Ve hepsi belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya toplanacaklar.
Bknz: (78/17)
Ve hepsi belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya toplanacaklar.
Bknz: (78/17)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Elbette bilinen günün muayyen ve mukadder vaktinde toplanacaksınız.
(Vakıa 50)"Bilinen (ve belirlenen) bir günün buluşma vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
(Vakıa 50)Allah'ın belirlediği muayyen bir zamanda, hesap günü için toplanacaklardır.
(Vakıa 50)Bilinen bir günün, belirlenmiş bir zamanında kesinlikle toplanacaklar.
(Vakıa 50)“Evet hepsi de, (dünyanın sonunu tayin eden) malûm bir Gün’de mutlaka bir araya getirilip toplanacaklar.
(Vakıa 50)- Şöyle diyorlardı: "Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?" De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de,belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir."
(Vakıa 50)(49-50) De ki: «suphesiz oncekiler de, sonrakiler de belli bir gunun belirli bir vaktinde toplanacaklardir.»
(Vakıa 50)(49-50) De ki: Öncekiler de, sen rakiler de mutlaka belli bir günün belirlenmiş vaktinde elbette biraraya toplanacaklar..
(Vakıa 50)49,50. “De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”
(Vakıa 50)49,50. De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."
(Vakıa 50)(49-50) De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır."
(Vakıa 50)(49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler malûm bir günün belli vaktinde/randevu yerine kesinlikle toplanacaklardır.
(Vakıa 50)“Bilinen (Kıyamet) Gününün belirlenmiş vaktinde elbette, toplanacaklardır.”
(Vakıa 50)49,50. De ki: “Şübhe yok ki öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir günün belli bir vaktinde elbette toplanacak olanlardır.”
(Vakıa 50)(49-50) "Gerçekten, öncekiler ve sonrakiler, bilinen günün belirlenmiş vaktine kadar mutlaka toplanmış [olacaktır]" de.
(Vakıa 50)Allah'ın bilgisinde olan, belirlenmiş bir vakitte bir araya getirilmiş olacaklar.
(Vakıa 50)Malûm (bilinen) günün, belirlenmiş bir vaktinde mutlaka toplanılmış olacaklardır.
(Vakıa 50)belli bir günün belli bir vaktinde kesenkes toplanacaklardır.»
(Vakıa 50)“Hepsi, Allah tarafından bilinen bir Günün buluşma vaktinde bir araya getirilecekler.”
(Vakıa 50)(49-50) "Vakti gelince mutlaka öncekiler de, sonrakiler de toplanacaksınız" diye bildir.
(Vakıa 50)(Onların tümü) belirli bir günün, belirli bir vaktinde mutlaka toplanacaklardır.
(Vakıa 50)(49-50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakilerin (hepsi) belli bir günün karar verilmiş vaktinde mutlaka toplatılacaklar.”
(Vakıa 50)(yalnızca Allah tarafından) bilinen bir Gün'ün belirlenmiş olan bir vaktinde bir araya getirilecekler;
(Vakıa 50)"Belli bir günün, belli bir vaktinde hepiniz bir araya getirileceksiniz."
(Vakıa 50)Bknz: (78/17)
(Vakıa 50)49-56 Ey Peygamber! Sen o bedbaht olmayı hak edenlere de ki: “Daha önce yaşamış olanlar da, sonrakiler de hiç şüpheniz olmasın ki zamanı Allah tarafından belirlenmiş gün geldiğinde diriltilip bir araya toplanacaksınız. Sonunda siz ey dünya hayatını müşrik ve kâfir olarak yaşayanlar! Sizler cehennemdeki zakkum ağacının meyvesinden yiyeceksiniz, karınlarınızı o cehennem meyvesi ile dolduracak, üzerine de kaynar su içeceksiniz hem de susuzluktan kavrulmuş develerin suya saldırdığı gibi.” Hesap Günü Allah’ın davetine sırtını dönüp de, umursamayıp, âhiret hayatını görmezden gelenler işte bununla karşılaşacak ve ebedî olarak cehennemde kalacaklar.
(Vakıa 50)elbet (sadece Allah tarafından) bilinen bir günün belirli vaktinde bir araya toplanacaklar.
(Vakıa 50)«Elbette malum bir günün muayyen bir vaktinde toplanılmış (olacaklardır).»
(Vakıa 50)(49-50) De ki: "Öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün, belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız."
(Vakıa 50)(49-50) De ki: "Öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir Gün'ün belli vaktinde mutlaka bir araya getirilecek."
(Vakıa 50)49-50 (Ey Muhammed!) De ki: "Gerçek şu ki, evvelkiler ve sonrakiler, belirli bir zamanın buluşma vaktinde mutlaka toplanacaklardır".
(Vakıa 50)Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka biraraya getirileceklerdir.
(Vakıa 50)