10. Yunus Suresi / 52.ayet

Sonra o kendilerine yazık edenlere:
– Tadın bakalım kalıcı azabı, kazandıklarınızın dışında bir karşılık mı bekliyordunuz?

Bknz: (6/70)(27/90)(68/35)»(68/37)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 52 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra da zulmedenlere, tadın ebedi azabı denecek, kazandığınızın karşılığı neyse ondan başka bir şeyle mi cezaya uğrayacaktınız?

(Yunus 52)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu dünya zilletinden) Sonra (Ahirette de) o zulmetmekte olanlara: (Şimdi) "Sürekli azabı tadın" denilecektir. (Küfür, zulüm ve kötülük olarak) Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacağınızı (zannetmiştiniz?)

(Yunus 52)

Abdullah Parlıyan Meali:

O gün ki, dünya hayatında, yaratılış gayesine aykırı davrananlara “Tadın bitmeyen azabı” denecek. “Yaptığınız işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki.”

(Yunus 52)

Adem Uğur Meali:

Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, "Ebedî azabı tadın!" denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

(Yunus 52)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra zulmedenlere: "Sonsuz azabı tadın!" denildi... "Sadece yapmış olduklarınızın getirisi olarak sonuçlarını yaşamıyor musunuz?"

(Yunus 52)

Ahmet Tekin Meali:

Sonra yalanlamaları sebebiyle kendilerine zulüm ve haksızlık yapanlara, müşriklere: “Tadın bakalım şu ebedî cezayı” denilecek. Vaktiyle işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahların karşılığından başka bir ceza ile mi cezalandırılacaksınız?*

(Yunus 52)

Ahmet Varol Meali

Sonra zulmedenlere: "Sonsuz azabı tadın. Kazandıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılıyorsunuz?" denilir.

(Yunus 52)

Ali Bulaç Meali:

Sonra o zulmetmekte olanlara: "Sürekli azabı tadın" denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?"

(Yunus 52)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra o zulmedenlere: “- Ebedî azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başka bir sebeple cezalandırılacak değilsiniz.

(Yunus 52)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, haksızlık yapanlara, şöyle denilir: "Tadın, sürekli cezayı; hak ettiğinizden başka bir şeyle mi cezalandırılacaktınız?"

(Yunus 52)

Ali Ünal Meali:

Daha sonra, (her şeyi yanlış ölçüp yanlış değerlendirmiş ve yanlış hüküm vermiş olan) o zalimlere şöyle denir: “Tadın bakalım şu daimî azabı! Dünyada iken yaptıklarınızla neyi kazanmışsanız, ondan başka bir şeyin karşılığını görecek değilsiniz ya!”

(Yunus 52)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra o zalimlere: “Ebedî bir azabı tadın! Siz kazandığınızdan başka bir şey ile cezalandırılmıyorsunuz” denilir.

(Yunus 52)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonra zulmedenlere, "Süreli azabı tadınız" denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

(Yunus 52)

Bekir Sadak Meali:

Haksizlik edenlere de: «Sonsuz azabi tadin, ancak yaptiginiza karsilik ceza cekiyorsunuz» denir.

(Yunus 52)

Besim Atalay Meali:

Sonra da, zulüm edenlere: «Sonsuz azabı tadın, size ancak yaptığınızla ceza olunursuz» denilecektir

(Yunus 52)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra o zulmedenlere, «tadın sonu gelmiyen azabı, siz ancak elde ettiğinize karşılık ceza görüyorsunuz» denilecek.

(Yunus 52)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonra da zulmeden (inkâr ve şirk içerisinde iken ölen)lere: “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecektir.

(Yunus 52)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.

(Yunus 52)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra da zulmedenlere, "Ebedi azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz" denilecektir.

(Yunus 52)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

(Yunus 52)

Edip Yüksel Meali:

Sonra zulmedenlere: 'Ebedi azabı tadın,' denir, 'Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?'

(Yunus 52)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra denilecek o zulm edenlere ki tadın bakalım huld azabını, vaktile kazandığınızdan başka bir sebeble cezalandırılacak değilsiniz?

(Yunus 52)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra o zulmedenlere denilecek ki: "Tadın bakalım o sonsuz azabı! Vaktiyle kazandığınızın dışında bir sebeple cezalandırılacak da değilsiniz?"

