İşte biz böylece ülkede Yusuf’a iktidar imkânını bahşettik ki, orada istediği gibi bir yapı inşa etsin. Zira biz mülkü kullarımızdan dilediğimize veririz ve işlerini doğru yapanların hak ettikleri karşılığı da asla zayi etmeyiz!
Bknz: (27/62)
İşte biz böylece ülkede Yusuf’a iktidar imkânını bahşettik ki, orada istediği gibi bir yapı inşa etsin. Zira biz mülkü kullarımızdan dilediğimize veririz ve işlerini doğru yapanların hak ettikleri karşılığı da asla zayi etmeyiz!
Bknz: (27/62)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
İşte Yusuf'a Mısır'da böylece bir mevki verdik, nereyi isterse orada, dilediği gibi konaklardı. Rahmetimizi, kime dilersek ona nasib ederiz ve iyilikte bulunanların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf’a güç ve imkân (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır’da) dilediği yerde konaklayıp kalabilirdi. Biz kime dilersek rahmetimizi nasip ederiz ve iyilik yapanların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece yeryüzünde Yûsuf'a imkan verdik. Herşey ve her yer O'nun idaresi altında idi. Rahmetimizi dilediğimiz kimselere nasib ederiz. İyilik yapanların mükafatını da muhakkak veririz.
(Yusuf 56)Ve böylece Yusuf'a orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece o ülkede (Mısır'da) Yusuf'u yerleştirdik... Orada dilediği yerde dolaşır, konaklardı... Rahmetimizi dilediğimizde açığa çıkartırız... İhsan edicilerin yaptıklarını karşılıksız bırakmayız.
(Yusuf 56)Böylece Yûsuf'a, Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde, tercihini isabetli kullanarak dilediği yerde ikamet etmek, dilediği gibi hareket etmek üzere, ülke içinde yetki, güç, itibar ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi, sünnetimize, düzenimizin yasalarına uygun olarak, irademizin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere nasip ederiz. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan önderlerin, idarecilerin ve mü'minlerin mükâfatını zâyi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece Yusuf'a o yerde güç ve imkân verdik. Orada istediği yerde konaklıyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize ulaştırırız ve iyilik edenlerin ecirlerini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.
(Yusuf 56)İşte, Yûsuf'u zindandan kurtardığımız gibi, kendisine Mısır memleketinde de kudret ve şeref verdik. Orada istediği yerde makam sahibi oluyordu. Biz, rahmetimizi dilediğimiz kimseye ulaştırırız ve iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve işte böylece, o topraklarda Yusuf'a yetki verdik; dilediği gibi orada yerleşti. Rahmetimizi, dilediğimize veririz. Çünkü iyi davrananları ödülsüz bırakmayız.[172]
172)Yusuf peygambere kral tarafından ülkenin yönetiminin verilmesi, İncil, Elçilerin İşleri 7:10 ayetinde, şöyle yazılıdır: "Yusuf'u tüm sıkıntılarından kurtardı. Ona bilgelik vererek, Mısır Firavunu'nun gözüne girmesini sağladı. Firavun da onu, Mısır ve tüm saray halkı üzerine yönetici atadı."
Böylece Yusuf’u Mısır’da yerleştirdik ve kendisine imkân ve iktidar verdik. Nerede isterse orada makam tutar (emirleri bütün ülkede uygulanır, dilediği tasarrufta bulunurdu). Kimi dilersek ona bu şekilde hususî rahmetimizle muamele eder ve bütünüyle iyiliğe adanmış olarak, Allah’ı görür gibi, en azından O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde davrananların mükâfatını asla zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf’a yeryüzünde imkân verdik. Her yer, onun tasarrufunda idi.. Biz rahmet ve keremimizi istediğimize veririz ve iyilerin ücretini asla zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'a, orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız. Güzel davrananların ödülünü zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Yusuf'u boylece o memlekete yerlestirdik; istedigi yerlerde oturabilirdi. Rahmetimizi tipki bu misalde oldugu gibi istedigimize veririz; iyi davrananlarin ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Yusuf'u böylece Mısır'da yerleştirdik, istediği gibi çalışırdı orada, dilediğimiz kimseye, yarlıgamız erişir, yitirmeyiz iyilerin sevabın
(Yusuf 56)İşte böylece biz Yûsuf'u (Mısır) ülkesine yerleştirip, onu şerefli, itibarlı kıldık; (o kadar ki) orada dilediği yerde oturabiliyordu. (Böylece) rahmetimizi dilediğimiz kimselere nasîb ederiz ve iyilerin mükâfatını zayi' etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkân verdik. Öyle ki orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasip ederiz ve iyilik yapanların mükâfatını kayba uğratmayız.*
(Yusuf 56)Yusuf'u böylece o memlekete yerleştirdik; istediği yerlerde oturabilirdi. Rahmetimizi tıpkı bu misalde olduğu gibi istediğimize veririz; iyi davrananların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkan ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükafatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve böylece Yusuf'a orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Dilediği gibi hareket edebiliyordu. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi yağdırırız. Güzel davrananları ödülsüz bırakmayız.
