37. Saffat Suresi / 148.ayet

Bu sefer Yunus’a iman ettiler, biz de onları belirli bir süreye kadar dünya nimetlerinden faydalandırdık.

Bknz: (10/98)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 148 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken inandılar da onları muayyen bir zamanadek yaşattık, geçindirdik.

(Saffat 148)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Nihayet ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar (dünyada barındırıp) yararlandırdık.

(Saffat 148)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar bu defa Yunus'a inandılar. Bunun üzerine biz de onları, belli bir süre geçindirdik.

(Saffat 148)

Adem Uğur Meali:

Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.

(Saffat 148)

Ahmet Hulusi Meali:

(Onlar) iman ettiler de, biz onları bir süre mutlu yaşattık.

(Saffat 148)

Ahmet Tekin Meali:

O zaman, onlar iman ettiler. Biz de, bir vakte kadar, onları zevk-u safa içinde, refah içinde yaşattık.

(Saffat 148)

Ahmet Varol Meali

Sonunda iman ettiler. Biz de onları belli bir süreye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırdık.

(Saffat 148)

Ali Bulaç Meali:

Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda inandılar. Ardından, bir zamana dek onları geçindirdik.

(Saffat 148)

Ali Ünal Meali:

Onlar bu defa iman ettiler ve kendilerini (helâkten âzat edip,) belli bir süre daha yaşamalarına müsaade buyurduk.

(Saffat 148)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ona inandılar. Biz de belli bir zamana kadar onları yaşattık.

(Saffat 148)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ona inandılar, bu sebeple biz de onları belli bir süreye kadar refah içinde yaşattık.

(Saffat 148)

Bekir Sadak Meali:

Sonunda ona inandilar, bunun uzerine Biz de onlari bir sureye kadar gecindirdik.

(Saffat 148)

Besim Atalay Meali:

Hemen ona inandılar, bir zaman da geçindirdik

(Saffat 148)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar da artık Ona imân ettiler. Bu sebeple biz de onları bir süreye kadar yararlandırıp geçindirdik.

(Saffat 148)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.

(Saffat 148)

Edip Yüksel Meali:

İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Elmalılı Orjinal Meali:

O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik

(Saffat 148)

Elmalılı Yeni Meali:

O zaman iman ettiler de onları bir zamana kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Erhan Aktaş Meali:

Bu sefer Yunus'a inandılar. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.

(Saffat 148)

Gültekin Onan Meali:

Sonunda ona inandılar, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonunda inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onları faydalandırdık.

(Saffat 148)

Harun Yıldırım Meali:

Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.

(Saffat 148)

Hasan Basri Çantay:

Nihayet ona iman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonunda îmân ettiler de onları bir zamâna kadar (dünya ni'metlerinden)faydalandırdık.

(Saffat 148)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından, inandılar. Böylece onların bir süreye kadar geçinmesini sağladık.

(Saffat 148)

Hüseyin Atay Meali:

Ve bunun üzerine inandılar, Biz de bunun üzerine onları bir süre geçindirdik.

(Saffat 148)

İbni Kesir Meali:

Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

İlyas Yorulmaz Meali:

Yunus'a inandılar. Bizde Yunus'u bir zamana kadar yaşattık.

(Saffat 148)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece âmenû oldular (Allah’a ulaşmayı dilediler). Bunun üzerine onları bir süre kadar metalandırdık (faydalandırdık).

(Saffat 148)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine inandılar. Biz de onları bir süreye dek gönendirdik.

(Saffat 148)

Kadri Çelik Meali:

Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece onlar, Yunus’un çağrısına uyup ona iman ettiler. Biz de, tepelerine binmek üzere olan azâbı geri çevirdik ve onları, hayatlarının sonuna kadar huzur içinde yaşattık.

(Saffat 148)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Tam iman ettiler biz de bir süre onları gayet güzel müreffeh bir şekilde geçindirmişizdir

(Saffat 148)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda ona îman ettiler, Biz de onları (uygun gördüğümüz) süreye kadar yaşattık.

(Saffat 148)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onların (hepsi) inandılar. Biz kendilerine bir süreliğine (dünya) faydasını sağladık.

(Saffat 148)

Muhammed Esed Meali:

Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında onlara mutlu bir hayat yaşattık.

(Saffat 148)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda ona inandılar. Biz de onları belli bir süre yaşattık.

(Saffat 148)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu sefer Yunus’a iman ettiler, biz de onları belirli bir süreye kadar dünya nimetlerinden faydalandırdık.

Bknz: (10/98)

(Saffat 148)

Mustafa Çevik Meali:

145-148 Daha sonra Biz Yunus’u bitkin bir vaziyette sahile attırdık, güneşten korunması için de başına geniş yapraklı bir ağaç diktik. Kendini toparlayınca da onu tekrar umudunu kesip terk ettiği ve nüfusu da yüz binden fazla olan kavmine gönderdik, o da kavmini tekrar yaratılış sebepleri olan hakikate çağırmaya devam etti. Bu sefer kavmi ona inanıp, davete iman ederek yaşamaya başladı. Biz de onları dünya nimetlerinden bol bol yararlandırdık.

(Saffat 148)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bu kez onlar iman ettiler; bu yüzden Biz de onlara bir müddet müreffeh bir hayat yaşattık.

(Saffat 148)

Osman Okur Meali:

Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik).

(Saffat 148)

Ömer Öngüt Meali:

Nihayet ona inandılar, biz de onları bir süreye kadar yararlandırıp geçindirdik.

(Saffat 148)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bu defa ona inandılar. Bunun üzerine, biz de onları bir süre daha ‘yeryüzü nimetlerinden’ faydalandırdık.

(Saffat 148)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar iman ettiler. Biz de onları, bir vakte kadar nimetlendirdik.

(Saffat 148)

Seyyid Kutub Meali:

İnandılar, biz de onları belli bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Suat Yıldırım Meali:

Yunus onları tekrar hakka çağırınca, bu sefer iman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onları hayattan istifade ettirdik.

(Saffat 148)

Süleyman Ateş Meali:

İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

(Saffat 148)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık.

(Saffat 148)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu sefer ona inandılar. Biz de onları bir süre daha yaşattık.

(Saffat 148)

Şaban Piriş Meali:

Ona iman ettiler, biz de onlara bir süreye kadar geçimlik verdik.

(Saffat 148)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar îman etmişler, biz de onları bir süreye kadar (dünya hayatından) faydalandırmıştık.

(Saffat 148)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.

(Saffat 148)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar iman ettiler; Biz de onları belirli bir vakte kadar nimetlerimizden nasiplendirdik.

(Saffat 148)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlar inandılar. Biz de onları bir vakte kadar nimetlendirdik.

(Saffat 148)