10. Yunus Suresi / 76.ayet

Katımızdan onlara hakikatin belgeleri mucizeler geldiğinde, onlar:
– Bu, apaçık bir sihirdir! Demişlerdi.

Bknz: (26/34)»(26/35)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 76 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.

(Yunus 76)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Nitekim onlara katımızdan Hakk geldiği zaman: “Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür” demişlerdi.

(Yunus 76)

Abdullah Parlıyan Meali:

Öyle ki, kendilerine tarafımızdan gerçek olan kitabımız ve mucizeler geldiği zaman: “Bakın bu düpedüz bir büyü” dediler.

(Yunus 76)

Adem Uğur Meali:

Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Ahmet Hulusi Meali:

İndimizden onlara Hak geldiğinde: "Muhakkak ki bu apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Ahmet Tekin Meali:

Kendilerine tarafımızdan hak bir mûcize, doğru bilgiler gelince: “Bunlar kesinlikle, aklımızı etki altına alan apaçık bir sihirdir, bir aldatmacadır” dediler.*

(Yunus 76)

Ahmet Varol Meali

Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Ali Bulaç Meali:

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."

(Yunus 76)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Tarafımızdan kendilerine mûcize geldiği vakit, “ - Muhakkak bu açık bir sihirdir.” dediler.

(Yunus 76)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bizim katımızdan, gerçek onlara geldiğinde, şöyle dediler: "Aslında, apaçık bir büyüden başka bir şey değil bu!"

(Yunus 76)

Ali Ünal Meali:

Tarafımızdan kendilerine gerçek ulaşınca, “Bu”, dediler, “besbelli bir büyü!”

(Yunus 76)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendi katımızdan onlara hak geldiğinde “şüphesiz bu apaçık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Katımızdan onlara hak gelince,"Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Bekir Sadak Meali:

Gercek, katimizdan onlara gelince: «Dogrusu bu apacik bir buyudur» dediler.

(Yunus 76)

Besim Atalay Meali:

Bizim katımızdan onlara hak gelende: «Bu apaçık bir büyüdür» dediler

(Yunus 76)

Celal Yıldırım Meali:

Onlara bizim katımızdan hak gelince, «bu ancak açık bir sihirdir» dediler.

(Yunus 76)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlara tarafımızdan hak (mucize) ulaşınca: “Bu açık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.

(Yunus 76)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Katımızdan kendilerine hak (mucize) gelince, "Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Diyanet Vakfı Meali:

Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler.

(Yunus 76)

Edip Yüksel Meali:

Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, 'Bu apaçık bir büyüdür,' dediler.

(Yunus 76)

Elmalılı Orjinal Meali:

Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakıt her halde bu açık bir sihir dediler

(Yunus 76)

Elmalılı Yeni Meali:

Tarafımızdan kendilerine hak gelince, "Muhakkak bu açık bir sihir!" dediler.

(Yunus 76)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara, Tarafımızdan hakk geldiği zaman, " Kuşkusuz bu apaçık bir sihirdir." dediler.

(Yunus 76)

Gültekin Onan Meali:

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."

(Yunus 76)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kendilerine tarafımızdan gerçek gelince, “Hiç şüphesiz bu, kesinlikle apaçık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Tarafımızdan onlara hak geldiği zaman: “Şüphesiz ki bu, apaçık bir sihirdir.” demişlerdi.

(Yunus 76)

Harun Yıldırım Meali:

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: “Bu, kuşkusuz apaçık bir sihirdir.”

(Yunus 76)

Hasan Basri Çantay:

Tarafımızdan kendilerine hak (mu'cize) geldiği vakit: "Her halde bu, apaçık bir sihirdir" dediler.

(Yunus 76)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet onlara tarafımızdan hak gelince: “Doğrusu bu apaçık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından hak[gerçek] yanımızdan kendilerine geldiğinde "Gerçekten bu apaçık bir sihirdir." dediler.

(Yunus 76)

Hüseyin Atay Meali:

Katımızdan gerçek onlara gelince, "Doğrusu, bu düpedüz bir büyüdür" dediler.

(Yunus 76)

İbni Kesir Meali:

Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit; doğrusu bu, apaçık bir büyüdür, dediler.

(Yunus 76)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ne zamanki katımızdan onlara gerçekler gelse, bu apaçık bir sihirdir dediler.

(Yunus 76)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece onlara katımızdan hak geldiği zaman: “Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir.” dediler.

(Yunus 76)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bizden onlara bir gerçek, bir belge gelince de: «Besbelli ki bu açıktan açığa büyü» dediler.

