Yoksa dediler, sen Yusuf musun? Ben dedi Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah lutfetti bize. Şüphe yok ki kim çekinir ve sabrederse mutlaka Allah, bu çeşit iyilik edenlerin ecrini zayi etmez.
(Yusuf 90)
“Aaa, yoksa sen Yûsuf musun?” diye haykırdılar. O da: “Ben Yûsuf'um, bu da benim kardeşim Bünyamin, Allah bize birbirimize kavuşmayı lütfetti, bize yardımda bulunarak korudu ve yüceltti. Gerçek şu ki, kim yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırlar ve güçlüklere göğüs gererse bilsin ki, Allah iyilikte bulunanların emeklerini boşa çıkarmaz.”
(Yusuf 90)
Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusufum, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi.
(Yusuf 90)
(Kardeşler) dediler ki: "Aa! Sen, evet sen gerçekten Yusuf'sun?"... (Yusuf) dedi ki: "Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir... Gerçekten Allah bize lütfu ihsanda bulundu... Zira kim korunur ve sabreder ise, muhakkak ki Allah iyilik yapanların karşılığını boşa çıkarmaz. "
(Yusuf 90)
Onlar:
“Yoksa sen, gerçekten Yûsuf musun?” dediler.
“Ben Yûsuf'um. Bu da kardeşim. Birbirimize kavuşmayı Allah bize lütfetti. Çünkü kim Allah'a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olur ve sabrederek mücadeleye devam ederse, Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idarecilerin ve müslümanların mükâfatını zâyi etmez.” dedi.
(Yusuf 90)
"Yoksa sen gerçekten Yusuf musun?" dediler. O da: "Ben Yusuf'um. Bu da kerdeşimdir. Allah bize lütfetti. Kim sakınır ve sabrederse; şüphesiz Allah iyilik edenlerin karşılıklarını boşa çıkarmaz" dedi.
(Yusuf 90)
"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
(Yusuf 90)
Onlar: Yoksa sen, Yûsuf musun? dediler. O da: “- Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Gerçekten Allah bize lutfetti. Doğrusu, kim Allah'dan korkar ve düştüğü felâkete sabrederse, muhakkak ki Allah bu gibi muhsinlerin mükâfatını zayi etmez.” dedi.
(Yusuf 90)
"Yoksa aslında, sen, gerçekten Yusuf musun?" dediler. Dedi ki: "Ben, Yusuf'um; bu da kardeşim. Aslında, Allah, bizi nimetlendirdi. Çünkü kim hem sorumluluk bilincine erişir hem de dirençli olursa, kuşkusuz, Allah, güzel davrananları ödülsüz bırakmaz!"
(Yusuf 90)
“Yoksa sen, evet sen, Yusuf musun?” diye haykırıştılar. “Ben Yusuf’um, bu da kardeşim!” diye cevap verdi Yusuf: “Allah, bizi lütfuna mazhar etti. Doğrusu şu ki, kim O’na karşı derin saygı duyar, O’na karşı gelmekten sakınır ve O’na itaatla birlikte başına gelenlere de sabrederse, hiç şüphesiz Allah, böyle iyiliğe adanmış ve O’nu görürcesine davranan kimselerin mükâfatını asla zayi etmez.”
(Yusuf 90)
Onlar: “Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O: “Ben, Yusuf’um. Bu da kardeşimdir. Allah bize ikram ve iyilik etti. Şüphesiz kim, kendini kötülüklerden korursa ve sabrederse, muhakkak Allah, güzel amel yapanların ücretini zayi etmez.. “ dedi.
(Yusuf 90)
"A, yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir" dedi. "Allah bize lütfetti. Doğrusu, kim Allah'tan sakınır ve sabrederse, Allah iyilik edenlerin ödülünü vermemezlik etmez."
(Yusuf 90)
«Yoksa sen Yusuf musun?» dediler. «Ben Yusuf'um, bu da kardesim. Allah bize iyilikte bulundu; dogrusu kim kotulukten sakinir ve sabrederse bilsin ki Allah iyi davrananlarin ecrini katiyen zayi etmez» dedi. .
(Yusuf 90)
Dediler ki: «Sen Yusuf musun?», o dedi ki: «Ben Yusuf'um, bu da benim kardeşim, Allah bizi kayırdı, kim sabredip, sakınırsa, Allah iylik edenlerin yitirmez sevabını»
(Yusuf 90)
(Onlar bu sorudan onun Yûsuf olduğunu anlayarak) «Yoksa sen Yûsuf musun ?» dediler. O da «Evet. ben Yûsuf'um, bu da kardeşimdir. Allah bize iyilik ve yardımda bulundu. Çünkü doğrusu kim korkup sakınır ve sabrederse, elbette Allah iyilerin mükâfatını zayi' etmez» dedi.
