Musa:
– Size gelen hakikat için hep böyle mi söylersiniz ve bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar asla başarıya ulaşamazlar, demişti.
Bknz: (20/69)
Musa:
– Size gelen hakikat için hep böyle mi söylersiniz ve bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar asla başarıya ulaşamazlar, demişti.
Bknz: (20/69)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Musa, size gerçek, gelince böyle mi dersiniz dedi, büyü mü bu? Ve büyücüler, kurtulmazlar, muratlarına erişmez onlar.
(Yunus 77)Musa (onlara) : "Size Hakk geldiğinde (hep böyle) mi söylersiniz? Bu (benim tebliğim ve mucizelerim) bir büyü müdür? (Hiç akıl erdirmez misiniz?) Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" deyip (uyarıvermişti.)
(Yunus 77)Musa dedi ki: “Size gerçekler geldiğinde, onun hakkında böyle mi konuşursunuz, hiç büyü olabilir mi bu? Hem de büyücülerin hiçbir şekilde, umduklarına eremedikleri ortada iken.”
(Yunus 77)Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar" dedi.
(Yunus 77)Musa dedi ki: "Size Hak geldiğinde böyle mi değerlendirirsiniz! Bu bir sihir midir? Sihirbazlar asla iflah olmazlar. "
(Yunus 77)Mûsâ: “Size hak bir mûcize, doğru bilgiler gelince böyle mi söylüyorsunuz? Bu sihir mi? Sihirbazlar iflâh olmaz, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eremez” dedi.
(Yunus 77)Musa onlara: "Gerçek size gelince ona böyle mi diyorsunuz? Bu sihir midir? Oysa sihirbazlar kurtuluşa ermezler" dedi.
(Yunus 77)Musa: "Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" dedi.
(Yunus 77)Mûsa, onlara şöyle dedi: “- Size mûcize gelince böyle mi diyorsunuz? Bu sihir mi? Sihirbazlar dünya ve âhirette felâh bulamazlar.”
(Yunus 77)Musa, dedi ki: "Size gerçek geldiğinde, böyle mi diyorsunuz; büyü olabilir mi bu? Üstelik büyücülerin kurtuluşu yoktur!"
(Yunus 77)Musa, şöyle cevap verdi: “Size gelmiş bulunan gerçek hakkında mı böyle diyorsunuz? Bu bir büyü ha? Fakat büyücüler asla umduklarına ermez, kurtuluş yüzü görmezler ki!”
(Yunus 77)Musa dedi ki: “Hak size geldiği zaman, bu sihirdir mi dersiniz? Hâlbuki sihirbazlar felah bulmaz.”
(Yunus 77)Musa,"Size hak geldiğinde onun için hep böyle mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar" dedi.
(Yunus 77)Musa: «Size gelen gercege dil mi uzatirsiniz? Bu sihir midir? Sihirbazlar zaten basari kazanamazlar» dedi.
(Yunus 77)Musa dedi onlara: «Sizlere hak geldiğinde, buna büyü mü diyordunuz? Büyücüler kurtulmazlar
(Yunus 77)Musa ; «size hak gelince böyle mi diyorsunuz ? (İnsafla düşünün) bu sihir midir? Oysa sihirbazlar umdukları kurtuluşa ve başarıya erişemezler» dedi.
(Yunus 77)Musa (onlara): “Size hak (mucize) gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!” dedi.
(Yunus 77)Musa: "Size gelen gerçeğe dil mi uzatırsınız? Bu sihir midir? Sihirbazlar zaten başarı kazanamazlar" dedi.
(Yunus 77)Musa: "Size hak gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!" dedi.
(Yunus 77)Musa: «Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar» dedi.
(Yunus 77)Musa, 'Size gelen gerçeği böyle mi nitelendiriyorsunuz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler başarıya ulaşamaz.'
(Yunus 77)Musa, ya! dedi: size hak gelince böyle mi diyorsunuz? Bu sihir mi? Halbuki sihirbazlar felah bulmazlar
(Yunus 77)Musa dedi ki: "Size bir gerçek gelince böyle mi konuşuyorsunuz; bu sihir midir?" Halbuki sihirbazlar kurtuluşa erişemezler.
