Acıklı azabı görünceye kadar bu Kuran’a inanmadılar.
Bknz: (23/99)
Acıklı azabı görünceye kadar bu Kuran’a inanmadılar.
Bknz: (23/99)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar Ona (Kur’an ahkâmına) inanmayacaktır.
(Şuara 201)Fakat yine de can yakıcı azabı görünceye kadar, O'na inanmazlar.
(Şuara 201)Can yakıp inleten müthiş azâbı görmedikçe onlar Kur'ân'a iman etmeyecekler.
(Şuara 201)(Onun Kelâmımız olduğunu gösteren apaçık ve reddedilemez delillere rağmen,) can yakıcı azapla karşı karşıya gelinceye kadar ona inanmayacaklardır.
(Şuara 201)- Onu, günahkarların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 201)(200-202) Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
(Şuara 201)(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
(Şuara 201)200,201. Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 201)200,201,202. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
(Şuara 201)(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar.
(Şuara 201)200, 201. Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. *
(Şuara 201)(200-201) Böylece onu günahkârların kalplerine soktuk. Onlar acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 201)o pek çetin azabı görecekleri (ana) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur'ana) inanmazlar.
(Şuara 201)200-202 Onu suçluların kalplerine böylece sokarız, ancak, yine can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara farkında değillerken ansızın geliverecektir.
(Şuara 201)Onlar elîm azabı görmedikçe O’na îmân etmezler (mü’min olmazlar, Allah’a ulaşmayı dilemezlerdi).
(Şuara 201)Artık onlar o acıklı azabı tatmadıkça ona inanmıyacaklardır.
(Şuara 201)Onlar Kur’an’ın manasını anlar, kusursuz ifâdelerinin güzelliğini tanırlar. Önceki kitaplarda bahsi geçen bu mesajın, bildirdiği mûcizevî haberler ve ortaya koyduğu mükemmel inanç sitemi açısından bir benzerinin yapılamayacağını da bilirler. Fakat dünyaya aşırı bağlılıkları ve gözlerini kör eden kibir, inat, haset gibi saplantıları yüzünden ona iman etmezler; ta, cehennemde onları bekleyen o can yakıcıazâbı bizzat gözleriyle görünceye dek...
(Şuara 201)(200-201) Suçluların kalplerine işte böyle soktuk. Ama elim azabı görünceye kadar inanmazlar
(Şuara 201)(Fakat) onlar, acıklı azabı görünceye kadar ona (açıkça) îman etmezler.
(Şuara 201)Bknz: (23/99)
(Şuara 201)200-204 Bizim davetimizi kabul etmemekte inatla direnenlerin kalplerinde âyetlerimizin yankı bulması mümkün değildir. Onlar o can yakıcı azapla karşılaşıncaya kadar, Kur’an’a inanmazlar. Sonunda o can yakıcı azap onları ansızın yakalayacak, o zaman da, “Keşke şimdi bize birazcık zaman tanınsa, bir fırsat daha verilse de, davet edildiğimiz hayat nizamına sarılsak.” diyecekler. Hâlbuki onlar peygamberlerine: “Bize bahsettiğin o azap ne zaman gelecek.” demiyorlar mıydı?
(Şuara 201)Can yakıcı bir azabı görünceye kadar bu (vahye) iman etmeyecekler;
(Şuara 201)O pek acılı azabı görünceye değin ona (Kur'an'a) imân etmezler.
(Şuara 201)(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kafirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
(Şuara 201)Bunlar ona inanmıyorlar, sonunda acıklı bir azabı göreceklerdir.
(Şuara 201)Bu yüzden onlar, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar.
(Şuara 201)Öyle ki, acı azabı görmedikçe, onlar Kur'ân'a yine de îman etmezler.
(Şuara 201)