43. Zuhruf Suresi / 23.ayet

Biz senden önce de hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek oranın zenginlikle şımarmış seçkinleri de aynen bunlar gibi: “Biz atalarımızı geleneksel bir din üzerinde bulduk ve tabii ki onların izini takip edeceğiz” demişlerdi.

Bknz: (37/68)»(37/71)

Mustafa Çavdar Meali

Zuhruf 23 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrin, halivakti yerinde olanları, şüphe yok ki biz, atalarımızı bir dine, bir inanca sahip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler.

(Zuhruf 23)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte böyle, Senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım ki; mutlaka oranın 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri': "Gerçekten biz, atalarımızı (hangi) ümmet (din) üzerinde bulduk ise, doğrusu biz de, (şimdi) onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz" demiş olmasınlardı.

(Zuhruf 23)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte böyle ey Muhammed! senden önce de hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, o şehrin hali vakti yerinde olanları şöyle dediler: “Doğrusu biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk ve biz de onların izinden gideriz.”

(Zuhruf 23)

Adem Uğur Meali:

Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.

(Zuhruf 23)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte böyle... Senden önce hangi topluma bir uyarıcı irsal ettiysek, oranın zengin ileri gelenleri şöyle dediler: "Biz atalarımızı bu din anlayışı üzere bulduk ve biz onların eserlerine (şartlanmaları, genleri) uyanlarız. "

(Zuhruf 23)

Ahmet Tekin Meali:

Buna benzeyen misalleri çoğaltabiliriz: Biz senden önce hangi memlekete sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın şımarık, varlıklı, ileri gelenleri: “Biz, babalarımızı veraseten sahip oldukları bir dinî geleneği yaşarlarken, işleyen müesseseleri varken gördük. Biz de, yalnız onların izlerinden gideriz.” derlerdi.*

(Zuhruf 23)

Ahmet Varol Meali

İşte böyle senden önce hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek muhakkak oranın varlıklıları: "Biz atalarımızı bir din üzere bulduk ve biz onların izlerine uymaktayız" demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Ali Bulaç Meali:

İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."

(Zuhruf 23)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yine böyle (senin kavmin dediği gibi), senden önce hangi memlekete bir peygamber gönderdikse, (o memleket halkının) ileri gelenleri şöyle demişti: “- Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerine uyarız.”

(Zuhruf 23)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve işte böylece, senden önce hangi kente bir uyarıcı gönderdiysek, orasının ellerine güç geçirmiş olanları, şöyle dediler: "Aslında, atalarımızı bir din üzerinde bulduk; zaten onları izliyoruz!"

(Zuhruf 23)

Ali Ünal Meali:

Bunun gibi, ne zaman senden önce bir memlekete bir uyarıcı göndermişsek, orada hiçbir ahlâkî kaygı taşımadan dünyevî zevkler peşinde koşanlar, “Biz, babalarımızı bu inanç ve uygulama üzerinde toplanmış bulduk; dolayısıyla biz de onların izini takip ediyoruz.” demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte böylece hangi şehre uyarıcı bir peygamber gönderdiysek, mutlaka oranın zenginleri: “Biz babalarımızı bir din ve gelenek üzere gördük. Ve biz onların izine uyarız” dediler.

(Zuhruf 23)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Senden önce, peygamber gönderdiğimiz bütün beldelerin şımarıkları da aynı şekilde, "Şüphesiz biz babalarımızı bir yol üzerinde bulduk, biz de onların izlerini takip ediyoruz" demişlerdi.

(Zuhruf 23)

Bekir Sadak Meali:

Senden once, herhangi bir kasabaya gonderdigimiz uyariciya, o kasabanin simarik varliklari sadece: «Dogrusu babalarimizi bir din uzerinde bulduk, biz de onlarin izlerini izlemekteyiz» derlerdi.

(Zuhruf 23)

Besim Atalay Meali:

Bunculayın, senden önce bir kente göndermiş olduğumuz kocundurana, oranın zenginleri dediler ki: «Bu yolda bulmuşuz atalarımızı, biz onların izlerine uyarız»

(Zuhruf 23)

Celal Yıldırım Meali:

İşte böylece senden önce bir kasabaya ne kadar uyarıcı bir peygamber gönderdikse mutlaka oranın ileri gelen refah içindeki şımarık zenginleri şöyle dediler: «Doğrusu biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk ve şüphesiz onların izlerine uyup gitmekteyiz.»

