24. Nur Suresi / 15.ayet

Çünkü siz, bu iftirayı dilinize dolamış ve işin aslını bilmediğiniz halde ileri geri konuşuyor ve bunu basit bir mevzu sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında öyle büyük bir vebal ki.

Bknz: (17/36)(49/6)

Mustafa Çavdar Meali

Nur 15 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O zaman siz, onu ağızdan ağıza naklediyor ve hiçbir bilginiz olmayan o şeyi ağızlarınızla söyleyip duruyordunuz ve sanıyordunuz ki o, kolay bir şey, halbuki o, Allah katında pek büyük birşeydi.

(Nur 15)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Çünkü o durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söyleyip yaydınız ve bunu (masum bir kadının namus ve onurunu karalamayı ve Hz. Resulüllahın ailesine hakarette bulunmayı) kolay (ve basit bir şey) sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir vebaldir).

(Nur 15)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hani siz o iftirayı dilden dile dolaştırıp, hiçbir bilginiz olmadığı halde, ağzınıza alıp söylüyor ve bunu basit, günahsız bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu iftira işi Allah katında, oldukça büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Adem Uğur Meali:

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.

(Nur 15)

Ahmet Hulusi Meali:

İftirayı dedikodu yollu edinip, hakkında kesin bir bilginiz olmayan şeyi laflıyor ve bunu sıradan bir konuşma sanıyorsunuz... (Oysa) o, Allah indinde azimdir (büyük bir şey)!

(Nur 15)

Ahmet Tekin Meali:

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız, ciddi, kesin bilgiye dayalı delilinizin bulunmadığı şeyi, ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, bunun doğurduğu günah ve zarar Allah katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Ahmet Varol Meali

Çünkü siz onu dillerinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa o Allah katında büyüktür.

(Nur 15)

Ali Bulaç Meali:

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.

(Nur 15)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O vakit siz, o iftirayı dillerinizle birbirinize anlatıyordunuz; hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız şeyi, ağızlarınızla söyliyor ve bunu kolay (günah olmıyan şey) sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında (günah bakımından) çok büyüktür.

(Nur 15)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onu dilinize dolamış, hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylüyor ve bunu önemsiz bir olgu sanıyordunuz. Oysa bu, Allah'ın katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Ali Ünal Meali:

Düşünün ki, o iftirayı umursamazlık içinde dillerinizle birbirinizden kapıyor, sonra aslına dair hiçbir bilgi sahibi olmadığınız bir konuyu hiç düşünmeden dedikodu malzemesi yapıyordunuz; basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz bunu. Oysa o, Allah katında pek büyük bir meseleydi.

(Nur 15)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Çünkü siz, o haberi dilden dile alıyordunuz. Ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bir meselede, yalnızca yanlış laflar söylüyordunuz. Bunu kolay sanıyordunuz. Hâlbuki o, Allah katında çok büyük idi.

(Nur 15)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Çünkü siz bu olayı dillerinize dolayıp, hakkında herhangi bir bilginiz olmadığı halde aranızda yayıyordunuz ve onu basit bir hadise sayıyordunuz. Oysa bu, Allah katında büyük bir olaydır.

(Nur 15)

Bekir Sadak Meali:

Onu dilinize dolamistiniz. Bilmediginiz seyleri agziniza aliyordunuz. Onu onemsiz bir sey saniyordunuz, oysa Allah katinda onemi buyuktu.

(Nur 15)

Besim Atalay Meali:

Dilden dile, onu dolaştırırsız, bilmediğiniz şeyi, ağzınıza alırsız, onu kolay sanırsız, o büyük bir iştir Allah katında

(Nur 15)

Celal Yıldırım Meali:

Bir vakit ki o iftirayı dilden dile aktarıyor, hakkında hiçbir (doğru) bilginiz olmadığı şeyi söyleyip duruyordunuz ve siz bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o Allah yanında oldukça büyük bir bühtan (iftira)dır.

(Nur 15)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair bilginiz olmayan sözleri ağızlarınızda söylüyor ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, oysa Allah katında önemi büyüktü.

(Nur 15)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Diyanet Vakfı Meali:

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.

(Nur 15)

Edip Yüksel Meali:

Onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan bir konuda ağzınızı açıp konuşuyordunuz. Onu basit bir şey sanmıştınız. Oysa o, ALLAH yanında büyüktür.

(Nur 15)

Elmalılı Orjinal Meali:

O sırada ki dillerinizle telakkı ediyordunuz ve ağızlarınızla hiç bir ılminiz olmıyan bir şey söyleyor ve onu kolay sanıyordunuz, halbuki o, Allah yanında büyük bir vebal

(Nur 15)

Elmalılı Yeni Meali:

Hani siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyor, ağızlarınızla hiçbir bilgi sahibi olmadığınız birşeyi söylüyor ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o Allah katında büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Erhan Aktaş Meali:

Hani siz onu dillerinize dolayıp, kendisi hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi aranızda yayıyordunuz. Ve bunun önemsiz olduğunu sanıyordunuz. Oysaki bunun Allah'ın yanında önemi çok büyüktür.

