56. Vakıa Suresi / 45.ayet

Çünkü onlar, bundan önce refah içinde şımarıp azmışlardı.

Bknz: (6/44)(28/76)»(28/77)

Mustafa Çavdar Meali

Vakıa 45 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bundan önce onlar, nimetler içindeydi.

(Vakıa 45)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı. (Haksızlığa ve hayâsızlığa dalmışlardı.)

(Vakıa 45)

Abdullah Parlıyan Meali:

Çünkü onlar, dünyada nimet içinde yüzüyor ve istedikleri gibi yaşıyorlardı.

(Vakıa 45)

Adem Uğur Meali:

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.

(Vakıa 45)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki onlar bundan önce, dünyevi - şehvani zevklerin bolluğu içinde şımarandılar!

(Vakıa 45)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar, bundan önce, varlık içinde, sefahata dalmışlardı.

(Vakıa 45)

Ahmet Varol Meali

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.

(Vakıa 45)

Ali Bulaç Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

(Vakıa 45)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Çünkü onlar, bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler;

(Vakıa 45)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, onlar, bundan önce ellerine güç geçirmiş olanlardı.

(Vakıa 45)

Ali Ünal Meali:

Çünkü onlar, dünyada iken hiçbir ahlâ kî kaygı taşımadan zevk ve refah içinde pek şımarıktılar.

(Vakıa 45)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Çünkü onlar, bundan önce refah içinde idiler.

(Vakıa 45)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.

(Vakıa 45)

Bekir Sadak Meali:

(45-46) Cunku onlar, bundan once, dunyada, nimet icinde bulunurlar iken, buyuk gunah islemekte direnir dururlardi.

(Vakıa 45)

Besim Atalay Meali:

Onlarsa, bundan önce, keyiflerine düşkündüler

(Vakıa 45)

Celal Yıldırım Meali:

Şüphesiz onlar bundan önce refah içinde,

(Vakıa 45)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) şımartılmış kimselerdi.

(Vakıa 45)

Diyanet İşleri Eski Meali:

45,46. Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 45)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.

(Vakıa 45)

Diyanet Vakfı Meali:

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.

(Vakıa 45)

Edip Yüksel Meali:

Bundan önce onlar konfor içinde şımarmışlardı.

(Vakıa 45)

Elmalılı Orjinal Meali:

Çünkü onlar bundan evvel mütrefin: Keyflerine düşkün şımarık müsrifin idiler

(Vakıa 45)

Elmalılı Yeni Meali:

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde keyiflerine düşkün şımarık müsriflerdi.

(Vakıa 45)

Erhan Aktaş Meali:

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde zevklerine dalmışlardı.

(Vakıa 45)

Gültekin Onan Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

(Vakıa 45)

Hakkı Yılmaz Meali:

(42-48) Onlar içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler, serin olmayan, sevimli olmayan kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Şüphesiz solun ashâbı bundan önce varlık içinde zevk ve eğlenceye dalanlar idiler. Ve büyük günah; Allah'a ortak kabul etme üzerine ısrar ediyorlardı. Ve “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz gerçekten kaldırılacağız? Önceki atalarımız da mı?” diyorlardı.

(Vakıa 45)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki onlar, bundan önce, refah içinde şımarıkça yaşarlardı.

(Vakıa 45)

Harun Yıldırım Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış kimselerdi.

(Vakıa 45)

Hasan Basri Çantay:

Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.

(Vakıa 45)

Hayrat Neşriyat Meali:

Çünki onlar, bundan önce (ni'metler içinde) şımartılmış kimseler idiler.

(Vakıa 45)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-48) Gerçekten onlar, işte bunlardan önce zengin şımarıklardı, en büyük suç üzerinde ısrar ediyorlardı ve "öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mi yeniden diriltilmiş [olacağız]? Öncü-önceki atalarımız da mı [yeniden diriltilmiş olacak]?" diyorlardı.

(Vakıa 45)

İbni Kesir Meali:

Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.

(Vakıa 45)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar dünyada iken kendilerini seçilmiş, ayrıcalıklı görenler olup.

