19. Meryem Suresi / 4.ayet

Rabbim, şüphesiz kemiklerim eridi/gücüm kuvvetim kesildi, saçım sakalım ağardı, Rabbim bu zamana kadar sana yaptığım dualarımda hiç eli boş dönmedim.

Bknz: (3/35)»(3/41)(19/2)»(19/15)(21/89)»(21/90)

Mustafa Çavdar Meali

Meryem 4 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçımsakalım ağardı, parılparıl parlamada başım sanki ve sana ne dua etmişsem mahrum olmadım ben.

(Meryem 4)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu (saçlarım ağarıverdi) ; ben Sana dua etmekle hiç mutsuz olmadım (mahrum bırakılmadım) ” demişti.

(Meryem 4)

Abdullah Parlıyan Meali:

şöyle demişti: “Ey Rabbim! Doğrusu artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı, ama şimdiye kadar sana yönelttiğim hiçbir duamın, cevapsız bırakıldığını da asla görmedim.

(Meryem 4)

Adem Uğur Meali:

Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

(Meryem 4)

Ahmet Hulusi Meali:

"Rabbim... Gerçek ki, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağarıp bembeyaz oldu! Rabbim, sana dua edip de hiç hüsrana uğramadım... "

(Meryem 4)

Ahmet Tekin Meali:

“Rabbim, benim kemiklerim, zayıflayıp gevşedi. Saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.” dedi.

(Meryem 4)

Ahmet Varol Meali

Demişti ki: "Rabbim! Doğrusu benim kemiklerim zayıfladı, başım iyice ağardı. Rabbim! Ben sana dua etmekle de hiç mahrum olmadım,

(Meryem 4)

Ali Bulaç Meali:

Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım."

(Meryem 4)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Şöyle demişti: “-Ey Rabbim, doğrusu ben (o kimseyim ki), benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmadım.

(Meryem 4)

Ali Rıza Sefa Meali:

Şöyle demişti: "Efendim! Aslında, kemiklerim gevşedi ve saçlarım bembeyaz oldu. Ama Sana yaptığım yakarışlarda mutsuz olmadım!"

(Meryem 4)

Ali Ünal Meali:

Şöyle demişti O: “Rabbim, kemiklerim zayıflayıp inceldi; başım, ihtiyarlıktan beyaz alevler gibi tutuştu; ve ben Rabbim, Sana hangi konuda dua etmişsem hiç mahrum ve bedbaht olmadım.

(Meryem 4)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Şöyle dedi: “Ey Rabbim! Benim kemiklerim zayıfladı, başım ihtiyarlık yangınıyla tutuşmuştur. Ve sana ettiğim duadan hiç bedbaht olmadım. (Duam daima kabul oldu.)

(Meryem 4)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Ey Rabbim," dedi, "Vücudumda kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ey Rabbim, sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım."

(Meryem 4)

Bekir Sadak Meali:

soyle demisti: «Rabbim! Gercekten kemiklerim zayifladi, saclarim agardi. Rabbim! Sana yalvarmakla simdiye kadar bedbaht olup bir seyden mahrum kalmadim.»

(Meryem 4)

Besim Atalay Meali:

O dedi ki: «Süngüm düştü, saçım ağardı, sana dua ettiğimde boşa çıkmadım!»

(Meryem 4)

Celal Yıldırım Meali:

«Ey Rabbim ! Kemiklerim gerçekten iyice zayıfladı ve başımdaki saçlarım da aklaşıp alev alev tutuşurcasına ağardı. Rabbim ! Sana yalvarıp yakarmakta hiç de bedbaht olmadım.

(Meryem 4)

Cemal Külünkoğlu Meali:

3,4. Hani O, Rabbine gizlice seslenip şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! (şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.”

(Meryem 4)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şöyle demişti: "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım."

(Meryem 4)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O, şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım."

(Meryem 4)

Diyanet Vakfı Meali:

Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

(Meryem 4)

Edip Yüksel Meali:

'Rabbim,' dedi, 'Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim.'

(Meryem 4)

Elmalılı Orjinal Meali:

Demişti: yarab işte ben artık kemik gevşedi benden, ve baş bembeyaz alev aldı, sana dua ile ise rabbım hiç bir zaman bedbaht olmadım

(Meryem 4)

Elmalılı Yeni Meali:

Demişti ki: "Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik(im) gevşedi, baş(ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!

(Meryem 4)

Erhan Aktaş Meali:

"Rabb'im! Gerçekten ben iyice güçten kesildim. Saçım başım ağardı. Ve Rabb'im, Sana ettiğim dualarım hiç karşılıksız kalmadı.

