10. Yunus Suresi / 47.ayet

Her ümmet için ilahi mesajı aktaran bir elçi vardır. Onlara elçileri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulüm ve haksızlık yapılmaz.

Bknz: (16/36)(17/15)(35/24)(39/71)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 47 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Her ümmetin bir peygamberi var. Peygamberleri geldi mi aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 47)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Her ümmetin bir Resulü (Hakka ve hayra davet edicisi mutlaka) vardır. Onlara Resulleri geldiği (ve İlahi gerçekleri tebliğ ettiği) zaman, (artık) aralarında adaletle hüküm verilir ve onlara asla zulmedilmeyecektir.

(Yunus 47)

Abdullah Parlıyan Meali:

Her toplum için mutlaka bir elçi gönderilmiştir. Ancak her toplumun elçisi geldikten ve tebliğini yaptıktan sonra, onlar hakkında bütünüyle adaletle hükmedilir ve onlara asla haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

Adem Uğur Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Ahmet Hulusi Meali:

Her ümmet için (Hakk'ı bildiren) bir Rasul vardır... Rasulleri geldiği vakit aralarında adl üzere (hak ettiklerine göre) hükmolunur... Onlar zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Ahmet Tekin Meali:

Her ümmetin-milletin bir Rasûlü vardır. Rasulleri mahşerde yanlarına geldiği zaman aralarında amelleri, hakları, mükâfatları ve cezalarının tesbiti ile ilgili âdil bir muhakeme yapılarak kararlar icra edilir. Onlara haksızlık da yapılmaz.*

(Yunus 47)

Ahmet Varol Meali

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri onlara geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Ali Bulaç Meali:

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Her ümmet için bir Peygamber vardır. Onların her birine Peygamberi geldiği zaman, onu yalanladılar da aralarında adaletle hüküm verildi (azaba uğratıldılar). Onlar, zulmedilmediler (cezalarını çektiler.)

(Yunus 47)

Ali Rıza Sefa Meali:

Her toplumun bir elçisi vardır. Elçiler onlara geldiğinde, aralarında adaletle yargı verilir; onlara haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

Ali Ünal Meali:

Her ümmet için mutlaka bir rasûl tayin edilmiştir. Her bir rasûl ümmetine geldiği zaman (insanların bir kısmı ona inanır, bir kısmı inanmaz; neticede) aralarında tam bir adaletle hükmedilir ve kimseye haksızlıkta bulunulmaz.

(Yunus 47)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O gün her toplumun bir peygamberi vardır. Peygamberleri (şahit olarak) gelince, adalet ile aralarında hüküm verilir. Onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiğinde, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Bekir Sadak Meali:

Her ummetin bir peygamberi vardir. Onlara peygamberleri geldiginde aralarinda adaletle hukum verilmis olur. Onlarin haklari yenmez.

(Yunus 47)

Besim Atalay Meali:

Onlara vadedilen şeylerin, birtakımın ya sana gösteririz, ya da ruhun alırız, imdi bize döneyleri, Allah, yaptıkları işlerine tanıktır

(Yunus 47)

Celal Yıldırım Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri gelince aralarında adaletle hükmedilir; onlar haksızlığa uğramazlar.

(Yunus 47)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Her toplumun bir peygamberi vardır. (Hesap gününde) peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. *

(Yunus 47)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde aralarında adaletle hüküm verilmiş olur. Onların hakları yenmez.

(Yunus 47)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Diyanet Vakfı Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Edip Yüksel Meali:

Her bir toplum için bir elçi vardır. Elçileri geldiği zaman adaletle yargılanırlar ve hiç zulmedilmezler.

(Yunus 47)

Elmalılı Orjinal Meali:

Her ümmet için bir Resul vardır, o Resulleri geldiği vakıt aralarında adaletle huküm verilir, hiçbirine zulmedilmez.

(Yunus 47)

Elmalılı Yeni Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır; o peygamberleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir, hiçbirine zulmedilmez

(Yunus 47)

Erhan Aktaş Meali:

Her ümmetin[1] bir rasulü vardır. Rasulleri geldiği zaman aralarında hakkaniyetle hükmedilir. Asla haksızlığa uğratılmazlar.[2]

1)Toplumun.
2)Bu ayet, Ahiret hayatıyla ilgilidir.

(Yunus 47)

Gültekin Onan Meali:

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve her önderli toplum için elçi olacaktır. O elçileri geldiğinde de aralarında adalet gerçekleştirilmiştir. Ve onlar, haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Her ümmetin bir resûlü vardır. Resûlleri, onlara geldiği zaman aralarında adaletle hükmedilir. Onlar, zulme de uğramazlar.

(Yunus 47)

Harun Yıldırım Meali:

Her ümmetin bir rasulü vardır. Rasulleri geldiği zaman aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 47)

Hasan Basri Çantay:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Resulleri geldiği zaman aralarında adaletle hükm edilir ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki her ümmetin bir peygamberi vardır. Artık peygamberleri geldiği (ve kimi îman, kimi de inkâr ettiği) zaman, aralarında adâletle hüküm verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Her bir topluluğun birer elçisi¹ vardır. Artık elçileri kendilerine geldiği zaman aralarında hakkaniyetle karar verilir ve kendileri zulme uğramazlar.

(Yunus 47)

Hüseyin Atay Meali:

Her milletin bir elçisi vardır. Onlara elçileri geldiği zaman, aralarında denkserlikle hükmedilmiş olur ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 47)

İbni Kesir Meali:

Her ümmetin bir rasulü vardır. Onların rasulleri gelince aralarında adaletle hükmedilir. Ve asla zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)

İlyas Yorulmaz Meali:

Her toplum için mutlaka bir elçi olmuştur. Elçiler o toplumlara geldiklerinde, (elçiye davranışlarına göre) aralarında adaletle hüküm verilir ve asla onlara haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

İskender Ali Mihr Meali:

Her ümmetin bir resûlü vardır. Onlara, resûlleri geldiği zaman onların aralarında adaletle hükmolundu. Onlara zulmedilmez.

