39. Zümer Suresi / 3.ayet

İyi bilin ki saf ve katışıksız din Allah’a aittir. O’ndan başka birtakım evliya/otoriteler edinenler:
– Biz onlara, başka bir maksatla değil sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Allah, onların aralarında tartıştıkları konularda hükmünü verecektir. Zira Allah, hiç bir yalancı nankör kâfiri yoluna kabul etmez.

Bknz: (2/166)»(2/167)(14/21)»(14/22)(23/90)

Mustafa Çavdar Meali

Zümer 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bilin ki özden kulluk, yalnız Allah'a olur, ondan başka mabutlar kabul edenler, biz derler, onlara, ancak bizi Allah'a yakınlaştırıp manevi bir yakınlık derecesine ulaştırırsınlar diye tapıyoruz; şüphe yok ki Allah, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında aralarında hükmeder; şüphe yok ki Allah, yalan söyleyen ve kafirlikte ileri giden hiçbir kimseyi doğru yola sevketmez.

(Zümer 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İyi bilin ki, halis (ve hakiki) dinyalnız Allah’ındır. (Kur’an’ın hükmüne ve Resulüllah’ın sünnetine aykırı düşünce ve davranışlar bâtıldır. Bu ölçülere uymayanları ve açıkça zulüm ve zillet düzenini savunanları), Allah’tan başka evliyalar edinerek “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tâbi oluyoruz (ve tapıyoruz)” diyenlere gelince; şüphesiz ki Allah, onlar arasında ihtilaf ettikleri konularda hükmünü verecektir. Ve Allah (C.C) yalancı ve nankör kimseyi asla hidayete ulaştırmayacaktır. *

(Zümer 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

Dikkat edin, hakiki kulluk yalnızca Allah'a olur. Allah'ın dışında canlı veya cansız başkalarını dost ve koruyucu kabul edenler: “Biz bunlara, sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Şüphesiz Allah, kıyamet günü onlara, arasında gerçeklerden sapıttıkları her konuda, mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, yalan söyleyen ve kendisinden gelen gerçekleri örtbas etmekte ileri giden hiçbir kimseyi, doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Adem Uğur Meali:

Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Dikkat edin, halis din (mutlak sistem ve düzen) Allah (Esma'sının açığa çıkması) içindir! O'nun dununda (tanrısal kuvveler vehmedilenleri) veliler edinenler: "Biz onlara, sadece bizi Allah'a yaklaştırması için tapıyoruz" (derler)... Muhakkak ki Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuda hüküm verecektir... Muhakkak ki Allah, yalancı olup, hakikati inkar eden kimseye hidayet etmez.

(Zümer 3)

Ahmet Tekin Meali:

Sizi uyarıyorum! Hâlis din, hâlis şeriat yalnız Allah'tan gelen din ve şeriattır, samimi otorite yalnız Allah'a ait, Allah adına kullanılan otoritedir. Allah'ı bırakıp, kulları durumundakilerden kendilerine bir takım velîler koruyucular, otoriteler edinenler: “- Biz onlara, yalnızca bizi, Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” derler. Allah onların kasıtlı ihtilâfa çıkardıkları, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları dini konularda, aralarında hükmünü verecektir. Allah yalan söylemeye ve nankörlük etmeye devam eden kimseyi doğru yola sevk etmez.*

(Zümer 3)

Ahmet Varol Meali

İyi bil ki halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinenler (derler ki): "Biz bunlara sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verir. Doğrusu Allah yalancı ve çok inkârcı olan kimseyi doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Ali Bulaç Meali:

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.

(Zümer 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır. Ondan başka, kendilerine bir takım dostlar (mabutlar) edinenler de şöyle diyorlar: “- Biz onlara (putlara) ibadet etmiyoruz, ancak bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye yapıyoruz.” Elbette Allah, onlarla müminler arasında, ihtilâf edib durdukları şeyde (din hususunda) hükmünü verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı olan, kâfir olan kimseyi doğru yola çıkarmaz.