(Vakıa 45)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki onlar, daha önce mutrafi idiler (varlık içinde zevklerine dalmışlardı).

(Vakıa 45)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Çünkü onlar bundan önce azgınlıkta ayak direyen kimselerdi,

(Vakıa 45)

Kadri Çelik Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

(Vakıa 45)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü onlar, bundan önceki hayatlarında lüks ve sefahat içinde şımarırlardı.

(Vakıa 45)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(45-46) Keyf içinde şımarırlardı dünyadayken. En büyük şirkte ederlerdi ısrar

(Vakıa 45)

Mehmet Türk Meali:

Çünkü onlar, bundan önce keyiflerine düşkün kimselerdendiler.

(Vakıa 45)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz onlar, daha önce (dünyada) pek rahat ve bolluk içindeydiler.

(Vakıa 45)

Muhammed Esed Meali:

Çünkü, geçmişte onlar kendilerini tamamen hazlara kaptırmışlardı,

(Vakıa 45)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Çünkü onlar dünyada iken varlık içinde şımarmışlardı.

(Vakıa 45)

Mustafa Çavdar Meali:

Çünkü onlar, bundan önce refah içinde şımarıp azmışlardı.

Bknz: (6/44) - (28/76)»(28/77)

(Vakıa 45)

Mustafa Çevik Meali:

41-48 Amel defterleri sol taraflarından verilen bedbahtlara gelince, o nankör ve inatçılar cehennemin kavurucu sıcağı ile kavrulurken, bir yandan da kaynar su içirilecekler, boğucu, simsiyah bir duman içinde yaşayacak, yürekleri dağlayan bir umutsuzluk içinde yanıp duracaklar. Çünkü onlar dünyada iken, Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri, yalnızca dünya hayatı için ölçüsüzce kullanmış, Allah’a karşı nankörlük edip azgınlaşmış, O’nun sınırlarını tanımayıp, kendileri nizamlar kurup hükümler koyup, sınırlar oluşturmuşlardı. Ayrıca öldükten sonra Allah’ın insanları tekrar diriltip hesap soracağı günü ve gerçeğini de yalan sayıp, inkâr etmiş, “Ne yani, ölüp kemiklerimiz çürüyüp de toprağa karıştıktan sonra, yeniden mi diriltileceğiz, bizden önceki atalarımız da mı diriltilecek?” diye alay etmişlerdi.

(Vakıa 45)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Çünkü onlar geçmişte refah içinde şımarıp azmıştılar;

(Vakıa 45)

Osman Okur Meali:

(45-46) Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 45)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Çünkü,şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler.

(Vakıa 45)

Ömer Öngüt Meali:

Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) varlık içinde şımartılmışlardı.

(Vakıa 45)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar daha önce varlık içinde keyif sürerlerdi.

(Vakıa 45)

Sadık Türkmen Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlıkla şımarmış olanlardı.

(Vakıa 45)

Seyyid Kutub Meali:

Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.

(Vakıa 45)

Suat Yıldırım Meali:

Çünkü onlar dünyada iken refah içinde şımarırlardı.

(Vakıa 45)

Süleyman Ateş Meali:

Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.

(Vakıa 45)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar buraya gelmeden önce şımartılmışlardı.

(Vakıa 45)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(45-46) Çünkü onlar bütün ömürlerini zevki sefa içinde geçirmişler, sürekli, Allah'a ortak koşmuşlardı.

(Vakıa 45)

Şaban Piriş Meali:

Çünkü onlar, bundan önce sorumsuzca ve konfor içinde yaşıyorlardı.

(Vakıa 45)

Talat Koçyiğit Meali:

45-46 Zira onlar, bundan önce, dünyada iken refah içinde idiler ve büyük günâh üzerinde ısrar, ediyorlardı.

(Vakıa 45)

Tefhimul Kuran Meali:

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

(Vakıa 45)

Ümit Şimşek Meali:

Çünkü onlar evvelce varlık içinde şımarmışlardı.

(Vakıa 45)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Çünkü şomluk yaranı, bundan önce servet ve refahla şımaranlardı.

(Vakıa 45)