26. Şuara Suresi / 49.ayet

–Firavun Ben size izin vermeden önce ona iman ettiniz öyle mi? Anlaşıldı demek ki size sihri öğreten büyük ustanız oymuş, fakat göreceksiniz yakında sizin sahip olduklarınızla ellerinizi ve ayaklarınızı keseceğim ve sizi hurma kütüklerinde sallandırıp idam edeceğim.

Bknz: (7/103)»(7/145)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 49 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Firavun, size izin vermeden inandınız ha dedi, şüphe yok ki o, sizin büyüğünüz, büyüyü o öğretti size; şimdi anlarsınız siz, mutlaka ellerinizi, ayaklarınızı çaprazvari kestireceğim ve hepinizi de astıracağım.

(Şuara 49)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bunu duyan Firavun kızgın ve hırçın şekilde: Bana danışmadan ve) “Benden izin almadan mı Ona iman ettiniz? (Hem Ona iman edecek ne var.O sadece büyücülükte sizden biraz daha ileri bir kişiden başkası değildir.) Kesinlikle O size sihri (büyüyü) öğreten büyüğünüz (yerinde) birisidir. (Haydi, bu kararınızdan vazgeçin, yoksa) Yakında (başınıza neler geleceğini görecek ve) bileceksiniz! (Şöyle ki:) Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi astırıp (en feci şekilde öldüreceğim) ” diye (tehdit etmişti.) *

(Şuara 49)

Abdullah Parlıyan Meali:

Firavun: “Ben size izin vermeden, O'na inanıyorsunuz öyle mi?” diye çıkıştı. “Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka. Fakat yakında, nasıl intikam alacağımı göreceksiniz. Bana karşı gelmenizden dolayı ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim sonra hepinizi asacağım!” dedi.

(Şuara 49)

Adem Uğur Meali:

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

(Şuara 49)

Ahmet Hulusi Meali:

(Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden mi Ona iman ettiniz? Kesinlikle O, size sihri öğreten büyüğünüzdür... Yakında bileceksiniz... Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestirip, kesinlikle hepinizi toptan astıracağım. "

(Şuara 49)

Ahmet Tekin Meali:

Firavun: “Ben size izin vermeden mi, ona boyun eğip güvendiniz? Anlaşıldı ki, size sihri öğreten büyüğünüzmüş o. Şimdi size yapacaklarımı göreceksiniz. Ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Hepinizi astıracağım.” dedi.

(Şuara 49)

Ahmet Varol Meali

(Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? O size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yakında muhakkak bileceksiniz. Sizin ellerinizi ve bacaklarınızı çaprazlama kesecek sonra hepinizi asacağım."

(Şuara 49)

Ali Bulaç Meali:

(Firavun) Dedi ki: "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım."

(Şuara 49)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Firavun onlara şöyle) dedi: “- Ben size izin vermeden ona (Mûsa'ya) iman ettiniz, anlaşıldı ki o size büyü öğreten büyüğünüzmüş! O halde mutlaka yakında bileceksiniz: Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve gerçekten hepinizi asacağım.”

(Şuara 49)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Size izin vermeden Ona inandınız; öyle mi?" dedi; "Aslında, O, büyücülüğü size öğreten ustanız olmalı. Madem öyle, yakında görürsünüz; ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hepinizi kesinlikle astıracağım!"

(Şuara 49)

Ali Ünal Meali:

“Ben size izin vermeden O’na inanmak ha?” diye (çıkıştı) Firavun: “Anlaşıldı, Musa sizin ustanızmış; büyüyü size o öğretmiş! Görürsünüz siz! Andolsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesecek ve hepinizi asacağım!”

(Şuara 49)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Firavun: “Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. İlerde bileceksiniz. Ben, el ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım.” dedi.

(Şuara 49)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Firavun, "Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?" diye çıkıştı. "Doğrusu o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Andolsun, yakında bileceksiniz, bana karşı gelip döneklikyapmanız yüzünden ellerinizi ve ayaklarınızı doğrayacağım, hepinizi asacağım" dedi.

