43. Zuhruf Suresi / 83.ayet

Sen onları, kendi hallerine bırak kendilerine vaat edilen güne kadar dalıp gittikleri yalan yanlış sözlerle oyalansınlar.

Bknz: (6/32)(6/70)(53/55)»(53/62)

Mustafa Çavdar Meali

Zuhruf 83 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bırak onları, vaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Artık Sen onları bırak; onlara va’ad edilen günlerine kadar (gaflet ve eğlenceye) dalsınlar ve oynayadursunlar (yakında göreceklerdir).

(Zuhruf 83)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onları bırak da, vaat edilen hesap günü ile karşılaşıncaya kadar boş işler ve konuşmalara dalıp oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Adem Uğur Meali:

Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Ahmet Hulusi Meali:

Bırak onları, vadolundukları sürece kavuşuncaya kadar (dünyalarına) dalsınlar ve oynasınlar!

(Zuhruf 83)

Ahmet Tekin Meali:

Onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar, bâtıla dalıp, bilgisizce ileri geri konuşarak oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Ahmet Varol Meali

Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Ali Bulaç Meali:

Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Şimdi bırak onları (bâtıl inançlarına) dalsınlar, oynaya dursunlar; tâ vaad edildikleri (kıyamet) günlerine kavuşuncaya kadar...

(Zuhruf 83)

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, onlara aldırış etme. Kendilerine sözü verilen güne kavuşuncaya dek, aymazlık içinde oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Ali Ünal Meali:

Öyleyse bırak onları, kendilerine va’d edilen güne kavuşuncaya kadar daldıkları bâtıl (bataklıklarında) oyalanmaya, oynayıp eğlenmeye devam etsinler.

(Zuhruf 83)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bırak onları, kendilerine vaadedilen gün ile karşılaşıncaya kadar dalıp oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Uyarıldıkları güne kavuşuncaya kadar bırak onları; eğlenceye dalsınlar, oynasınlar!

(Zuhruf 83)

Bekir Sadak Meali:

Birak onlari, kendilerine soz verilen gune kavusana kadar, dalsinlar, oynasinlar.

(Zuhruf 83)

Besim Atalay Meali:

Vadedilen gün gelene değin, bırakasın onları; oynasınlar, gülsünler

(Zuhruf 83)

Celal Yıldırım Meali:

Bırak onları, (tehdîd anlamında) va'd olundukları günlerine kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bırak onları! Kendilerine vaadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynayıp oyalansınlar!

(Zuhruf 83)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar.

(Zuhruf 83)

Diyanet Vakfı Meali:

Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Edip Yüksel Meali:

Bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şimdi bırak onları dalsınlar, oynıya dursunlar ta va'dolundukları günlerine çatasıya kadar

(Zuhruf 83)

Elmalılı Yeni Meali:

Şimdi bırak onları dalsınlar, oynaya dursunlar, va'dolunduklan günleri (gelip) çatasıya kadar!

(Zuhruf 83)

Erhan Aktaş Meali:

Artık onları kendi hallerine bırak! Uyarıldıkları güne kavuşuncaya değin boş şeylerle oyalanıp dursunlar.

(Zuhruf 83)

Gültekin Onan Meali:

Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sen hemen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar boşa uğraşsınlar ve oynayadursunlar.

(Zuhruf 83)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onları (kendi hâllerine) bırak. Onlara vadedilen günleriyle karşılaşıncaya kadar, (eğlenceye) dalıp oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Harun Yıldırım Meali:

Artık onları bırak; va’dolundukları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynayadursunlar.

(Zuhruf 83)

Hasan Basri Çantay:

(Şimdilik) sen bırak onları, (baatılın içine) dalsınlar, (dünyalarında) oynaya dursunlar. Nihayet (azab ile) tehdid edilmekde oldukları günlerine kavuşdurulacaklardır.

(Zuhruf 83)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde bırak onları, tehdîd edilegeldikleri günlerine kavuşuncaya kadar (bâtıla)dalsınlar, oynasınlar!

(Zuhruf 83)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık, onları bırak da kendilerine söz verilen günleriyle kendileri karşılaşıncaya kadar dalsınlar ve oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Hüseyin Atay Meali:

82-83 Göklerin ve yerin Rabbi olan, arşın Rabbi, onların nitelendirmelerinden uzaktır. Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşuncaya kadar, dalıp, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

İbni Kesir Meali:

Bırak onları, kendilerine vaadedilen güne ulaşıncaya kadar dalsınlar, oyalanıp dursunlar.

