12. Yusuf Suresi / 66.ayet

Babaları: “Hepiniz kuşatılıp saldırıya uğrayarak yok olmadıkça; onu bana getireceğinize dair Allah adına yemin ederek söz vermezseniz, onu sizinle göndermem.” Onlar yemin ederek kesin söz verince Yakup: “Bu konuştuklarımıza Allah vekildir.” dedi.

Bknz: (4/166)(6/19)(10/61)

Mustafa Çavdar Meali

Yusuf 66 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Etrafınız kuşatılmadıkça dedi, onu mutlaka geri getireceğinize dair Allah adına bir söz vermezseniz sizinle imkanı yok göndermem onu. Onlar, söz verince de bu dediklerimize Allah tanık olsun dedi.

(Yusuf 66)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Babaları Yakup ise:) "Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması (ve çaresiz bırakılmanız) dışında, ne olursa olsun onu mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem." dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verilince dedi ki: "Allah, bu söylediklerimize (şahit ve) Vekîl’dir."

(Yusuf 66)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ya'kub: “Hepiniz ölümle kuşatılıp kıstırılmadıkça, onu bana geri getireceğinize dair bana Allah huzurunda yeminle söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim!” dedi. Hepsi birden, yeminle söz verdiklerinde Ya'kub: “Allah bu dediklerimize karşı vekildir!” diyerek razı oldu.

(Yusuf 66)

Adem Uğur Meali:

(Ya'kub) dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem! Ona (istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir.

(Yusuf 66)

Ahmet Hulusi Meali:

(Babaları) dedi ki: "Çepeçevre kuşatılıp öldürülme durumuna düşmedikçe, onu bana kesin olarak geri getireceğinize Allah adına yemin etmezseniz, onu sizinle göndermem"... Ne zaman ki sağlam sözlerini verdiler, (babaları) dedi ki: "Allah, söylediklerimize Vekiyl'dir. "

(Yusuf 66)

Ahmet Tekin Meali:

Babaları: “Hepiniz kuşatılıp, çaresiz kalmadıkça, onu mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına bir söz, bir yemin vermedikçe, onu asla sizinle göndermem” dedi. Onlar da, Allah'a and içerek babalarına söz verince, babaları: “Bu söylediklerimizi denetleyen, kaydeden, hesabını soracak, şâhitlik edecek olan Allah'tır” dedi.

(Yusuf 66)

Ahmet Varol Meali

Dedi ki:"Çepeçevre kuşatılıp (çaresiz kalmanız) dışında onu bana mutlaka getireceğiniz üzere Allah adına kesin söz vermediğiniz sürece onu sizinle göndermeyeceğim." Ona kesin söz verdiklerinde: "Allah, söylediklerimize vekildir" dedi.

(Yusuf 66)

Ali Bulaç Meali:

"Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem." dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verince dedi ki: "Allah, söylediklerimize vekildir."

(Yusuf 66)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Babaları: “- Siz ölümle kuşatılmadıkça, muhakkak surette onu (Bünyamin'i) bana getireceğinize dair Allah'dan sağlam bir yemini bana verişinize kadar, asla onu sizinle beraber gönderemem.” dedi. Onlar, babalarına yeminlerini verince, o şöyle dedi: “-Allah söylediklerimiz üzerine vekildir (onları yerine getirir).”

(Yusuf 66)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dedi ki: "Çepeçevre kuşatılmanız dışında, onu, kesinlikle bana geri getireceğinize ilişkin, Allah'ın karşısında söz vermezseniz sizinle göndermem!" Bunun üzerine, Ona söz verdiler. Dedi ki: "Allah, söylediklerimizi Destekleyendir!"

(Yusuf 66)

Ali Ünal Meali:

“Hayır,” dedi Yakup, “elikolu bağlı ve çaresiz kalmadıkça O’nu bana geri getireceğinize dair Allah huzurunda sağlam bir söz vermeden O’nu sizinle asla gönderemem.” Onlar istediği sözü verince de, şöyle dedi: “Allah konuştuklarımıza şahit ve gözeticidir; verilen sözlerin yerine gelip gelmemesi nihayette yine O’nun iznine ve kudretine bağlıdır.”

(Yusuf 66)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yakub dedi ki: “Kuşatılmanız durumu hariç, onu bana geri getireceğinize dair, Allah’tan bir güvence bana getirmedikçe, onu asla sizinle beraber göndermeyeceğim… Onlar, ona güvencelerini gösterince, Yakup “Allah, sizin dediğinize şahittir” dedi.