(Yusuf 90)
“Ne? Yoksa sen Yusuf musun?” diye haykırdılar. “Evet, ben Yusuf'um” dedi. “Ve bu da benim kardeşimdir. Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah'a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışır ve güçlüklere göğüs gererse, (bilsin ki,) Allah iyilerin emeklerini boşa çıkarmaz!”
(Yusuf 90)
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah iyi davrananların ecrini katiyen zayi etmez" dedi. .
(Yusuf 90)
Kardeşleri, "Yoksa sen, sen Yusuf musun?" dediler. O da, "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah, bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez" dedi.
(Yusuf 90)
Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi.
(Yusuf 90)
'Yoksa sen, sen gerçekten Yusuf musun,' dediler. 'Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. ALLAH bize iyilikte bulundu. Kim erdemli davranır ve sabrederse elbette ALLAH güzel davrananları ödülsüz bırakmaz,' dedi.
(Yusuf 90)
A a, sen, sen Yusüf müsün? dediler. Ben, dedi: Yusüfüm, bu da kardeşim, Allah bize lutfile in'am buyurdu. Hakikat bu; her kim Allahdan korkar ve sabr ederse her halde Allah, muhsinlerin ecrini zayi' etmez
(Yusuf 90)
"A a.! Sen Yusuf musun?" dediler. Ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Allah bize lütfuyla iyilikte bulundu; bir gerçektir ki, kim Allah'tan korkar ve sabrederse, muhakkak Allah iyilerin mükafatını zayi etmez." dedi.
(Yusuf 90)
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim." dedi. Doğrusu, Allah bizi nimetlendirdi. Çünkü kim takvalı[1] olur ve sabrederse, o zaman Allah, kesinlikle iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz.
1)Korunma; Allah'ın buyruklarına içtenlikle uyarak; o buyruklarla, kötü ve zararlı şeylere karşı kendisini korumaya, güvenceye alan.
(Yusuf 90)
"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?' dediler. "Ben Yusufum" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Tanrı bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Tanrı, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
(Yusuf 90)
Yûsuf'un kardeşleri: “Yoksa sen, sahiden Yûsuf musun?” dediler. Yûsuf: “Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Kesinlikle, Allah bizi nimetlendirdi. Şüphesiz kim Allah'ın koruması altına girer ve sabrederse, artık hiç şüphesiz Allah, iyi-güzel işler yapanların ödülünü kaybetmez” dedi.
(Yusuf 90)
“Şüphesiz sen, (evet,) gerçekten sen Yusuf’sun öyle mi?” demişlerdi. Demişti ki: “Ben Yusuf’um, bu da kardeşimdir. Allah bize iyilikte bulundu. Hiç şüphesiz, kim sakınıp korkar ve sabrederse Allah muhsinlerin/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanların ecrini zayi etmez.”
(Yusuf 90)
Dediler ki: “Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?” Dedi ki: “Ben Yusuf’um, bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah muhsinlerin mükâfatlarını zayi etmez.”
(Yusuf 90)
"A, sen, sen, saahi Yuusuf musun?" dediler. O da: "Ben, dedi, Yuusufum. Bu da kardeşim. Allah bize (selamet ve kerametle) lutfetdi. Zira hakıykat şudur ki: Kim (Allahdan) korkar, (belalara) katlanırsa her halde Allah iyi hareket edenlerin mükafatını zaayi etmez".
(Yusuf 90)
(Onlar:) “Yoksa sen, gerçekten sen, Yûsuf musun?” dediler. (O da:) “(Evet) ben Yûsuf'um, bu da kardeşim! Şübhesiz ki Allah bize lütufta bulundu. Doğrusu şu ki, kim(Allah'dan) sakınır ve sabrederse, artık şübhesiz Allah, iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi' etmez” dedi.
(Yusuf 90)
[kardeşleri] "Gerçekten sen Yusuf musun?" dediler. [Yusuf] "Ben Yusuf'um ve bu kardeşim. Allah, bize büyük iyilikte bulunmuştu. Gerçek şu ki, kim korunup sakınır ve sabır ederse, artık kesinlikle Allah, iyilerin ödüllerini yok etmez." dedi.
(Yusuf 90)
Dediler ki: "Yoksa, sen Yusuf musun?" "Ben Yusuf’um, bu da kardeşim. Kuşkusuz Allah bize iyilikte bulundu. Doğrusu, kim saygılı olur ve dayanırsa, Allah iyi davrananların ödülünü zayi etmez" dedi.
(Yusuf 90)
Dediler ki: Yoksa sen gerçekten Yusuf musun? O da dedi ki: Ben, Yusuf'um, bu da kardeşim. Doğrusu Allah, size lutfetti. Çünkü kim sakınır ve sabrederse; muhakkak ki Allah, ihsan edenlerin ecrini zayi etmez.
