42. Şura Suresi / 40.ayet

Zira bir kötülüğün karşılığı o kötülüğe denk bir cezadır. Ama kim de kötülüğü affeder ve barıştan yana olursa artık onun mükâfatı Allah’a aittir. Fakat Allah, saldırganlık yapanları sevmez.

Bknz: (6/159)(27/89)»(27/90)

Mustafa Çavdar Meali

Şura 40 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kötülüğün karşılığı, ona benzer bir kötü cezadır. Gerçekten de kim bağışlar ve barışı sağlarsa mükafatı, Allah'a aittir; şüphe yok ki o, zulmedenleri sevmez.

(Şura 40)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ancak) Kötülüğün cezası yine onun misli gibi (onun kadar) bir kötülüktür. (Fazlası zulümdür.) Kim (intikam imkânı ve fırsatı eline geçince) affedip bağışlarsa onun mükâfaatı da Allah’a aittir. Doğrusu O (Allah) zalimleri asla sevmemektedir.

(Şura 40)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve kötülüğün karşılığı, ona benzer kötü bir cezadır. Gerçekten de kim bağışlar ve barışı sağlarsa, mükafatı Allah'a aittir. Şüphe yok ki O, yaratılış gayesi dışında hayat sürenleri sevmez.

(Şura 40)

Adem Uğur Meali:

Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ahmet Hulusi Meali:

Bir kötülüğün karşılığı, onun benzeri bir kötülüktür! Kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'ın üzerinedir... Muhakkak ki O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ahmet Tekin Meali:

Bir kötülüğün cezası, o kötülüğe denk bir ceza olmalıdır. Kim sorgusuz sualsiz affeder ve sulha vesile olursa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Allah zâlimleri, haksız davranışlarda bulunanları sevmez.*

(Şura 40)

Ahmet Varol Meali

Bir kötülüğün cezası onun benzeri bir kötülüktür. Kim affeder ve barışı sağlarsa onun ecri Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ali Bulaç Meali:

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kötülüğün cezası da ona denk bir kötülüktür. Fakat kim bağışlar ve (kendisiyle düşmanı arasını) düzeltirse, onun mükâfatı Allah'a aiddir. Elbette O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kötülüğün karşılığı, tıpkısı bir kötülüktür. Ama kim bağışlar ve barışırsa, onun ödülü, artık Allah'a kalmıştır. Kuşkusuz, O, haksızlık yapanları sevmez.

(Şura 40)

Ali Ünal Meali:

(Ama unutulmamalıdır ki,) maruz kalınan bir kötülüğün karşılığı, ancak yapılan o kötülük ölçüsündedir. Bununla birlikte, kim (kendisine yapılan bir kötülüğü) affeder ve (meseleyi düşmanlık boyutuna vardırmayıp,) kötülüğü yapanla sulh olma yoluna giderse, onun mükâfatını vermeyi Allah üzerine almıştır. Hiç şüphesiz ki O, haksızlık yapanları sevmez.

(Şura 40)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve (bilirler ki:) Kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür. Artık kim affeder barışırsa, onun ücreti Allah’a aittir. Şüphesiz O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bir kötülüğün cezası, ona denk bir cezadır. Kim affeder ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah'a aittir. Doğrusu Allah zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Bekir Sadak Meali:

Bir kotulugun karsilgi, ayni sekilde bir kotuluktur. Ama kim affeder ve barisirsa, onun ecri Allah'a aittir. Dogrusu O, zulmedenleri sevmez.

(Şura 40)

Besim Atalay Meali:

Kötülüğün cezası da, onun gibi kötülüktür, bağışlayan, barış yapan kimsenin sevabı da Allahadır, zalimleri sevmez O

(Şura 40)

Celal Yıldırım Meali:

Bir kötülüğün cezası, misliyle kötülüktür. Artık kim affeder de barıştan yana olursa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Çünkü Allah elbette zâlimleri sevmez.

(Şura 40)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu Allah zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür. Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'a aittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez.

(Şura 40)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Diyanet Vakfı Meali:

Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Edip Yüksel Meali:

Kötülüğün cezası, benzeri bir kötülüktür; ancak kim affeder ve erdemli davranırsa ALLAH tarafından ödüllendirilir. O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kötülüğün cezası da misli kötülüktür, fakat her kim afvedip ıslah ederse onun da ecri Allahadır, her halde o zalimleri sevmez

(Şura 40)

Elmalılı Yeni Meali:

Kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür. Ama kim affedip islah ederse onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz o zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Erhan Aktaş Meali:

Bir kötülüğün karşılığı onun aynısı bir kötülüktür. Ama kim bağışlar ve düzeltici olursa artık onun karşılığı Allah'a aittir. Kuşkusuz O, haksızlık yapanları sevmez.