(Yusuf 56)Ve işte bu suretle Yusüfü o arzda temkin ettik, neresinde isterse makam tutuyordu, biz rahmetimizi dilediğimize nasıb ederiz, ve muhsinlerin ecrini zayi' etmeyiz
(Yusuf 56)Ve işte böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik; neresinde isterse makam tutuyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyi davrananların mükafatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve böylece Yusuf'u yetki sahibi yaptık, istediği yerde mekan tutma imkanı verdik. Rahmetimizi istediğimize veririz. İyilik edenlerin yaptıklarını karşılıksız bırakmayız.
(Yusuf 56)İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.
(Yusuf 56)–Ve işte Biz böylece Yûsuf için o yerde iktidar; ülke yönetimi verdik. Neresinde isterse orada konaklardı. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin ödülünü kaybetmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece Yusuf’a, yeryüzünde temkin/imkân/iktidar verdik. Orada dilediği yerde konaklar/dilediği gibi hareket ederdi. Rahmetimizden dilediğimiz kişiye veririz. Ve muhsinlerin/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf’a güç ve imkân verdik. Öyle ki, orada dilediği yerde konaklardı. Rahmetimizi dilediğimize veririz. Muhsinlerin de ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte o yerde Yuusufa kudret (ve şeref) verdik. O, o yerden neresini dilerse orada konaklardı. Biz rahmetimizi kime dilersek ona nasıyb ederiz, iyi hareket edenlerin mükafatını zaayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece Yûsuf'a o yerde (Mısır'da) imkân (ve kudret) verdik. Oradan dilediği yerde oturuyordu. Rahmetimizi dilediğimiz kimseye nasîb ederiz ve iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi' etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte bunun gibi, Yusuf'u o yerde [bölgede] yerleştirdik, ondan tercih ettiği yerde konaklıyordu. Rahmetimizi tercih ettiğimiz kimseye isabet ettiriyoruz; iyilerin ödüllerini yok etmeyiz.
(Yusuf 56)56-57 Böylece Yusuf a o ülkede yerleşme imkanı sağladık, istediği yerde oturabilirdi. Biz acımamızı dilediğimize ulaştırırız. İyi davrananların ödülünü zayi etmeyiz. Andolsun, ahiretin ücreti inanan ve saygılı olanlar için daha iyidir.
(Yusuf 56)İşte böylece Yusuf'u yeryüzünde yerleştirdik. Nereyi isterse orada konaklardı. Rahmetimizi, istediğimize veririz. Ve ihsan edenlerin ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'u yer yüzünde bir mekana yerleştirdik. O yer yüzünde dilediği yere yerleşmiş oldu. Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizden bir pay veririz ve güzel şeyler yapanların yaptıklarını asla zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve işte böylece Yusuf (a.s)’ı yeryüzünde yerleştirdik (mevki sahibi yaptık). Onun (yeryüzünün), dilediği yerine yerleşti. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi göndeririz. Ve muhsinlerin ecrini (mükâfatını) zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Biz Yusuf'a o ülkede el üstünlüğü sağladık. Orada dilediği gibi oturur kalkardı. Biz esirgeyiciliğimizi kime dilersek ona eriştiririz, iyilik edenleri de karşılıksız bırakmayız.
(Yusuf 56)İşte böylece biz o topraklarda Yusuf'a dilediği gibi hareket etmek üzere güç ve imkan verdik. Biz kime dilersek rahmetimizi nasip ederiz ve ihsan sahiplerinin ecrini kayba uğratmayız.
(Yusuf 56)İşte böylece biz, Yûsuf’a o ülkede kudret ve egemenlik bahşettik. Öyle ki, ülkenin her yerinde onun sözü geçiyordu. Öyle ya, Biz lütuf ve rahmetimizi dilediğimize veririz; hele iyilik yapanların mükâfatını daha dünyadayken verir, onların beklentilerini kesinlikle boşa çıkarmayız.
(Yusuf 56)Üzerine böylece yeryüzünde imkan ve iktidar verdik. Öyle ki istediği yerde konakladı. Sayısız rahmetimizi dilediğimize veririz. İyilik yapanların ecrini de zayi etmeyeceğiz.
(Yusuf 56)İşte böylece Biz, orada Yûsuf’a iktidar verdik.1 Öyle ki, o (Mısır’da) dilediği gibi hareket ederdi. Biz, rahmetimizi kime dilersek ona nasip ederiz ve iyilik yapanların karşılığını boşa götürmeyiz.2*
(Yusuf 56)Böylece Biz Yusuf’a, o memlekette yetkili bir mevki ihsan ettik. Orada istediği yerde kalırdı. Biz dilediğimiz kimseye (bu dünyada) rahmetimizden (bir pay) nasip eder ve iyi işler yapanların mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böyle emin bir yer sağladık Yusuf'a (o) ülkede; öyle ki, dilediği yerde konaklayabilir/dilediği şeyi yapabilirdi. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz, ama iyilik yapanların hak ettiği karşılığı vermekten de geri durmayız.