(Zuhruf 23)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri: “Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz” demiş olmasınlar.

(Zuhruf 23)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Senden önce, herhangi bir şehre gönderdiğimiz uyarıcıya, şımarık varlıklıları sadece: "Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerini izlemekteyiz" dediler.

(Zuhruf 23)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar.

(Zuhruf 23)

Diyanet Vakfı Meali:

Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.

(Zuhruf 23)

Edip Yüksel Meali:

Tıpkı bunun gibi, senden önce, bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderdiysek elit tabaka, 'Biz, atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz,' derlerdi.

(Zuhruf 23)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yine böyle senden evvel hangi memlekette bir nezir gönderdikse onun refahlı takımı demişti ki: bizler atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk biz de onların izlerine uyarız

(Zuhruf 23)

Elmalılı Yeni Meali:

Yine böyle senden önce hangi memlekette bir uyarıcı gönderdikse, onun refah içindeki takımı demişti ki: "Bizler atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız."

(Zuhruf 23)

Erhan Aktaş Meali:

Tıpkı bunun gibi, senden önce de ne zaman bir beldeye uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde olanları: "Biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izinden gidiyoruz." demişlerdi.

(Zuhruf 23)

Gültekin Onan Meali:

İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."

(Zuhruf 23)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve işte böyle Biz, senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek, kesinlikle oranın şımarık varlıklı kimseleri: “Şüphesiz biz, babalarımızı bir önderli toplum üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izlerine uyanlarız” demişlerdi.

(Zuhruf 23)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Senden önce de ne zaman bir beldede bir uyarıcı gönderecek olsak, mutlaka oranın refah içinde yaşayan şımarıkları dediler ki: “Şüphesiz ki biz, babalarımızı bir din üzere bulduk ve biz onların eserlerine/izlerine uymuş kimseleriz.”

(Zuhruf 23)

Harun Yıldırım Meali:

İşte böyle, senden önce de bir memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın refah içerisinde şımarıp azan önde gelenleri: “Gerçekten biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk ve muhakkak bizler, onların izlerine uyanlarız.” demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Hasan Basri Çantay:

Senden evvel her hangi bir memlekete fena akıbetleri haber verici hiçbir peygamber göndermedik ki ille oranın refah erbabı da böylece "Gerçek biz atalarımızı bir ümmet (bir din) üzerinde bulduk. Biz de hakikaten onların izlerine uymuşlarız" demiş (ler) dir.

(Zuhruf 23)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte böyle, (biz) senden önce de hangi şehre bir korkutucu gönderdiysek, mutlaka oranın ni'met içinde (şımarmış) olanları dedi ki: “Doğrusu biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, elbet biz de onların izlerine tâbi' olanlarız.”

(Zuhruf 23)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bunun gibi, herhangi bir kente senden önce uyarıcı[cinsin]den ne gönderdiysek zengin şımarıkları ancak "gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk. Gerçekten biz, onların eserlerine/tercihlerine uyarız" dediler.

(Zuhruf 23)

Hüseyin Atay Meali:

Senden önce, herhangi bir kente gönderdiğimiz uyarıcıya, görkemli olanları sadece "Doğrusu, babalarımızı bir düzen üzerinde bulduk, doğrusu biz de onların izlerini izlemekteyiz" derlerdi.

(Zuhruf 23)

İbni Kesir Meali:

Senden önce de hangi kasabaya bir uyarıcı gönderdiysek; o kasabanın varlıklıları sadece dediler ki: Doğrusu biz, babalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerine uymaktayız.

(Zuhruf 23)

İlyas Yorulmaz Meali:

Senden önce birtakım şehirlere ne zaman uyarıcılardan birini gönderdiysek, o şehrin önde gelenleri “Biz atalarımızı bir inanç üzerinde bulduk ve biz ancak atalarımızın açtıkları yolu takip ederiz” dediler.

(Zuhruf 23)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve tıpkı bunun gibi, senden önce bir ülkeye bir nezir göndermiş olmadık ki, onun (o ülkenin) refah içinde olanları: “Muhakkak ki biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve mutlaka biz, onların izlerine tâbî olanlarız.” dememiş olsunlar.

