9. Tevbe Suresi / 106.ayet

Bir de durumları Allah’ın takdirine kalmış diğer bir grup daha var ki, Allah onları isterse cezalandırır isterse tövbelerini kabul eder. Zira Allah her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerince yapandır.

Bknz: (48/11)»(48/17)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 106 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir başka bölük de var ki işleri, Allah'ın emrine kalmış; dilerse azaplandırır onları, dilerse tövbelerini kabul eder ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Diğer bir kısmınız (bazı kesimleriniz ve kötülükleriniz ise) Allah'ın emri (ve hikmeti) gereği (şimdilik) ertelenmişlerdir. O bunları, ya azaplandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah Bilendir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Abdullah Parlıyan Meali:

Tebük seferine katılmayanlardan başka bir kısmı da, Allah'tan gelecek bir emir için bekletiliyorlar. Allah dilerse onlara azap eder veya tevbe nasip edip, pişmanlıklarını kabul eder. Allah mutlak ve sınırsız bilgi sahibi olup, yaptığı herşeyi yerli yerince yapandır.

(Tevbe 106)

Adem Uğur Meali:

(Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Ahmet Hulusi Meali:

(Savaş için sefere çıkmayan) diğer bir kısım da Allah hükmüne bırakılmışlardır... Ya onlara azap yaşatır ya da tövbe nasip eder... Allah Aliym'dir, Hakiym'dir.

(Tevbe 106)

Ahmet Tekin Meali:

Bir diğerleri de, Allah'ın emrini, hükmünü beklemektedirler. Allah ya onları cezalandıracak veya tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek, kendisine itaate yönelişlerini kabul edecek. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.

(Tevbe 106)

Ahmet Varol Meali

Diğer bazılarının işleri de Allah'ın buyruğuna bırakılmıştır. Onlara ya azab eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hakimdir.

(Tevbe 106)

Ali Bulaç Meali:

Diğer bir kısmı, Allah'ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O savaştan geri kalan diğer bir kısmı da, Allah'ın kaderi icabı tevbe etmekte gecikmişlerdi. Eğer günahlarında ısrar edip tevbe etmezlerse, Allah onlara azab eder; yok tevbekâr olursa, tevbelerini kabul eder. Allah, Alîm'dir, Hakîm'dir.

(Tevbe 106)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve Allah'ın buyruğuyla diğerleri ertelenmiştir. Onları cezalandıracak veya pişmanlıklarını kabul edecektir. Çünkü Allah, Bilendir; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir.

(Tevbe 106)

Ali Ünal Meali:

Daha başkaları da var ki, durumları Allah’ın haklarında vereceği hükme kalmıştır; O, onları ister cezalandırır, isterse tevbeye muvaffak kılar ve affeder. Allah, her şeyi, (bu arada kimin cezaya müstahak, kimin affa lâyık olduğunu) hakkıyla bilen ve her yaptığı ilme dayanandır; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.

(Tevbe 106)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Savaşa gelmeyenlerden diğer bir takım da Allah’ın emri için bekletiliyorlar. Allah, ya onları azaplandıracaktır veya onların tövbe sini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerinde yapandır.

(Tevbe 106)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sefere katılmayanlardan diğer bir grup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tövbelerini kabul eder. Allah çok bilendir; hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Bekir Sadak Meali:

Savastan geri kalanlarin bir kisminin isi de Allah'in buyruguna kalmistir. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir.

(Tevbe 106)

Besim Atalay Meali:

Bir takımları, Allahın buyrumuna bırakılmıştır, ya onlara azap eder, ya da bağışlar, Allah bilicidir, Allah bilgedir

(Tevbe 106)

Celal Yıldırım Meali:

(Tebük Seferi'ne katılmayanlardan) başka bir kısmı da Allah' in vereceği hükme bırakılmışlardır; ya onlara azâb eder ya da tevbe nasîb edip pişmanlıklarını kabul eder. Allah her şeyi bilendir, her şeyi hikmetle yürütendir.

(Tevbe 106)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Savaşa katılmayanların bir başka bölümü daha var ki, onların işleri doğrudan doğruya Allah'ın iradesine kalmıştır. O, onları ya azaba çarptırır ya da tevbelerini kabul eder. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Savaştan geri kalanların bir kısmının işi de Allah'ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir.

