19. Meryem Suresi / 97.ayet

Biz bu Kuran’ı, korunan muttakileri müjdelemen ve küfürde inat eden bir toplumu uyarman için, senin dilin ile kolaylaştırdık.

Bknz: (14/4)(41/44)(43/3)(44/58)(46/12)

Mustafa Çavdar Meali

Meryem 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için Kur'an'ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana.

(Meryem 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz Bunu (Kur’an'ı) Senin dilinle kolaylaştırdık, (Sana açıklatıp insanları aydınlattık ki, bu) takva sahiplerine müjde vermen ve (küfür ve zulümde) inatla direnen bir kavmi de uyarıp (ikaz ve ihtar etmen) içindir.

(Meryem 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçekten de biz, yolunu Allah ve kitabıyla bulanları müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için, Kur'ân'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Adem Uğur Meali:

(Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz O'nu, O'nunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir topluluğu da O'nunla uyarasın diye, senin anlatımınla kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Ahmet Tekin Meali:

Biz Kur'ân'ı, sadece Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, Kur'an esaslarını hayata geçiren takva sahiplerini müjdeleyesin, şiddetle karşı çıkan bir topluluğa da sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarasın diye, senin dilinle indirip, okutarak kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Ahmet Varol Meali

Onunla (Kur'an'la) takva sahiplerini müjdeleyesin ve direnen bir kavmi uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Ali Bulaç Meali:

Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.

(Meryem 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte biz, Kur'an'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'dan korkup sakınanları müjdeliyesin, inad edenleri de onunla korkutasın.

(Meryem 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onu, senin dilinle kolaylaştırdık. Sorumluluk bilinci taşıyanlara, Onunla sevinçli haberler vermen; inatçı bir toplumu da Onunla uyarman için.

(Meryem 97)

Ali Ünal Meali:

Kur’ân’ı senin dilinle indirip anlaşılmasını kolaylaştırıyoruz ki, kalberi Allah’a karşı saygıyla dopdolu olan, O’na isyandan ve böylece O’nun azabından kaçınanları onunla müjdeleyesin ve yine onunla inat ve düşmanlıkta direten bir topluluğu ise uyarasın.

(Meryem 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte Biz bu Kur’anı senin lisanınla kolaylaştırdık ki, kendini koruyanları müjdeleyesin ve hakka şiddetle düşman olan bir toplumu uyarasın.

(Meryem 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz Kur'an'ı, sadece Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye, senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Bekir Sadak Meali:

Biz Kuran'i Allah'a karsi gelmekten sakinanlari mujdelemen ve inatci milleti uyarman icin senin dilinde indirerek kolaylastirdik.

(Meryem 97)

Besim Atalay Meali:

Sakınçları müjdelemek, düşman olan ulusu da kocundurmak üzere Kur'anı senin dilince kolaylaştırdık

(Meryem 97)

Celal Yıldırım Meali:

Biz bu Kur'ân'ı Allah'tan korkup fenalıklardan sakınanları müjdelemen ve inâdçı bir topluluğu onunla uyarman için senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilinle (indirip) kolaylaştırdık. *

(Meryem 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ey Muhammed! Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Diyanet Vakfı Meali:

(Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Edip Yüksel Meali:

Bunu senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye.

(Meryem 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sırf o Kur'anı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekileri müjdeliyesin ınad edenleri de inzar edesin

(Meryem 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz, o Kur'an'ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Erhan Aktaş Meali:

Böylece Biz onu[1], kendisi ile takva sahiplerini müjdelemen ve inat eden bir toplumu uyarabilmen için senin dilinde kolaylaştırdık.

1)Kur'an'ı.

(Meryem 97)

Gültekin Onan Meali:

Biz bunu (Kuran'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.

(Meryem 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte şüphesiz Biz bu Kur’ân'ı, kendisiyle Allah'ın koruması altına girmiş kişileri müjdeleyesin, inat eden toplumu da uyarasın diye senin lisanın üzere kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

O (Kur’ân’la) muttakileri müjdeleyesin ve inatçı topluluğu uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Harun Yıldırım Meali:

Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Hasan Basri Çantay:

İşte biz onu (Kur'anı) ancak onunla takva saahiblerini müjdeleyesin, (baatılda) mücadele ve inad edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.

(Meryem 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte onu (o Kur'ân'ı) ancak, onunla takvâ sâhiblerini müjdeleyesin ve inâd eden bir kavmi korkutasın diye senin lisânınla (Arabca olarak indirerek) kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onu sadece, korunup sakınanları onunla müjdelemen ve azılı düşman bir milleti uyarman için senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Hüseyin Atay Meali:

Böylece Biz onu saygılı olanları müjdelemen ve onunla inatçı ulusu uyarman için senin dilinde kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

İbni Kesir Meali:

İşte Biz; bunu muttakilere müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi uyarasın diye senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah dan sakınanları müjdelemen, inkarda direnen bir topluluğu da uyarman için, Kur'an'ı senin dilinde kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece Biz, O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i) senin lisanınla kolaylaştırdık. O’nunla, takva sahiplerini müjdelemen ve inatçı kavmi uyarman için.

(Meryem 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten Biz Kur'an'ı kendi dilinle bildirip onun anlaşılmasını kolaylaştırdık, sakınanları müjdeliyesin, karşı koyanları da uyarasın diye.