(Yusuf 90)
Onlar da “O zaman sen mutlaka Yusuf olmalısın” dediler. O da “Evet ben Yusuf'um bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulunmuştur. Kim Allah dan sakınıp korunur ve güçlükler karşısında inancını yitirmezse (sabrederse), Allah, güzel ve doğru davranarak iyilik yapanların karşılıklarını eksiltmez” dedi.
(Yusuf 90)
“Gerçekten sen misin? Mutlaka sen Yusuf’sun!” dediler. “Ben Yusuf’um ve bu benim kardeşim. Allah bizi ni'metlendirdi. Çünkü kim takva sahibi olur ve sabrederse, o taktirde muhakkak ki Allah muhsinlerin ecrini zayi etmez.”
(Yusuf 90)
Dediler: «Sakın sen Yusuf olmıyasın?» Yusuf dedi: «Evet, ben Yusuf'um. Bu da benim kardeşim. İşte Allah bize iyilik etti. Çünkü herkim sakınacak, katlanacak olursa gerçekten Allah da böyle iyilik edenleri karşılıksız bırakmaz.»
(Yusuf 90)
“Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. (Yusuf,) “Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu. Doğrusu kim takva sahibi olur ve sabrederse (bilsin ki) Allah ihsan sahiplerinin ecrini asla zayi etmez” dedi.
(Yusuf 90)
Bu sözler üzerine, bütün ihtişâmıyla karşılarında duran Yusuf’a yeniden ve dikkatle bir daha baktılar. Sonra hayret ve dehşet içerisinde, “Aman Allah’ım!” diye haykırdılar, “Sen, yoksa sen Yûsuf musun?” O da: “Evet, ben Yûsuf’um ya!” diye karşılık verdi. Sonra Bünyamin’i göstererek, “İşte bu da kardeşim, Allah ikimize de lütufta bulundu. Evet, her kim dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüklerden sakınır vezorluklar karşısında göğüs gererek sabretmesini bilirse, hiç kuşkusuz Allah, iyilik yapanların emeğini boşa çıkarmayacaktır!”
(Yusuf 90)
(Yûsuf’un kardeşleri): “Yoksa sen, sahiden Yûsuf musun?” dediler. O da: “(Evet) ben Yûsuf’um, bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah, bize iyilikte bulundu. Gerçek şu ki, kim fenalıklardan sakınır ve (sıkıntılara) sabrederse, kesinlikle Allah iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz.” dedi.
(Yusuf 90)
Onlar, “Gerçekten sen Yusuf musun?” dediler. O, “Ben Yusuf’um ve bu (da) kardeşimdir. Allah bize lütfetti. Şüphesiz kim takvayı benimser ve sabrederse, Allah böyle iyilik edenlerin mükâfatını hiçbir zaman boşa çıkarmaz,” dedi.
(Yusuf 90)
"Ne? Yoksa sen Yusuf musun?" diye haykırdılar. "Ben Yusuf'um" dedi, "ve bu da benim kardeşim. Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah'a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışıyor ve güçlüklere göğüs geriyorsa, bilsin ki, Allah iyilikte bulunanların emeklerini boşa çıkarmaz!"
(Yusuf 90)
Dediler ki; "Yoksa sen Yusuf musun?" "Evet," dedi, "Ben Yusuf'um. İşte bu da kardeşim. Allah bize sunumda bulundu. Kim Allah'tan sakınır ve sabrederse Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünün yitip gitmesine izin vermez."
(Yusuf 90)
Onlar: “Ne! Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O da; “Evet ben Yusuf’um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bize lütufta bulundu. Doğrusu, kim kötülükten sakınır ve sıkıntılara sabrederse, iyi bilsin ki Allah böyle güzel işler yapanları mükâfatsız bırakmaz.” dedi.
Bknz: (39/10)
(Yusuf 90)
88-90 Bir müddet sonra aldıkları erzakları tükenince Yakub’un oğulları tekrar Mısır’a gelip Yusuf’un huzuruna çıktılar ve “Ey soylu yönetici, ey aziz insan! Bizler yiyeceğimiz tükenince yine sıkıntıya düştük, ancak almak istediğimiz tahıl için de ödeyeceğimiz çok az da bir bedelimiz kaldı, sen bize cömert davranıp bol bol verirsen lütufta bulunmuş olursun. Allah da cömert davrananları sever ve mükâfatlandırır.” dediler. Yusuf da onlara dedi ki: “Sizler cahillik ederek Yusuf ve kardeşine neler yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Kardeşleri bunu duyunca büyük bir şaşkınlıkla, “Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. Yusuf da, “Evet, ben Yusuf’um, bu da kardeşim, Allah bize lütfedip ikramda bulundu. Gerçek şu ki, her kim Allah’a güvenir ve O’na karşı sorumluluklarını yerine getirip, bu uğurda karşılaştığı sıkıntılara imanından taviz vermeden göğüs gerip, sebat ederse Allah böyle davrananların yaptıklarını karşılıksız bırakmaz.”