(Yunus 52)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra zulmedenlere, "Süresiz azabı tadın." denir. Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?

(Yunus 52)

Gültekin Onan Meali:

Sonra o zulmetmekte olanlara: "Sürekli azabı tadın" denilecek. "Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?"

(Yunus 52)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra o şirk koşarak, inkâr ederek yanlış; kendi zararlarına iş yapanlara, “Tadın şu sonsuzluğun azabını!” denilecek. –Kazanmış olduğunuz şeylerden başkası ile mi cezalandırılacaksınız?”–

(Yunus 52)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sonra zulmedenlere: “Ebedî azabı tadın (bakalım).” denilir. “(Ne bekliyordunuz?) Kazandıklarınız dışında bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?”

(Yunus 52)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra zulmedenlere: “Sürekli azabı tadın!” denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?

(Yunus 52)

Hasan Basri Çantay:

Sonra, o zulmedenlere "Ebedi azabı tadın, denilecek, (vaktiyle) ne kazanıyor idiyseniz ondan başkasıyle mi cezalandırılacakdınız ya"?.

(Yunus 52)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra o zulmedenlere: “Ebedî azâbı tadın! Vaktiyle kazanmakta olduğunuz(günahlar)dan başkası ile cezâlandırılacak değilsiniz!” denilecek.

(Yunus 52)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra zulmetmiş olanlara "Kalıcılığın azabını tadın! Elde etmekte olduklarınızdan başkası ile mi cezalandırılıyorsunuz?" denilir.

(Yunus 52)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra, haksızlık edenlere "Sonsuz azabı tadın. Ancak kazanmış olduğunuzun karşılığında cezalandırılmıyor musunuz?" denir.

(Yunus 52)

İbni Kesir Meali:

Sonra zulmetmiş olanlara denilir ki: Sürekli azabı tadın. Yalnız kazanır olduğunuz şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?

(Yunus 52)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra dirilmeyi yalanlayıp kendilerine haksızlık yapanlara “Sürekli olan azabı tadın. Yalnızca sizin kendi başınıza kazandıklarınız la cezalandırılırsınız” denir.

(Yunus 52)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra zulmedenlere: “Ebedî (devamlı) azabı tadın!” denildi. Kazandıklarınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?

(Yunus 52)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra kıyıcılara denilecek: «Şimdi sonu olmıyan azabı, tadın bakalım. Kazandığınız günahlardan dolayı başka türlü bir karşılık mı görecektiniz?»

(Yunus 52)

Kadri Çelik Meali:

Sonra o zulmetmiş olanlara, “Temelli azabı tadın; kazanmakta olduklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?” denilecek.

(Yunus 52)

Mahmut Kısa Meali:

Sonra zâlimlere, “Tadın bakalım sonsuz azâbı!” denilecek, “Yaptığınız fenâlıklardan başka bir şeyin cezasını mı çekiyorsunuz sanki?” İşte âhirette durum bundan ibaret. Fakat zâlimlerin dünyadaki şu tavırlarına bir bakar mısınız:

(Yunus 52)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Uzun sürecek ebedi azabı tadın!" denilecek, sonrasında zulmedenlere. Sizler Sahip olduğunuz kazançlarınız ile cezalandırılacaksınız, başka şey değildir.

(Yunus 52)

Mehmet Türk Meali:

Sonra o zâlimlere (âhirette): “Şimdi sonsuz azabı tadın bakalım. (Nasıl?) yaptıklarınızın karşılığını tam görüyorsunuz değil mi?” denilecek.

(Yunus 52)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra (da) zulmedenlere, “Kalıcı azabı tadın! Size yaptıklarınızın dışında bir ceza mı verilmektedir?” denilecek.

(Yunus 52)

Muhammed Esed Meali:

O Gün ki, (dünya hayatında) haksızlık yapmaya eğilim gösterenlere, 'Tadın bitmeyen azabı' denecek, yapageldiğiniz işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki?;

(Yunus 52)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra, zulmedenlere şöyle denecektir: "Sonsuz azabı tadın. Kazandığınız şeyler dışında başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız."

(Yunus 52)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra o kendilerine yazık edenlere: – Tadın bakalım kalıcı azabı, kazandıklarınızın dışında bir karşılık mı bekliyordunuz?

