17. İsra Suresi / 94.ayet

Zaten kendilerine doğru yol kılavuzu geldiğinde, İnsanların ona/Kuran’a inanmasını engelleyen tek şey “Allah bir beşeri mi elçi olarak gönderdi?” şeklindeki itirazları olmuştur.

Bknz: (6/91)(11/27)(14/10)(21/24)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 94 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Fakat kendilerine doğru yolu gösteren bir peygamber geldi mi insanları inanmaktan meneden şey de Allah, hiçbir insanı peygamber olarak gönderir mi demeleridir zaten.

(İsra 94)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Aslında kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demeleri (ve bahaneleri) dir.

(İsra 94)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte bunun gibi insanlara bir peygamber eliyle, doğru yol bilgisi geldiği zaman onları, O'na inanmaktan alıkoyan, onların “Allah, ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?” diye itiraz etmelerinden başka birşey değildir.

(İsra 94)

Adem Uğur Meali:

Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.

(İsra 94)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendilerine hakikat geldiğinde, insanların iman etmelerine mani olan: "Allah, rasul bir beşer ba's etti!" demeleridir.

(İsra 94)

Ahmet Tekin Meali:

Kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların buna inanmalarını sırf: “Allah görevli Rasul olarak bir insanı mı gönderdi?” demeleri engellemiştir.

(İsra 94)

Ahmet Varol Meali

İnsanları, kendilerine hidayet geldiğinde iman etmekten alıkoyan: "Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi?" demelerinden başka bir şey değildir.

(İsra 94)

Ali Bulaç Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.

(İsra 94)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Mekke'lilere doğru yolu gösteren peygamber, onlara Kur'an ile geldiği zaman, insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: “Allah bir insanı mı Peygamber gönderdi, (Peygamber olarak bir Melek göndermeliydi?)

(İsra 94)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnsanlara yol gösteren geldiğinde, onları inanmaktan alıkoyan, "Allah, elçi olarak, bir insanoğlunu mu gönderdi?" demelerinden başka bir şey değildir.

(İsra 94)

Ali Ünal Meali:

Zaten, kendilerine dupduru hidayet kaynağı (bir rasûl, bir kitap) geldiğinde insanları iman etmekten alıkoyan (başlıca sebeplerden biri), “Allah, elçi olarak göndere göndere bir insanı mı gönderdi?” diye itiraz etmeleridir.

(İsra 94)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hidayet mesajı insanlara geldiği zaman, “Allah insanlardan elçi mi gönderir?” demelerinden başka hiçbir şey, onların inanmalarına engel olmadı.

(İsra 94)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların buna inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşer mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.

(İsra 94)

Bekir Sadak Meali:

Insanlara dogruluk rehberi geldigi zaman, inanmalarina engel olan, sadece: «Allah peygamber olarak bir insan mi gonderdi?» demis olmalaridir.

(İsra 94)

Besim Atalay Meali:

Onlara kılavuz geldiği halde, insanları inanmaktan alıkoyan şey: «Allah bir adamı peygamber mi gönderdi?» demiş olmalarıdır

(İsra 94)

Celal Yıldırım Meali:

Doğru yolu gösteren (Kur'ân) geldiğinde insanları inanmaktan alı1 koyan şey, sadece «Allah bir insanı mı peygamber olarak göndermiş ?!» demeleridir.

(İsra 94)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İnsanlara doğru yol rehberi (olan Kur'an) geldikten sonra ona inanmamalarının tek gerekçesi, onların: “Allah bir insanı mı peygamber olarak gönderdi?” şeklindeki anlayışları olmuştur.

(İsra 94)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnsanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, sadece: "Allah peygamber olarak bir insan mı gönderdi?" demiş olmalarıdır.

(İsra 94)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İnsanlara hidayet (Kur'an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, "Allah, bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi?" demeleri engel olmuştur.

(İsra 94)

Diyanet Vakfı Meali:

Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, «Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?» demeleri engellemiştir.  *

(İsra 94)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine hidayet geldiğinde, halk: 'ALLAH bir insanı mı elçi olarak gönderdi,' diyerek inanmadı

(İsra 94)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kendilerine doğru yolu gösteren hidayetci geldiğinde nasın iyman etmelerine ancak şöyle demeleri mani' oldu: Allah bir beşeri mi Resul gönderdi?