(Zümer 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

İyi bilin ki, katışıksız din, yalnızca Allah'a özgüdür. Oysa O'ndan başka bir de ayrıca dostlar edinenler, şöyle derler: "Bizi, Allah'a daha çok yaklaştırmaları için onlara hizmet ediyoruz!" Kuşkusuz, Allah, uyuşmazlığa düştükleri konularda, aralarında yargı verecektir. Kuşkusuz, Allah, yalancı nankörleri doğru yola eriştirmez.[392]

392)Allah'tan başka bir de ayrıca evliyalar edinenlerin, Allah'a karşı büyük bir suç işledikleri bildirilmiştir. Bir takım kişileri evliya olarak tanımlayarak ve onları mürşit -yol gösterenolarak kabul ederek, o kişiler aracılığıyla Allah'ın hoşnutluğunu kazanacaklarını düşünenlerin, bu ayeti ve 2:165-167; 9:31; 18:102, 25:17,18 ve 29:41 gibi ayetleri iyi anlamaları gerekir. Allah'ın dostlarını seçmenin insanlara düşmediği 28:68 ayetinde bildirilmiştir. Allah, O'na hizmet etmek isteyen kullarına yol gösteren olarak Kur'an'ı indirdiğini birçok ayette bildirmiştir. Uydurma evliyalar konusunda, önyazıların altıncı bölümünde ayrıntılı bilgi verilmiştir.

(Zümer 3)

Ali Ünal Meali:

Dikkat edin: Gönülden, tam bir samimiyetle, her türlü şirk, nifak ve dünyevî maksattan uzak iman, ibadet ve itaat ancak Allah’a mahsustur. (İnsanlardan olsun, melek veya cinlerden olsun,) O’ndan başka birtakım koruyucular ve işlerin havale edileceği merciler edinip de, “Biz onlara ancak bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” diyenlere gelince, Allah, onlarla mü’minler arasında bu şekilde tuttukları farklı yollarla ilgili hükmünü elbette vere cektir. Allah, yalancı ve alabildiğine nankör hiç kimseye hidayet nasip etmez.

(Zümer 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Gerçekten katıksız din ve ibadet Allah’ındır. O’nun dışında mabudlar edinenler ise: “Biz ancak, bizi Allah’a yakınlaştırsın diye, onlara ibadet ediyoruz” (diyorlar.) Şüphesiz Allah, onların ihtilaf ettikleri konularda onları yargılayacaktır. Hiç Şüphesiz Allah, nankör ve yalancı olanları doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Dikkat ediniz, saf din Allah'a aittir. O'ndan başkasını tanrı edinenler; "Bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz" derler. Şüphesiz ki Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Elbette Allah yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Bekir Sadak Meali:

Dikkat edin, halis din Allah'indir; O'nu birakip da putlardan dostlar edinenler: «Onlara, bizi Allah'a yaklastirsinlar diye kulluk ediyoruz» derler. Dogrusu Allah ayriliga dustukleri seylerde aralarinda hukum verecektir. Allah suphesiz yalanci ve inkarci kimseyi dogru yola eristirmez.

(Zümer 3)

Besim Atalay Meali:

Biliniz ki, öz din Allahındır, Allahı bırakarak, başka dostlar edindiler; diyorlar ki: «Biz onlara ancak, bizi Allaha daha iyi yaklaştırmak üzere tapınmaktayız, onların ayrıştığın Allah aralarında yargılayacak, Allah hem yalancıyı, hem de kâfir olanı doğru yola getirmez!»

(Zümer 3)

Celal Yıldırım Meali:

Haberiniz olsun ki, hâlis din (katıksız dindarlık) Allah'ındır; Allah'ı bırakıp (putları) yakın dost ve sahip edinenler, «bunlara ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz» (derler). Allah, elbette onların görüş ayrılığına düştükleri şey hakkında aralarında hükmedecektir. Şüphesiz ki Allah, yalancı nankör inkarcı kimseyi doğru yola çıkarmaz.

(Zümer 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İyi bil ki, halis (şirksiz) din ancak Allah'ındır. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: “Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Allah yalancılığı, nankörlüğü ve inkârcılığı huy edinenleri doğru yola kavuşturmaz.*

(Zümer 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Dikkat edin, halis din Allah'ındır; O'nu bırakıp da putlardan dostlar edinenler: "Onlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz" derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez.