(Yunus 47)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Her topluluğun bir peygamberi vardır. Elçileri gelince onların araları tüzlükle yargılanır. Hem de onlara hiç kıyılmaz.

(Yunus 47)

Kadri Çelik Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde onlar (kavmiyle peygamberleri) arasında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Mahmut Kısa Meali:

Her ümmetin bir Peygamberi vardır ve her topluma, —doğrudan veya dolaylı— bir Peygamber mutlaka gönderilmiştir. Ne zaman ki, onlara Peygamberleri veya Peygamberin misyonunu üstlenen İslâm dâvetçileri gelir ve kendilerini uyarıp aydınlatır, işte ancak o zaman onlar sorumlu tutulurlar: Elçilere karşı gösterdikleri tavra göre aralarında adâletle hükmedilir ve hiç kimse,zerre kadar haksızlığa uğratılmaz. Nihâyet Son Elçi geldi ve insanları uyardı. Ve işte inkârcıların cevabı:

(Yunus 47)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara adaletle hükmedilir, Uğratılmaz zulme ve onlara asla haksızlık yapılmaz. Çünkü elçileri aralarındadır.

(Yunus 47)

Mehmet Türk Meali:

Her ümmet için bir Peygamber gönderilmiştir ve Peygamberleri geldikten sonra, onlara asla zulmedilmeksizin aralarında adaletle hükmedilir.1*

(Yunus 47)

Muhammed Celal Şems Meali:

Her kavime, (mutlaka) bir peygamber (gönderilmiştir.) Peygamberleri onlara gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Onlara, asla zulmedilmez.

(Yunus 47)

Muhammed Esed Meali:

Her ümmet için mutlaka bir elçi olagelmiştir: ancak (her ümmetin) elçisi geldikten (ve tebliğini yaptıktan) sonra onlar hakkında bütünüyle adaletle yargıda bulunulur; ve onlara asla haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Her toplum için bir elçi vardır. Elçileri gelince onların arasında adaletle hüküm verilir. Ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Mustafa Çavdar Meali:

Her ümmet için ilahi mesajı aktaran bir elçi vardır. Onlara elçileri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulüm ve haksızlık yapılmaz.

Bknz: (16/36) - (17/15) - (35/24) - (39/71)

(Yunus 47)

Mustafa Çevik Meali:

Her ümmete mutlaka bir peygamber gönderilmiş ve doğru olan hayat nizamı ile yaşamaya davet edilmişlerdir. Sonra da Allah onlar hakkında adaletle hükmünü vermiş ve asla kimseye haksızlık yapılmamıştır.

(Yunus 47)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Her ümmet için bir elçi olagelmiştir: ve onlara elçileri geldikten (ve hakikati tebliğ ettikten) sonradır ki ancak aralarında adil yargıda bulunulabilir; onlara asla haksızlık da yapılmaz.

(Yunus 47)

Osman Okur Meali:

Her ümmetin bir elçisi vardır. (Hesap gününde) elçileri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Her ümmet için bir peygamber vardır. Artık onlara peygamberleri geldiği vakit aralarında adâletle hükmedilmiş olur ve onlar zulmolunmazlar.

(Yunus 47)

Ömer Öngüt Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri onlara gelince, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara aslâ zulmedilmez.

(Yunus 47)

Ömer Sevinçgül Meali:

Her toplumun bir peygamberi vardır. Peygamber geldi mi, aralarında adaletle hüküm verilir. Kendilerine hiçbir haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

Sadık Türkmen Meali:

HER toplumun bir rasûlü vardır. Rasûlleri geldiği zaman aralarında adaletle hüküm verilir. Ve onlara hiç zulmedilmez.

(Yunus 47)

Seyyid Kutub Meali:

Her ümmete bir peygamber gönderilmiştir. Peygamberler gelip de mesajlarını duyurduktan sonra ümmetler hakkında adalet uyarınca hüküm verilir, onlara haksızlık edilmez.

(Yunus 47)

Suat Yıldırım Meali:

Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, aralarında adaletle hükmedilir, hiç birine zulmedilmez.

(Yunus 47)

Süleyman Ateş Meali:

Her ümmetin bir elçisi vardır. Elçileri gel(ip de bunlar onu yalanlay)ınca aralarında adaletle hükmolunur, onlara hiç haksızlık edilmez.

(Yunus 47)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Her toplumun(ümmetin) bir elçisi vardır. Elçileri yanlarına geldiği zaman, aralarında hakka uygun şekilde hükmedilir. Onlara haksızlık yapılmaz[1].

1)Ahiretteki yargılamanın, elçinin şahitliğinde olduğunu gösteren ayetler yazılacak.

(Yunus 47)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Her topluma bir elçi gönderilmiştir. Elçileri geldiğinde, aralarında adaletle hüküm verilir, onlara asla haksızlık yapılmaz.

(Yunus 47)

Şaban Piriş Meali:

Her ümmet için bir resul vardır. Onlara Resulleri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 47)

Talat Koçyiğit Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. (Kendilerine) peygamberleri gelince aralarında adaletle hükmolunmuş ve hiç zulmedilmemişlerdir.

(Yunus 47)

Tefhimul Kuran Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)

Ümit Şimşek Meali:

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde, hiçbirine haksızlık edilmeden, aralarında adaletle hükmedilir.

(Yunus 47)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Her ümmet için bir resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Hiçbir zulme uğratılmazlar.

(Yunus 47)