(Yunus 77)Musa: "Siz; Hakk için, o size gelince bu sihir mi diyorsunuz? Oysa sihirbazlar iflah olmazlar." dedi.
(Yunus 77)Musa: "Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" dedi.
(Yunus 77)Mûsâ dedi ki: “Siz hak için, o, size gelince, ‘Bu, bir büyülü sözdür?’ mü diyorsunuz? Hâlbuki büyülü söz söyleyenler, umduklarına eremezler.”
(Yunus 77)Musa demişti ki: “Hak size geldiğinde, ‘bu sihir’ mi diyorsunuz? Hâlbuki sihirbazlar kurtuluşa eremezler.”
(Yunus 77)Musa: “Size hak geldiğinde mi söylersiniz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar kurtuluşa eremezler.” dedi.
(Yunus 77)Musa: "Siz, hak için, o size gelince (böyle) mi söylersiniz? Bu, bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar umduklarına eremezler" dedi.
(Yunus 77)Mûsâ: “Size hak gelince, onun için böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Hâlbuki sihirbazlar kurtuluşa ermez!” dedi.
(Yunus 77)Musa "Size geldiği zaman mı hak [gerçek] için [bunu] söylüyorsunuz? Bu sihir miymiş? Sihirbazlar başarılı olmazlar." dedi.
(Yunus 77)Musa "Size gelen gerçek için böyle mi konuşursunuz? Bu, büyü müdür? Büyücüler başarıya ulaşamazlar" dedi.
(Yunus 77)Musa dedi ki: Hak size geldiğinde mi böyle söylersiniz? Bu mudur büyü? Halbuki büyücüler felah bulmazlar.
(Yunus 77)Musa onlara “Size hak (gerçekler) geldiğinde, gerçeklere mi (bu sihirdir) diyorsunuz. Bu hakikatler sihir midir? Sihirle uğraşanlar asla kurtuluşa eremezler” dedi.
(Yunus 77)Musa (A.S) şöyle dedi: “Size hak geldiği zaman onun hakkında mı konuşuyorsunuz, bu bir sihir midir? Ve (oysa) sihirbazlar (sihir yapanlar) felâha ermez.”
(Yunus 77)Musa onlara dedi: «Size bir gerçek gelince ona büyü mü dersiniz? Oysaki büyücüler onmazlar.»
(Yunus 77)Musa, “Size gerçek gelince, “Sihir” mi dersiniz? Oysa sihirbazlar asla kurtuluşa ermezler” dedi.
(Yunus 77)Mûsâ, “Size gelen gerçek hakkında bunu mu söyleyecektiniz? Bu apaçık mûcizeler hiç büyü olabilir mi? Oysa büyücülerle Peygamberler arasında ne kadar muazzam fark var! Zira büyücüler, yüce bir ideal uğruna her şeylerini fedâ edebilecek kişiler değillerdir. Siz hiç bir büyücünün, zâlim bir diktatörün karşısına çıkıp dâvâsını korkusuzca haykırdığını, onu Allah’ın dinine dâvet ettiğini gördünüz mü? Tam tersine, büyücü para kazanmak için müşterilerinin önünde numarasını gösterir ve mükâfâtını almak için avucunu açar. Onun hak, hukuk, adâlet diye bir tasası yoktur; olsa zaten büyücülük yapmaz. Kaldı ki, bunlar kazara Peygamberlik iddiasında bulunsalar bile, çok geçmeden foyaları meydana çıkar. Kısacası, sihirbazlar asla iflah olmazlar!” dedi.
(Yunus 77)"Yani size gerçek gelince ona böyle mi dersiniz?" dedi Musa." Bu büyü müdür? Umduklarına hiç bir şeye erişemedikleri ortadadır. Onlar kurtuluşa eremezler"
(Yunus 77)Mûsa da onlara: “size hakk geldiği zaman siz hep böyle mi dersiniz? Bunun hiç büyüye (benzer bir yanı) var mı? Hem büyücüler asla kurtuluşa eremezler.” dedi.
(Yunus 77)Musa onlara, “Hak size geldikten sonra, onun hakkında (böyle) mi söylüyorsunuz? Bu, bir sihir mi? Oysa sihirbazlar asla başarıya ulaşamazlar,” dedi.