(Şura 40)

Gültekin Onan Meali:

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup sağlarsa) artık onun ecri Tanrı'ya aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve bir kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür. Ama kim affeder ve düzeltirse, artık onun ücreti Allah'a aittir. Şüphesiz ki O, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanları sevmez.

(Şura 40)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kötülüğün karşılığı, misli ile kötülüktür. Kim de (haksızlığa uğramasına rağmen) affeder ve ıslah ederse, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz ki O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Harun Yıldırım Meali:

Bir kötülüğün cezası onun gibi bir kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse, artık onun ecri Allah’a aittir. Şüphe yok ki O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Hasan Basri Çantay:

Kötülüğün karşılığı ona denk bir kötülük (bir misilleme) dir. Fakat kim afveder, barışı sağlarsa mükafatı Allaha aiddir. Şübhe yok ki O, zaalimleri asla sevmez.

(Şura 40)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir kötülüğün cezâsı ise, onun misli olan bir kötülüktür. Artık kim affeder ve ıslâh eder (arayı düzeltir)se, işte onun mükâfâtı Allah'a âiddir. Muhakkak ki O, zâlimleri sevmez.

(Şura 40)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Herhangi bir çirkinliğin [kötülüğün] karşılığı, kendisinin örneğinde bir çirkinliktir [kötülüktür]. Artık, kim affeder ve düzeltirse, onun ödülü[nü vermek] Allah'a [kalmıştır]. Gerçekten o, zalimleri sevmiyor.

(Şura 40)

Hüseyin Atay Meali:

Bir kötülüğün karşılığı benzeri bir kötülüktür. Ancak kim bağışlar ve düzeltirse onun ödülü Allah'a aittir. Doğrusu, O, haksızlık edenleri sevmez.

(Şura 40)

İbni Kesir Meali:

Kötülüğün karşılığı; ona denk bir kötülüktür. Kim, affeder ve ıslah ederse; ecri Allah'a aittir. Muhakkak ki Allah; zalimleri sevmez.

(Şura 40)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bir kötülüğün cezası, yapılan kötülüğün misli ile karşılık verilir. Bundan sonra kim kendisine yapılan o kötülüğü affederse ve doğru işler yaparsa, onun karşılığını vermek Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah haksızlık yapanları sevmez.

(Şura 40)

İskender Ali Mihr Meali:

Bir kötülüğün cezası onun misli kadar kötülüktür. Fakat kim affeder ve ıslâh ederse artık onun ecri (mükâfatı) Allah’a aittir. Muhakkak ki O (Allah), zalimleri sevmez.

(Şura 40)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kötülüğün karşılığı yine onun gibi bir kötülüktür. Ancak, herkim bağışlar, barışırsa onun karşılığını vermek Allah'a düşer. Çünkü Allah kıyıcıları sevmez.

(Şura 40)

Kadri Çelik Meali:

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve (bozuklukları) ıslah ederse artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Mahmut Kısa Meali:

Fakat aşırı gitmemek şartıyla. Çünkü kötülüğün karşılığı, ancak ona denk bir cezadır. Bununla birlikte, her kim hasmını cezalandırmaya gücü yettiği hâlde onu bağışlar ve böylece düşmanlıkları sona erdirip barışı sağlarsa, onun mükafatını vermek bizzat Allah’a aittir. Hiç kuşkusuz Allah, her ne sebeple olursa olsun, insanlara zulmedenleri sevmez!

(Şura 40)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Umumen kötülüğün karşılığı, misli kadar kötülüktür. Ama kim ki, affeder ve ıslah eder, Razı olarak barış sağlarsa, onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmemektedir.

(Şura 40)

Mehmet Türk Meali:

Kötülüğün cezâsı yine onun gibi bir kötülüktür.1 Kim de affeder ve bağışlarsa onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O zâlimleri kesinlikle sevmez.*

(Şura 40)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kötülüğün karşılığı, o kötülüğe denk olandır. Ancak kim affederse ve (böylece) ıslah ederse, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zalimleri (hiç) sevmez.