(Yusuf 66)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ya'kub dedi ki: "Hepinizin çepeçevre kuşatılması müstesna, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah'tan bir garanti vermedikçe, onu sizinle asla göndermem." Kardeşler ona garanti verince şöyle dedi: "Şu söylediğimize Allah vekildir."

(Yusuf 66)

Bekir Sadak Meali:

Babalari: «Hepiniz helak olmadikca onu bana geri getireceginize dair Allah'a karsi saglam bir soz vermezseniz, sizinle gondermeyecegim» dedi. Soz verdiklerinde: «Sozumuze Allah vekildir» dedi.

(Yusuf 66)

Besim Atalay Meali:

Babaları dedi ki: «Hepiniz ölmedikçe, bunu bana getirmek üzre, Allahın adına belge vermedikçe, onu sizinle hiç yollayamam»; ona belge verilince dedi: «Allah sözünüze tanıktır»

(Yusuf 66)

Celal Yıldırım Meali:

Yâkub, «Onu bana (geri) getireceğinize dair Allah adına sağlam ve kesin söz vermedikçe, onu elbette sizinle göndermiyeceğim. Meğer ki kuşatılıp ölümle burun buruna gelmiş olsanız» dedi. Sağlam ve güvenilir söz verdiklerinde Yâkub, «Allah bu dediklerimize karşı vekildir» diyerek (razı oldu).

(Yusuf 66)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Babaları: “Hep birlikte ölüm çemberine düşmeniz ihtimali dışında, onu (Bünyamin'i) kesinlikle geri getireceğinize dair bana Allah adına sağlam bir güvence, bağlayıcı bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte göndermem” dedi. Oğullarının istediği güvenceyi vermeleri üzerine (Yakub): “Bu söylediklerimize Allah vekildir” dedi (ve kardeşleri Bünyamin'i onlarla beraber Mısır'a gönderdi).

(Yusuf 66)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Babaları: "Hepiniz helak olmadıkça onu bana geri getireceğinize dair Allah'a karşı sağlam bir söz vermezseniz, sizinle göndermeyeceğim" dedi. Söz verdiklerinde: "Sözümüze Allah vekildir" dedi.

(Yusuf 66)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Babaları, "Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim" dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, "Allah söylediklerimize vekildir" dedi.

(Yusuf 66)

Diyanet Vakfı Meali:

(Ya'kub)  dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz)  hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!» Ona (istediği şekilde)  teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir.

(Yusuf 66)

Edip Yüksel Meali:

'Hepiniz kuşatılıp engellenmedikçe onu bana getireceğinize dair bana, ALLAH adına sağlam bir söz vermezseniz, onu sizinle beraber göndermem. Onlar ona söz verince, 'Söylediklerimize ALLAH tanıktır,' dedi.

(Yusuf 66)

Elmalılı Orjinal Meali:

Dedi: ihtimali yok onu sizinle beraber göndermem, ta ki bana hepiniz ihata edilmedikçe onu behamehal getireceğinize dair Allahdan bir misak veresiniz, vakta ki misaklarını verdiler, dedi ki: Allah söylediklerimize karşı vekil

(Yusuf 66)

Elmalılı Yeni Meali:

Dedi ki: "Kesinlikle onu sizinle beraber göndermem, ta ki hepiniz her taraftan kuşatılmadıkça, onu mutlaka bana getireceğinize dair Allah'a yemin edesiniz!" Söz verdikleri vakit dedi ki: "Allah söylediklerimize karşı vekildir!"

(Yusuf 66)

Erhan Aktaş Meali:

"Saldırıya uğrayıp çaresiz kalmadıkça, kesinlikle onu bana getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle asla göndermem." dedi. Onlar, söz verince: "Allah söylediklerinize vekildir." dedi.

(Yusuf 66)

Gültekin Onan Meali:

"Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Tanrı adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem" dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verince dedi ki: "Tanrı, söylediklerimize vekildir."

(Yusuf 66)

Hakkı Yılmaz Meali:

Babaları dedi ki: “Etrafınız kuşatılmadıkça/hepiniz çaresiz kalmadıkça, onu bana kesinlikle getireceğinize dair Allah'tan bir üstlenme vermedikçe, onu kesinlikle sizin ile birlikte göndermem.” Onlar, babalarına teminatlarını verince, babaları, “Bu söylediklerimize Allah, belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayandır” dedi.