(Yunus 77)Musa: "Size hak geldiğinde hakkında böyle mi konuşursunuz?" dedi, hiç büyü olabilir mi, bu? Hem de, büyücülerin mutlu sona asla ulaşamayacakları ortadayken!"
(Yunus 77)Musa dedi ki; "Gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? Bu, büyü müdür? Oysa büyücülerin kurtuluşu yoktur."
(Yunus 77)Bknz: (20/69)
(Yunus 77)75-77 Bu peygamberlerin ardından Musa ve Harun’u âyetlerimizle, Firavun başta olmak üzere, onun çevresindeki yöneticilerine, seçkinlerine ve kavmine peygamber olarak gönderdik, onlar da Allah’ın âyetlerine karşı kibirli davranıp, büyüklük taslayıp sırtlarını döndüler, inatla müşrik kalmayı sürdürdüler. Öyle ki Musa’nın peygamberliği ve Allah’ın âyetleri kendilerine apaçık delillerle gösterilmesine rağmen, “Bunlar düpedüz sihirdir.” dediler. Musa da onlara, “Sizi doğru olan hayat tarzına bu mucizelerle çağırmak sihirbazların ne işidir, ne de görevleridir, onlar bu âyetleri ne bilir ne söyler, ne de bu mucizeleri gerçekleştirebilirler.” dedi.
(Yunus 77)Musa dedi ki: "Siz (ayağınıza) gelen hakikat hakkında (hep) bu tarz mı düşünürsünüz? Ne yani, şimdi bu da mı sihir? İyi ama, sihirbazlar (bunu) başaramaz ki!"
(Yunus 77)Musa: "Size hak geldiğinde hakkında böyle mi konuşursunuz?" dedi, hiç büyü olabilir mi, bu? Halbuki büyücüler, iflah olmazlar!" dedi.
(Yunus 77)Mûsa dedi ki: «Size geldiği zaman hak için bu sihirdir, der misiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki, sahirler felâh bulamazlar.»
(Yunus 77)Musa onlara dedi ki: “Size gelen hak için böyle mi söylüyorsunuz? Bu bir sihir midir? Sihirbazlar zaten iflâh olmazlar. ”
(Yunus 77)Musa, “Size gelen gerçeğe nasıl olur da ‘büyü diyerek’ dil uzatırsınız! Bu mudur büyü! Üstelik büyücülerin kurtuluşa eremeyecekleri ortadayken!” dedi.
(Yunus 77)Musa dedi ki: “Size gerçek gelince böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar umduklarına eremezler.”
(Yunus 77)Musa, onlara; «Size gelen gerçek için böyle mi diyorsunuz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler iflah olmazlar, kurtuluşa eremezler.»
(Yunus 77)Musa dedi ki: "Size gelen gerçeği böyle mi nitelendiriyorsunuz?İnsaf edin, sihir midir bu?Şu bir gerçektir ki büyücüler iflah olmazlar."
(Yunus 77)Musa: "Size gelen gerçek için böyle mi diyorsunuz? Büyü müdür bu? Halbuki büyücüler, iflah olmazlar!" dedi.
(Yunus 77)Musa şöyle dedi: "Gerçekle yüzleşince mi bunu söylüyorsunuz? Bu şimdi sihir mi? Eğer öyleyse sihirbazlar umduklarına kavuşamazlar."
(Yunus 77)Musa: "Size gelen hakikate böyle mi diyorsunuz? Bu büyü mü? Büyücüler asla kurtuluşa eremezler" dedi.
(Yunus 77)Musa: -Size gelen gerçek için mi böyle söylüyorsunuz? Bu sihir midir? Sihirbazlar asla kurtuluşa eremezler, demişti.
(Yunus 77)Mûsâ da: 'Size gelen hak için mi bunu söylüyorsunuz? Bu sihir midir? Oysa sihirbazlar asla iflah olmazlar" demişti.
(Yunus 77)Musa: «Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler» dedi.
(Yunus 77)Musa “Size hak geldiğinde böyle mi söylüyorsunuz?” dedi. “Bu mu büyü dediğiniz? Oysa büyücüler asla iflâh olmazlar.”
(Yunus 77)Musa dedi ki: "Gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? Büyü müdür bu? Büyücülerin kurtuluşu yoktur."
(Yunus 77)