30. Rum Suresi / 49.ayet

Hâlbuki onlar yağmur yağmadan önce tam bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde idiler.

Bknz: (24/43)(27/63)(35/9)

Mustafa Çavdar Meali

Rum 49 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Halbuki onlara yağmur yağdırılmadan önce hepsi de ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerlerine inmesinden evvel umutlarını kesmiş durumdalardı.

(Rum 49)

Abdullah Parlıyan Meali:

Halbuki onlara yağmur yağdırmadan önce, hepsi de ümitlerini kesmiş durumdalardı.

(Rum 49)

Adem Uğur Meali:

0ysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ahmet Hulusi Meali:

Halbuki bundan önce, kendilerine (yağmur - ilim) indirilmeden önce elbette mublisindiler (hakikatle batılı birbirine karıştırıp, ayrımını yapamayan).

(Rum 49)

Ahmet Tekin Meali:

Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından önce, ümitsizlik içinde idiler.

(Rum 49)

Ahmet Varol Meali

Oysa onlar bundan önce, üzerlerine (yağmurun) indirilmesinden umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ali Bulaç Meali:

Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerine inmesinden evvel umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Halbuki bu adamlar üzerlerine yağmur indirilmeden önce ümidlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ali Rıza Sefa Meali:

Oysa onun indirilmesinden önce, tüm umutlarını yitirmişlerdi.

(Rum 49)

Ali Ünal Meali:

Oysa daha biraz evvel, yağmur üzerlerine inmeye başlamadan önce tam bir ümitsizlik içindeydiler.

(Rum 49)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hâlbuki onlar, o yağmur kendilerine yağdırılmadan önce, tamamıyla ümitsiz idiler.

(Rum 49)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Oysa onlar daha evvel, yağmurdan önce ümitsizliğe düşmüşlerdi.

(Rum 49)

Bekir Sadak Meali:

(48-49) Ruzgarlari gonderip bulutlari yuruten, onlari gokte diledigi gibi yayan ve kisim kisim yigan Allah'tir. Artik sen de aralarindan yagmurun ciktigini gorursun. Allah'in kullarindan diledigine verdigi yagmurla, daha onceden kendilerine yagmur inidirilmesinden umidlerini kesmis olduklari icin onlar seviniverirler.

(Rum 49)

Besim Atalay Meali:

Her ne kadar onların yağmur düşmeden önce umutları kesilmişse de

(Rum 49)

Celal Yıldırım Meali:

Her ne kadar onlar buluttan önce. yağmur yağmadan evvel ümitsizlik içindeydilerse de..

(Rum 49)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.

(Rum 49)

Diyanet İşleri Eski Meali:

48,49. Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve küme küme yığan Allah'tır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler.

(Rum 49)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.

(Rum 49)

Diyanet Vakfı Meali:

Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Edip Yüksel Meali:

Halbuki onlar, onun kendilerine yağmadan önce umutsuzdular.

(Rum 49)

Elmalılı Orjinal Meali:

Önce o kendilerine indirilmezden evvel ümidi kesmiş ye'se düşmüş iseler de

(Rum 49)

Elmalılı Yeni Meali:

her ne kadar yağmur kendilerine indirilmeden önce ümitsizlik içinde idiyseler de.

(Rum 49)

Erhan Aktaş Meali:

Oysa onlar, yağmurun onlara indirilmesinden önce gerçekten ümitlerini kesenlerdi.

(Rum 49)

Gültekin Onan Meali:

Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerine inmesinden evvel umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hâlbuki onlar, önceden; daha önce üzerlerine indirilmeden evvel kesinlikle ümit kesenlerdirler.

(Rum 49)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Oysa (yağmur) yağmadan önce, tüm ümitlerini yitirmiş hâldeydiler.

(Rum 49)

Harun Yıldırım Meali:

ysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Hasan Basri Çantay:

Halbuki onlar bundan evvel üzerlerine (Allahın yağmur) indireceğinden kat'iyyen ümidlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki (onlar), bundan (bu yağmur bulutlarının görünmesinden) evvel (ve)üzerlerine (yağmurun) indirilmesinden önce elbette ümidsizliğe düşmüş kimselerdi.

(Rum 49)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Halbuki, onlar onun kendilerine kısım kısım İndirilmesinden önce (evet!)¹ ondan önce kesinlikle umut kesenlerdi.