(Şura 40)

Muhammed Esed Meali:

Ama (unutma ki,) kötülüğü cezalandırma (teşebbüsü) de, bizatihi bir kötülük olabilir; o halde, kim (düşmanını) affeder ve barış yaparsa mükafatı Allah katındadır, çünkü O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah'tandır. Gerçek şu ki o, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Mustafa Çavdar Meali:

Zira bir kötülüğün karşılığı o kötülüğe denk bir cezadır. Ama kim de kötülüğü affeder ve barıştan yana olursa artık onun mükâfatı Allah’a aittir. Fakat Allah, saldırganlık yapanları sevmez.

Bknz: (6/159) - (27/89)»(27/90)

(Şura 40)

Mustafa Çevik Meali:

40-43 Bir kötülüğün karşılığı, o kötülüğe denk bir cezadır. Ancak kim de affeder ve barış yolunu tercih ederse, onun mükâfatı da Allah’a aittir. Bununla birlikte Allah haksızlık edenleri ve zalimleri sevmez. Ancak zulme uğrayan kimse affetmez de haklarını almak isterse, bundan dolayı da suçlanıp sorumlu tutulmaz. Haddi aşıp zulmedenler, saldırganlık yapıp haksız yere güç kullananlar ise yaptıklarından dolayı sorumlu tutulup hak ettikleri azap ile cezalandırılacaklar. Fakat kim de sıkıntıya göğüs gerip, uğradığı haksızlık karşısında sabırlı davranıp bağışlayıcı olursa bu da takdir edilecek erdemli ve faziletli bir davranıştır.

(Şura 40)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama kötülüğün cezası, ancak ona denk bir karşılık olabilir; ne var ki kim affeder ve barış yaparsa, işte onun mükafatı Allah'a aittir: Şüphe yok ki O, zalimleri asla sevmez.

(Şura 40)

Osman Okur Meali:

(Ama unutmayın ki) haksızlığın karşılığı, yapılan haksızlık kadar olabilir, fazlası helâl olmaz. Bununla beraber kim affeder, barışırsa onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu Allah zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bir kötüIüğün cezası da onun misli bir kötülüktür. Fakat kim affeder ve ıslahta bulunursa artık onun mükâfaatı da Allah'a aittir. Şüphe yok ki O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ömer Öngüt Meali:

Kötülüğün cezası yine onun gibi kötülüktür. Amma kim affeder, barışırsa, onun mükâfatı Allah'a âittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez.

(Şura 40)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kötülüğün karşılığı onun dengi olan bir kötülüktür. Fakat, kim affeder de barış yaparsa bilsin, Allah onun ödülünü verecek. Allah, zalimleri sevmez!

(Şura 40)

Sadık Türkmen Meali:

KÖTÜLÜK YAPAN bir kişiye/bir kötülüğün cezası, aynıyla karşılık vermektir (ki onu, o da tatsın ve bir daha yapmasın). Fakat kim affeder ve ıslahı/sulhu/barışı esas alırsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zalimleri hiç sevmez!

(Şura 40)

Seyyid Kutub Meali:

Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu Allah zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Suat Yıldırım Meali:

Ama unutmayın ki haksızlığın karşılığı, yapılan haksızlık kadar olabilir, fazlası helal olmaz. Bununla beraber kim affeder, haksızlık edenle arasını düzeltirse onun da mükafatı artık Allah'a yaraşan tarzda olur.Şu kesindir ki Allah zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Süleyman Ateş Meali:

Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir kötülüğün cezası, onun dengi bir kötülüktür. Kim bağışlar da arayı düzeltirse karşılığını Allah verir. O, yanlış yapanları sevmez.

(Şura 40)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bir saldırıya, ona uygun bir şekilde karşılık verilmelidir. Kim düşmanını affeder ve onunla barışırsa ödülünü Allah'tan alacaktır. Çünkü O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Şaban Piriş Meali:

Bir kötülüğün cezası, onun benzeri bir kötülüktür. Kim de affeder ve düzeltirse, onun mükafatı Allah'a aittir. Allah, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Talat Koçyiğit Meali:

Bir kötülüğün cezası, misliyle bir kötülüktür. Fakat kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah a aittir. O, zâlim olanları hiç sevmez.

(Şura 40)

Tefhimul Kuran Meali:

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

(Şura 40)

Ümit Şimşek Meali:

Kötülüğün karşılığı, ona denk bir kötülüktür. Fakat kim bağışlar ve barış yolunu seçerse, onun ödülü Allah'a aittir. O ise zalimleri hiç sevmez.

(Şura 40)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.

(Şura 40)