(Nur 15)

Gültekin Onan Meali:

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Tanrı katında çok büyük (bir suç)tur.

(Nur 15)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hani siz bu iftirayı, birbirinizin dilinden alıyor ve kendisi hakkında bilgi sahibi olmadığınız bu uydurma haberi ağızlarınızla söylüyorsunuz ve bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hani onu birbirinizin dilinden alıyor, bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyor ve onun kolay/basit bir şey olduğunu sanıyordunuz. (Oysa) o, Allah katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Harun Yıldırım Meali:

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.

(Nur 15)

Hasan Basri Çantay:

O zaman siz o (iftirayi) dillerinizle (birbirinize) yetişdiriyordunuz, (hakkında) hiç bir bilginiz olmayan şey'i ağızlarınızla söylüyordunuz, ve bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o (nun günahı) Allah indinde büyükdür.

(Nur 15)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bunu (bu iftirâyı)(2) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.*

(Nur 15)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onu [iftirayı] dilinize dolamakta[dedikodu yapmakta] idiniz, kendisi hakkında, size ait bir bilgi bulunmayanı, ağızlarınızla (yalanlarınızla)¹ söylüyordunuz, o [İftira] Allah'ın katında büyük olduğu halde, siz onu [iftirayı] basit sanıyordunuz².

(Nur 15)

Hüseyin Atay Meali:

Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, oysa Allah katında önemi büyüktü.

(Nur 15)

İbni Kesir Meali:

Onu dilinize dolamıştınız. Ve bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Önemsiz bir şey sanıyorsunuz ama Allah katında önemi çok büyüktür.

(Nur 15)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu iftirayı dillerinize doladığınızda ağızlarınızla “Sizin iftira hakkında hiçbir bilginiz olmadığı halde, zanna dayanarak (olayla ilgili) boşu boşuna konuşuyorsunuz” diyordunuz.

(Nur 15)

İskender Ali Mihr Meali:

Onu (iftirayı) dillerinizle anlatıyordunuz (soruyordunuz) ve hakkında sizin bilginiz olmayan bir şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz. Ve o, Allah’ın katında büyük (bir suç) olduğu halde siz, onu önemsiz sandınız.

(Nur 15)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün siz bu yalanı ağzınızda dolaştırıp duruyordunuz. Hiçbir bilginiz olmadan onu ağzınıza alıyordunuz. Hem de bunu yaparken hiçbir sorumluluk da duymuyordunuz. Oysa ki Allah yanında bu pek büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Kadri Çelik Meali:

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu da kolay sandınız. Oysa o, Allah katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü bunu dilinize dolamış, içyüzünü bilmediğiniz bir konuda ileri geri konuşup duruyordunuz. Bir iftiranın yayılmasına sebep olmak Allah katında büyük bir günah olduğu hâlde, siz bunu basit ve önemsiz görüyordunuz. Oysa ki:

(Nur 15)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nasıl da o sıra bu iftirayı birbirinize aktarıp duruyor, aslına dair ilgilenmiyor, Umarsız davranıyordunuz. Bilgisizce ağzınızda geceliyor, basit görüyor Rahatsız olmayıp önemsiz sayıyordunuz. Halbuki Allah bu büyük günahtır.

(Nur 15)

Mehmet Türk Meali:

Zîrâ siz, o (iftirayı) dillerinizle birbirinize aktarıp duruyor, hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu da Allah katında çok büyük günâh olmasına rağmen, basit bir şey sanıyordunuz.

(Nur 15)

Muhammed Celal Şems Meali:

O (yalanı) dilden dile dolaştırıyordunuz. Hiç bilgisine sahip olmadığınızı, ağızlarınızla söylüyordunuz. Siz onu önemsiz zannediyordunuz. Hâlbuki o, Allah Katında çok büyük (bir şeydi.)

(Nur 15)

Muhammed Esed Meali:

hem de, onu tam dilinize doladığınız ve doğru bilgi sahibi olmadığınız konuda, bu Allah katında son derece önemli olduğu halde, hafife alıp ileri geri konuştuğunuz zaman!

(Nur 15)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O sırada onu dilinize doluyor ve hakkında bir bilginiz olmayan o konuda ağzınızı açıp konuşuyordunuz. Onu basit bir şey sanmıştınız. Oysa o, Allah yanında büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Mustafa Çavdar Meali:

Çünkü siz, bu iftirayı dilinize dolamış ve işin aslını bilmediğiniz halde ileri geri konuşuyor ve bunu basit bir mevzu sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında öyle büyük bir vebal ki.

