9. Tevbe Suresi / 87.ayet
Tevbe 87 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Onlar, oturup kalanlarla beraber olmaya razı olmuşlardır ve kalplerine mühür vurulmuştur onların, muhakkak ki onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
(Münafıklar cihaddan ve din yolunda sorumluluktan kaçarak) Geri kalıp (evinde oturanlarla) birlikte olmayı uygun bulmuşlardır. Onların kalpleri mühürlenip damgalanmıştır, (bundan dolayı artık onlar “Hayat iman ve cihaddır” gerçeğini) anlayamaz ve kavrayamaz (olmuşlardır).
(Tevbe 87)Abdullah Parlıyan Meali:
Geride kalanlarla beraber olmaya istekli çıktılar da, bu yüzden onların kalpleri mühürlendi; öyle ki artık hakkı kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Adem Uğur Meali:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Ahmet Hulusi Meali:
Savaşa katılmayıp geride kalan kadınlar, çocuklar, acizler ile beraber olmaya razı oldular... Kalplerine mühür vuruldu (anlayışları kilitlendi)! Artık onlar anlayamazlar!
(Tevbe 87)Ahmet Tekin Meali:
Savaşa giden orduya katılmayan, dışlanmış aşağılık bozguncularla birlikte kalmaya râzı oldular. Kalpleri, kafaları anlayışsız hale getirildi. Onların anlayacak kabiliyetleri kalmadı, düşünemez oldular.*
(Tevbe 87)Ahmet Varol Meali
Geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular ve kalplerine mühür vuruldu. Onlar artık anlamazlar.
(Tevbe 87)Ali Bulaç Meali:
(Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalbleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar.
(Tevbe 87)Ali Fikri Yavuz Meali:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Onların kalbleri üzerine nifak damgası vuruldu. Artık onlar, cihaddaki saadeti ve geri kalmaktaki şekaveti anlayamazlar.
(Tevbe 87)Ali Rıza Sefa Meali:
Geride kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Bu yüzden, yüreklerine damga vuruldu; artık anlamazlar.
(Tevbe 87)Ali Ünal Meali:
Seferden geri kalan (kadınlar ve çocuklarla) birlikte oturup keyiflerine bakmayı tercih ettiler ve kalblerinin üzerine mühür basıldı. Bu sebeple onlar, gerçeği ve meselelerin özünü asla idrak etmezler.
(Tevbe 87)Bahaeddin Sağlam Meali:
Savaşta geri kalan zayıf kişiler ve kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Çünkü kalpleri mühürlenmiştir, artık anlamıyorlar.
(Tevbe 87)Bayraktar Bayraklı Meali:
Geride kalan kadınlarla beraber bulunmaya razı oldular. Artık kalpleri mühürlenmiştir ve bu yüzden anlamazlar.
(Tevbe 87)Bekir Sadak Meali:
Geri kalan kadinlarla beraber bulunmaya razi oldular. Kalbleri kapanmistir, bu yuzden anlamazlar.
(Tevbe 87)Besim Atalay Meali:
Geride kalanlarla kalmak istemişlerdi, gönülleri damgalandı, onlar anlamıyorlar
(Tevbe 87)Celal Yıldırım Meali:
Geriye kalan kadınlarla beraber olmaya istekli çıktılar; kalblerine mühür vuruldu, artık onlar (gerçeği) anlayamazlar.
(Tevbe 87)Cemal Külünkoğlu Meali:
Onlar (kalplerindeki nifaktan dolayı) evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte (geri) kalmaya razı oldular. (Bunun için) kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar anlayamazlar.
(Tevbe 87)Diyanet İşleri Eski Meali:
Geri kalan kadınlarla beraber bulunmaya razı oldular. Kalbleri kapanmıştır, bu yüzden anlamazlar.
(Tevbe 87)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Diyanet Vakfı Meali:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar. *
(Tevbe 87)Edip Yüksel Meali:
Geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Sonunda kalpleri mühürlendi. Bundan ötürü anlayamazlar.
