32. Secde Suresi / 17.ayet

İşte yapa geldikleri bu güzel işlerin ödülü olarak, ahirette onları göz kamaştıran ne gibi nimetlerin beklediğini hiç kimse bilemez.

Bknz: (39/73)(43/67)»(43/73)(47/15)

Mustafa Çavdar Meali

Secde 17 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.

(Secde 17)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Artık (iman ve itaat ehli) hiçbir kimse, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı (ve mutluluk kaynağı) olacak nelerin (hangi sayısız nimetlerin) saklandığını bilemez. (Cennette karşılaşacaktır.)

(Secde 17)

Abdullah Parlıyan Meali:

Böyle davranan mü'minlere gelince, yaptıklarından dolayı mükafat olarak, öteki dünyada onlara şimdiye kadar gizli kalan, göz aydınlığı olarak, onlar için nelerin saklanıp bekletildiğini hiç kimse bilip hayal edemez.

(Secde 17)

Adem Uğur Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Ahmet Hulusi Meali:

Hiçbir nefs, yaptıklarına ceza (karşılık) olarak, gözünü sevinçle parıldatacak nimetler içine gizlenmiş olanları bilemez!

(Secde 17)

Ahmet Tekin Meali:

Hiç kimse, kendileri için saklanan göz aydını olacak, mutlu edecek nimetlerin ne olduğunu bilmez. Bunlar işlemeye devam ettikleri, devamlı bilinçli, amaçla örtüşen niyete dayalı, cârî-kalıcı amellerin mükâfatıdır.*

(Secde 17)

Ahmet Varol Meali

Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözler aydınlatıcı ne (nimet)lerin saklandığını hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Ali Bulaç Meali:

Artık hiçbir nefis, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Artık (dünyada) işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıb saklandığını kimse bilmez.

(Secde 17)

Ali Rıza Sefa Meali:

Hiçbir benlik, yaptıklarına karşılık, kendisi için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Ali Ünal Meali:

Yaptıkları bütün bu makbul işler karşılığında onlar için göz ve gönül aydınlığı olarak hangi sürpriz nimetlerin saklı tutulduğunu kimse bilemez.

(Secde 17)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte böyleleri için, yaptıklarına karşılık olarak nasıl bir mutluluk saklandığını kimse bilemez.

(Secde 17)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözleri aydınlatıcı ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Bekir Sadak Meali:

Yaptiklarina karsilik onlar icin saklanan mujdeyi kimse bilmez.

(Secde 17)

Besim Atalay Meali:

Yaptıkları işe ödül olarak onlar için saklanmış bulunan gözaydınlığın kimse bilemez

(Secde 17)

Celal Yıldırım Meali:

Hiç kimse işledikleri (iyi-yararlı) amellerine karşılık gözlerin aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez.

(Secde 17)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.

(Secde 17)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.

(Secde 17)

Diyanet Vakfı Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.  *

(Secde 17)

Edip Yüksel Meali:

Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerini ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şimdi kimse bilemez onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu yaptıkları amellere mükafat için

(Secde 17)

Elmalılı Yeni Meali:

Şimdi kimse, yaptıklarına karşılık onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu (ne gibi sevindirici bir nimet saklandığını) bilemez.

(Secde 17)

Erhan Aktaş Meali:

Hiç kimse, yaptıkları iyi şeylerin karşılığı olarak, kendisini ne tür bir mutluluğun beklediğini bilmez.

(Secde 17)

Gültekin Onan Meali:

Artık hiçbir nefs, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte, kişi, kendisi için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden gizlenmiş olan şeyleri bilmiyor!

(Secde 17)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hiçbir nefis, yaptıklarının mükâfatı olarak, kendileri için hazırlanmış göz aydınlığı (nimetlerin) ne olduğunu bilmez.

(Secde 17)

Harun Yıldırım Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Hasan Basri Çantay:

Artık onlar için, yapmakda olduklarına bir mükafat olarak, gözlerin aydın olacağı (nimetlerden) kendilerine neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.

(Secde 17)

Hayrat Neşriyat Meali:

Artık, yapmakta olduklarına bir karşılık olarak onlar için göz aydınlığı olacak olan(ni'metler)den nelerin saklandığını kimse bilmez.(2)*

(Secde 17)

Hubeyb Öndeş Meali: /

erhangi bir can, bulunmakta olduğu eyleme karşılık olarak, gözlerin serinliğinden (ödülden) kendisi için ne saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Hüseyin Atay Meali:

Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan göz aydınlığını kimse bilmez.

(Secde 17)

İbni Kesir Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak onlara gözlerin aydın olacağı, nelerin gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.

(Secde 17)

İlyas Yorulmaz Meali:

Hiçbir nefis, yaptıklarının karşılığında, kendilerinden gizlenen mutlu olacakları karşılıkların, neler olduğunu bilemez.

