42. Şura Suresi / 41.ayet

Haksız bir saldırıya karşı dayanışma ile kendilerini savunanlar hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar.

Bknz: (4/148)

Mustafa Çavdar Meali

Şura 41 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kim, zulme karşı savunursa bu çeşit kişileri suçlu saymaya bir yol yoktur.

(Şura 41)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kim zulme (ve saldırıya) uğradıktan sonra (zalimler etkisiz bırakılıp cezalandırılmak suretiyle) nusret bulup (hakkını alır ve huzura kavuşursa), artık onlar (saldırganlar) aleyhine (işkence, hakaret ve temel insan haklarından mahrum etme gibi) bir yol verilmiş değildir.

(Şura 41)

Abdullah Parlıyan Meali:

Zulme uğradıktan sonra kendilerini savunup hakkını alan kimseye gelince; bunlara hiçbir suç isnat edilemez, kınanmaz ve cezalandırılmazlar.

(Şura 41)

Adem Uğur Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.

(Şura 41)

Ahmet Hulusi Meali:

Kim de zulme uğramasından sonra zalime karşılığını verirse, işte onların suçlanacak tarafı olmaz!

(Şura 41)

Ahmet Tekin Meali:

Zulme uğradıktan sonra, haklarını alanları, cezalandırmak için herhangi bir sebep yoktur.

(Şura 41)

Ahmet Varol Meali

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa artık onların aleyhlerine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Ali Bulaç Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kim, kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa, artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur.

(Şura 41)

Ali Rıza Sefa Meali:

Haksızlığa uğradıktan sonra kendilerini savunanlar; işte onlar suçlanmazlar.

(Şura 41)

Ali Ünal Meali:

Fakat her kim haksızlığa uğrar ve (meşrû yoldan) hakkını geri alırsa, bunlar için kınama ve herhangi bir sorumluluk söz konusu olamaz.

(Şura 41)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Fakat zulme uğradıktan sonra, kendini savunan olursa, işte onlara karşı bir kınama yolu bulunmaz.

(Şura 41)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.

(Şura 41)

Bekir Sadak Meali:

Zulum gordukten sonra hakkini alan kimselere, iste onlarin aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Besim Atalay Meali:

Zulme uğrayıp da, öcünü alan için tutulacak yol yoktur

(Şura 41)

Celal Yıldırım Meali:

Kim de haksızlığa uğradıktan sonra sadece hakkını alırsa, işte onlar aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Her kim zulme uğradıktan sonra kendini savunup hakkını alırsa o kimseye (ceza vermek için) bir yol (hiçbir sorumluluk) yoktur.

(Şura 41)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Zulüm gördükten sonra hakkını alan kimselere, işte onların aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur.

(Şura 41)

Diyanet Vakfı Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.

(Şura 41)

Edip Yüksel Meali:

Haksızlığa uğradıktan sonra hakları için direnenler kınanmazlar, cezalandırılmazlar.

(Şura 41)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve elbette her kim zulm olunduktan sonra öcünü alırsa artık onlar üzerine (ceza için) yol yoktur

(Şura 41)

Elmalılı Yeni Meali:

Her kim zulme uğradıktan sonra öcünü alırsa artık onlar üzerine (ceza vermek için herhangi bir) yol yoktur.

(Şura 41)

Erhan Aktaş Meali:

Kim de haksızlığa uğradıktan sonra hakkını alırsa, onun aleyhine bir yol tercih edilmez.

(Şura 41)

Gültekin Onan Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kim de haksızlığa uğradıktan sonra hakkını alırsa, işte onların aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kim de zulme uğradıktan sonra öcünü alırsa, böylelerinin aleyhlerine bir yol yoktur. (Kınanmaz, cezaya çarptırılmazlar.)

(Şura 41)

Harun Yıldırım Meali:

Kim de zulme uğradıktan sonra intikamını alırsa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Hasan Basri Çantay:

Kim kendisine (yapılan) zulmün ardından herhalde hakkını alırsa bunlar aleyhinde (mes'uliyyete) bir yol yokdur.

(Şura 41)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kim de gerçekten zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, işte onlar var ya, kendileri aleyhine (kendilerinin suçlanabileceği) hiçbir yol yoktur.

(Şura 41)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendi[sine yapılan] zulmünden¹ sonra yardım isteyen kimselerin (evet!) onların aleyhine hiçbir yol (sorumluluk) yoktur.

(Şura 41)

Hüseyin Atay Meali:

Ve andolsun haksızlığa uğradıktan sonra öcünü alan kimselere, işte onlara bir sorumluluk olmaz.

