseyin Atay Meali:

Bu, onların ulaştıkları bilgidir. Doğrusu, Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir ve doğru yolda olanı da çok iyi bilir.

(Necm 30)

İbni Kesir Meali:

Onların bilgiden erişebilecekleri işte budur. Muhakkak ki Rabbın; yolundan sapmış olanı en iyi bilendir. Ve O; hidayete ereni de en iyi bilendir.

(Necm 30)

İlyas Yorulmaz Meali:

Zikrimizden yüz çevirenlerin, ilimden elde ettikleri sonuç bu. Elbetteki senin Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilen olduğu gibi, doğru yolda olanları da en iyi bilen dir.

(Necm 30)

İskender Ali Mihr Meali:

Onların ilimden ulaşabildikleri (sadece) budur. Muhakkak ki senin Rabbin ki; O, kimin Kendi yolundan saptığını en iyi bilir ve O, kimin hidayete erdiğini en iyi bilir.

(Necm 30)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onların bilimden payları işte bukadardır. Çünkü senin çalabın, kim kendi yolundan çıkmıştır, kim doğru yolu tutmuştur, çok iyi bilir.

(Necm 30)

Kadri Çelik Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Hiç şüphesiz senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Mahmut Kısa Meali:

İşte, onların ulaşabildikleri bilgi düzeyi ancak bu kadardır: Ama sen üzülme, elbette Rabb’in, kimlerin Kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolu izlediğini çok iyi bilmektedir.Dolayısıyla, herkese hak ettiği karşılığı mutlaka verecektir.

(Necm 30)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eh işte erişebilecekleri bilgi budur. Şüphesiz ki senin Rabbin; evet O, iyi bilir. Cephesini değiştirip yoldan sapanları ve hidayette olanları da, çok daha iyi bilir.

(Necm 30)

Mehmet Türk Meali:

Zâten onların, ilimden yana varabildikleri bilgi (sınırı) budur. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bildiği gibi hak yola geleni de çok iyi bilir. 1*

(Necm 30)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu, onların bilgilerinin zirvesidir. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı (da,) doğru yolda olanı (da) en iyi bilir.

(Necm 30)

Muhammed Esed Meali:

ki bu onlar için bilinmeye değer tek şeydir. Şüphe yok ki Rabbin, kimin O'nun yolundan saptığını ve kimin O'nun rehberliğine uyduğunu hakkıyla bilir.

(Necm 30)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte onların ulaştıkları bilgilerinin düzeyi budur. Elbette, rabbin, yolundan sapanı iyi bilmektedir. Doğru yolda olanı da iyi bilmektedir.

(Necm 30)

Mustafa Çavdar Meali:

Onların bilgisi ve ufku işte bu geçici dünya ile sınırlıdır. Hiç şüphen olmasın ki senin Rabbin kendi yolundan kimin saptığını ve kimin de doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.

Bknz: (10/61)

(Necm 30)

Mustafa Çevik Meali:

Böyleleri Allah’ın kendilerini bir amaca yöneltmek için yarattığını anlamak ve buna uymak yerine kendi istedikleri gibi yaşamak peşindeler. Şüphesiz Allah, ki min neye ve kime göre yaşadığını, yaşamak istediğini bilmektedir.

(Necm 30)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onların bilgi ufku da işte bu (dünya ile) sınırlıdır. Elbet senin Rabbin kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilendir, kimin doğru yola yöneldiğini de en iyi bilendir.

(Necm 30)

Osman Okur Meali:

Onların bilgilerinin erişebileceği sınır budur (sadece dünyalıkları kazanma bilgisidir). Hiç kuşkusuz Rabbin, yolundan sapan kimseleri de çok iyi bilendir, doğru yolda olan kimseleri de çok iyi bilendir.

(Necm 30)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte onların ilimden erebildikleri budur. Şüphe yok ki Rabbin, o yolundan sapıtan kimseyi en ziyâde bilendir ve O, hidayete eren kimseyi de en ziyâde bilendir.

(Necm 30)

Ömer Öngüt Meali:

Onların ilimden erebildikleri gaye işte budur. Şüphesiz ki Rabbin, evet O, yolundan sapanları en iyi bilendir. O, hidayet bulanı da en iyi bilir.

(Necm 30)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onların ilimden yana erebildikleri budur. Rabbin yoldan sapanı da, doğru yolu izleyeni de en iyi bilendir.

(Necm 30)

Sadık Türkmen Meali:

İşte, ilimde eriştikleri gâyeleri budur. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapan kimseyi en iyi bilendir. Doğru yolda olanı da en iyi bilendir.

(Necm 30)

Seyyid Kutub Meali:

Onların bilgilerinin erişebileceği sınır budur. Hiç kuşkusuz senin Rabb'in kimin yolundan saptığını bildiği gibi kimin doğru yolda olduğunu da bilir.

(Necm 30)

Suat Yıldırım Meali:

Onların bilgi seviyesi ancak bu kadardır; bildikleri bilecekleri budur. Senin Rabbin, kimin Allah'ın yolundan saptığını, kimin doğru yolda yürüdüğünü pek iyi bilir.

(Necm 30)

Süleyman Ateş Meali:

İşte onların erişebilecekleri bilgi (sınırı) budur. (Bundan ötesine akılları ermez). Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir ve O, yola geleni de iyi bilir.

(Necm 30)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onların ilimden payları işte bu kadar. Senin Sahibin, yolundan sapanları iyi bilir, doğru yolda olanları da iyi bilir.

(Necm 30)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onların hedefi sadece budur. Ama Rabbin, yolundan sapanı da, doğru yolda olanı da çok iyi bilir.

(Necm 30)

Şaban Piriş Meali:

İşte onların bilgi seviyeleri budur. Şüphesiz Rabbin, kimin yolundan saptığını en iyi bilen O'dur. Kimin doğru yolda olduğunu da en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte onların bilgi seviyeleri budur. Şüphesiz yolundan sapan kimseleri de, doğru yolda olanları da en iyi bilen işte O Rabbındır.

(Necm 30)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Hiç şüphesiz, senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur.

(Necm 30)

Ümit Şimşek Meali:

Onların bilgileri işte buraya kadardır.(8) Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir; doğru yolda olanı en iyi bilen de Odur.*

(Necm 30)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir.

(Necm 30)