36. Yasin Suresi / 69.ayet

Biz sana şiir öğretmedik, şairlik senin yapacağın iş değildir. Sana gelen vahiy sadece bir öğüt ve şeref kaynağı ve gerçekleri açıklayan Kuran’dır.

Bknz: (21/5)(37/36)(52/30)(6/97)(22/72)

Mustafa Çavdar Meali

Yasin 69 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve biz, ona şiir belletmedik ve bu, ona yakışmaz da; bu, ancak bir öğüttür ve her şeyi açıklayan Kur'an.

(Yasin 69)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Aslında) "Biz Ona (Resulüllah’a) şiir (uydurma dizeler) öğretmedik. (Boş ve bâtıl sözler zaten) Ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece gerçek bir öğüt ve apaçık bir Kur’an-ı Kerim’dir.”

(Yasin 69)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu söylenenleri, kâfirlerin dedikleri gibi şiir sanmayın. Biz, elçimiz Muhammed'e şiir öğretmedik. O'nun buna ihtiyacı da yok. Peygamberlik, şairlik olmadığı gibi, Kur'ân da şiir değildir. O Kur'ân, başka değil, ancak bir zikir, öğüt, vaaz, irşat ve hatırlatıcı bir kitaptır.

(Yasin 69)

Adem Uğur Meali:

Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ahmet Hulusi Meali:

O'na şiir öğretmedik! O'na yakışmaz da! O ancak bir hatırlatma ve apaçık bir Kuran'dır!

(Yasin 69)

Ahmet Tekin Meali:

Biz Muhammed'e şiir öğretmedik. Bu ona yakışmazdı da... Onun okuduğu kitap, ancak Allah'tan gelmiş okunması ibadet olan bir öğüt, bir ikaz ve Allah-insan-kâinat ilişkilerini ve ilâhî düzeni açıklayan, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık seçik Kur'ân'dır.

(Yasin 69)

Ahmet Varol Meali

Biz ona şiir öğretmedik. Ona yakışmaz da. Bu yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ali Bulaç Meali:

Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz O'na (Peygambere) şiir öğretmedik, O'na yaraşmaz da... O kitab, sade bir öğüddür ve (haramla helâlı) açıklayan bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ali Rıza Sefa Meali:

Zaten Ona şiir öğretmedik; Ona yakışmaz da. Bu, yalnızca bir öğreti ve apaçık Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ali Ünal Meali:

Biz Rasûl’e şiir öğretmedik; kaldı ki bu O’na yaraşmaz da. Bir ders, irşad ve öğüt kitabıdır, maksatları belli, gerçeği açıklayan ve okunan bir Kitap, (bir Kur’ân)dır O’na indirdiğimiz:

(Yasin 69)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz ona (Peygamber’e) şiir kabiliyetini vermedik. Şiir ona yakışmaz. (Peygamberlik, hak ve hukuk yoludur. Şiir, his ve hayal aynasıdır.) Bu ayetler, ancak bir zikir(mesaj-öğüt)dir ve açık bir Kur’andır (kitaptır, kanundur, ilimdir, zikirdir.)

(Yasin 69)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz peygambere şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. O kitap, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Bekir Sadak Meali:

Biz ona siir ogretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir ogut ve apacik Kuran'dir.

(Yasin 69)

Besim Atalay Meali:

Biz ona, şiir öğretmedik, o da, yaraşmaz ona, bu ancak öğüt olan, açık olan bir Kur'andır

(Yasin 69)

Celal Yıldırım Meali:

Biz O'na (Muhammed'e) şiir öğretmedik; aslında şiir ona yaraşmaz da. O ancak katıksız bir öğüt ve açık ortada bir Kur'ân'dır.

(Yasin 69)

Cemal Külünkoğlu Meali:

69,70. Biz, o (peygamber)e şiir öğretmedik. Bu, ona yakışmaz da. Ona vahyedilen ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. (Bu Kur'an,) yaşayan kimseler uyarılsın ve böylece ilahî hüküm inkârcılar hakkında kesinleşsin diye gönderilmiştir.

(Yasin 69)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır.