(Meryem 4)

Gültekin Onan Meali:

Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım"

(Meryem 4)

Hakkı Yılmaz Meali:

(4-6) Demişti ki: “Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, mutsuz olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan, yakınlarımdan/amcaoğullarımdan endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya‘kûb ailesine de mirasçı olacak bir velî [yardımcı, koruyucu yakın kimse] bağışla. Rabbim, onu rızanı kazanan/herkesin hoşnut olacağı biri kıl!”

(Meryem 4)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişti ki: “Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçlarım bembeyaz oldu. Sana dua etmem nedeniyle hiç mutsuz/bedbaht olmadım. (Her ne zaman dua ettiysem icabet ettin.)”

(Meryem 4)

Harun Yıldırım Meali:

Demişti ki: “Rabbim, şüphesiz kemiklerim gevşedi ve baş yaşlılık aleviyle tutuştu. Rabbim, sana duam sayesinde hiç bedbaht olmadım.”

(Meryem 4)

Hasan Basri Çantay:

Demişdi ki: "Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemiğim yıpradı. Başımın saçı tutuşdu. Ey Rabbim, ben Sana düa etme (m neticesinde) etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım".

(Meryem 4)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şöyle demişti: “Rabbim! Gerçekten ben (o hâldeyim ki) kemik(lerim) benden gevşedi (zayıfladı); (ihtiyarlıktan) baş(ım), beyaz alev aldı (saçlarım ağardı); Rabbim! Sana duâ (etmek) ile hiçbir zaman mahrûm olmadım.”(2)*

(Meryem 4)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"RAB'bim! Gerçekten benden kemik gevşedi [zayıfladı] ve baş,¹ ihtiyar olarak tutuştu [saçım ağardı]. Sana duada hiç mutsuz olmadım RAB'bim!" dedi.

(Meryem 4)

Hüseyin Atay Meali:

Dedi: "Rabbim! Doğrusu, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla mutsuz olmadım.

(Meryem 4)

İbni Kesir Meali:

Ve demişti ki: Rabbım; gerçekten kemiklerim yıprandı, baş yaşlılık alevi ile tutuştu. Rabbım; şimdiye kadar sana yalvarmakla bir şeyden mahrum olmadım.

(Meryem 4)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Ey Rabbim! Yaşlılıktan kemiklerim gevşedi, saçlarıma tamamen ak düştü. Rabbim! Beni davetinle uyarmandan dolayı, sana karşı asla isyankar (şaki) olmadım.”

(Meryem 4)

İskender Ali Mihr Meali:

(Zekeriya A.S): “Rabbim, gerçekten ben (zayıfladım) ve benim kemiklerim (de) zayıfladı ve başım (saçlarım) ağardı. Ve Rabbim, ben Sana dua ederek şâkî olmadım.” dedi.

(Meryem 4)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Demişti: «Çalabım! Benim kemiklerim kavşadı, saçım sakalım ağardı. Allah'ım, ben Sana ne vakit yalvardımsa benim boynumu büktürmedin.

(Meryem 4)

Kadri Çelik Meali:

“Rabbim!” dedi, “Şüphesiz benim kemiklerim gevşedi, (bedenimdeki şu) baş, yaşlılık aleviyle tutuştu (ağardı); ben sana dua etmekle (hiç bir zaman) azgın olmadım.”

(Meryem 4)

Mahmut Kısa Meali:

“Ey Rabb’im!” diye yalvarmıştı, “Doğrusu, ihtiyarlıktan kemiklerim iyice gevşedi, saçlarıma aklar düştü. Sana duamda, Ya Rab! asla bedbaht olmadım! Ne zaman Sana el açıp yalvardıysam, hep dualarıma icabet ettin, bugüne kadar elimi hiç boş çevirmedin.”

(Meryem 4)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Rabbim! Şüphesiz ki, iyice kemiklerim incelip zayıflamıştır. Yaşlılıkla saçlarım ağardı. Sana dua etmede mahrum kalmışımdır."

(Meryem 4)

Mehmet Türk Meali:

“Ey Rabbim! Şüphesiz benim gücüm kuvvetim kalmadı, saçım başım ağardı ve ey Rabbim! Şimdiye kadar sana duâ edip de duâmın kabul edilmediği hiç olmadı.”1 dedi.2*

(Meryem 4)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Zekeriya) dedi ki: “Yarabbi! Şüphesiz (bütün) kemiklerim zayıflamıştır. Başım da ihtiyarlıktan parlamıştır. Ey Rabbim! Sana dua etmem neticesinde hiçbir zaman bedbaht olmadım.”

(Meryem 4)

Muhammed Esed Meali:

şöyle demişti: "Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Ama şimdiye kadar, ey Rabbim, Sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.