(Tevbe 106)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Diyanet Vakfı Meali:

(Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.  *

(Tevbe 106)

Edip Yüksel Meali:

Bir başka grup da ALLAH'ın hükmünü bekliyor. Kendilerini ya cezalandırır veya tevbelerini kabul eder. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

(Tevbe 106)

Elmalılı Orjinal Meali:

Diğer bir takımı da Allahın emrine geri bırakılmışlardır, ya kendilerini tazib eder veya tevbelerini kabul buyurur, Allah alimdir, hakimdir

(Tevbe 106)

Elmalılı Yeni Meali:

Diğer bir kısmı da Allah'ın iradesine bırakılmışlardır; ya onlara azap eder veya tevbelerini kabul buyurur. Allah, herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Erhan Aktaş Meali:

Geri kalan bir bölümün işi de Allah'ın yargısına kalmıştır; onlara ya azap eder veya tövbelerini kabul eder. Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.

(Tevbe 106)

Gültekin Onan Meali:

Diğer bir kısmı, Tanrı'nın buyruğu için ertelenmişlerdir. O, bunları ya azablandıracak ya da tevbelerini kabul edecektir. Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve diğerleri, Allah'ın emrine bırakılmış olanlardır. O, ya kendilerini azaplandırır ya da tevbelerini kabul eder. Ve Allah en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır.

(Tevbe 106)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Başkaları da Allah’ın emrine (onların hakkında vereceği hüküm için) bırakılmışlardır. Ya onlara azap eder ya da tevbelerini kabul eder. Allah (her şeyi bilen) Alîm, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir.

(Tevbe 106)

Harun Yıldırım Meali:

Diğer bir kısmı da Allah’ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları ya azaba uğratacak yahut tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.

(Tevbe 106)

Hasan Basri Çantay:

(Savaşa gitmeyenlerden) diğer bir takımı da Allahın emrine (intizaren) gecikdirilmişlerdir. O, bunları ya azaba uğratacak, yahud tevbelerini kabul edecekdir. Allah (onların hallerini) çok iyi bilen, (her şey'i) tam bir hikmetle yapandır.

(Tevbe 106)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Savaşa gitmeyenlerin) diğer bir kısmı da Allah'ın emrine bırakılmış kimselerdir; onlara ya azâb eder, ya da (hikmetine binâen, kendi lütfundan) tevbelerini kabûl eder. Çünki Allah, Alîm (onların kalbinde olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm (hükmettiği her işte hikmetli olan)dır.

(Tevbe 106)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Diğerleri, Allah'ın emrine kalmıştır. Allah bir devamlı bilen, bir hakim/ hikmetli olarak ya onlara azap eder ya da onların tevbelerini kabul eder.

(Tevbe 106)

Hüseyin Atay Meali:

Savaştan geri kalanların bir kısmının işi Allah’ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azap eder, ya da tövbelerini kabul eder. Allah bilgindir, bilgedir.

(Tevbe 106)

İbni Kesir Meali:

Diğer bir kısmı da Allah'ın emrine bırakılmışlardır; ya onlara azab eder veya tevbelerini kabul eder. Allah; Alim'dir, Hakim'dir.

(Tevbe 106)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah'ın emrine (savaşın çağrısına) uymayan diğerlerine gelince, ya Allah onlara azap edecek, yada onların pişmanlıklarını kabul edip bağışlayacak. Allah her şeyi bilen ve her şeyin hükmünü verendir.

(Tevbe 106)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve diğerleri, Allah’ın emri için ertelenmiştir. Onları ya azaplandırır ya da onların tövbesini kabul eder. Ve Allah; Alîm’dir (en iyi bilen), Hakîm’dir (hüküm veren, hikmet sahibi).

(Tevbe 106)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İki yüzlülerden bir takımı daha vardır ki onların işi Allah'ın buyruğuna bırakılmıştır. Allah onları ya azaba uğratacak, ya da onların tövbesini onayacaktır. Allah bilicidir, doğruyu bildiricidir.