(Secde 17)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.

(Secde 17)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onların işlediklerine karşılık olarak saklı tutulan göz kamaştırıcı iyilikleri kimse bilemez.

(Secde 17)

Kadri Çelik Meali:

Artık hiç bir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Mahmut Kısa Meali:

Yaptıkları iyilikler karşılığında, kendileri için hazırlanıp cennette gizlenmiş olan mutluluk ve sevinç kaynağı nîmetlerin neler olduğunu hiç kimse hayal bile edemez!

(Secde 17)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eh artık hiç kimse, yaptıklarına karşılık, hangi göz aydınlığı saklandığını bilmez onlar.

(Secde 17)

Mehmet Türk Meali:

Hiç bir nefis (dünyada) yaptıklarına karşılık olarak, kendilerini (âhirette) nice göz kamaştırıcı (nîmetlerin) beklediğini bilemez.

(Secde 17)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Bu müminler) için, yaptıklarının karşılığı olarak göz aydınlığı (getirecek nimetlerde,) neler saklı olduğunu kimse bilmez.

(Secde 17)

Muhammed Esed Meali:

(Böyle davranan müminlere gelince,) yaptıklarından dolayı mükafat olarak (öteki dünyada) onları şimdiye dek gizli kalan hangi mutlulukların beklediğini kimse tahayyül edemez.

(Secde 17)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yaptıklarına karşılık ödül olarak, kendileri için sevindirici ve göz kamaştırıcı neler gizlendiğini hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte yapa geldikleri bu güzel işlerin ödülü olarak, ahirette onları göz kamaştıran ne gibi nimetlerin beklediğini hiç kimse bilemez.

Bknz: (39/73) - (43/67)»(43/73) - (47/15)

(Secde 17)

Mustafa Çevik Meali:

15-17 Allah’ın davetine yürekten iman edip Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, O’nun âyetleri kendilerine ulaştığında, asla kibirlenip, büyüklük taslamadan hemen secdeye kapanarak gereklerini yerine getirmeye söz verirler, Rablerinin yüceliğine ve kudretine sığınırlar. Onlar geceleri saygı ile yataklarından kalkıp Rablerinin şefkat ve merhametine nail olmak için dua ederler ve Allah’ın kendilerine lütfettiği nimetlerden O’nun yolunda harcarlar. Dünya hayatlarını bu iman ve salih amellerle yaşayan kimselere, Allah’ın cennetlerde hazırladığı nimetlerin mükemmelliğini tahmin bile edemezsiniz.

(Secde 17)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte, yapa geldiklerinden dolayı bir mükafat olarak, onları (cennette) ne türden göz kamaştırıcı sürprizlerin beklediğini kimse hayal dahi edemez.

(Secde 17)

Osman Okur Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez.

(Secde 17)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlara yapar oldukları şeylere mükâfaaten gözlerin aydın olacağı şeylerden neler saklanılmış olduğunu artık hiç bir kimse bilmez.

(Secde 17)

Ömer Öngüt Meali:

Artık onlar için, yaptıklarına karşılık olarak gözler aydınlatıcı nimetlerden kendilerine neler hazırlandığını kimse bilemez.

(Secde 17)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yapıp ettiklerine karşılık onlar için saklı tutulan gözler sevincini şimdi kim nerden bilecek!

(Secde 17)

Sadık Türkmen Meali:

Şimdi hiç kimse amellerine karşılık, onlar için gizlenmiş olan gözler sevincini bilemez!

(Secde 17)

Seyyid Kutub Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez.

(Secde 17)

Suat Yıldırım Meali:

İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükafat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Süleyman Ateş Meali:

Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı (ni'metleri)in saklandığını hiç kimse bilmez!

(Secde 17)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yaptıkları işlere karşılık onlar için, gözleri kamaştıran ne güzellikler sakladığımızı kimse bilemez.

(Secde 17)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Yaptıklarından dolayı onları hangi nimetlerin beklediğini kimse tahayyül edemez.

(Secde 17)

Şaban Piriş Meali:

Yaptıklarına karşılık ödül olarak, onlara göz kamaştıran neler gizlendiğini hiç kimse bilmez.

(Secde 17)

Talat Koçyiğit Meali:

Yaptıklarına mükâfat olmak üzere hoşlarına gidecek nimetlerden kendileri için gizli tutulan şeyleri hiç kimse bilemez.

(Secde 17)

Tefhimul Kuran Meali:

Artık hiçbir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.

(Secde 17)

Ümit Şimşek Meali:

Yaptıklarının karşılığında onlar için göz aydınlığı olacak ne ödüller saklandığını hiç kimse bilemez.(7)*

(Secde 17)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.

(Secde 17)