37. Saffat Suresi / 167.ayet

Hâlbuki onlar, şöyle diyorlardı:

Bknz: (6/157)»(6/158)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 167 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kafirler, gerçekten de diyorlardı.

(Saffat 167)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Doğrusu onlar (müşrikler ve münafıklar ise), şöyle deyip duracaklardır:

(Saffat 167)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçi o inkârcı puta tapanlar şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Adem Uğur Meali:

Putperestler şöyle diyorlardı.

(Saffat 167)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki (o müşrikler) şöyle de diyorlardı:

(Saffat 167)

Ahmet Tekin Meali:

Müşrikler kesinkes diyorlardı.

(Saffat 167)

Ahmet Varol Meali

Gerçi onlar kesin bir şekilde (şöyle) diyorlardı:

(Saffat 167)

Ali Bulaç Meali:

Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:

(Saffat 167)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu (Peygamberin gelmesinden önce Mekke halkı) şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Ali Ünal Meali:

O müşrikler derlerdi:

(Saffat 167)

Bahaeddin Sağlam Meali:

167, 168. Gerçi o müşrikler: “Eğer eskilere gelen bilgiden bizde de bir şey olsaydı;

(Saffat 167)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Müşrikler, "Öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah'ın ihlaslı kulları olurduk!" diyorlardı.

(Saffat 167)

Bekir Sadak Meali:

(167-169) Putperestler: «Oncekilerde oldugu gibi bizde de bir kitap olsaydi, Allah'in O'na icten baglanan kullari olurduk» derlerdi.

(Saffat 167)

Besim Atalay Meali:

167,168,169. «Bizim de yanımızda, geçenleri bildiren bir kitap olsaydı Bizler de Allahın özden olan kullarındandık!» diyor idiyseler de

(Saffat 167)

Celal Yıldırım Meali:

(167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah'ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da,

(Saffat 167)

Cemal Külünkoğlu Meali:

167,168,169. Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.”

(Saffat 167)

Diyanet İşleri Eski Meali:

167,168,169. Putperestler: "Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk" derlerdi.

(Saffat 167)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlaslı kullar olurduk."

(Saffat 167)

Diyanet Vakfı Meali:

167, 168, 169. Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah'ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı.

(Saffat 167)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve gerçek, evvel şöyle diyorlardır:

(Saffat 167)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve gerçek (şu ki, daha) önce şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Erhan Aktaş Meali:

Müşrikler, diyorlardı ki:

(Saffat 167)

Gültekin Onan Meali:

Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:

(Saffat 167)

Hakkı Yılmaz Meali:

(167-169) Ve onlar kesinlikle diyorlardı ki: “Şüphesiz eğer yanımızda öncekilerden bir öğüt/kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın arıtılmış kulları olurduk.”

(Saffat 167)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Müşrikler) şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Harun Yıldırım Meali:

"Putperestler şöyle diyorlardı".

(Saffat 167)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat'i sözü söylüyorlardı

(Saffat 167)

Hayrat Neşriyat Meali:

167,168,169. Ve (o müşrikler) doğrusu diyorlardı ki: “Eğer şübhesiz bizim yanımızda(da) öncekiler(e verilenler)den bir kitab olsaydı, (biz de) elbette Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları olurduk.”

(Saffat 167)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(167-169) Gerçekten, onlar mutlaka ama mutlaka "Şayet, öncülerden-öncekilerden bir zikir (hatırlatma) bizim katımızda olsaydı, mutlaka Allah'ın adanmış kulları olurduk" diyorlardı.

(Saffat 167)

Hüseyin Atay Meali:

167-169 "Bizde de öncekilerden bir hatırlatma olsaydı, Allah’ın öz kulları olurduk" diyorlardı.

(Saffat 167)

İbni Kesir Meali:

Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;

(Saffat 167)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ateşe girenler şöyle söyleyecekler.

(Saffat 167)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar mutlaka, sadece (şöyle) diyorlardı.