(Şuara 49)

Bekir Sadak Meali:

Firavun: «Ben size izin vermeden ona iman mi ettiniz? Muhakkak ki o, size sihri ogreten buyugunuzdur. simdi bileceksiniz; ellerinizi ayaklarinizi, and olsun, caprazlama kestirecegim, hepinizi astiracagim» dedi.

(Şuara 49)

Besim Atalay Meali:

Firavun dedi ki: «Benden izin almadan ona inan mı getirdiniz, gerçekten o, size büyü öğreten büyüğünüz olmalı, yakında anlarsınız, Ellerinizi, ayaklarınızı verevine keseceğim, hepinizi asacağım da!»

(Şuara 49)

Celal Yıldırım Meali:

Fir'avn, «ben size izin vermeden ona imân ettiniz (öyle mi ?) Elbette o size sihir öğreten büyüğünüzdür. Yakında (neler yapacağımı) bileceksiniz. Yemin ederim ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette hepinizi asacağım» dedi.

(Şuara 49)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Firavun: “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında (size ne yapacağımı) bileceksiniz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizin hepinizi asacağım” dedi.

(Şuara 49)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Firavun: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Muhakkak ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; ellerinizi ayaklarınızı, and olsun, çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım" dedi.

(Şuara 49)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Firavun, "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi.

(Şuara 49)

Diyanet Vakfı Meali:

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

(Şuara 49)

Edip Yüksel Meali:

Dedi ki, 'Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyücülüğü öğreten ustanız olmalı. Şimdi göreceksiniz: Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım.'

(Şuara 49)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ona, dedi: ben size izin vermeden iyman ettiniz, anlaşıldı ki o size sihri ta'lim eden büyüğünüzmüş, o halde mutlak yakında bileceksiniz, çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazına kestireceğim, hem muhakkak hepinizi çarmıha gerdireceğim.

(Şuara 49)

Elmalılı Yeni Meali:

(Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz! Anlaşıldı ki, o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! O halde kesinlikle yakında anlayacaksınız; çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi muhakkak çarmıha gerdireceğim!"

(Şuara 49)

Erhan Aktaş Meali:

"Benden izinsiz ona iman ettiniz. Kesinlikle o size sihir öğreten büyüğünüzdür! Şunu kesin olarak bilin ki yakında ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve kesinlikle hepinizi astıracağım!" dedi.

(Şuara 49)

Gültekin Onan Meali:

(Firavun) Dedi ki: "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım."

(Şuara 49)

Hakkı Yılmaz Meali:

Firavun dedi ki: “Ben size izin vermeden O'na iman mı ettiniz? Şüphesiz ki o, elbette size sihri öğreten büyüğünüzdür! Peki, yakında bileceksiniz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama/ardarda kestireceğim ve kesinlikle hepinizi astıracağım!”

(Şuara 49)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Size izin vermeden önce mi ona iman ettiniz? Şüphesiz ki o, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Pek yakında (yapacaklarımı) bileceksiniz/anlayacaksınız. Şüphesiz ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesip hepinizi asacağım.” demişti.

(Şuara 49)

Harun Yıldırım Meali:

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

(Şuara 49)

Hasan Basri Çantay:

(Fir'avn) dedi ki: "Ben size izin vermeden siz ona iman etdiniz ha! Hakıykat size büyüyü öğreten büyüğünüzmüş o! O halde yakında bileceksiniz. Herhalde sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesdireceğim, sizin topunuzu behemehal çarmıha gerdireceğim"!

(Şuara 49)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Fir'avun:) “(Ben) size izin vermeden ona îmân ettiniz, öyle mi? Şübhesiz ki o, gerçekten size sihri öğreten büyüğünüzmüş. Ama ileride elbette göreceksiniz. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi kesinlikle asacağım!” dedi.

(Şuara 49)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Firavun] "Size izin vermemden önce ona inandınız. Kesinlikle o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Artık, mutlaka yakında bileceksiniz. Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazdan mutlaka keseceğim ve sizi topluca mutlaka asacağım!" dedi.

(Şuara 49)

Hüseyin Atay Meali:

"Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Doğrusu, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; andolsun ellerinizi, ayaklarınızı, çaprazlama keseceğim, andolsun hepinizi asacağım" dedi.