(Zuhruf 23)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Böylece senden önce hangi ile bir uyarıcı göndermişsek o ilin varlıklıları: «Biz babalarımızı bu dinin yolu üzerinde bulduk. Biz onların izlerine ayak uyduruyoruz» demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Kadri Çelik Meali:

Senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın şımarık varlıklıları, “Babalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk, biz onların izlerine uymuşlarız” dediler.

(Zuhruf 23)

Mahmut Kısa Meali:

Zaten senden önce de, ey Muhammed, Biz ne zaman bir ülkeye uyarıcı bir Peygamber veya dâvetçi gönderdiysek, oranın lüks ve refah içinde yüzen ileri gelenleri, halkı sömürerek kurdukları kölelik sisteminin yıkılacağı ve böylece alışageldikleri lüks ve refah dolu yaşantının sona ereceği endişesiyle elçiye, “Biz atalarımızı belli bir inanç üzerinde bulduk ve yalnızca onların izinden gideriz!” demişlerdi.

(Zuhruf 23)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Zaman olarak senden önce de, uyarıcı bir peygamber gönderdiğimiz bir çok şehir vardır. Ukalaca oranın ileri gelenleri: "Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Bizler Hak din diye onların bıraktıkları izlerini takip edip onların dinine uyduk!" demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Senden önce hangi ülkeye uyarıcı göndermişsek, tıpkı bunlar gibi oranın şımarmış elebaşları da mutlaka ona: “Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz ancak onların izinden gideriz.” dediler.

(Zuhruf 23)

Muhammed Celal Şems Meali:

Aynı şekilde Biz, senden önce hiçbir yerleşime bir uyarıcı göndermedik ki, oranın varlıklı kimseleri, “Şüphesiz biz atalarımızı bir (inanç) yolu üzerinde bulduk. Biz, mutlaka onların izlerinden gidenleriz,” demiş olmasınlar.

(Zuhruf 23)

Muhammed Esed Meali:

İşte böyle: Biz, ne zaman, senden önce herhangi bir topluluğa bir uyarıcı gönderdiysek, halkın keyif ve haz peşinde koşan kesimi daima şöyle dediler: "Biz atalarımızı bir inanç üzerinde bulduk, biz ancak onların izinden gideriz!"

(Zuhruf 23)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte böyle. Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış olanları mutlaka şöyle demişlerdir; "Biz atalarımızdan bu dini gördük; onların izinden gideriz."

(Zuhruf 23)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz senden önce de hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek oranın zenginlikle şımarmış seçkinleri de aynen bunlar gibi: "Biz atalarımızı geleneksel bir din üzerinde bulduk ve tabii ki onların izini takip edeceğiz" demişlerdi.

Bknz: (37/68)»(37/71)

(Zuhruf 23)

Mustafa Çevik Meali:

19-25 Bu müşrikler, Rahman’ın kulları olan meleklerin dişi yaratıklar olduklarını iddia ediyorlar. Meleklerin yaratılmasına şahit mi oldular ki böyle saçma iddiada bulunuyorlar? Onlar, kayda geçen bu iddiaları sebebiyle Hesap Günü hak ettikleri azap ile cezalandırılacaklar. Bir de kalkmış, “Rahman dilemeseydi biz onları Allah’a ortak koşup ilahlar edinmezdik.” diyorlar. Onlar bu söylediklerini doğrulayan hiçbir bilgi ve delile de sahip değiller. Zaten aslı olmayan böyle bir şeyin hiçbir değeri de yoktur. Yoksa Biz onlara Kur’an’dan önce başka bir kitap vermişiz de onda böyle bir bilgiye mi rastlamışlar, iddialarını ona mı dayandırıyorlar? Hayır, ne böyle bir kitap ne de böyle bir bilgi asla mevcut değil, bilip söyledikleri tek şey “Biz atalarımızı böyle inanıyor ve buna göre yaşarken gördük. Biz de onların izini, yolunu takip edeceğiz doğru olanında bu olduğuna inanıyoruz.” demeleridir. İşte bu hep böyle olmuştur. Senden önce peygamber gönderdiğimiz toplumların refah içinde, şımarmış haz peşinde koşanları ve yöneticileri de tıpkı bu günün müşrikleri gibi, “Biz atalarımızın kurduğu ve uyduğu nizam ve inanç sistemlerini benimseyip onların izinden gitmekteyiz.” demişlerdir. Peygamberleri de onlara: “Peki ya ben sizleri atalarınızın nizam ve inanç sisteminden daha doğru olanı yaşamaya davet için gelmişsem, siz yine de atalarınızın şirk nizamları ile yaşamaya devam mı edeceksiniz?” demelerine karşılık müşrikler de peygamberlerine, “Biz senin davet ettiğin hayat tarzını kabul etmiyoruz.” demişlerdi. Bunun üzerine Biz de onları layık oldukları azapla cezalandırdık. Peygamberlerin Allah adına davetine karşı çıkıp, yalan sayıp, reddedenlerin akıbetlerine bir bakın da intikamımızın nasıl olduğunu görün.