(Yusuf 56)Böylece biz Yusuf'a o ülkede iktidar verdik. Orada dilediği yerde konaklayabiliyordu. Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız, güzel davrananların ödülünün yitip gitmesine izin vermeyiz.
(Yusuf 56)Bknz: (27/62)
(Yusuf 56)56-57 Böylece Biz Yusuf’a Mısır’da önemli bir mevki, güç ve itibar bahşettik. Yusuf o ülkede dilediği yere yerleşip, dilediği işi de dilediği gibi yapmakta özgür bir yönetici durumuna geldi. Biz rahmetimizi layık gördüklerimize bahşeder, Bize teslim olanların yaptıklarını karşılıksız bırakmayız, bununla birlikte yaratılış sebepleri olan Allah’ın daveti nizam ile ahlaka iman edip, onu yaşamak ve yaşatmak uğrunda ellerinden gelen çabayı gösterenler için âhiret mükâfatı dünyadakinden kat be kat daha fazla ve daha hayırlıdır.
(Yusuf 56)İşte bu şekilde Biz, Yusuf'a ülkede sağlam bir iktidar zemini hazırladık (ki), o orada istediği yapıyı inşa edebilsin. Biz rahmetimizi istediğimize bahşederiz; fakat iyilik yapanların (bu dünyadaki) karşılığına da zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve böylece Yusuf'a orada düzenimize uygun bir şekilde hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz yasalarımıza uyan kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Ve öylece Yusuf için o yerde bir mevki, bir selahiyet verdik. Oradan dilediği yerde ikâmet eder idi. Biz dilediğimize rahmetimizi nâsib ederiz. Ve iyilik edenlerin mükâfaatını zâyi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece biz Yusuf'u o memlekette yerleştirip kendisine mevki verdik. Orada istediği yerde konaklayabilirdi. (Dilediğini yapar, dilediği gibi hareket ederdi). Biz rahmetimizi kime dilersek ona isabet ettiririz ve biz güzel davrananların mükâfatını zâyi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf’u o ülkeye yerleştirdik. Nereyi isterse orada konaklardı. Kimi dilersek rahmetimizi ona nasip ederiz. Güzel davrananların ödülünü mutlaka veririz.
(Yusuf 56)İŞTE BÖYLECE Biz; o yerde Yusuf’u yetki sahibi kıldık. Orada dilediği yerde konaklardı. Biz dilediğimiz (rasûl/nebi olarak seçtiğimiz) kimseye, rahmetimizi ulaştırırız. Ve iyi davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'un o ülkedeki konumunu sağlamlaştırdık, artık o ülkenin dilediği yerinde oturabilirdi. Biz rahmetimizi dilediğimiz kimselere sunarız ve iyi davranışlıları ödülsüz bırakmayız.
(Yusuf 56)Böylece Biz Yusuf'a Mısır'da iktidar verdik. Dilediği yerde konaklayabilir, orayı dilediği şekilde yönetirdi. Biz lütfumuzu dilediğimiz kimselere eriştirir ve güzel hareket edenlerin ücretlerini asla zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece biz Yusuf'a o ülke'de iktidar verdik. Orada dilediği yerde konaklardı. Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız, güzel davrananların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece ona, o ülkede iyi bir makam verdik. Orada beğendiği yere yerleşirdi. Biz ikramımızı, tercih ettiğimiz kişiye yaparız. Güzel davrananların ödülünü eksiltmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'u oraya yerleştirdik, orada dilediği gibi davranırdı. Dilediğimizi rahmetimize eriştiririz, ama iyi davrananların emeğini boşa çıkarmayız.
(Yusuf 56)Yusuf'u böylece o memlekete yerleştirdik;istediği yerde oturabilirdi. Rahmetimizi tıpkı bu misalde olduğu gibi istediğimize veririz.; iyi davrananların ecrini zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)Böylece Yûsuf'u Mısır arazisinde yerleştirmiştik. Onun neresinde dilerse orada kalabilirdi. (İşte böyle) rahmetimizi dilediğimiz kimselere nasîb ederiz. İyilik edenlerin ecrini de zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkân verdik. Öyleki, onda (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.
(Yusuf 56)Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Öyle ki, dilediği yerde kalıyor, dilediği gibi yönetiyordu. Biz dilediğimizi rahmetimizden böyle nasiplendirir ve iyilik yapanların ödülünü de asla zayi etmeyiz.
(Yusuf 56)İşte böylece biz Yusuf'a yeryüzünde imkan ve mevki verdik. Ülkede, istediği yerde konaklayabiliyordu. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmeyiz.
(Yusuf 56)