(Rum 49)

Hüseyin Atay Meali:

Oysa daha önceden, kendilerine yağmur indirilmesinden ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

İbni Kesir Meali:

Halbuki daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden kesin olarak ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar yağmurun üzerlerine indirilmesinden önce, yağmurdan umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar, onun (yağmurun) onlara indirilmesinden önce gerçekten ümitlerini kesenlerdi.

(Rum 49)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Oysaki onlar bundan önce üzerlerine yağmur indireceğinden umutlarını kesmişlerdir.

(Rum 49)

Kadri Çelik Meali:

Oysa onlar, daha önce üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Mahmut Kısa Meali:

Oysa, o yağmur yağdırılmadan hemen önce, ümitsiz ve çaresiz bir hâldeydiler.

(Rum 49)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rüzgar ile yağmurun üzerlerine yağdırılıp indirilmesinden evvel suskun ve ümitsiz idiler.

(Rum 49)

Mehmet Türk Meali:

Hâlbuki onlar, yağmurun yağmasından kısa bir süre önce neredeyse umutlarını, tamamen kesmişlerdi.

(Rum 49)

Muhammed Celal Şems Meali:

Oysa onlar, o (yağmurun) kendilerine indirilmesinden önce, (onun) gelmesi konusunda umutlarını yitirmişlerdi.

(Rum 49)

Muhammed Esed Meali:

oysa (tam da) yağmurun yağdırılmasından kısa bir süre önce, (neredeyse) bütün umutlarını yitirmişlerdi!

(Rum 49)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur inmesinden iyice umut kesmişlerdi.

(Rum 49)

Mustafa Çavdar Meali:

Hâlbuki onlar yağmur yağmadan önce tam bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde idiler.

Bknz: (24/43) - (27/63) - (35/9)

(Rum 49)

Mustafa Çevik Meali:

48-49 Allah rüzgârlarla bulutları yükseklere kaldırıp, gökyüzünde dilediği gibi yayar, parçalara ayırıp dağıtır ve yağmuru kullarından dilediğinin topraklarına yağdırır, onları sevindirir. Oysa onlar bu durumla karşılaşmadan önce tam bir ümitsizlik ve çaresizlik içindeydiler.

(Rum 49)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama aynı kimseler az önce, yani (yağmur) indirilmeden önce umutlarını büsbütün yitirmiştiler.

(Rum 49)

Osman Okur Meali:

Halbuki onlara yağmur yağdırılmadan önce hepsi de ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Halbuki, onların üzerlerine indirilmeden evvel ondan evvelce elbette ye'se düşmüşlerdi.

(Rum 49)

Ömer Öngüt Meali:

Oysa onlar daha önceden üzerlerine yağmur indirilmesinden iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ömer Sevinçgül Meali:

Oysa onlar, daha önce yağmurdan yana umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Sadık Türkmen Meali:

Oysa onlar, kendilerine indirilmesinden önce, yağmurdan umutsuz idiler.

(Rum 49)

Seyyid Kutub Meali:

Oysa onlar, daha önce üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

(Rum 49)

Suat Yıldırım Meali:

Halbuki onlar, daha önce Allah'ın üzerlerine yağmur indireceğinden tamamen ümitsiz idiler.

(Rum 49)

Süleyman Ateş Meali:

Halbuki onlar, yağmurun kendilerine indirilmesinden önce umutsuz idiler.

(Rum 49)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Oysa az önce; yağmur yağdırılmadan önce umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Oysa yağmur yağmadan önce neredeyse bütün umutlarını yitirmişlerdi.

(Rum 49)

Şaban Piriş Meali:

Halbuki onlar yağmur yağmadan önce suskunluk içinde idiler.

(Rum 49)

Talat Koçyiğit Meali:

48-49 Rüzgârları sevk edip bulutları harekete getiren, sonra onları gökte nasıl isterse yayan ve parça parça yapan Allah'tır. Nitekim bu bulutların arasından yağmurun çıktığını görürsün. Yağmuru, kullarından dilediğine verdiği zaman, önceden yağmurun kendilerine indirilmesinden ümidsizliğe kapılmış olsalar bile, hemen sevinirler.

(Rum 49)

Tefhimul Kuran Meali:

Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerlerine inmesinden evvel umutlarını kesmişlerdi.

(Rum 49)

Ümit Şimşek Meali:

Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur inmesinden iyice ümit kesmişlerdi.

(Rum 49)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler.

(Rum 49)