(Zümer 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Diyanet Vakfı Meali:

Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.  *

(Zümer 3)

Edip Yüksel Meali:

Kesinlikle, din sadece ALLAH'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, 'Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.' (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

İyi bil ki Allahındır ancak halis din, onun berisinden bir takım veliylere tutunanlar da şöyle demektedirler: biz onlara ıbadet etmiyoruz, ancak bizi Allaha yakın yaklaştırsınlar diye, şübhe yok ki Allah onların aralarında ıhtilaf edip durdukları şeyde hukmünü verecek, her halde yalancı, nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz

(Zümer 3)

Elmalılı Yeni Meali:

İyi bil ki halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka bir takım dostlara tutunanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. şüphe yok ki, Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyle hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.

(Zümer 3)

Erhan Aktaş Meali:

Dikkat edin! Halis[1] din yalnızca Allah'a aittir. O'ndan başka veliler edinenler: "Onlara, bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz." diyorlar. Allah, hakkında tartıştıkları şey için hükmünü verecektir. Allah, yalancı olan ve gerçeği yalanlayan azılı nankörleri doğru yola iletmez.

1)Doğru. Şirkiz, hurafesiz, katıksız, küfürden arınmış; saf, arı-duru ve erdemli.

(Zümer 3)

Gültekin Onan Meali:

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Tanrı'nındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz bunlara bizi Tanrı'ya daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Tanrı, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Tanrı, yalancı kafirleri hidayete erdirmez.

(Zümer 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

Dikkatli olun, halis din sadece Allah'a aittir. O'nun astlarından birtakım yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinenler: “Allah'ın astlarından edindiğimiz yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar, bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.” Şüphesiz kendilerinin ayrılığa/anlaşmazlığa düşüp durdukları şeylerde, onların arasında Allah hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve çok nankörün ta kendisi olan kişilere kılavuzluk etmez.

(Zümer 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dikkat edin! Halis olan din Allah’ındır. O’nun dışında veliler edinenler (derler ki): “Bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye bunlara ibadet ediyoruz.” Allah, ihtilaf ettikleri konularda aralarında hükmedecektir. Şüphesiz ki Allah, yalancı ve kâfir olan kimseyi hidayet etmez.

(Zümer 3)

Harun Yıldırım Meali:

Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Hasan Basri Çantay:

Gözünü aç, haalis din Allahındır. Onu bırakıb da kendilerine bir takım dostlar edinenler (derler ki:) "Biz, bunlara ancak bizi Allaha daha fazla yaklaşdırsınlar diye tapıyoruz". Şübhe yok ki Allah onlar (la mü'minler) arasında, ihtilaf edegeldikleri şeyler hakkında, hükmünü verecekdir. Muhakkak ki yalancı, hakıykaten kafir olan o kimseleri Allah doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

Dikkat edin! Hâlis (gerçek) din, ancak Allah'ındır. Ondan başkasını (kendisine)dostlar edinenler ise: “(Biz) onlara, sâdece bizi Allah'a (daha fazla) yakınlaştırsınlar diyetapıyoruz” (derler). Şübhesiz ki Allah, ihtilâfa düşmekte oldukları şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve azılı kâfir olan kimseyi hidâyete erdirmez.

(Zümer 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Dikkat! Halis[arınmış] din, sadece Allah'ındır. Ondan [Allah'tan] beride veliler edinmiş olanlar "Biz ancak itibar bakımından bizi Allah'a yaklaştırmaları için onlara kulluk ediyoruz" [derler]¹. Gerçekten Allah, hakkında onların ayrılığa düştükleri ne ise o konuda aralarında hüküm verir. Gerçekten Allah, yalancı olan, çokça nankör olan kimseye yol göstermiyor.

(Zümer 3)

Hüseyin Atay Meali:

Dikkat! Özenli tapınma Allah'adır. Allah’tan başka veli edinenler: "Bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz." Doğrusu, Allah'ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve pek inkârcı kimseye doğru yol göstermez.

(Zümer 3)

İbni Kesir Meali:

İyi bil ki; halis din, Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler; onlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ihtilafa düştükleri şeylerde, aralarında hüküm verecektir. Muhakkak ki Allah; yalancı ve kafir olan kimseyi hidayete eriştirmez.