(Yasin 69)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Biz, o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Diyanet Vakfı Meali:

Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Edip Yüksel Meali:

Ona şiir öğretmiş değiliz, zaten ona uygun düşmez. Bu, ancak bir mesaj ve apaçık bir Kuran'dır.

(Yasin 69)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz ona şiir öğretmedik, ona yaraşmaz da, o sade bir zikir ve parlak bir Kur'andır

(Yasin 69)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da; o sadece bir öğüt ve parlak bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Erhan Aktaş Meali:

Biz ona şiir öğretmedik. Ve bu, ona yakışmaz da. O, yalnızca bir Öğüt ve apaçık Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Gültekin Onan Meali:

Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır.

(Yasin 69)

Hakkı Yılmaz Meali:

69-70 Ve Biz o'na şiir öğretmedik. Bu o'nun için yaraşmaz da. O, sadece diri olanları uyarmak ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin üzerine Söz'ün hak olması için bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân'dır.

(Yasin 69)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Biz ona şiir öğretmedik, bu ona yakışmaz da. O, yalnızca bir zikir/öğüt ve apaçık bir Kur’ân’dır.

(Yasin 69)

Harun Yıldırım Meali:

Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Hasan Basri Çantay:

Biz ona şiir öğretmedik. (Bu) ona yakışmaz da. O (nun getirdiği kitab) bir öğütden ve (hükümleri) açıklayan bir Kur'andan başkası değildir.

(Yasin 69)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve ona (o Resûlümüze), şiir öğretmedik; (bu) ona yaraşmazdı da.(2) Doğrusu o, ancak bir nasîhattir ve apaçık beyân eden bir Kur'ân'dır.*

(Yasin 69)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(69-70) Ona şiir öğretmedik, ona (şiir öğretmek de) yakışmaz. O, onun (Elçinin) canlı olan kimseleri uyarması ve kafirlere [gerçeği örtenlere] o sözün hak olması [kesinleşmesi] için (indirdiğimiz) ancak bir hatırlatma ve apaçık bir kur'an'dır.

(Yasin 69)

Hüseyin Atay Meali:

Biz ona şiir öğretmedik, ona yaraşmazdı. Bu bir hatırlatma ve apaçık bir Okuma’dır.

(Yasin 69)

İbni Kesir Meali:

Biz, ona şiir öğretmedik. Zaten ona gerekmezdi de. Bu, ancak bir zikirdir. Ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz o elçiye şiir öğretmedik. Zaten şiir okumak ona hiç yakışmazdı. O (vahiy) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an olup.

(Yasin 69)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Biz, O’na (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O (O’na indirilen), sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.

(Yasin 69)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz ona şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmazdı da. İşte Kur'an yalnız öğüt, apaçık Kitap'tır.

(Yasin 69)

Kadri Çelik Meali:

Biz ona şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık olan bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Mahmut Kısa Meali:

Biz ona şiir öğretmiş değiliz, zaten bu ona yakışmaz da! Muhammed’e vahyettiğimiz ayetler, insan ruhunu okşayan, yürekleri sarsıp derinden etkileyen muhteşem güzelliğine rağmen, asla şiir değildir! O ancak,âlemlerin Rabb’i tarafından tüm insanlığa yöneltilen bir uyarıdır; insanın bulunduğu her yerde okunsun, anlaşılsın ve hayata hükmetsin diye gönderilen, gerçekten okunmaya değer ve dâimâ okunması gereken apaçık bir kitaptır!

(Yasin 69)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Şiir öğretmedik, Kur'an öğrettik Resul'e, ona yakışmaz da. O sırf irşat ve açık Kur'andır.

(Yasin 69)

Mehmet Türk Meali:

Biz o (Peygambere) şiir öğretmedik. (Zâten) onun buna ihtiyacı da yok. Ona (indirilen,) apaçık (Allah kelâmı olan) bir öğüt ve Kur’an’dan başka bir şey değildir. 1*

(Yasin 69)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz ona şiir (söylemeyi) öğretmedik. Bu ona yakışmazdı. Bu (Kur’an,) ancak bir öğüt olup, sıkça okunan apaçık bir (Kitap’tır.)