(İsra 94)

Elmalılı Yeni Meali:

Kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiğinde insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: "Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?"

(İsra 94)

Erhan Aktaş Meali:

İnsanlara, doğru yola ileten rehber gelince, onları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah, ölümlü bir beşeri mi rasul gönderdi?" diye düşünmeleridir.

(İsra 94)

Gültekin Onan Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Tanrı, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.

(İsra 94)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve insanlara yol gösterimi/Kur’ân gelince, kendilerinin iman etmelerine, sadece “Allah bir beşeri mi elçi gönderdi?” demeleri engel olur.

(İsra 94)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İnsanlara hidayet geldiğinde, onları iman etmekten alıkoyan tek şey: “Allah, insan olan bir resûl mü gönderdi?” demeleridir.

(İsra 94)

Harun Yıldırım Meali:

Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.

(İsra 94)

Hasan Basri Çantay:

İnsanların — kendilerine hidayet (rehberi) geldiği zaman iman etmelerini "Allah bir beşeri mi peygamber gönderdi?" demelerinden başka bir şey men' etmedi.

(İsra 94)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kendilerine hidâyet rehberi geldiği zaman insanları îmân etmekten alıkoyan şey, ancak şöyle demeleri olmuştur: “Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?” (3)*

(İsra 94)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Doğru yol rehberi kendilerine geldiği zaman, "Allah, elçi olarak bir beşer mi gönderdi?" demelerinden başkası, insanları inanmaktan engellemedi.

(İsra 94)

Hüseyin Atay Meali:

Ve insanlara doğruluk göstergesi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, "Allah elçi olarak bir beşeri mi göndermeliydi?" demelerinden başka nedir?

(İsra 94)

İbni Kesir Meali:

Onlara hidayet geldiği zaman; insanları inanmaktan alıkoyan, sadece: Allah peygamber olarak bir beşeri mi göndermiştir? demeleridir.

(İsra 94)

İlyas Yorulmaz Meali:

Doğru yolu gösteren kitap insanlara geldiğinde, onları o kitaba inanmaktan alıkoyan şey, “Allah insan bir elçi mi gönderdi?” demelerinden başka bir şey değildir.

(İsra 94)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlara hidayet geldiği zaman insanların inanmalarına, “Allah, insan resûl mü gönderdi?” demelerinden başka bir şey mani olmadı.

(İsra 94)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kendilerine doğru yolu gösterici gelince bu insanları inanmaktan alıkoyan yalnız şöyle demeleridir: «Allah elçi olarak bir âdemoğlunu mu gönderir?»

(İsra 94)

Kadri Çelik Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey onların, “Allah, elçi olarak bir beşer mi gönderdi?” demelerinden başkası değildir.

(İsra 94)

Mahmut Kısa Meali:

Zaten öteden beri insanlara Allah tarafından doğru yolu gösteren bir elçi veya uyarıcı geldiğinde, onları bu apaçık hakîkate inanmaktan alıkoyan tek sebep, elçinin dürüstlüğünü hesaba katmadan ve mesajın içeriğini hiç düşünmeden, “Allah bula bula bizim gibi ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?” demeleridir.

(İsra 94)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Allah elçi olarak bize bir beşer mi gönderdi?" demeleridir. İşte onları kendilerine hidayet geldiğine, imandan alıkoyan

(İsra 94)

Mehmet Türk Meali:

Kendilerine hak yol kılavuzu geldiği zaman, insanları ona inanmaktan alıkoyan tek şey, onların: “Allah bir insanı mı Peygamber olarak gönderdi?” demeleridir.

(İsra 94)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendilerine hidayet gelince, insanları (ona) inanmaktan alıkoyan, “Allah bir insanı mı peygamber olarak gönderdi,” demeleri dışında, nedir ki?

(İsra 94)

Muhammed Esed Meali:

(İşte bunun gibi,) insanlara (bir peygamber eliyle) doğru yol bilgisi geldiği zaman onları (ona) inanmaktan alıkoyan, onların: "Allah ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?" diye itiraz etmelerinden başka bir şey değildir.