(Yusuf 90)
Onlar atılıverdiler: "Ne? Yoksa sen... Sen Yusuf musun?" (Yusuf): "Ben Yusuf'um, işte bu da kardeşimdir!" diyerek ekledi: "Allah bize lütfetti; çünkü her kim Allah'a karşı gelmekten sakınır ve (musibete) sabrederse, iyi bilsin ki Allah iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz."
(Yusuf 90)
Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah'a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışır ve güçlüklere göğüs gererse, (bilsin ki) Allah iyilerin emeklerini boşa çıkarmaz!”
(Yusuf 90)
Dediler ki: «A sen evet... Muhakkak sen Yusuf musun?» Dedi ki: «Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bizim üzerimize âtifette bulundu. Çünkü her kim ittika'da bulunur ve sabrederse, artık muhakkak ki, Allah Teâlâ muhsinlerin mükâfaatını zâyi etmez.»
(Yusuf 90)
“Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O da dedi ki: “Evet ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Allah bize lütfetti. Doğrusu kim Allah'tan korkar, ibtilâlara sabrederse, bilsin ki Allah muhsinlerin (iyi harekette bulunanların) mükâfatını katiyyen zâyi etmez. ”
(Yusuf 90)
“Sen gerçekten Yusuf musun!” dediler. “Yusuf’um, bu da kardeşim. Allah bize rahmetiyle nimetler verdi. Kim kötülüklerden kendini sakınır da sabırlı olursa bilsin, Allah güzel davrananların emeklerini boşa çıkarmaz!” dedi.
(Yusuf 90)
Dediler ki: “Aaa! Yoksa sen misin!? Sen Yusuf’sun?!” Dedi ki: “Evet, ben Yusuf’um, bu da kardeşim! Ant olsun ki, Allah bize iyilikte bulundu. Doğrusu kim sakınırsa ve sabrederse; muhakkak ki Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez.”
(Yusuf 90)
Kardeşleri «Yoksa sen Yusuf musun?» dediler. O da dedi ki; «Evet, ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. Allah bize lütufta bulundu. Kuşku yok ki, kim kötülükten sakınır ve sabrederse, Allah iyilik edenleri asla ödülsüz bırakmaz.»
(Yusuf 90)
"Aa! Sen, yoksa sen Yusuf musun?" dediler. O da: "Evet ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bizi lütfuna mazhar etti. Şu kesindir ki, kim Allah'ı sayıp haramlardan sakınır, itaatlara devam ve imtihanlara sabrederse, Allah da böyle güzel hareket edenlerin mükafatını asla zayi etmez."
(Yusuf 90)
"A, yoksa sen, Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir, dedi. Allah bize lutfetti (bizi korudu, yüceltti), doğrusu kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, Allah iyilik edenlerin ecrini zayi etmez."
(Yusuf 90)
Dediler ki "Sen misin? Evet, sen gerçekten Yusuf'sun." (Yusuf:) "Ben Yusuf'um. Bu da kardeşimdir. Allah bize iyilik etti. Kim Allah'tan çekinir ve sabırlı olursa Allah, güzel davrananların ödülünü eksiltmez."
(Yusuf 90)
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Evet, ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize lütufta bulundu. Kim Allah'a karşı gelmekten çekinir ve sabrederse bilsin ki, Allah, iyi davrananların emeğini boşa çıkarmaz" dedi.
(Yusuf 90)
- Yoksa sen Yusuf musun? dediler. -Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize bağışta bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah iyi kimseleri mükafatsız bırakmaz, dedi.
(Yusuf 90)
Onlar da şöyle demişlerdi: "Yoksa sen Yûsuf musun?" O da demişti ki: "Ben Yûsufum; bu da kardeşim. Allah bize lütfetti. Şurası muhakkaktır ki, kim Allah'tan korkar ve sabrederse, Allah, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez."
(Yusuf 90)
«Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?» dediler. «Ben Yusuf'um» dedi. «Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz.»
(Yusuf 90)
“Sakın sen Yusuf olmayasın?” dediler. “Ben Yusuf'um, bu da kardeşim,” dedi. “Allah bize lütufta bulundu. Kim kötülükten sakınır ve sabrederse, hiç şüphe yok ki Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenlerin ödülünü zayi etmez.”
(Yusuf 90)
Dediler ki: "Sen, yoksa sen Yusuf musun?" "Evet, dedi, ben Yusuf'um. İşte şu da kardeşim. Allah bize lütufta bulundu. Kim Allah'tan korkar, sabrederse Allah güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez."
(Yusuf 90)