(Tevbe 106)

Kadri Çelik Meali:

(Cihada gitmeyenlerden) Diğer bir grup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Mahmut Kısa Meali:

Gerek zenginlik, gerek iman sağlamlığı bakımından, savaşa katılmayışlarını mazur gösterecek hiçbir hafifletici sebepleri bulunmadığı için daha ağır bir cezayı hak eden diğer bir kısmının durumu ise, Allah’ın ileride, 118. ayette vereceği hükme bırakılmıştır. Çünkü Allah, bu üç kişiyi bir süre daha bekletip zor bir imtihândan geçirecek ve gösterecekleri tavra göre ya onları cezalandıracak, ya da affedecektir. Unutmayın ki Allah, her şeyi eksiksiz bilendir; her konuda en doğru hükümleri veren sonsuz hikmet sahibidir. İşte bu ilim ve hikmetinin gereği olarak, İslâm devletine karşı komplolar düzenleyenlerin kurduğu sözde ‘mescitlerin’ içyüzünü ortaya koyuyor, böyle yerlere karşı nasıl bir tavır takınmanız gerektiğini size öğretiyor: Allah’ın Elçisi, Medîne’ye hicret ettiği ilk günden beri, Hazreç kabîlesinin ileri gelenlerinden biri olan ve yıllar önce Hıristiyanlığı benimsemiş Ebû Âmir adındaki bir rahibin amansız düşmanlığıyla karşı karşıya idi. Kutsal metinler hakkındaki derin bilgisinden dolayı halkın nazarında saygın bir yeri olan bu adam, Peygambere duyduğu kin ve haset yüzünden, münâfıklarla ve müşriklerle işbirliği yaparak İslâm’a karşı amansız bir muhalefete girişmiş, Peygambere karşı yapılan hemen her savaşta aktif rol oynamıştı. Bütün çabalarına rağmen, Arabistan’da İslâm’ın önünde durabilecek hiçbir gücün kalmadığını görünce, Bizans İmparatorunu Müslümanlara saldırması için kışkırtmak amacıyla Sûriye’ye göçtü. Bu arada, sürekli temas hâlinde olduğu Medîne’deki yandaşlarına, Medîne çevresinde bir kasaba olan Kuba’da yeni bir mescit yapmalarını önerdi. Böylece münâfıklar, Ebû Âmir, Roma ordusuyla Medîne’yi işgal edinceye kadar, rahatça buluşup Müslümanlar aleyhine planlar yapacakları bir ortama kavuşmuş olacaklardı. Nihâyet, mescidi yapıp faaliyetlere başlamışlardı ki, münâfıkların inşâ ettikleri ve edecekleri sözde mescitlere ne yapılması gerektiğini bildiren aşağıdaki ayet nazil oldu ve Allah’ın Elçisi, Tebük seferinden döner dönmez bu mescidi yıktırıp yerle bir etti:

(Tevbe 106)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bir kısımda da var ki, onların işleri Allah'ın emrine kalmıştır. Elim bir azapla cezalandırır ya da tövbelerini kabul edecektir. Tövbeleri kabul eden Allah her şeyi bilir, O Alim'dir, Hakim'dir.

(Tevbe 106)

Mehmet Türk Meali:

(Savaşa katılmayanların) diğer bir kısmı da Allah’ın emrine bırakılmıştır.1 (Allah) onlara, ya azap edecek ya da tevbelerini kabul edecektir. Gerçekten Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm (ve hikmet) sahibidir.*

(Tevbe 106)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Onlardan) bir kısım daha (vardır ki,) Allah'ın emrini beklemeye bırakılmışlardır. O, ister onları azaba uğratır, isterse onların tevbelerini kabul ederek, rahmetiyle onlara yönelir. Allah, her şeyi en iyi bilen ve hikmet sahibi olandır.

(Tevbe 106)

Muhammed Esed Meali:

Bir de, (durumlarının ne olacağı) Allah'ın yargı ve iradesine kalmış olan başka bir kısım insanlar (var ki), bunları (Allah) ya azaplandıracak ya da yine acıması, esirgemesiyle yönelecektir onlara. Çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle yargılayan mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.

(Tevbe 106)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Diğer bazılarının da işi Allah'ın emrine kalmıştır. Allah onları ister cezalandırır, ister tövbelerini kabul eder. Çünkü; Allah, gereğince bilendir ve erdemli bilginin kaynağıdır.