(Yusuf 66)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Yakub:) “Topluca (helak olup) kuşatılmanız dışında, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar onu sizinle göndermem.” demişti. Ona (Allah adına) kesin sözlerini verdiklerinde: “(O hâlde) Allah söylediklerimize vekildir.” dedi.

(Yusuf 66)

Harun Yıldırım Meali:

Dedi ki: “Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla göndermem.” Artık ona kesin teminatlarını verince dedi ki: “Allah, söylediklerimize vekildir.”

(Yusuf 66)

Hasan Basri Çantay:

(Ya'kub): "Etraafınız kuşatılıb (çaresiz kalmanız müstesna) onu bana behemehal getireceğinize dair Allahdan bana sağlam bir teahhüd verilinceye kadar onu sizinle beraber, (kaabil değil) göndermem" dedi. Artık ona (babalarına) te'minatlarını verince o da: "Allah benim ve sizin bu dediklerimize vekil (şahid olsun)" dedi.

(Yusuf 66)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Babaları) dedi ki: “Etrâfınız kuşatılmadıkça (öylesine çâresiz kalmanız müstesnâ), onu bana mutlaka getireceğinize dâir, Allah adına bana sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle berâber aslâ göndermem!” Ne zaman ki ona te'mînâtlarını verdiler,(o da:) “Allah, söylediklerimize Vekîldir” dedi.

(Yusuf 66)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Babaları] "Siz, kuşatılmanız müstesna onu [kardeşinizi] bana mutlaka (geri) getireceğinize [dair] Allah'tan pekiştirilmiş bir söz bana verene kadar, asla onu sizinle birlikte göndermem." dedi. [kardeşleri] pekiştirilmiş sözlerini verdiklerinde, [Babaları] "Allah, söylediklerimize bir vekildir" dedi.

(Yusuf 66)

Hüseyin Atay Meali:

Dedi ki: "Hepiniz kuşatılmadıkça, onu bana getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermezseniz, onu sizinle göndermeyeceğim." Söz vermeleri üzerine de "Söylediğimize Allah vekildir" dedi.

(Yusuf 66)

İbni Kesir Meali:

Dedi ki: Etrafınız kuşatılmadıkça muhakkak bana getireceğinize dair Allah'a karşı sağlam bir söz vermezseniz, onu sizinle asla göndermem. Artık onlar söz verince: Allah söylediklerinize Vekil'dir, dedi.

(Yusuf 66)

İlyas Yorulmaz Meali:

Babaları “Allah dan beni ikna edecek sağlam bir delil getirmedikçe, kardeşinizi sizinle göndermeyeceğim. Getireceğiniz sağlam delil hepinizi kapsasın” dedi. Onlarda (Allah adına yemin ederek) sağlam bir delil getirdiler ve “Allah söylediklerimize şahittir (vekil)” dediler.

(Yusuf 66)

İskender Ali Mihr Meali:

(Yâkub a.s): “Sizin kuşatılmanız hariç onu mutlaka bana getireceğinize dair, Allah adına bir misak (kesin söz) verinceye kadar onu sizinle asla göndermem.” dedi. Bunun üzerine ona misaklerini verdiler. O zaman şöyle dedi: “Allah bizim söylediklerimize vekildir.”

(Yusuf 66)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Yakup dedi: «Ne olursa olsun, ben onu sizinle birlikte gönderemem. Onu bana gerisin geriye getireceğinize Allah'ın adına inandırasıya söz verecek olursanız bak ona diyeceğim yok. Meğer ki sizi kuşatmış olalar.» Bunun üzerine babalarına inandırasıya söz verdiler. Yakup dedi: «Allah bütün bu dediklerimize tanık olsun.»

(Yusuf 66)

Kadri Çelik Meali:

(Yakub,) “Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması (çaresizlik) dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem” dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verdiklerinde dedi ki: “Allah, söylediklerimize karşı vekildir.”

(Yusuf 66)

Mahmut Kısa Meali:

Bunun üzerine Yakup, “Etrafınız düşmanlarla kuşatılıp eliniz kolunuz bağlanmadıkça, onu bana geri getireceğinize dâir Allah adına bana söz vermeden, onun sizinle gitmesine asla izin vermeyeceğim!” dedi. Çocukları ona istediği şekilde söz verince, “Bakın, bu konuştuklarımıza Allah şâhittir!” dedi.