(Saffat 167)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Tanımazlar şunu da kesin olarak söylemişlerdi:

(Saffat 167)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz onlar şöyle diyorlardı.

(Saffat 167)

Mahmut Kısa Meali:

Kâfirlere gelince, onlar hep şunu söylerler:

(Saffat 167)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(167-168) Sahi inkarcılar şöyle diyordu: "Yanımızda öncekilerden bir zikir bulunmuş olsaydı eğer,

(Saffat 167)

Mehmet Türk Meali:

167,168,169,170. Her ne kadar o (kâfirler, daha önce): “Eğer bizim yanımızda da öncekilerden kalan bir kitap bulunsaydı, bizler de Allah’ın iyi kullarından olurduk.” dedilerse de (kitap gelince) onu hemen inkâr ettiler. Fakat pek yakında (inkârlarının sonucunu) anlayacaklar.

(Saffat 167)

Muhammed Celal Şems Meali:

(167-169) (Kâfirler) derlerdi ki: “Eğer önceki (kavimlerinki gibi) bir peygamber bize (de) gelseydi, elbette Allah’ın seçkin kulları olurduk.”

(Saffat 167)

Muhammed Esed Meali:

Gerçek şu ki, o (hakikati inkar ede)nler her zaman şöyle derler:

(Saffat 167)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O inkarcılar şunu da diyorlardı:

(Saffat 167)

Mustafa Çavdar Meali:

Hâlbuki onlar, şöyle diyorlardı:

Bknz: (6/157)»(6/158)

(Saffat 167)

Mustafa Çevik Meali:

167-170 Kur’an gönderilmeden önce müşrikler, şöyle diyorlardı: “Önceki kavimlere gönderildiği gibi, bizlere de ilahi bir kitap gönderilerek Allah’ın mesajları ulaşmış olsaydı ya da atalarımızdan bize böyle bir kitap miras olarak kalmış olsaydı, biz de Allah’ın emirlerine uyan, yasaklarından sakınan, gönülden O’na bağlı, kalbi temiz kullarından olurduk.” Fakat şimdi kendilerini gerçeğe davet eden ilahi kitap gelince de, onu kabule yanaşmayıp reddettiler. Elbette bu tutumlarının yanlış olduğunu hak ettikleri ceza ile karşılaştıklarında anlayacaklar.

(Saffat 167)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama bir de ısrarla şöyle diyenler var:

(Saffat 167)

Osman Okur Meali:

(167-169) (Vaktiyle o müşrikler,) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah'ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olurduk.

(Saffat 167)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki:

(Saffat 167)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar diyorlardı ki:

(Saffat 167)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘İnkâr edenler’ hep şunu söylerler:

(Saffat 167)

Sadık Türkmen Meali:

GERÇİ ONLAR şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Seyyid Kutub Meali:

Putperestler şöyle diyorlardı.

(Saffat 167)

Suat Yıldırım Meali:

(167-169) Müşrikler önceleri: "Eğer, derlerdi, daha önceki milletlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydı, Biz de yalnız Allah'a ibadet eden halis kullarından olurduk."

(Saffat 167)

Süleyman Ateş Meali:

Gerçi o(ortak koşa)nlar şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bunlar daha önce şunu da söylerlerdi:

(Saffat 167)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(167-169) Allah'a ortak koşanlar her zaman şöyle demişlerdir: "Öncekiler gibi bize de bir Kitap indirilmiş olsaydı, biz de O'nun samimi kullarından olurduk."

(Saffat 167)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, şöyle diyorlardı:

(Saffat 167)

Talat Koçyiğit Meali:

167-169 Gerçi müşrikler: "Evvelkilerde olduğu gibi bizim de yanımızda bir kitap olsaydı Allah'ın ihlaslı kulları olurduk" demişlerdir.

(Saffat 167)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:

(Saffat 167)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar ise şöyle deyip duruyorlardı:

(Saffat 167)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O inkarcılar şunu da söylüyorlardı:

(Saffat 167)