(Zuhruf 83)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bırak onları, kendilerine vaat edilen azap onlara gelinceye kadar oyalanıp, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık onları bırak! Vaadolundukları güne mülâki oluncaya (kavuşuncaya) kadar boş şeylere dalsınlar ve oynasınlar.

(Zuhruf 83)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık onları kendi başlarına bırak da boş işlere dalsınlar. Korkutuldukları azap gününe kavuşturuluncaya kadar oyalanıp dursunlar.

(Zuhruf 83)

Kadri Çelik Meali:

Artık sen onları bırak; onlar vaat edilen kendi günlerine kadar (batıl işlere) dalsınlar ve oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Mahmut Kısa Meali:

O hâlde, ey Müslüman! Bırak onları, kendilerine vaad edilen o büyük Güne, hesap gününe kavuşuncaya kadar, gömüldükleri inkâr ve cehâlet karanlıklarında bocalasınlar, dünyanın basit zevk ve eğlenceleriyle oynasın dursunlar. Sen Rabb’ine güven! Unutma ki;

(Zuhruf 83)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hak ettikleriyle onlara vadedilen güne kadar bırak artık onları. Dalsınlar oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Mehmet Türk Meali:

Sen onları bırak, kendilerine (azap) vâdedilen günlerine kavuşuncaya kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar (bakalım).1*

(Zuhruf 83)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Ey Peygamber!) Bırak onları, kendilerine vadolunan (azap) gününe kavuşuncaya kadar boş konuşsunlar (ve) eğlensinler.

(Zuhruf 83)

Muhammed Esed Meali:

Onları bırak da vaad edilen (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar beyhude konuşmalarla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynayıp dursunlar!

(Zuhruf 83)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, sen onları kendi hallerine bırak, varsın oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Mustafa Çavdar Meali:

Sen onları, kendi hallerine bırak kendilerine vaat edilen güne kadar dalıp gittikleri yalan yanlış sözlerle oyalansınlar.

Bknz: (6/32) - (6/70) - (53/55)»(53/62)

(Zuhruf 83)

Mustafa Çevik Meali:

83-85 Ey Peygamber! Artık günahlarından vazgeçmeyen cahilleri bilgiye dayalı olmayan, asılsız inanç ve iddiaları ile baş başa bırak. Boş laflarla Kıyamet Günü’ne kadar bataklıklarında oyalanıp dursunlar. Onlar ancak O Gün Allah’ı layıkıyla kavrayacak ve davet edildikleri inanç sistemi ile hayat tarzının ne kadar gerçek olduğunu görüp anlayacaklar. Allah her şeyin en doğrusunu bilen ve bildirendir. Yarattıklarını kurduğu nizam ve koyduğu yasalarla yönetme hakkı yalnız O’na aittir, sonunda bütün insanlar hesap vermek üzere O’nun huzurunda toplanacaklar.

(Zuhruf 83)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Artık onları bırak, geleceği vaad olunan günlerine kavuşuncaya kadar lafazanlıkla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynamayı sürdürsünler.

(Zuhruf 83)

Osman Okur Meali:

Bırak onları, kendilerine söz verilen (hesap) gününe kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onları bırak, (beyhûde işlere) dalsınlar ve oyalanadursunlar. O vaadolundukları günlerine mülâki olacaklarına değin.

(Zuhruf 83)

Ömer Öngüt Meali:

Bırak onları! Kendilerine vâdedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayıp dursunlar.

(Zuhruf 83)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar dalsınlar, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Sadık Türkmen Meali:

Bırak onları dalsınlar ve oyalansınlar, kendilerine vadedilen günlerine kavuşuncaya kadar!

(Zuhruf 83)

Seyyid Kutub Meali:

Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oyalansınlar!

(Zuhruf 83)

Suat Yıldırım Meali:

Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Süleyman Ateş Meali:

Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

(Zuhruf 83)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onları kendi hallerine bırak, boş işlere dalsınlar da tehdit edildikleri azap günüyle yüzleştirilinceye dek oyalanıp dursunlar.

(Zuhruf 83)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bırak onları kendilerine söz verilen Gün gelinceye kadar bâtıla dalıp oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Şaban Piriş Meali:

Bırak onları, kendilerine vaat edilen güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Talat Koçyiğit Meali:

Bırak onları, kendilerine va'dolunan günlerine kavuşuncaya kadar bâtıllarına dalıp oyalansınlar.

(Zuhruf 83)

Tefhimul Kuran Meali:

Artık sen onları bırak; onlar vadedilen kendi günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

(Zuhruf 83)

Ümit Şimşek Meali:

Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.

(Zuhruf 83)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya değin dalıp gitsinler; oynayıp oyalansınlar!

(Zuhruf 83)