(Yusuf 66)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Fiilen hepinizin etrafı kuşatılıp engellenmedikçe ne olursa olsun bana getireceğine dair Yeminle söz vermeyinceye kadar onu sizinle asla göndermem" dedi. Hepsi söz verdiler. Üzerine konuştuğumuz bu şeylere karşılık Allah vekildir diyerek Yakup razı olur.

(Yusuf 66)

Mehmet Türk Meali:

(Yâkûb): “Yapacak hiç bir şeyiniz kalmaması hariç,1 onu bana mutlaka geri getireceğinize dâir, Allah adına bana kesin bir söz vermedikçe, onu sizinle asla gönderemem.” dedi. Onlar ona (geri getireceklerine dâir) kesin söz verince de (Yâkûb): “Şu konuştuklarımıza Allah vekildir.” dedi.2*

(Yusuf 66)

Muhammed Celal Şems Meali:

Babaları dedi ki: “Sizin kuşatılmanız hariç, onu mutlaka bana getireceğinize dair, Allah (adına yemin ederek) kesin söz vermezseniz, onu asla sizinle göndermem.” Onlar kendisine (Allah adına yemin ederek,) kesin söz verince o, “Allah söylediklerimize şahittir,” dedi.

(Yusuf 66)

Muhammed Esed Meali:

(Yakub,) "Hepiniz (ölümle) kuşatılıp kıstırılmadıkça" dedi, "onu bana geri getireceğinize dair bana Allah huzurunda yeminle söz verinceye kadar onu sizinle göndermeyeceğim!" Ve yeminle söz verdiklerinde de, "(Bu) konuştuklarımıza Allah şahittir!" dedi.

(Yusuf 66)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yakup dedi ki; "Hepinizi birden bir felaket kuşatmadıkça onu bana getireceğinize ilişkin Allah adına sağlam bir söz vermezseniz onu sizinle göndermem." Onlar bunu taahhüt edince, Yakup; "Bu söylediklerimize ilişkin Allah görüp gözeticidir," dedi.

(Yusuf 66)

Mustafa Çavdar Meali:

Babaları: “Hepiniz kuşatılıp saldırıya uğrayarak yok olmadıkça; onu bana getireceğinize dair Allah adına yemin ederek söz vermezseniz, onu sizinle göndermem.” Onlar yemin ederek kesin söz verince Yakup: “Bu konuştuklarımıza Allah vekildir.” dedi.

Bknz: (4/166) - (6/19) - (10/61)

(Yusuf 66)

Mustafa Çevik Meali:

66-67 Bunun üzerine babaları Yakub da çocuklarına, “Hepiniz ölümle burun buruna gelip de bütün gücünüz tükenmedikçe onu bana geri getireceğinize, Allah adına yemin etmedikçe sizinle asla göndermem.” deyince oğulları da babalarının istediği gibi yemin ettiler, Yakub da, “Allah bütün konuştuklarımıza şahittir.” diyerek Bünyamin’i onlarla birlikte göndermeye razı oldu ve çocuklarına şu tembihte bulundu: “Evlatlarım, gideceğiniz şehre hepiniz aynı kapıdan girmeyin ayrı ayrı kapılardan girin ben bunu ancak tedbir amaçlı söylüyorum, bununla birlikte takdir Allah’a aittir, O bir şeyin olmasını takdir etmişse onu önlemeye kimsenin gücü yetmez. Ben yalnızca Allah’a güvenir O’na yaslanırım güvenmek isteyen de yalnız O’na güvensin.” dedi.

(Yusuf 66)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Yakub) dedi ki: "Her tarafınızdan kuşatılıp tüm imkanlarınız tükenmedikçe onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir yemin edip söz vermedikçe, onu sizinle birlikte asla yollamam!" Onlar yemin ettiklerinde ise (Yakub), "Allah bütün bu konuştuklarımıza müdahil olan bir şahittir!" dedi

(Yusuf 66)

Osman Okur Meali:

(Yakub) dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!» Ona (istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir.

(Yusuf 66)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dedi ki: «Onu sizinle beraber göndermem, onu bana getireceğinize dair Allah Teâlâ'dan bana sağlam bir ahidde bulunacağınıza değin. Meğer ki, etrafınız ihata edilecek olsun.» Vaktâ ki, ona ahidlerini getiriverdiler. Dedi ki: «Allah Teâlâ da dediklerimizin üzerine şahiddir.»