(İsra 94)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine doğru yolu gösteren elçi gelince, insanların inanmalarına engel olan neden yalnızca; "Allah bir insanı mı elçi gönderdi?" demeleridir.

(İsra 94)

Mustafa Çavdar Meali:

Zaten kendilerine doğru yol kılavuzu geldiğinde, İnsanların ona/Kuran’a inanmasını engelleyen tek şey “Allah bir beşeri mi elçi olarak gönderdi?” şeklindeki itirazları olmuştur.

Bknz: (6/91) - (11/27) - (14/10) - (21/24)

(İsra 94)

Mustafa Çevik Meali:

94-95 Kendilerine Allah’ın âyetleri ulaştırıldığında, müşrik ve kâfirleri buna uymaktan alıkoyan bir başka bahaneleri de, “Ne yani, Allah bizim gibi ölümlü bir insanı mı peygamber olarak gönderdi! Bu olacak şey değil.” demeleridir. Ey Peygamber! Sen de onlara de ki: “Şayet yeryüzünde yaşayanlar melekler olsaydı, elbette Biz onlara peygamber olarak gökten bir melek indirip gönderirdik.”

(İsra 94)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte, kendilerine doğru yol bilgisi geldiği zaman insanları ona inanmaktan alıkoyan şey, sadece şöyle akıl yürütmeleriydi: "Ne yani, şimdi Allah fani bir insanı mı elçi olarak gönderdi?"

(İsra 94)

Osman Okur Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.

(İsra 94)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Nâsı, kendilerine hidâyet geldi vakit imân etmelerinden men eden şey, başka değil onların, «Allah bir beşeri mi resûl olarak gönderdi?» demeleri olmuştur.

(İsra 94)

Ömer Öngüt Meali:

Kendilerine hidayet rehberi geldiği zaman, insanları iman etmekten alıkoyan şey, sadece: “Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi?” demeleri oldu.

(İsra 94)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine doğru yol rehberi gelince, inanmalarına engel olan, “Allah bir insanı mı peygamber olarak gönderdi!” demeleridir.

(İsra 94)

Sadık Türkmen Meali:

KENDİLERİNE hidayet geldiğinde, insanları inanmaktan alıkoyan şey onların (kibir ile) ancak: “Elçi olarak Allah bir insan mı gönderdi?” demeleridir.

(İsra 94)

Seyyid Kutub Meali:

İnsanlara doğru yol kılavuzu geldiğinde ona inanmamalarının tek gerekçesi, onların: «Allah bir insanı mı peygamber olarak gönderdi?» şeklindeki anlayışlarıdır.

(İsra 94)

Suat Yıldırım Meali:

Zaten, insanların ekserisinin, kendilerine hidayet geldiği halde iman etmemelerinin başlıca sebebi: "Allah bula bula bir insan mı seçip halka elçi gönderdi?" demeleridir.

(İsra 94)

Süleyman Ateş Meali:

Zaten kendilerine hidayet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allah, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.

(İsra 94)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kendilerine doğru yolu gösteren kişi gelince bu insanları inanmaktan alıkoyan şu sözleridir: "Allah elçi olarak bir adamı (beşer) mı gönderdi?"

(İsra 94)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kendilerine doğru yol gösterildiği zaman insanları iman etmekten alıkoyan, onların: "Allah elçi olarak bir insan göndermez" diye düşünmeleridir.

(İsra 94)

Şaban Piriş Meali:

İnsanlara kılavuz geldiği halde, onların inanmasına "Allah elçi olarak bir insan mı gönderdi?" demeleri engel olmaktadır.

(İsra 94)

Talat Koçyiğit Meali:

Kendilerine hidayet gelince, insanların îman etmelerine engel olan şey, "Allah, peygamber olarak bir insan mı gönderdi?" demeleridir.

(İsra 94)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: «Allah, elçi olarak bir beşer mi gönderdi?» demelerinden başkası değildir.

(İsra 94)

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları iman etmekten alıkoyan şey de “Allah bir beşeri mi elçi olarak gönderdi?” demelerinden başka birşey değildir.

(İsra 94)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?"

(İsra 94)