(Zümer 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Katkısız din Allah'ın dini değilmi? Allah dan başkasının korumasını isteyenler “Aslında biz, o kulluk ettiklerimize tapınmıyoruz, ancak onlar bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye aracılar ediniyoruz” (dediler). Elbetteki Allah onların ihtilaf ettikleri konularda aralarında hüküm verecek. Şüphesiz ki Allah, o yalancı ve sürekli doğruları inkar edenleri doğru yola iletmeyecektir.

(Zümer 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Halis dîn, Allah içindir, öyle değil mi? Ve O’ndan (Allah’tan) başka dostlar edinenler: “Biz, onlara (putlara) sadece bizi Allah’a yakın bir makama yaklaştırmaları için tapıyoruz.” (dediler). Muhakkak ki Allah, hakkında ihtilâf ettikleri şey için onların aralarinda hüküm verir. Muhakkak ki Allah, yalanlayan ve inkar ederleri hidayete erdirmez.

(Zümer 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bilesin ki öz din, Allah'ın dinidir. Allah'ı bırakıp ta başkalarını kendilerine koruyucu edinenler derler: «Biz bunlara ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.» İşte Allah onların aralarında çekişip durdukları üzerinde yargısını verecektir. Allah yalancı, tanımaz olan bu kimseleri doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Kadri Çelik Meali:

İyi biliniz ki halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı kâfir kimseyi hidayete eriştirmez.

(Zümer 3)

Mahmut Kısa Meali:

Şunu iyi bil ki, gönülden ve kayıtsız şartsız bir itaate lâyık olan, yalnızca Allah’tır! Fakat kendilerine O’nun yanı sıra boyun eğmeye lâyık birtakım dostlar edinen müşrikler, bu çirkin davranışlarını güya mazur göstermek için, “Biz bu putlara, doğaüstü güçlere, tanrısal nitelikler yakıştırdığımız dînî ve siyâsî önderlere ve büyük insanlara, sadece bizi Allah’a yakınlaştırsınlar diye tapıyoruz! Biz âciz kullar doğrudan Allah’a yalvarmak yerine, O’na bizden daha yakın olanlar aracılığıyla kulluk ediyoruz!” derler. Oysa Allah, sırf etrafındaki yakın “dostlarını” memnun etmek için ve onların aracılığıyla ihsanlarda bulunan, aksi takdirde kimseye bir şey vermeyen cimri bir ilâh olmadığı gibi, yönetimi altındaki insanların kalbinden geçenleri bilmeyen, bu yüzden de aracılara muhtaç olanlar gibi âciz de değildir. Hiç kuşkusuz Allah, bu inkârcıların anlaşmazlığa düştükleri bütün tartışmalı konularda, Hesap Günü aralarında hükmünü verecektir! Doğrusu Allah, hem kendisine, hem de diğer insanlara karşı yalan söyleyen ve kendisine bahşedilen bunca nîmetlere karşı nankörlük eden kimseleri,nihâî anlamda başarıya ve kurtuluşa ulaştırmaz, doğru yola iletmez! Eğer müşrikler, “Allah, kendisine bir ortak edinecek kudrete sahip değil midir ki, buna karşı çıkıyorsunuz?” diye soracak olurlarsa, onlara de ki:

(Zümer 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Muhkemce dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine başka dost edinenler: Eh biz, onlara Allah'a yaklaştırsın diye kulluk ederiz derler. Doğrusu Allah hüküm verecektir. Rızasızlıkla ayrılığa düştüklerinde. Şüphesiz Allah yalancı ve kafiri hidayete erdirmemektedir

(Zümer 3)

Mehmet Türk Meali:

Şunu iyi bilin ki; tek tertemiz din, yalnızca Allah’a aittir.1 Onu bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler:2 “Biz, bunlara sadece bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar3 diye ibâdet ediyoruz.” diyorlar. Şüphesiz Allah, onların anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Gerçekten Allah, inkâr eden yalancı kimseyi asla hak yola ulaştırmaz.*

(Zümer 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

İyi dinleyin! Halis din, ancak Allah’a yakışır. O’ndan başkalarını dost edinenler, “Biz onlara, ancak bizi Allah’a yaklaştırarak, yüce bir mertebeye ulaştırsınlar, diye tapıyoruz,” (derler.) Şüphesiz Allah, ihtilâf ettikleri konular hakkında aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve çok nankör olana başarı yolunu göstermez.

