26. Şuara Suresi / 190.ayet

Şüphesiz bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır ama onların çoğu yine de iman etmediler.

Bknz: (18/54)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 190 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.

(Şuara 190)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdir.

(Şuara 190)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu kıssada da, insanlar için bir ders vardır, insanların çoğu inanmasalar da…

(Şuara 190)

Adem Uğur Meali:

Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

(Şuara 190)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki bu olayda da işaret - ders vardır... Ne var ki onların çoğunluğu iman etmemiştir!

(Şuara 190)

Ahmet Tekin Meali:

Bunlarda da, kesinlikle Allah'ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi.

(Şuara 190)

Ahmet Varol Meali

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.

(Şuara 190)

Ali Bulaç Meali:

Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

(Şuara 190)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu bunda, (onlara yaptığımız bu helâk işinde), kendilerinden sonra gelenler için büyük bir ibret var, öyle iken çoğu mümin olmadı.

(Şuara 190)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, işte bunda, kesinlikle bir gösterge vardır. Oysa onların çoğu inanmaz.

(Şuara 190)

Ali Ünal Meali:

Bütün bu olup bitenlerde hiç kuşkusuz çok önemli bir ibret vardır. Doğrusu, o halkın çoğu mü’min değildi.

(Şuara 190)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Şüphesiz bunda önemli bir ayet ve mucize vardır. Fakat çokları inanmadılar.

(Şuara 190)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Çoğu inanmamış olsa da bunda kesinlikle bir ders vardır.

(Şuara 190)

Bekir Sadak Meali:

Dogrusu bunda bir ders vardir. Fakat cogu inanmamistir.

(Şuara 190)

Besim Atalay Meali:

Bunda bir belge vardır, pek çokları inanmazlar

(Şuara 190)

Celal Yıldırım Meali:

Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü'min değildi.

(Şuara 190)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Şüphesiz bunda (alınacak büyük) bir ders vardır. (Buna rağmen) yine de onların çoğu iman etmediler.

(Şuara 190)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Doğrusu bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamıştır.

(Şuara 190)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

(Şuara 190)

Diyanet Vakfı Meali:

Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

(Şuara 190)

Edip Yüksel Meali:

Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.

(Şuara 190)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şüphesiz bunda mutlak bir ayet var, öyle iken ekserisi mü'min olmadı

(Şuara 190)

Elmalılı Yeni Meali:

Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.

(Şuara 190)

Erhan Aktaş Meali:

Kuşkusuz bunda[1] bir ayet[2] vardır. Ama onların çoğu iman edenlerden olmadı.

1)Şuayb'ın kıssasında.
2)İbret. Gösterge, kanıt.

(Şuara 190)

Gültekin Onan Meali:

Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.

(Şuara 190)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz bunda bir alâmet/gösterge vardır. Ama onların çoğu iman ediciler değillerdi.

(Şuara 190)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki bunda (Allah’ın dostlarına yardım edip düşmanları helak edeceğine dair) ayet vardır. Onların çoğu mümin değildir.

(Şuara 190)

Harun Yıldırım Meali:

Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

(Şuara 190)

Hasan Basri Çantay:

Şübhesiz bunda mutlak bir ayet vardır. (Fakat) onların çoğu iman ediciler değildir.

(Şuara 190)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki bunda apaçık bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.

(Şuara 190)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçekten bunda, mutlaka bir ayet [kanıt] vardır. Onların çoğunluğu inançlı değildi.

(Şuara 190)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, bunda bir belge vardır. Fakat çoğu inanmamıştır.

(Şuara 190)

İbni Kesir Meali:

Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

(Şuara 190)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu anlatılanlarda alınacak ibretler var. Ancak onların pek çoğu inanıcı değiller.

(Şuara 190)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki bunda, mutlaka bir âyet (ibret) vardır. Ve onların çoğu, mü’min olmadılar (Allah’a ulaşmayı dilemediler).

(Şuara 190)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten bu olayda kesin bir belge vardır. Ancak onların pek çoğu inanmaz kimselerdi.

(Şuara 190)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz bunda (iman edenler için) bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.

(Şuara 190)

Mahmut Kısa Meali:

Dinle, ey insan; hiç kuşkusuz bütün bu anlatılanlarda,ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret var fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyor.

(Şuara 190)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ayetler deliller vardır bunda, ama şüphesiz onların çoğu buna inanmazlar.

(Şuara 190)

Mehmet Türk Meali:

Şüphesiz bu (Şuayb kıssasında, insanlar için) bir ibret vardır ama onların çoğu hâlâ) inanmadılar.

(Şuara 190)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz bunda büyük bir (ibret) belirtisi vardır. Ancak onların çoğu mümin değildir.

(Şuara 190)

Muhammed Esed Meali:

Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; insanların çoğu (buna) inanmasalar da...

(Şuara 190)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gerçek şu ki, bunda bir ibret vardır. Ama çokları inanmazlar.

(Şuara 190)

Mustafa Çavdar Meali:

Şüphesiz bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır ama onların çoğu yine de iman etmediler.

Bknz: (18/54)

(Şuara 190)

Mustafa Çevik Meali:

Şüphesiz Şuayb Peygamber’in kıssasında da düşünenler için alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu ders almaktan kaçarlar.

(Şuara 190)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Elbet bu (Şuayb kıssası)nda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.

(Şuara 190)

Osman Okur Meali:

Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; insanların çoğu (buna) inanmasalar da.

(Şuara 190)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Muhakkak ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi mü'min kimseler olmadı.

(Şuara 190)

Ömer Öngüt Meali:

Doğrusu bunda öğüt ve ibret vardır, amma onların çoğu iman etmediler.

(Şuara 190)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bunda bir ayet ‘ibret dersi’ var, ama yine de çoğu insanlar inanmazlar.

(Şuara 190)

Sadık Türkmen Meali:

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Ama onların birçoğu inanmıyor.

(Şuara 190)

Seyyid Kutub Meali:

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

(Şuara 190)

Suat Yıldırım Meali:

Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.

(Şuara 190)

Süleyman Ateş Meali:

Muhakkak ki bunda bir ibret vardır ama yine çokları inanmazlar.

(Şuara 190)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İşte bunda tam bir ibret vardır ama bunlardan çoğu inanacak değillerdir

(Şuara 190)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Doğrusu bunda, herkesin alacağı dersler vardır. Ama çoğu buna inanmıyor.

(Şuara 190)

Şaban Piriş Meali:

İşte bu olayda da bir ibret vardır, fakat onların çoğu yine de inanmış değildir.

(Şuara 190)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte bunda mutlaka bir ibret vardır; fakat onların çoğu yine de inanmış değillerdir.

(Şuara 190)

Tefhimul Kuran Meali:

Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

(Şuara 190)

Ümit Şimşek Meali:

İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

(Şuara 190)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunda elbette bir ibret var ama onların çoğu inanan kişiler değildi.

(Şuara 190)