(Şuara 49)

İbni Kesir Meali:

Ben size izin vermezden önce mi ona inandınız? Şüphesiz size büyü öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; elbette ben, ellerinizi ve ayaklarınızı andolsun ki çaprazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım, dedi.

(Şuara 49)

İlyas Yorulmaz Meali:

Firavun sihirbazlara “Ben size izin vermeden önce, iman mı ettiniz? Herhalde o (Musa) size sihir öğreten üstadınız. Şunu iyice öğreneceksiniz ki, çaprazlama olarak ellerinizi ve ayaklarınızı kesip, hepinizi sallandırıp asacağım. ” dedi.

(Şuara 49)

İskender Ali Mihr Meali:

(Firavun): “Benim size izin vermemden evvel, siz O’na îmân ettiniz. Muhakkak ki O, size sihri öğreten büyüğünüz (ustanız). Artık yakında elbette bileceksiniz. Ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka çaprazlama kestireceğim. Ve sizin hepinizi mutlaka astıracağım.” dedi.

(Şuara 49)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Firavun dedi: «Sizler benim uygunum olmadan Ona inandınız, öyle mi? Besbelli ki size büyüyü Öğreten büyüğünüz budur. Yakında ben size göstereceğim. Ne olursa olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazvari kestireceğim, sonra da, ne olursa olsun, hepinizi birden astıracağım.»

(Şuara 49)

Kadri Çelik Meali:

(Firavun) Dedi ki: “Ben size izin vermeden önce mi ona iman ettiniz? Hiç tartışmasız o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz, şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım.”

(Şuara 49)

Mahmut Kısa Meali:

Bu manzara karşısında öfkeden çıldıran Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız, öyle mi?” diye homurdandı, “Durun hele, şimdi anladım! Demek ki Mûsâ, size büyücülüğü öğreten üstadınız ve siz de Mûsâ adına çalışan birer ajandınız. Nasıl da düşünemedim; ta başından beri bunu plânlayıp bana oyun oynadınız. Fakat bana ihânetin cezası neymiş, göreceksiniz: Sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesecek, sonra da hepinizi hurma ağaçlarına asacağım! Mûsâ’nın Rabbi’nin azabı mı, yoksa benim azabım mı daha çetin ve daha sürekliymiş, o zaman göreceksiniz!”

(Şuara 49)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ulunarak Firavun: "Ona, ben izin vermeden önce mi inandınız? Gerçek şudur; Asıl beceriniz olan büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz sizler Resmen ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim hepinizi asacağım der.

(Şuara 49)

Mehmet Türk Meali:

(Firavun, büyücülere): “Ben size izin vermeden siz, o (Mûsa’ya) inandınız ha?1 Demek ki, size büyüyü öğreten büyüğünüz oymuş.2 Öyleyse (size yapacağımı yakında) anlayacaksınız. Yemin olsun, sizin hepinizin ellerini ve ayaklarını çaprazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım!” dedi.*

(Şuara 49)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Firavun,) dedi ki: “Ben size izin vermeden mi, ona inandınız? Şüphesiz o, size büyü öğreten bir büyüğünüzdür. Ancak (sonucu) yakında öğreneceksiniz. (Bana karşı gelmenizden dolayı,) ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka çapraz olarak keseceğim ve hepinizi (de) muhakkak asacağım.”

(Şuara 49)

Muhammed Esed Meali:

(Firavun:) "Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?" diye çıkıştı, "Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka! Fakat yakında (benim intikamımı) göreceksiniz: içinizden çoğunun ellerini ayaklarını kestireceğim, hepinizi astıracağım!"

(Şuara 49)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Firavun; "Ben size izin vermeden inandınız, öyle mi?" dedi. "Demek, bu size büyücülüğü öğreten büyüğünüzmüş. Siz yakında görürsünüz; andolsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesip hepinizi asacağım."

(Şuara 49)

Mustafa Çavdar Meali:

–Firavun Ben size izin vermeden önce ona iman ettiniz öyle mi? Anlaşıldı demek ki size sihri öğreten büyük ustanız oymuş, fakat göreceksiniz yakında sizin sahip olduklarınızla ellerinizi ve ayaklarınızı keseceğim ve sizi hurma kütüklerinde sallandırıp idam edeceğim.