(Tevbe 87)Elmalılı Orjinal Meali:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerinin üzeri tab edildi, artık onlar gayeyi fehmetmezler
(Tevbe 87)Elmalılı Yeni Meali:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Erhan Aktaş Meali:
Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler. Kalpleri mühürlendi, artık onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Gültekin Onan Meali:
(Savaştan) Geri kalanlarla birtikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayamazlar (la yefkahum).
(Tevbe 87)Hakkı Yılmaz Meali:
(86,87) Ve “Allah'a iman edin ve Elçisi ile birlikte çaba harcayın” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan güç [mal, mülk, evlat] sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler. Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri de damgalandı/ mühürlendi. Artık onlar iyice kavrayıp anlamazlar.
(Tevbe 87)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Geride kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler. (Bunun üzerine) kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Harun Yıldırım Meali:
Geri kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Kalplerine de mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar kavrayıpanlamazlar.
(Tevbe 87)Hasan Basri Çantay:
Onlar oturanlarla beraber olmalarını hoş gördüler. Kalblerine mühür vurulmuş onların. Bundan dolayı onlar (cihadda olan hikmeti, gaayeyi, Resule muvaafakatdaki seadeti, ondan geri kalmanın şekaavetini) iyice anlamazlar.
(Tevbe 87)Hayrat Neşriyat Meali:
Geride kalan (kadın)larla berâber olmaya râzı oldular ve (isyanlarındaki ısrarları yüzünden) kalbleri mühürlendi; artık onlar (hakkı) anlamazlar!
(Tevbe 87)Hubeyb Öndeş Meali: /
Geride kalan [kadınlarla¹] birlikte olmaya razı oldular ve kalplerine damga basıldı. Artık onlar anlamıyorlar.
(Tevbe 87)Hüseyin Atay Meali:
Geri kalanlarla beraber bulunmayı yeğlediler. Artık, kalpleri mühürlenmiştir ve bu yüzden anlamazlar.
(Tevbe 87)İbni Kesir Meali:
Geri kalanlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalblerine mühür vurulmuştur onların. Bu yüzden onlar iyice anlamazlar.
(Tevbe 87)İlyas Yorulmaz Meali:
Onlar geride kalanlarla birlikte oturmaya razı oldular. Bundan dolayı Allah onların kalplerini kapattı. Artık doğruları anlamaya yanaşmazlar.
(Tevbe 87)İskender Ali Mihr Meali:
Geri kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Ve onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler.
(Tevbe 87)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Onlar arkada kalanlarla birlikte kalmayı uygun buldular. Onların yürekleri körletildi. Artık onlar iyice anlamazlar.
(Tevbe 87)Kadri Çelik Meali:
(Savaştan) Geri kalan (kadınlar) ile beraber olmaya razı oldular. Onların kalpleri mühürlenmiştir, bu yüzden anlamazlar.
(Tevbe 87)Mahmut Kısa Meali:
Böylece, Allah yolunda savaşmaktan kaçarak, geride kalan çocuk ve kadınlarla oturmayı içlerine sindirebildiler. Bu yüzden de, kalplerine öyle bir mânevîmühür vuruldu ki, artık hiçbir gerçeği duyamaz, kendilerine sunulan hiçbir hakîkati idrâk edemez hâle geldiler.
(Tevbe 87)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Vurulmuştur onların kalplerine mühür. Onlar oturup kalanlarla beraber Bulunmaya razı olmuşlardır. Muhakkak ki onlar hakkı kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Mehmet Türk Meali:
Onlar, oturan (kadın ve çocuklarla) beraber olmayı tercih ettiler. Böylece onların kalpleri mühürlendi. Ama onlar bunu bir türlü anlamıyorlar.
(Tevbe 87)Muhammed Celal Şems Meali:
Onlar, geride kalan kadınlarla beraber kalmaya razı oldular. Kalpleri (de) mühürlenmiştir. O yüzden onlar anlayamazlar.
(Tevbe 87)Muhammed Esed Meali:
Geride kalanlarla birlikte olmayı yeğlediler ve bu yüzden de onların kalpleri mühürlendi; öyle ki, artık hakkı kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Onlar geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Bu nedenle kalpleri damgalanmıştır. Artık bir şey anlamazlar.