(Meryem 4)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Demişti ki; "Rabbim, kuşkusuz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu. Ben, sana dua ettiğim için hiç mutsuz olmadım."

(Meryem 4)

Mustafa Çavdar Meali:

Rabbim, şüphesiz kemiklerim eridi/gücüm kuvvetim kesildi, saçım sakalım ağardı, Rabbim bu zamana kadar sana yaptığım dualarımda hiç eli boş dönmedim.

Bknz: (3/35)»(3/41) - (19/2)»(19/15) - (21/89)»(21/90)

(Meryem 4)

Mustafa Çevik Meali:

3-6 Vaktiyle Zekeriyya Peygamber, Rabbine yürekten, içten içe şöyle yakarmıştı: “Rabbim artık çok yaşlandım, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı ve bugüne kadar sana yönelttiğim hiçbir duamda ellerimi boş çevirmedin. Doğrusu ben, benden sonra gelecek olan yakınlarımın yerimi doldurabileceklerinden endişe ediyorum, üstelik karım da baştan beri kısır, o itibarla bir evladım da yok. Rabbim Senden bana halef olabilecek birini lütfetmeni diliyorum, öyle birini lütfeyle ki hem benim hem de Yakub ailesinin mirası olan sınırlarını Allah’ın belirlediği nizam ile ahlaka sahip çıksın. Rabbim onu kendinden razı olduğun kullarından eyle.”

(Meryem 4)

Mustafa İslamoğlu Meali:

şöyle yalvarmıştı: "Rabbim! Benden (iş) geçti, kemiklerim eridi, başa ak düştü; ama (ey) Rabbim, sana dua edip de eli boş kaldığım hiç olmadı.

(Meryem 4)

Osman Okur Meali:

(3-4) Hani O, Rabbine gizlice seslenip şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! (şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.”

(Meryem 4)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Demişti ki: «Yarabbi! Muhakkak benim kemiklerim zayıflaştı, başımın tüyü de tutuştu ve Rabbim! Sana ne dua ettim ise mahrum kalmadım.»

(Meryem 4)

Ömer Öngüt Meali:

Demişti ki: “Ey Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, baş ihtiyarlık aleviyle tutuştu, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! Sana yalvarmak sayesinde şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım. ”

(Meryem 4)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbim!” demişti, “Kemiklerim inceldi, saçlarım bembeyaz oldu. Sana yalvarıp yakarmalarımdan sonra hiçbir zaman yoksun bırakılmadım, Rabbim!

(Meryem 4)

Sadık Türkmen Meali:

“Rabbim!” dedi; “Gerçekten bende kemik gevşedi ve ihtiyarlıkla da saçım başım ağardı. Oysa ben, sana dua etmekle mahrum olmadım, ey Rabbim!

(Meryem 4)

Seyyid Kutub Meali:

Ve demişti ki; «Ey Rabbim, kemiklerim yıprandı, yaşlılık alevi başımı sardı. Şimdiye kadar sana dua edip de bedbaht olduğum hiç olmadı.»

(Meryem 4)

Suat Yıldırım Meali:

"Ya Rabbi, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbi, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım."

(Meryem 4)

Süleyman Ateş Meali:

"Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'a ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'a ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."

(Meryem 4)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Rabbim (Sahibim)!" demişti, "Kemiklerim zayıfladı, saçlarım iyice ağardı. Sana yaptığım dua sayesinde bugüne kadar hiç bunalmadım.

(Meryem 4)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(3-4) Bir zamanlar o, Rabbine şöyle yakarmıştı: "Rabbim! Ben artık yaşlandım, saçlarım ağardı. Rabbim! Senden istediğim hiçbir şey karşılıksız kalmadı."

(Meryem 4)

Şaban Piriş Meali:

Rabbim, dedi şüphesiz kemiklerim zayıfladı, baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Rabbim, sana ettiğim dualarda hiç bir şeyden mahrum olmadım.

(Meryem 4)

Talat Koçyiğit Meali:

Demişti ki: "Rabbım! Kemiklerim iyice zayıfladı: baş, ihtiyarlık ateşiyle alevlendi. Rabbım! Sana duâ sebebiyle hiç bedbaht olmadım."

(Meryem 4)

Tefhimul Kuran Meali:

Demişti ki: «Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım.»

(Meryem 4)

Ümit Şimşek Meali:

“Rabbim,” demişti. “Artık benim kemiklerim yıprandı; başım ihtiyarlık aleviyle tutuştu. Sana dualarımda da, ey Rabbim, mahrum kaldığım hiç olmadı.

(Meryem 4)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."

(Meryem 4)