(Şura 41)

İbni Kesir Meali:

Kim, zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa; aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

İlyas Yorulmaz Meali:

Zulme uğradıktan sonra kendini savunanlar için, onlar üzerine ceza vermek için bir yol yoktur.

(Şura 41)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve gerçekten zulme uğradıktan sonra hakkını geri alan kimseler, işte onlar; onların üzerine (aleyhlerine) bir yol (ceza) yoktur.

(Şura 41)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Herkim de kendine edilen bir kıyıcılık üzerine öc alacak olursa, ona karşı durulamaz.

(Şura 41)

Kadri Çelik Meali:

Kim de zulme uğradıktan sonra intikam alırsa, onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Mahmut Kısa Meali:

Fakat zulme uğradıktan sonra kendilerini savunanlar bundan dolayı hiçbir şekilde kınanamaz, suçlanamazlar.

(Şura 41)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık kim zulme uğradıktan sonra hakkını savunup alırsa, onlara aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Mehmet Türk Meali:

Zulme uğradıktan sonra kendisini savunanlara, cezâ vermek için bir yol yoktur.

(Şura 41)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kim kendisine zulmedildikten sonra (uygun bir şekilde) öç alırsa, işte itiraz edilemeyenler (de) ancak onlardır.

(Şura 41)

Muhammed Esed Meali:

Zulme uğradıklarında kendilerini savunanlara gelince; onlara hiçbir suç isnad edilemez:

(Şura 41)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara karşı yapılacak bir şey yoktur.

(Şura 41)

Mustafa Çavdar Meali:

Haksız bir saldırıya karşı dayanışma ile kendilerini savunanlar hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar.

Bknz: (4/148)

(Şura 41)

Mustafa Çevik Meali:

40-43 Bir kötülüğün karşılığı, o kötülüğe denk bir cezadır. Ancak kim de affeder ve barış yolunu tercih ederse, onun mükâfatı da Allah’a aittir. Bununla birlikte Allah haksızlık edenleri ve zalimleri sevmez. Ancak zulme uğrayan kimse affetmez de haklarını almak isterse, bundan dolayı da suçlanıp sorumlu tutulmaz. Haddi aşıp zulmedenler, saldırganlık yapıp haksız yere güç kullananlar ise yaptıklarından dolayı sorumlu tutulup hak ettikleri azap ile cezalandırılacaklar. Fakat kim de sıkıntıya göğüs gerip, uğradığı haksızlık karşısında sabırlı davranıp bağışlayıcı olursa bu da takdir edilecek erdemli ve faziletli bir davranıştır.

(Şura 41)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Haksız bir saldırıya karşı meşru müdafaa dayanışması sergileyenlere gelince: onlar hiçbir yolla sorumlu tutulamazlar

(Şura 41)

Osman Okur Meali:

Zulme uğradıklarında kendilerini savunanlara gelince; onlara hiçbir suç isnad edilemez:

(Şura 41)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve her kim zulmolunduktan sonra hakkını alırsa artık onların üzerine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Ömer Öngüt Meali:

Kim kendisine yapılan zulümden sonra hakkını alırsa, böyle yapanların aleyhine bir yol (mesuliyet) yoktur.

(Şura 41)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine haksızlık yapıldıktan sonra hakkını alan kimseler sorumlu olmazlar.

(Şura 41)

Sadık Türkmen Meali:

Kim zulme uğramasının ardından kendini savunursa; artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Seyyid Kutub Meali:

Zulüm gördükten sonra hakkını alan kimselerin aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Suat Yıldırım Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, bunlara hiçbir sorumluluk yoktur.

(Şura 41)

Süleyman Ateş Meali:

Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa öylelerinin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar).

(Şura 41)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Her kim de kendine yapılan yanlıştan sonra hakkını alacak olsa, ona engel olunamaz.

(Şura 41)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Zulme uğrayanlar, kendilerini savundukları için suç işlemiş olmazlar.

(Şura 41)

Şaban Piriş Meali:

Zulme uğradıktan sonra öcünü alan kimse için, artık onların aleyhine bir yol yoktur.

(Şura 41)

Talat Koçyiğit Meali:

Her kim zulüm gördükten sonra nefsini müdâfa edip öç alırsa, işte böylelerine herhangi bir ceza yoktur.

(Şura 41)

Tefhimul Kuran Meali:

Kim de zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

(Şura 41)

Ümit Şimşek Meali:

Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseyi suçlamak için bir yol yoktur.

(Şura 41)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranamaz.

(Şura 41)