(Meryem 97)

Kadri Çelik Meali:

Biz takva sahiplerine müjde vermen ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarıp korkutman için onu (Kur'an'ı) senin diline kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Mahmut Kısa Meali:

Biz, dürüst ve erdemli bir hayatı tercih ederek kötülüklerden korunmaya çalışanları ilâhî lütuf ve rahmet ile müjdelemen ve bu apaçık gerçek karşısında inatla direnen bir toplumu ilâhî gazâb ile uyarman için, buKur’an’ı senin dilinle kolaylaştırıp anlaşılır bir kitap kıldık.Fakat bütün bunlara rağmen, yine de yüz çevirecek olurlarsa, son uyarıyı yap:

(Meryem 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Elbet dilinle onu kolaylaştırdık. Muttakileri müjdelemen ve direnenleri uyarman için

(Meryem 97)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, bu (Kur’an’ı) Allah’a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve ona şiddetle karşı çıkan bir topluluğu da uyarman için senin dilinle (indirerek) kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

Takvayı benimseyenlere müjde veresin ve kavgacı bir kavmi onunla uyarasın diye, Biz bu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırarak (indirdik.)

(Meryem 97)

Muhammed Esed Meali:

işte yalnızca bu amaçla, bu (ilahi mesajı, ey Peygamber,) senin dilinde kolaylaştırdık ki Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip, (boş bir) inatla direnip duranları onunla uyarasın;

(Meryem 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz Kur an ı; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir toplumu da onunla uyarasın.

(Meryem 97)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz bu Kuran’ı, korunan muttakileri müjdelemen ve küfürde inat eden bir toplumu uyarman için, senin dilin ile kolaylaştırdık.

Bknz: (14/4) - (41/44) - (43/3) - (44/58) - (46/12)

(Meryem 97)

Mustafa Çevik Meali:

Bütün bu gerçekler kolayca anlaşılsın diye Biz Kur’an’ı senin ve kavminin konuşup anlaştığınız, yazıştığınız dil ile vahyetmekteyiz ki, Allah’ın davetine iman edenleri müjdeleyip, inkâr edenleri de onunla uyarabilesin.

(Meryem 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte sadece bu yüzden Biz onu senin (konuştuğun) dil aracılığıyla kolaylaştırdık ki, sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip sorumsuzca savrulanları da uyarasın diye.

(Meryem 97)

Osman Okur Meali:

Biz bunu (Kuran'ı) senin dilinde (arapça olarak) kolay kıldık, (sorumluluk bilincinde olanlara) takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.

(Meryem 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte onu, (Kur'an'ı) senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla muttakîleri müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.

(Meryem 97)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Biz Kur'an'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık ki, onunla takvâ sahiplerini müjdeleyesin ve onunla inatçı bir kavmi uyarasın.

(Meryem 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sakınanları müjdelemen, direnenleri uyarman için, onu senin dilinle kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Sadık Türkmen Meali:

ONU (Kur’an’ı) senin lisanınla indirerek kolaylaştırdık, sakınanları onunla müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için...

(Meryem 97)

Seyyid Kutub Meali:

Ey Muhammed, kötülükten sakınanları müjdeleyesin ve inatçılar güruhunu uyarasın diye biz bu Kur'an'ı ana dilinde indirerek onu kolay anlamanı sağladık.

(Meryem 97)

Suat Yıldırım Meali:

Bizim, Kur'an'ı senin dilinle indirip kolaylaştırmamızın başlıca sebebi, senin müttakileri müjdelemen ve inatçı kimseleri de onunla uyarmandır.

(Meryem 97)

Süleyman Ateş Meali:

Biz o(Kur'a)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.

(Meryem 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kur'an'ın senin dilinle kolaylaştırdık ki[1] kendini koruyanlara[2] onunla müjde veresin, karşı koyan topluluğu da uyarasın.

1)Kullandığı Arapça açısından Kur'an-ı Kerim'in anlatımı, temel konuları her eğitim seviyesinden insanın kolayca anlayabileceği bir yapıdadır. Örneğin doktor olmamanıza rağmen rahimdeki ceninin gelişimini okuyup anlayabilirsiniz; ya da gök bilimci olmamanıza rağmen bu konuda da bilgi edinebilirsiniz. Ancak doktor veya gök bilimci iseniz ilgili konularda ortalama insanlardan çok daha fazla bilgi edinirsiniz. Kur'an'dan ne kadar fazla doğru hüküm (hikmet) elde edilebileceği o konuda çalışma yapan ilim adamlarının oluşturacağı çalışma ekipleri ve onların, Allah'ın yazdığı ve yarattığı ayetleri etraflıca ve metoduna uygun şekilde çalışmasına bağlıdır. (Bkz. Fussilet 41/3)
2)Müttaki: Allah'tan çekinerek korunan, kendini(fıtratını) bozmayan. Bkz Bakara 2/2.

(Meryem 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Doğrusu Biz, inat kimseleri onunla uyarman, Allah'a karşı gelmekten çekinenleri de müjdelemen için onu senin dilinde indirdik.

(Meryem 97)

Şaban Piriş Meali:

Muttakileri müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için, bu Kur'an'ı senin dilin ile kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Allah'tan Sakınanları müjdelemen ve düşman bir kavmide korkutman için Kur'an'ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

(Meryem 97)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.

(Meryem 97)

Ümit Şimşek Meali:

Biz bu Kur'ân'ı senin dilinle indirdik ve kolaylaştırdık—tâ ki takvâ sahiplerini onunla müjdeleyesin, inatçı bir topluluğu da onunla sakındırasın.

(Meryem 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.

(Meryem 97)