(Zuhruf 23)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte böyle: Biz senden önce hangi beldeye bir uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımarmış seçkinleri hep şunu söylediler: "Biz atalarımızı geleneksel bir inanç üzerinde bulduk; şu halde bize düşen onların izini takip etmektir."

(Zuhruf 23)

Osman Okur Meali:

Senden önce, herhangi bir kasabaya gönderdiğimiz uyarıcıya, o kasabanın şımarık varlıklıları sadece: "Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, bizde onların izlerini izlemekteyiz" derlerdi.

(Zuhruf 23)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve böylece senden evvel bir kasabaya bir korkutucu göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaşayanları dedi ki: «Biz babalarımızı bir büyük tarikat üzere bulduk ve şüphe yok ki, biz de onların emrine uymuş kimseleriz.»

(Zuhruf 23)

Ömer Öngüt Meali:

İşte böyle. Senden önce de, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Doğrusu biz atalarımızı bu din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinde gitmekteyiz. "

(Zuhruf 23)

Ömer Sevinçgül Meali:

Senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde yaşayanları, “Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk, onların izine uyarız” derlerdi.

(Zuhruf 23)

Sadık Türkmen Meali:

İşte böyle; senden önce de hangi kente bir uyarıcı gönderdiysek, oranın ileri gelen/refah sahipleri şöyle dediler: “Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerine bağlı kalanlarız”.

(Zuhruf 23)

Seyyid Kutub Meali:

İşte böyle senden önce hangi memlekete uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın ileri gelen zenginleri: «Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız» dediler.

(Zuhruf 23)

Suat Yıldırım Meali:

İşte böylece senden önce, uyarıcı bir resul gönderdiğimiz hiçbir şehir yoktur ki oraların varlıklı kişileri: "Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerine uyduk!" demiş olmasınlar.

(Zuhruf 23)

Süleyman Ateş Meali:

İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler.

(Zuhruf 23)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Hep böyle olmuştur; senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek onların şımarık olanları şöyle demişlerdir: "Biz kalktık, atalarımızı bir ümmete (bir inanca) bağlı bulduk, biz onların izinden gideriz."

(Zuhruf 23)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte böyle: Senden önce hangi ülkeye uyarıcı gönderdiysek, sadece maddi haz peşinde koşanlar: "Atalarımızdan böyle gördük, biz de onların yolunu izliyoruz" demişlerdir.

(Zuhruf 23)

Şaban Piriş Meali:

Senden önce de bir beldeye uyarıcı gönderdiğimizde hemen oranın refahtan şımarmış ileri gelenleri: -Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz, demişlerdi.

(Zuhruf 23)

Talat Koçyiğit Meali:

Senden önce de, (Ey Muhammed!) biz bir ülkeye herhangi bir uyarıcı gönderdiğimizde, oranın varlıklıları da, hemen "biz, atalarımızı bir dîn üzerinde bulduk; şimdi biz de onların izine uyuyoruz" derlerdi.

(Zuhruf 23)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte böyle; senden önce de (herhangi) bir memlekete bir peygamber göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: «Gerçek şu ki, biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuşlarız.»

(Zuhruf 23)

Ümit Şimşek Meali:

Bunun gibi, senden önce hangi beldeye Biz bir peygamber gönderdiysek, oranın refah içindeki ileri gelenleri de “Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk; onların izine uymuş gidiyoruz” dediler.

(Zuhruf 23)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız."

(Zuhruf 23)