(Tevbe 87)Mustafa Çavdar Meali:
Evet onlar savaşa katılmak yerine geride kalanlarla birlikte olmaktan hoşnut oldular, böylece kalplerine mühür basıldı artık gerçeği kavrayamazlar. (Tevbe 87)Mustafa Çevik Meali:
86-87 Ne zaman “Allah’ın daveti yolunda, Peygamber’le birlikte omuz omuza vererek müşrik ve kâfirlerle savaşın” diye bir âyet gelip de savaşa çağırılsalar, münafıklardan gücü kuvveti yerinde olup malları, mülkleri de olan ve savaşa katılmalarının, maddi destekte bulunmalarının önünde hiçbir engeli olmayanlar, uydurdukları bahanelerle evde kalanlarla birlikte savaşa katılmamanın yollarını ararlar. Allah, kadın ve çocuklarla birlikte evlerinde oturmayı tercih eden böylelerinin kalplerini mühürler, böylece onlar da gerçek imanın zevkini tadıp mü’min olarak yaşamanın ve mü’min olarak ölmenin değerini kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Mustafa İslamoğlu Meali:
Geri kalanlarla birlikte olmayı gönülden kabullendiler; sonunda kalplerine mühür basıldı: artık onlar gerçeği kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Osman Okur Meali:
Geride kalan (kadınlarla) beraber olmaya razı oldular, sanki onların kalpleri mühürlendi de. Bu yüzden onlar fıkh etmiyorlar / inceden inceye düşünmüyorlar.
(Tevbe 87)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Onlar, geriye kalanlar ile beraber olmaya razı oldular ve onların kalpleri üzerine mühür vurulmuştur. Artık onlar güzelce anlayamazlar.
(Tevbe 87)Ömer Öngüt Meali:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Çünkü onların kalplerine mühür vuruldu, artık onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Ömer Sevinçgül Meali:
‘Savaşa gitmeyip’ geride kalanların yanında yer almaya razı oldular. Bu nedenle kalpleri mühürlendi! Artık ‘hakikati’ kavrayamazlar!
(Tevbe 87)Sadık Türkmen Meali:
Onlar geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular ve böylece kalpleri huzursuz olanlardan oldular. Onlar ilerisini düşünmüyorlar!
(Tevbe 87)Seyyid Kutub Meali:
Onlar evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte kalmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu; artık onlar anlayamazlar.
(Tevbe 87)Suat Yıldırım Meali:
Savaştan geri kalan kadınlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalplerine mühür vuruldu, artık onlar (cihattaki hikmeti, Resullullaha itaat etmedeki mutluluğu) anlayamazlar.
(Tevbe 87)Süleyman Ateş Meali:
Geride kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular, kalbleri mühürlendi, artık onlar anlamazlar.
(Tevbe 87)Süleymaniye Vakfı Meali:
Muhaliflerle birlikte kalmak onlara pek hoş gelir. Kalpleri üzerinde yeni bir yapı oluşur; artık anlayamazlar.
(Tevbe 87)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Geride kalanlarla beraber kalmaya razı oldular. Bu yüzden kalpleri mühürlendi, artık hakikati kavrayamazlar.
(Tevbe 87)Şaban Piriş Meali:
Geri kalan aciz kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Kalpleri kapanmıştır. Bu yüzden anlamazlar.
(Tevbe 87)Talat Koçyiğit Meali:
Böylece onlar, (savaşta) işe yaramayan kadınlarla bir olmayı hoş görmektedirler. Zaten onların kalbleri mühürlenmiştir; bu sebeple hiçbir şey anlamazlar.
(Tevbe 87)Tefhimul Kuran Meali:
(Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalbleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar.
(Tevbe 87)Ümit Şimşek Meali:
Onlar geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Onun için kalpleri mühürlendi; artık birşey anlamazlar.
(Tevbe 87)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Geride kalan kadınlarla beraber olmayı yeğlediler. Kalpleri üzerine mühür basılmıştır. Artık anlayıp kavrayamazlar.
(Tevbe 87)