4. Nisa Suresi / 67.ayet

Biz de o zaman, katımızdan büyük bir ödül verirdik.

Bknz: (3/145)(16/97)(77/44)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 67 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Biz de o vakit, onları, katımızdan büyük bir mükafatla mükafatlandırırdık.

(Nisa 67)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz de onlara, (emirlerimizi tuttukları ve hükmümüze teslim oldukları takdirde) o zaman katımızdan elbette büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Adem Uğur Meali:

O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Ahmet Hulusi Meali:

O takdirde onlara elbette ki ledünnümüzden çok büyük mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Ahmet Tekin Meali:

O zaman, nezdimizden onlara büyük mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Ahmet Varol Meali

O durumda onlara katımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Ali Bulaç Meali:

Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Elbette o zaman, kendilerine, tarafımızdan büyük bir mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bizim katımızdan, büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Ali Ünal Meali:

O zaman hiç kuşkusuz kendilerine katımızdan pek büyük bir mükâfat da verirdik.

(Nisa 67)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O zaman kendi katımızdan (ebedî âlemden) büyük bir ücret onlara verirdik.

(Nisa 67)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Bekir Sadak Meali:

(67-68) O zaman onlara kendi katimizdan buyuk bir ecir verir ve onlari dogru yola eristirirdik.

(Nisa 67)

Besim Atalay Meali:

Böylelikle katımızdan onlara, herhalde büyük sevap verirdik

(Nisa 67)

Celal Yıldırım Meali:

(67-68) Ve o zaman biz de kendi katımızdan onlara büyük bir mükâfat verir ve kendilerini elbette doğru bir yola eriştirirdik.

(Nisa 67)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O zaman kendilerine elbette katımızdan büyük bir mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Diyanet İşleri Eski Meali:

67,68. O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik.

(Nisa 67)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O zaman kendilerine elbette katımızdan büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Diyanet Vakfı Meali:

O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Elmalılı Orjinal Meali:

Elbette o zaman kendilerine ledünnümüzden pek büyük bir ecir de verirdik

(Nisa 67)

Elmalılı Yeni Meali:

Elbette o zaman kendilerine tarafımızdan pek büyük bir mükafat da verirdik.

(Nisa 67)

Erhan Aktaş Meali:

O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Gültekin Onan Meali:

Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Hakkı Yılmaz Meali:

(67-68) Ve o zaman kesinlikle kendilerine nezdimizden çok büyük bir ödül verirdik. Ve onları kesinlikle doğru yola kılavuzlardık.

(Nisa 67)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Harun Yıldırım Meali:

O zaman andolsun ki kendilerine tarafımızdan çok büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Hasan Basri Çantay:

Ve o zaman biz de onlara tarafımızdan pek büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Hayrat Neşriyat Meali:

O zaman elbette onlara, tarafımızdan (pek) büyük bir mükâfât da verirdik.

(Nisa 67)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(66-68) Şayet, kesinlikle biz "kendi benliğinizi/birbirinizi öldürün ve yurtlarınızdan çıkın" diye onlara [görev] yazsaydık, onlardan pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Gerçekten onlar, kendilerine ne öğüt edildi ise onu yapmış olsalardı, mutlaka kendileri için daha iyi (hayırlı) ve tesbit [inancı sağlama alma] bakımından daha güçlü olacaktı. O zaman da, onlara tarafımızdan çok büyük bir ödülü mutlaka verirdik ve mutlaka onları, sapasağlam bir doğru yola iletirdik.

(Nisa 67)

Hüseyin Atay Meali:

(67-68) O zaman, onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik ve onlara doğru yol gösterirdik.

(Nisa 67)

İbni Kesir Meali:

O takdirde onlara katımızdan büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

İlyas Yorulmaz Meali:

O zaman bizde katımızdan onlara daha büyük mükafatlar verirdik.

(Nisa 67)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve o zaman Biz onlara, mutlaka katımızdan “büyük ecir” verirdik.

(Nisa 67)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Böyle olunca, Biz de onlara kendi katımızda pek büyük bir karşılık verirdik,

(Nisa 67)

Kadri Çelik Meali:

O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Mahmut Kısa Meali:

O takdirde biz, elbette onlara katımızdan büyük bir ödül bahşeder,

(Nisa 67)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ayrıca Biz de, o vakit onlara verirdik katımızdan büyük mükafatlar.

(Nisa 67)

Mehmet Türk Meali:

67,68. Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükâfat verirdik ve onları kesinlikle dosdoğru yola iletirdik.

(Nisa 67)

Muhammed Celal Şems Meali:

O zaman, şüphesiz Biz (de) kendilerine, tarafımızdan büyük bir mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Muhammed Esed Meali:

bu durumda biz onlara rahmetimizden büyük bir mükafat verirdik

(Nisa 67)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte o zaman onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz de o zaman, katımızdan büyük bir ödül verirdik.

Bknz: (3/145) - (16/97) - (77/44)

(Nisa 67)

Mustafa Çevik Meali:

66-68 Şayet Biz, o münafıklara “Yaratılışınızın sebebi olan hayatı yaşamak uğrunda, gerekirse hayatınızı feda edin yahut gerekirse yurtlarınızı terk edin.” diye emretmiş olsaydık, içlerinden çok azı bunu yapmaya razı olurdu. Hâlbuki onlar öğüt verilerek davet olunduklarına uysalardı, kendileri için daha hayırlı olur, gerçek imana kavuşmuş olurlardı. Biz de o takdirde onlara yardım eder, hidayet ile ödüllendirirdik.

(Nisa 67)

Mustafa İslamoğlu Meali:

O zaman Biz de onlara, katımızdan muhteşem bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Osman Okur Meali:

O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o zaman elbette onlara tarafımızdan pek büyük bir mükâfaat da verirdik.

(Nisa 67)

Ömer Öngüt Meali:

O zaman elbette onlara tarafımızdan büyük bir mükâfat verirdik.

(Nisa 67)

Ömer Sevinçgül Meali:

O zaman onlara, kendi katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Sadık Türkmen Meali:

O zaman kendilerine, elbette katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Seyyid Kutub Meali:

O zaman onlara tarafımızdan büyük bir mükäfat verirdik.

(Nisa 67)

Suat Yıldırım Meali:

Ve o takdirde biz de onlara tarafımızdan pek büyük mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Süleyman Ateş Meali:

O zaman kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O zaman biz de onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(67-68) O zaman onlara, katımızdan büyük bir ödül verir ve doğru yola iletirdik.

(Nisa 67)

Şaban Piriş Meali:

Biz de o zaman yanımızdan büyük bir mükafat verirdik.

(Nisa 67)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu takdirde de biz onlara kendi tarafımızdan pek büyük bir mükâfat verirdik

(Nisa 67)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik.

(Nisa 67)

Ümit Şimşek Meali:

o zaman biz onlara katımızdan pek büyük bir ödül verirdik.

(Nisa 67)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.

(Nisa 67)