Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve onları dosdoğru yola sevk ederdik.

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ve onları mutlaka dosdoğru yola (ve sonsuz mutluluğa) yöneltip-iletirdik.

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve onları doğru bir yola yöneltirdik.

Adem Uğur Meali:

Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik.

Ahmet Hulusi Meali:

Onları sırat-ı müstakime yöneltirdik.

Ahmet Tekin Meali:

O zaman, onları doğru, muhkem, güvenli yolda, İslâmî hayatta başarıya ulaştırırdık.

Ahmet Varol Meali

Ve onları doğru yola iletirdik.

Ali Bulaç Meali:

Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik.

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve onları, muhakkak doğru yola iletirdik.

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve onları, dosdoğru yola eriştirirdik.

Ali Ünal Meali:

Ve onları mutlaka (inançta, duyguda, düşüncede ve yaşayışta) dosdoğru bir yola iletirdik.

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve onlara doğru yolu gösterirdik (İslami hakikati yaşarlardı.)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onları dosdoğru bir yola yöneltirdik.

Bekir Sadak Meali:

(67-68) O zaman onlara kendi katimizdan buyuk bir ecir verir ve onlari dogru yola eristirirdik.

Besim Atalay Meali:

Doğru yola iletirdik

Celal Yıldırım Meali:

(67-68) Ve o zaman biz de kendi katımızdan onlara büyük bir mükâfat verir ve kendilerini elbette doğru bir yola eriştirirdik.

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ve elbette onları dosdoğru yola iletirdik.

Diyanet İşleri Eski Meali:

67,68. O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik.

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onları elbette doğru yola iletirdik.

Diyanet Vakfı Meali:

Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik.  *

Edip Yüksel Meali:

Ve onları doğru bir yola iletirdik.

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve elbette kendilerine doğrudan doğru bir tarikı müstekime çıkarırdık.

Elmalılı Yeni Meali:

Ve elbette kendilerini dosdoğru bir yola çıkarırdık.

Erhan Aktaş Meali:

Onları dosdoğru bir yola iletirdik.

Gültekin Onan Meali:

Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik.

Hakkı Yılmaz Meali:

(67-68) Ve o zaman kesinlikle kendilerine nezdimizden çok büyük bir ödül verirdik. Ve onları kesinlikle doğru yola kılavuzlardık.

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ve şüphesiz onları dosdoğru yola iletirdik.

Harun Yıldırım Meali:

Ayrıca onları andolsun ki dosdoğru bir yola iletirdik.

Hasan Basri Çantay:

Onları elbet doğru yola iletirdik.

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve elbette, onları dosdoğru bir yola hidâyet ederdik.

Hubeyb Öndeş Meali: /

(66-68) Şayet, kesinlikle biz "kendi benliğinizi/birbirinizi öldürün ve yurtlarınızdan çıkın" diye onlara [görev] yazsaydık, onlardan pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Gerçekten onlar, kendilerine ne öğüt edildi ise onu yapmış olsalardı, mutlaka kendileri için daha iyi (hayırlı) ve tesbit [inancı sağlama alma] bakımından daha güçlü olacaktı. O zaman da, onlara tarafımızdan çok büyük bir ödülü mutlaka verirdik ve mutlaka onları, sapasağlam bir doğru yola iletirdik.

Hüseyin Atay Meali:

(67-68) O zaman, onlara katımızdan büyük bir ödül verirdik ve onlara doğru yol gösterirdik.

İbni Kesir Meali:

Ve şüphesiz onları doğru yola eriştirirdik.

İlyas Yorulmaz Meali:

Aynı zamanda onları dosdoğru bir yola iletirdik.

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onları mutlaka Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) iletirdik.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

ne de olsa Biz onları doğru yola da iletirdik.

Kadri Çelik Meali:

Ve onları dosdoğru yola eriştirirdik.

Mahmut Kısa Meali:

Ve kendilerini dosdoğru yola iletirdik.

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim Biz onları mükafatları çok güvenli ve dosdoğru yola sevk ederdik.

Mehmet Türk Meali:

67,68. Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükâfat verirdik ve onları kesinlikle dosdoğru yola iletirdik.

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlara (da) mutlaka doğru yol gösterirdik.

Muhammed Esed Meali:

ve onları dosdoğru bir yola yöneltirdik.

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve onları dosdoğru olan yola iletirdik.

Mustafa Çavdar Meali:

Bknz: (1/5) - (4/174)»(4/175) - (5/16) - (24/54) - (34/6)

Mustafa Çevik Meali:

66-68 Şayet Biz, o münafıklara “Yaratılışınızın sebebi olan hayatı yaşamak uğrunda, gerekirse hayatınızı feda edin yahut gerekirse yurtlarınızı terk edin.” diye emretmiş olsaydık, içlerinden çok azı bunu yapmaya razı olurdu. Hâlbuki onlar öğüt verilerek davet olunduklarına uysalardı, kendileri için daha hayırlı olur, gerçek imana kavuşmuş olurlardı. Biz de o takdirde onlara yardım eder, hidayet ile ödüllendirirdik.

Mustafa İslamoğlu Meali:

ve onları dosdoğru bir yola yöneltirdik.

Osman Okur Meali:

Ve onları dosdoğru bir yola yöneltirdik.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onları elbette bir doğru yola hidâyet ederdik.

Ömer Öngüt Meali:

Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik.

Ömer Sevinçgül Meali:

Onları doğru yola eriştirirdik.

Sadık Türkmen Meali:

Onları elbette doğru yola iletirdik.

Seyyid Kutub Meali:

Kendilerini kesinlikle doğru yola iletirdik.

Suat Yıldırım Meali:

Ve onları dosdoğru yola iletirdik.

Süleyman Ateş Meali:

Ve onları doğru bir yola iletirdik.

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir de onları doğru bir yola yönlendirirdik[1].

1) Ankebut 29/69    

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(67-68) O zaman onlara, katımızdan büyük bir ödül verir ve doğru yola iletirdik.

Şaban Piriş Meali:

Ve onları elbette dosdoğru yola iletirdik.

Talat Koçyiğit Meali:

Ve onları dosdoğru yola iletirdik.

Tefhimul Kuran Meali:

Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik.

Ümit Şimşek Meali:

Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve onları dosdoğru bir yola elbette kılavuzlardık.