Bknz: (7/103)»(7/145)

(Şuara 49)

Mustafa Çevik Meali:

Gördükleri karşısında Firavun sihirbazlara seslenerek, “Ben size izin vermeden nasıl oluyor da O’na inanıyorsunuz, demek ki size sihirbazlığı öğreten ustanız O ve siz onunla birlikte bana tuzak kurdunuz öyle mi? Size nasıl bir ceza vereceğimi göreceksiniz, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama kestirip, sonra da sizi astıracağım.” dedi.

(Şuara 49)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Firavun) dedi ki: "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"

(Şuara 49)

Osman Okur Meali:

Firavun, “Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?” diye çıkıştı. “Doğrusu o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Andolsun, yakında bileceksiniz, bana karşı gelip döneklik yapmanız yüzünden ellerinizi ve ayaklarınızı doğrayacağım, hepinizi asacağım” dedi.

(Şuara 49)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(Fir'avun) Dedi ki: «Ben size izin vermeden evvel siz ona imân ettiniz, şüphesiz ki, o size sihri öğretmiş olan büyüğünüzdür. Artık yakında bileceksiniz, elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kestireceğim ve muhakkak ki sizi toplu bir halde astıracağım.»

(Şuara 49)

Ömer Öngüt Meali:

(Firavun) dedi ki: “Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Size sihiri öğreten büyüğünüz odur. Fakat siz göreceksiniz! Andolsun ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım!”

(Şuara 49)

Ömer Sevinçgül Meali:

Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız demek! Anlaşıldı, size büyü öğreten ustanız buymuş demek! Pek yakında görürsünüz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim! Sonra da hepinizi astıracağım!” dedi.

(Şuara 49)

Sadık Türkmen Meali:

(Firavun) dedi ki: “Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Şüphesiz o size büyü öğreten liderinizdir. Yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Kesinlikle hepinizi asacağım.”

(Şuara 49)

Seyyid Kutub Meali:

Firavun, «ben izin vermeden O'na inandınız, öyle mi? Hiç kuşkusuz O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdı. Ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz. Andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek ve arkasından hepinizi asacağım» dedi.

(Şuara 49)

Suat Yıldırım Meali:

Firavun: "Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı. Size büyüyü öğreten ustanız oymuş! Size yapacağımı da yakında öğreneceksiniz. Farklı yönlerden olmak üzere el ve ayaklarınızı kesecek ve hepinizi asacağım!"

(Şuara 49)

Süleyman Ateş Meali:

(Fir'avn) dedi: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz: Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!"

(Şuara 49)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Ben izin vermeden ona inadınız öyle mi? Demek ki, o sizin büyüğünüz, size büyüyü öğreten adam. Göreceksiniz; kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesecek ve hepinizi asacağım" dedi.

(Şuara 49)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Firavun: "Demek benden izin almadan ona iman ettiniz. Öyleyse size büyü öğreten usta o olmalı. Ama size ne yapacağımı göreceksiniz. Ellerinizi ve ayaklarınızı çarpazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım" dedi.

(Şuara 49)

Şaban Piriş Meali:

-Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Anlaşıldı ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireyim ve sizi çarmıha gerdireyim de görün siz! dedi.

(Şuara 49)

Talat Koçyiğit Meali:

Firavun ise onlara şöyle demişti: "Ben size izin vermeden, siz ona îman mı ettiniz? Şüphe yoktur ki o, sihri size öğreten bir büyüğünüzdür. Şimdi anlayacaksınız, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama mutlaka keseceğim; ve sizin hepinizi asacağım."

(Şuara 49)

Tefhimul Kuran Meali:

(Firavun) Dedi ki: «Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Hiç tartışmasız, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım.»

(Şuara 49)

Ümit Şimşek Meali:

Firavun “Fakat ben size izin vermeden iman ettiniz,” dedi. “Demek, bu size büyücülüğü öğreten büyüğünüzmüş. Siz görürsünüz; ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesip hepinizi asacağım.”

(Şuara 49)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun haykırdı: "Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım."

(Şuara 49)