(Yusuf 66)

Ömer Öngüt Meali:

Babaları dedi ki: “Etrafınızın çepeçevre kuşatılması (çaresiz kalmanız) hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah'a karşı sağlam bir söz vermezseniz, onu aslâ sizinle göndermem. ” Artık onlar ona söz verince: “Allah söylediklerinize şâhit olsun. ” dedi.

(Yusuf 66)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yakub, “Sizden söz vermenizi istiyorum. Allah’ın adını anarak yemin edeceksiniz. Hepiniz mahvolmadıkça ne yapıp edip onu bana getireceksiniz. Yoksa göndermem!” dedi. İstenen sözü verdiler. Yakub, “Sözleşmemize Allah vekildir!” dedi.

(Yusuf 66)

Sadık Türkmen Meali:

Dedi ki: “Onu sizinle beraber asla göndermeyeceğim, ta ki bana Allah adına sağlam bir söz verinceye kadar; siz kuşatılıp engellenmedikçe, onu bana getireceğinize dair.” Ona sözlerini verdikleri zaman: “Allah söylediklerimize vekildir” dedi.

(Yusuf 66)

Seyyid Kutub Meali:

Babaları «Hep birlikte ölüm çemberine düşmeniz ihtimali dışında, onu kesinlikle geri getireceğinize ilişkin bana Allah adına sağlam bir güvence, bağlayıcı bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte göndermem» dedi. Oğullarının istediği güvenceyi vermeleri üzerine dedi ki; «Bu söylediklerimize Allah vekildir.»

(Yusuf 66)

Suat Yıldırım Meali:

Yakub şöyle cevap verdi: "Siz kendiniz helak olmadıkça, onu bana getireceğinize dair Allah'ın huzurunda sağlam bir söz vermeden, ben asla onu sizinle göndermem!" Onlar kendisine kesin söz verince de dedi ki: "Allah Teala da bu söylediklerimize şahittir, gözeticidir."

(Yusuf 66)

Süleyman Ateş Meali:

(Ya'kub): "Hepiniz kuşatılıp engellenmedikçe siz, onu bana getireceğinize dair Allah adına bana sağlam söz vermeden onu asla sizinle göndermem!" dedi. Ne zaman ki, sözlerini verdiler, (Ya'kub): "Söylediğimize Allah, vekildir!" dedi.

(Yusuf 66)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yakup dedi ki "Ben onu sizinle göndermem; hepinizi kuşatan bir felaket olmadıkça onu bana getireceğinize dair Allah adına sağlam söz verirseniz başka." Ona o sağlam sözü verdikleri zaman dedi ki "Konuştuklarımıza vekil olan Allah'tır."

(Yusuf 66)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Babaları: "Onu bana geri getireceğenize Allah adına yemin etmedikçe onu sizinle göndermem. Ancak, ölümle yüz yüze kalırsanız başka" dedi. Yeminle söz verdiklerinde: "Bu konuştuklarımıza Allah şahittir."

(Yusuf 66)

Şaban Piriş Meali:

Babaları: -Hepiniz kuşatılmadıkça onu bana geri getireceğinize dair Allah'a karşı sağlam bir söz vermezseniz, onu sizinle göndermeyeceğim, dedi. Söz verdiklerinde: -Sözümüze Allah vekildir, dedi.

(Yusuf 66)

Talat Koçyiğit Meali:

Babaları da şöyle demişti: "Hepinizin bir tehlike ile kuşatılıp engellenmeniz dışında, bana Allah katında geçerli bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte asla göndermem." Oğulları, sağlam sözlerini Ona verince de demişti ki: "Allah, söylediğimize vekîldir."

(Yusuf 66)

Tefhimul Kuran Meali:

«Bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem.» dedi. Böylelikle Ona onlar kesin bir söz verince dedi ki: «Allah, söylediklerimize karşı vekildir.»

(Yusuf 66)

Ümit Şimşek Meali:

Yakub dedi ki: “Hepinizi birden bir felâket kuşatmadıkça onu bana getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermezseniz onu sizinle göndermem.” Onlar bunu taahhüt edince, Yakub “Bu söylediklerimiz üzerinde Allah görüp gözeticidir” dedi.

(Yusuf 66)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yakub dedi: "Hepinizin çepeçevre kuşatılması müstesna, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah'tan bir garanti vermedikçe, onu sizinle asla göndermem." Kardeşler ona garanti verince şöyle dedi: "Şu söylediğinize Allah Vekil'dir."

(Yusuf 66)