Bknz: (17/36) - (49/6)

(Nur 15)

Mustafa Çevik Meali:

11-18 Peygamber’in eşine iftira atan, içinizden üç beş kişinin ortaya çıkması size şermiş gibi gelmesin. Aksine içinizdeki böylesine bozguncu ve fitnecileri tanımanız hayrınıza olmuştur. Onların her biri bu iftiralarının cezasını çekecek, iftiranın baş sorumlusu ise çok daha çetin bir azaba çaptırılacak. Siz ey mü’minler! Böyle bir söylentiyi duyduğunuz zaman kadın erkek hepiniz birden, “Bu bir iftiradır” deyip hüsnü zanda bulunup tepki göstermeniz gerekmez miydi? Öte yandan, iftiracıların da dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Bunu yapamadıklarına göre, onlar yalancı ve iftiracıların ta kendileridir. Ey bu iftiraya karşı çıkmayan ve inanan mü’minler! Şayet Allah’ın size merhameti olmasaydı dünyada ve âhirette çok büyük bir azaba çarptırılırdınız. Çünkü kesin bir belge ve bilgiye dayanmadan iftiraya karşı çıkmıyor, ayrıca yayıyordunuz, üstelik bu yaptığınız çirkinliği hafife alıp, önemsemiyordunuz. Oysa bu yaptığınız Allah katında çok büyük bir vebal, çok büyük bir günahtır. İftirayı duyar duymaz “Böylesine bilgimiz ve delilimiz olmayan şeylere inanmak, bu konuda konuşmak bize yakışmaz, bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? Gerçekten Allah’a ve Rasûlüne iman ediyorsanız böyle bir günaha girmekten sakının! Allah size hükümlerini böylece apaçık bildiriyor. Allah her şeyin mutlak doğrusunu bilen ve bildirendir.

(Nur 15)

Mustafa İslamoğlu Meali:

tam da dillerinize dolayıp, hiçbir bilginiz olmadığı halde basite alarak ağızlarınızda gevelediğiniz bir sırada... Oysa ki bu, Allah katında çok ağır bir (vebaldir).

(Nur 15)

Osman Okur Meali:

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.

(Nur 15)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O vakit ki, onu (iftirayı) dillerinizle karşılayıp kabul ediyordunuz. Kendisine sizin bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında pek büyüktür.

(Nur 15)

Ömer Öngüt Meali:

O zaman siz o iftirayı dillerinize dolamıştınız, bilmediğiniz şeyleri ağızlarınıza alıyordunuz. Mühim bir şey değil sanıyordunuz, amma Allah katında önemi çok büyüktü.

(Nur 15)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onu ‘zina etti lafını’ dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Bunu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa, Allah katında önemi büyüktü!

(Nur 15)

Sadık Türkmen Meali:

Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri, ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.

(Nur 15)

Seyyid Kutub Meali:

Hani bu iftirayı dilden dile yayıyordunuz. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bu söylentiyi rastgele ağızlarınızda geveliyordunuz. Yaptığınız kötülüğü önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında ağır bir suçtu.

(Nur 15)

Suat Yıldırım Meali:

O sırada siz o iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair hiç bilginiz olmayan sözleri ağızlarınızda geveleyip duruyordunuz ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah'ın nazarında pek büyük bir vebaldi!

(Nur 15)

Süleyman Ateş Meali:

Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve hakkında hiç bilginiz olmayan bir şeyi, (düşünüp taşınmadan, hemen) ağızlarınızla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir iş sanıyorsunuz. Oysa o, Allah yanında büyük(bir günah)tır.

(Nur 15)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bu yalanı dilinize dolayıp, hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla konuşuyordunuz. Bunu basit sanıyorsunuz, oysa Allah katında onun önemi büyüktür.

(Nur 15)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İçyüzünü bilmediğiniz o söylentiyi dilinize dolamıştınız. Allah katında büyük bir günah olduğu halde, siz onu önemsiz sanıyordunuz.

(Nur 15)

Şaban Piriş Meali:

Hani siz, onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda söylüyordunuz. Siz onu önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında çok büyüktür.

(Nur 15)

Talat Koçyiğit Meali:

O zaman, siz onu dillerinizle alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve bunu, Allah katındaki büyüklüğüne rağmen kolay sanıyordunuz.

(Nur 15)

Tefhimul Kuran Meali:

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu da kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç) tür.

(Nur 15)

Ümit Şimşek Meali:

O vakit siz bu iftirayı dilinize doluyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylüyor ve bunu kolay bir iş sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında pek büyük birşeydi.

(Nur 15)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı.

(Nur 15)