(Yunus 76)

Kadri Çelik Meali:

Katımızdan onlara gerçek gelince, “Doğrusu bu apaçık bir büyüdür” dediler.

(Yunus 76)

Mahmut Kısa Meali:

Bizim katımızdan onlara mutlak hakîkati gösteren mûcizeler gelince, “Hiç kuşku yok ki, hepimizi acze düşüren bu hârika olaylar, olsa olsa bir büyüdür!” dediler.

(Yunus 76)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Şüphesiz katımızdan onlara gerçek olan şey gelince: Bu apaçık büyüdür" dediler

(Yunus 76)

Mehmet Türk Meali:

Onlara bizim katımızdan değişmez gerçekler gelince “kesinlikle bu apaçık bir büyüdür” deyip çıktılar.

(Yunus 76)

Muhammed Celal Şems Meali:

Katımızdan kendilerine hak gelince, “Hiç şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Muhammed Esed Meali:

Öyle ki, kendilerine katımızdan hak geldiği zaman, "Bakın, bu düpedüz bir büyü!" dediler.

(Yunus 76)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gerçek, katımızdan onlara gelince; "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür!" dediler.

(Yunus 76)

Mustafa Çavdar Meali:

Katımızdan onlara hakikatin belgeleri mucizeler geldiğinde, onlar: – Bu, apaçık bir sihirdir! Demişlerdi.

Bknz: (26/34)»(26/35)

(Yunus 76)

Mustafa Çevik Meali:

75-77 Bu peygamberlerin ardından Musa ve Harun’u âyetlerimizle, Firavun başta olmak üzere, onun çevresindeki yöneticilerine, seçkinlerine ve kavmine peygamber olarak gönderdik, onlar da Allah’ın âyetlerine karşı kibirli davranıp, büyüklük taslayıp sırtlarını döndüler, inatla müşrik kalmayı sürdürdüler. Öyle ki Musa’nın peygamberliği ve Allah’ın âyetleri kendilerine apaçık delillerle gösterilmesine rağmen, “Bunlar düpedüz sihirdir.” dediler. Musa da onlara, “Sizi doğru olan hayat tarzına bu mucizelerle çağırmak sihirbazların ne işidir, ne de görevleridir, onlar bu âyetleri ne bilir ne söyler, ne de bu mucizeleri gerçekleştirebilirler.” dedi.

(Yunus 76)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şöyle ki: Katımızdan kendilerine hakikatin ta kendisi geldiği zaman dediler ki: "İşte bu kesinlikle ayan beyan bir sihirdir!"

(Yunus 76)

Osman Okur Meali:

Katımızdan onlara hak (gerçekler) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler.

(Yunus 76)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki onlara Bizim tarafımızdan hak geldi, «Şüphe yok ki bu elbette apaçık bir sahirdir,» dediler.

(Yunus 76)

Ömer Öngüt Meali:

Katımızdan kendilerine hak geldiği zaman: “Doğrusu bu apaçık bir sihirdir. ” dediler.

(Yunus 76)

Ömer Sevinçgül Meali:

Katımızdan kendilerine gerçek gelince, “Bu apaçık bir büyüdür!” dediler.

(Yunus 76)

Sadık Türkmen Meali:

Onlara katımızdan gerçek gelince: “Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir” dediler.

(Yunus 76)

Seyyid Kutub Meali:

Bizim tarafımızdan gönderilen gerçek onlara ulaşınca, «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.

(Yunus 76)

Suat Yıldırım Meali:

Onlara tarafımızdan gerçek ulaşınca: "Bu besbelli bir sihirdir." dediler.

(Yunus 76)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." dediler.

(Yunus 76)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bizim katımızdan olduğu belli olan o gerçek onlara gelince "Bu apaçık bir sihir!" dediler.

(Yunus 76)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlara katımızdan hakikat geldiğinde: "Bu apaçık bir büyü" dediler.

(Yunus 76)

Şaban Piriş Meali:

Katımızdan onlara gerçek geldiği zaman, onlar: -Bu, apaçık bir sihirdir! demişlerdi.

(Yunus 76)

Talat Koçyiğit Meali:

Nitekim onlara tarafımızdan hak gelince "bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi.

(Yunus 76)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: «Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür.»

(Yunus 76)

Ümit Şimşek Meali:

Tarafımızdan onlara hak geldiğinde, “Bu düpedüz bir büyü” dediler.

(Yunus 76)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."

(Yunus 76)