(Tevbe 106)

Mustafa Çavdar Meali:

Bir de durumları Allah’ın takdirine kalmış diğer bir grup daha var ki, Allah onları isterse cezalandırır isterse tövbelerini kabul eder. Zira Allah her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerince yapandır.

Bknz: (48/11)»(48/17)

(Tevbe 106)

Mustafa Çevik Meali:

Bir de mü’min olduklarını söyledikleri halde, saldırgan müşrik ve kâfirlerle savaşmak için çağırıldıklarında, münafıkların fitne ve fesatlarına kapılarak savaşa katılmayanlar sonradan yaptıklarına pişman olup tevbe ederek doğruya yönelenler var. Onlarla ilgili hükmü verecek olan Allah’tır. Allah dilerse tevbelerini kabul eder, dilerse de azap eder. Her şeyin iç yüzünü bilen yalnızca Allah’tır.

(Tevbe 106)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir de, durumları Allah'ın takdirine kalmış bir grup insan daha var. Allah isterse onları cezalandırır, isterse onların tevbelerini kabul eder: Zira Allah her şeyi bilir, her takdirinde tam isabet sahibidir.

(Tevbe 106)

Osman Okur Meali:

(Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve diğer birtakımı da Allah Teâlâ'nın emri için tehir edilmişlerdir. Ya onları muazzep kılacak veya onların tevbelerini kabul buyuracaktır. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.

(Tevbe 106)

Ömer Öngüt Meali:

Diğer bazıları da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Onlara ya azap eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Savaşmak üzere Peygamberi izlemeyenlerden’ bir kısmının durumu Allah’ın iradesine bırakılmıştır. Onlara ya azap edecek ya da tevbelerini kabul buyuracaktır. Allah, sınırsız ilmi olandır, her işini nice gayeler gözeterek yapar.

(Tevbe 106)

Sadık Türkmen Meali:

(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah’ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder, ya da tövbelerini kabul eder. Allah bilen ve doğru hüküm/karar verendir.

(Tevbe 106)

Seyyid Kutub Meali:

Savaşa katılmayanların bir başka bölümü daha var ki, onların işleri doğrudan doğruya Allah'ın iradesine kalmıştır. O, onları ya azaba çarptırır ya da tevbelerini kabul eder. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.

(Tevbe 106)

Suat Yıldırım Meali:

Sefere katılmayan bazı kişilerin akıbetleri de Allah'ın emrine kalmıştır:Allah ister onları cezalandırır, ister merhamet eder. Allah alimdir, hakimdir (her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

(Tevbe 106)

Süleyman Ateş Meali:

Başka bir takımları da var ki Allah'ın emrine bırakılmışlardır. (Allah) ya onlara azabeder, ya da onları affeder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir kısmının işi de Allah'a kalmıştır[1], onları ya azaba uğratır ya da kayırır. Allah bilir, doğru kararlar verir.

1)Bunlar, şirkin dışındaki günahları işlemiş kişiler olabilir. Tevbeleri geri bırakılan üç kişi de olabilir. Bk 118

(Tevbe 106)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Diğerlerinin işi de Allah'a kalmıştır; dilerse onlara azap eder, dilerse tövbelerini kabul eder. Çünkü O, her şeyi bilir, hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Şaban Piriş Meali:

Bir kısmı da Allah'ın emrine kalmıştır. Allah onlara ya azap eder; ya da tevbelerini kabul eder. O, alimdir, hakimdir.

(Tevbe 106)

Talat Koçyiğit Meali:

Diğer bir kısım kimseler ise, Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Allah, onlara ya azâb eder; ya da tövbelerini kabul eder. Allah, her şeyi hakkıyle bilendir; hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Tefhimul Kuran Meali:

Diğer bir kısmı da, Allah'ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Tevbe 106)

Ümit Şimşek Meali:

Diğer bazılarının da işi Allah'ın emrine kalmıştır. Allah onları ister cezalandırır, ister tevbelerini kabul eder. Zira Allah herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar.

(Tevbe 106)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir kısmı da umutları Allah'ın emrine bağlı, beklemektedir. Allah onlara ya azap edecektir ya tövbe edecektir. Allah, Alim'dir, Hakim'dir.

(Tevbe 106)