Bknz: (6/70) - (27/90) - (68/35)»(68/37)

(Yunus 52)

Mustafa Çevik Meali:

50-53 De ki: “Allah’ın azabının, gecenin ya da gündüzün bir vaktinde ansızın başınıza gelmesi halinde ne duruma düşebileceğinizi hiç düşündünüz mü? Onun zamanını belirleyecek olan Allah’tır. Sizin “Bir an önce başımıza gelsin de görelim” demenizle de Allah onun zamanını değiştirmez. Anlaşılan o ki, azap başınıza gelmeden iman etmeyeceksiniz. Azap gelip çattığında da size şöyle denilecek, “Önceden size haberi verilip de uyarıldığınıza şimdi mi inanacaksınız? Hâlbuki azap gelsin de görelim diye alay ediyordunuz.” O gün Âhiret ve Hesap Günü’ne inanmayanlara, “Ebedî kalmak üzere girin şu hak ettiğiniz cehenneme de, görün azabın ne olduğunu.” denilecek. İçlerinden bir kısmı da kendilerine bildirmekte olan bu âyetler için şüpheyle sana, “Bu azap gerçek mi?” diye soruyorlar. Sen de onlara de ki: “Evet, Rabbime yemin olsun ki bu gerçeğin ta kendisidir ve sizler bundan asla kurtulamayacaksınız.”

(Yunus 52)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sonunda, bilinci ters dönmüş kimselere denilecek ki: "Tadın bitimsiz azabı! Kazanıp durduğunuz şeyler dışında bir karşılık mı bekliyorsunuz?"

(Yunus 52)

Osman Okur Meali:

Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «süresiz azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

(Yunus 52)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra zulmetmiş olanlara denilecektir ki, «Şimdi ebedî azabı tadınız. Siz başkasıyla değil, ancak kazanmış olduğunuz şey sebebiyle cezalandırılırsınız.»

(Yunus 52)

Ömer Öngüt Meali:

Sonra o zâlimlere: “Ebedî azabı tadın! Kazanmakta olduğunuz şeylerden başkası ile mi cezalandırılacaksınız?” denilir.

(Yunus 52)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra o zalimlere, “Haydi, şimdi tadın bakalım o bitmeyen azabı! Bu azap yapıp ettikleriniz yüzünden!” denilir.

(Yunus 52)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra, zulmeden kimselere denilir: “Sürekli azabı tadın! Ancak kazanmış olduğunuz şeylerle cezalandırılıyorsunuz.”

(Yunus 52)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra zulmedenlere denir ki; «Sürekli azabı tadınız bakalım, sadece dünyada işlediklerinizin karşılıkları ile cezalandırılmıyor musunuz?

(Yunus 52)

Suat Yıldırım Meali:

Sonra o zalimlere: "Ebedi azabı tadın bakalım! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz." denir.

(Yunus 52)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra zulmedenlere: "Sürekli azabı tadın!" denilecek, "Yalnız kazandığınız şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?"

(Yunus 52)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İlerisinde yanlışlar içindeki o kimselere şöyle denecektir: "Kalıcı azabı tadın bakalım. Kazandığınızın karşılığından başka ne görecektiniz!"

(Yunus 52)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O Gün, zalimlere: "Öyleyse sonsuz azabı tadın. Ancak yaptıklarınıza karşılık cezalandırılıyorsunuz" denir.

(Yunus 52)

Şaban Piriş Meali:

Sonra zalimlere şöyle denir: -Sonsuz azabı tadın! Kazandıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılacaksınız? denir.

(Yunus 52)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonra (o inkâr ile) zulmedenlere denir ki "Dâimi azabı tadın. Yalnız kendi kazanmış olduğunuz cezadan başka bir şeyle mi cezalandırılıyorsunuz"?

(Yunus 52)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra o zulmetmekte olanlara: «Sürekli azabı tadın» denilecek. Kazanmakta olduklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?»

(Yunus 52)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra da o zulmedenlere denir ki: Sürekli azabı tadın bakalım! Siz ancak kendi işlediklerinizin cezasını görüyorsunuz.

(Yunus 52)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra, zulmedenlere şöyle denecek: "Sonsuzluğun azabını/sonsuz azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!"

(Yunus 52)