(Zümer 3)

Muhammed Esed Meali:

Halis inancın yalnız Allah'a yönelmesi gerekmez mi? O'ndan başkasını dost ve koruyucu edinenler, "Biz bunlara sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!" (derler). Şüphesiz Allah, (Kıyamet Günü) onlar arasında (hakikatten saptıkları) her konuda mutlaka hüküm verecektir, çünkü Allah, (kendi kendine) yalan söyleyen ve inatla nankörlük yapan hiç kimseyi rahmetiyle doğru yola ulaştırmaz!

(Zümer 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

îyi bil ki, gerçek din yalnız Allah'ındır. Ondan başka dostlar edinerek: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırmaları için tapıyoruz," diyenlere gelince; kuşku yok ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir. Allah, yalancı, inkarcı insanı doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Mustafa Çavdar Meali:

İyi bilin ki saf ve katışıksız din Allah’a aittir. O’ndan başka birtakım evliya/otoriteler edinenler: – Biz onlara, başka bir maksatla değil sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Allah, onların aralarında tartıştıkları konularda hükmünü verecektir. Zira Allah, hiç bir yalancı nankör kâfiri yoluna kabul etmez.

Bknz: (2/166)»(2/167) - (14/21)»(14/22) - (23/90)

(Zümer 3)

Mustafa Çevik Meali:

Şirk ve küfürden arınmış din (nizam), yalnızca yaratılışınızın sebebi olan sınırlarını Allah’ın belirlediği hayat nizamıdır. Bir kısım insanlara kutsallık yakıştırıp onları dost edinenler, bunlara “Bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye yönelip itaat ediyoruz.” derler. Oysa Allah’a yakınlık, yalnız O’nu ilah edinip davetine uygun yaşamakla gerçekleşir. Allah yalancı ve nankör kimseleri doğru yoluna ulaştırmaz. Sonunda Allah aralarında ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir.

(Zümer 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin en saf ve samimi olanı, sadece Allah'a has kılınanıdır! O'ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, "Biz bunlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!" (derler). Şu kesin ki, tartıştıkları her hususta Allah onlar arasındaki hükmü verecektir: çünkü Allah yalanı tabiat haline getiren hiçbir nankörü asla doğru yola yöneltmez.

(Zümer 3)

Osman Okur Meali:

Kesinlikle, halis din sadece Allah'a aittir. O'na yakın saydıklarını evliya (dostlar) edinenler, bizi Allah'a yaklaştırsın diye onlara (bağlanıyoruz) kulluk ediyoruz." (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. "Allah nankör yalancıyı (zorla) yola getirmez.

(Zümer 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İyi biliniz ki, din-i halis Allah'a mahsustur. Ve o kimseler ki, O'nun gayrısını velîler ittihaz ettiler, onlara ibadet etmeyiz. Ancak bizi Allah'a da yakın yaklaştırsınlar için (ibadet ederiz derler). Şüphe yok ki, Allah onların arasında, onların kendisinde ihtilâfta bulunur oldukları şeyler hakkında, hükmedecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı, nankörlüğe düşkün olan kimseyi hidayete erdirmez.

(Zümer 3)

Ömer Öngüt Meali:

İyi bil ki hâlis din ancak Allah'ındır. Allah'tan başkasını kendilerine veliler edinenler: "Bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz. " derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah yalancı ve kızıl kâfiri doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Dikkat et! Halis din Allah’ındır! Ondan başka tanrılar edinenler, “Onlara kulluk etmemizin tek nedeni, bizi Allah’a yaklaştırmalarını ummamızdır” derler. Allah, anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancılarla nankörleri doğru yola iletmez!