(Yasin 69)

Muhammed Esed Meali:

Ve (işte böyle:) Biz bu (Peygamber'e) şiir (yeteneği) bahşetmedik, zaten (şiir) bu (mesaj)a uygun düşmezdi: o yalnızca bir uyarı ve öğüttür; ve o özünde apaçık olan ve gerçeği dosdoğru gösteren bir (ilahi) hitabedir,

(Yasin 69)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz o elçiye şiir öğretmedik. Çünkü bu, ona yakışmazdı. Ona verilen yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur andır.

(Yasin 69)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz sana şiir öğretmedik, şairlik senin yapacağın iş değildir. Sana gelen vahiy sadece bir öğüt ve şeref kaynağı ve gerçekleri açıklayan Kuran’dır.

Bknz: (21/5) - (37/36) - (52/30) - (6/97) - (22/72)

(Yasin 69)

Mustafa Çevik Meali:

Biz Peygamber’e şiir öğretmedik. O, sizi bir şairin sözüne değil, Rabbinizin kitabı ile yaratılışınızın amacı olan hayat nizamı ile yaşamaya davet ediyor. O, Kur’an ile öğüt verip uyaran bir elçidir, şairlik de, şiir söylemek de ona yakışmaz.

(Yasin 69)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz ona şiir öğretmedik; bu onun için gerekli de değil: o (vahiy) sadece bir uyarı ve öğüttür; dahası açık ve açıklayıcı bir hitaptır;

(Yasin 69)

Osman Okur Meali:

(69-70) Ve biz, ona şiir belletmedik ve bu, ona yakışmaz da; bu, ancak bir öğüttür ve her şeyi açıklayan Kurân. (Bu Kuran, ölüleri değil) diri kimseler uyarılsın ve böylece ilahî hüküm inkârcılar hakkında kesinleşsin diye gönderilmiştir.

(Yasin 69)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Biz O'na şiiri talîm etmedik ve O'nun için lâyık da olmaz. O, başka değil bir mev'izedir ve pek bedîhi bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ömer Öngüt Meali:

Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi de. Bu ancak bir zikirdir ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz ona ‘Peygambere’ şiir öğretmedik, ona yakışmaz da. Bu bir hatırlatıcıdır, gerçekleri apaçık dile getiren Kur’an’dır!

(Yasin 69)

Sadık Türkmen Meali:

BİZ ona şiir öğretmedik, zaten bu ona yakışmaz da! O, ancak bir öğüttür ve apaçık bir Kur’an’dır.

(Yasin 69)

Seyyid Kutub Meali:

Biz Muhammed'e şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Suat Yıldırım Meali:

Biz Resul'e Kur'an öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz. O sırf bir irşad ve parlak bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Süleyman Ateş Meali:

Biz ona (Muhammed'e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Muhammed'e şiir öğretmedik; zaten gerekmezdi. Bu, sadece zikirdir ve açıklayıcı Kur'an'dır[1].

1)Zikir, doğru bilgi demektir. Kur'an'daki bütün bilgiler doğru olduğu için Allah ona zikir adını vermiştir. Kur'an kelimesi ise hem son Kitabın ismi hem de o kitaptaki hükümlere ulaşmayı sağlayan ayet kümeleri anlamına gelir.

(Yasin 69)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(69-70) Biz ona şiir öğretmedik, zaten bu vahye uygun düşmezdi. Bu Kur'an diri olanları uyarmak için indirilen bir öğüt ve apaçık bir mesajdır. Kafirlerin yalan söylediği ortaya çıkacaktır.

(Yasin 69)

Şaban Piriş Meali:

Ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da. Bu, yalnızca bir hatırlatma ve apaçık Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Talat Koçyiğit Meali:

69-70 Biz Muhammed'e şiir öğretmedik; ona yaraşmazdı da. Fakat bu Kitap, hayatta olanları uyarması ve kâfirlere verilen azâb sözünün gerçekleşmesi için bir öğüttür; apaçık Kurandır.

(Yasin 69)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık olan bir Kur'an'dır.

(Yasin 69)

Ümit Şimşek Meali:

Biz Peygambere şiir öğretmedik; bu ona yakışmaz da. O ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.

(Yasin 69)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;

(Yasin 69)