(Zümer 3)

Sadık Türkmen Meali:

İyi bilin ki, hâlis/yegâne din yalnız Allah’ındır. O’ndan başkasını evliya/dostlar edinenler: “Onlar bizi Allah’a daha yaklaştırıcı olsunlar diye, onlara kulluk ediyoruz/etraflarında toplanıyoruz” (derler). Elbette ki Allah; aralarında ihtilâfa düştükleri konuyla ilgili kararını/hükmünü verecektir. Şüphesiz Allah; yalancı, kâfir (gerçekleri bilerek gizleyen) kişiyi doğru yola iletmez!

(Zümer 3)

Seyyid Kutub Meali:

İyi bil ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinerek, «Onlar bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz» derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde hüküm verecektir. Allah, yalancı, inkârcı insanı doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Suat Yıldırım Meali:

İyi bilin ki halis din, yani bütün gönlüyle candan itaat, yalnız Allah'a yapılır. Allah'tan başka birtakım hamiler edinerek: "Biz onlara sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." diyenlere gelince, elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir. Allah yalancılığı, nankörlük ve kafirliği huy edinenleri hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.

(Zümer 3)

Süleyman Ateş Meali:

İyi bil ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinerek: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırmaları için tapıyoruz," diyenler(e gelince): Şüphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir. Allah, yalancı, nankör insanı doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bil ki Allah'ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına evliya[1] yerleştirenler şöyle derler: "Bizim bunlara kul köle olmamız, sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diyedir." Allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. Allah, yalancı olan ve ayetleri görmezlikte (kafirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez.

1) Evliya, veli'nin çoğuludur. Veli, aralarında kendileri dışında bir şey olmayan iki veya daha çok şeye denir. (Müfredat) Allah ile arasına, başka birini koymayan herkes Allah'ın velisidir. Araya başkasını koyanın Allah ile ilişiği kesilir. Allah Teala şöyle demiştir: "Bilin ki Allah'ın velilerinin üstünde ne korku olur ne de üzülürler. Onlar inanmış olan ve takva sahibi olan (kendini yanlışlardan koruyan) kimselerdir." (Yunus 10/62-63) Takva sahibi olanlar da "İşte Kitap budur, içinde şüpheye yer yoktur. Takva sahipleri için rehberdir. Onlar, Allah'a içten inanan, namazı düzgün ve sürekli kılan ve verdiğimiz rızıkları yerli yerince harcayanlardır. Sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanıp güvenenler onlardır. Onların ahirete olan inançları kesindir." (Bakara 2/2-4)

(Zümer 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bilin ki uyulması gereken sadece Allah'tır. O'ndan başkasına güvenenler: "Biz bunlara sadece, bizi Allah'a yaklaştırsın diye kulluk ediyoruz" derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri konularda mutlaka karar verecektir. Doğrusu Allah, yalan söyleyen ve sürekli nankörlük eden kimseyi doğru yola iletmez.

(Zümer 3)

Şaban Piriş Meali:

Bil ki halis din Allah'ındır. Ondan başka veliler edinenler: -Biz bunlara, bizi Allah'a yaklaştırmalarından başka bir sebeple kulluk etmiyoruz derler. Allah, anlaşmazlığa düştükleri konuda aralarında hükmü verecektir. Şu kadar var ki Allah; yalancı, inkarcı kimseye yol göstermez.

(Zümer 3)

Talat Koçyiğit Meali:

Bilesiniz ki, hâlis dîn Allah'ındır. O'ndan başkasını "biz onlara, ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırmaları için ibadet ediyoruz" diyerek dost edinenler ise, Allah, onların ihtilâf ettikleri hususlarda, aralarında elbette hüküm verecektir. Elbette Allah, kâfir yalancı olan kimseye hidayet etmez.

(Zümer 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) «Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.» Hiç şüphesiz Allah, kendi aralarında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kâfir olan kimseyi hidayete eriştirmez.

(Zümer 3)

Ümit Şimşek Meali:

Bilin ki halis din, yalnız Allah için olandır. Ondan başka veliler edinenler ise, “Allah katında yakınlığa vesile olsun diye onlara tapıyoruz” derler. Anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve nankör olanı Allah amacına ulaştırmaz.

(Zümer 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.

(Zümer 3)