26. Şuara Suresi / 97.ayet

–Hayret vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz ki.

Bknz: (15/42)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.

(Şuara 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapkınlık içinde bulunduk,”

(Şuara 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik.

(Şuara 97)

Adem Uğur Meali:

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Ahmet Hulusi Meali:

"Tallahi, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde imişiz!"

(Şuara 97)

Ahmet Tekin Meali:

“Vallahi biz, tamamen başımıza buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeymişiz.”

(Şuara 97)

Ahmet Varol Meali

"Allah'a andolsun, biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Ali Bulaç Meali:

"Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,"

(Şuara 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

“-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.

(Şuara 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Allah tanıktır ki, apaçık bir sapkınlık içindeydik!"

(Şuara 97)

Ali Ünal Meali:

“Allah’a yemin olsun, gerçekten biz besbelli bir sapıklık içindeydik.

(Şuara 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Şüphesiz biz, apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

(Şuara 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

(Şuara 97)

Bekir Sadak Meali:

(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.

(Şuara 97)

Besim Atalay Meali:

Derler ki: «Allaha ant, bizler açık bir sapkınlık içersindeydik

(Şuara 97)

Celal Yıldırım Meali:

Allah'a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik.

(Şuara 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

96,97. Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: “Allah'a Andolsun ki biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

(Şuara 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

(Şuara 97)

Diyanet Vakfı Meali:

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Edip Yüksel Meali:

'ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz.'

(Şuara 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

Tallahi biz doğrusu açık bir dalal içinde imişiz

(Şuara 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Vallahi biz, doğrusu açık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Erhan Aktaş Meali:

"Allah'a yemin olsun ki, biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz."

(Şuara 97)

Gültekin Onan Meali:

"Andolsun Tanrı'ya, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

(Şuara 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

(96-102) Onlar, onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: “Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idik. Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk. Ve bizi yalnızca o günahkârlar saptırdı. Artık bizim için yardımcılardan, torpilcilerden hiçbir kimse ve candan bir yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakın yoktur. Ah keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da biz de mü’minlerden olsaydık!”

(Şuara 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Allah’a yemin olsun ki, bizler apaçık bir sapıklık içindeydik.”

(Şuara 97)

Harun Yıldırım Meali:

“Andolsun Allah’a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

(Şuara 97)

Hasan Basri Çantay:

"Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik".

(Şuara 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

96,97. Onlar orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (biz)elbette apaçık bir dalâlet içinde imişiz.”

(Şuara 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(96-97) Onlar, onun [kızgın ateşin] içinde davalaşırken "Allah'a yemin olsun ki (tallahi) gerçekten biz, apaçık bir kayboluşun içindeydik." dediler.

(Şuara 97)

Hüseyin Atay Meali:

96-102 Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: "Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

(Şuara 97)

İbni Kesir Meali:

Andolsun Allah'a ki; biz, apaçık sapıklıkta idik.

(Şuara 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Allah'a yemin olsun ki biz açıkça bir sapkınlık içerisinde idik.”

(Şuara 97)

İskender Ali Mihr Meali:

Allah’a yemin olsun ki, biz mutlaka apaçık bir dalâlet içindeydik.

(Şuara 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Allah'a ant olsun işte bizler kesin olarak apaçık bir sapkınlık içinde idik.

(Şuara 97)

Kadri Çelik Meali:

“Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz”

(Şuara 97)

Mahmut Kısa Meali:

“Allah şâhittir ki, biz gerçekten de apaçık bir sapıklık içindeydik.

(Şuara 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(96-97) Umumen orada birbirleriyle çekişip: "Vallahi, biz apaçık sapıklık içindeydik" derler

(Şuara 97)

Mehmet Türk Meali:

“Vallahi gerçekten de biz, apaçık bir sapkınlık içerisindeydik.”

(Şuara 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

(96-97) Orada birbirleriyle tartışarak diyecekler ki: “Allah’a andolsun ki,biz mutlaka apaçık bir sapıklık içindeydik.”

(Şuara 97)

Muhammed Esed Meali:

"Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik,

(Şuara 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Allah'a andolsun ki, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

(Şuara 97)

Mustafa Çavdar Meali:

–Hayret vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz ki.

Bknz: (15/42)

(Şuara 97)

Mustafa Çevik Meali:

92-102 Cehennemi hak edenlere, “O peşine düşüp, kullukta kusur etmediğiniz ilahlarınız şimdi nerede? Bakalım onların kendilerine ya da size yardıma güçleri yetecek mi?” denilecek. Sonunda hem onlar hem de bilinçsizce onların peşlerinden gidenler, hep birlikte iblisin avanesi olarak cehennem ateşine atılacaklar. Ve orada birbirlerini suçlayarak, “Vallahi biz dünyada iken, büsbütün sapıklık içinde yaşamışız, sizin gibi yaratılmışların uydurduğu hayat nizamlarına uyup, sizi âlemlerin Rabbi ile bir tutmuştuk, dolayısı ile bizi siz saptırdınız, şirki, küfrü hayat nizamı halinde bize kabullendirdiniz. Fakat bugün ne bize arka çıkabiliyor, ne de dostluk gösterebiliyorsunuz. Keşke dünya hayatına tekrar dönme imkânımız olsa da, biz de Allah adına, peygamber ve kitaplarla yapılan davete iman edip teslim olanlardan olabilsek.” diyerek pişmanlık içinde kıvranacaklar.

(Şuara 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Hayret vallahi! Her ne kadar, apaçık bir sapıklığın ortasına düşen biz isek de,

(Şuara 97)

Osman Okur Meali:

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

(Şuara 97)

Ömer Öngüt Meali:

“Vallahi biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. ”

(Şuara 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Vallahi biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Sadık Türkmen Meali:

“Allah’a yemin olsun biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.

(Şuara 97)

Seyyid Kutub Meali:

Vallahi bizler apaçık bir sapıklığa saplanmıştık.

(Şuara 97)

Suat Yıldırım Meali:

(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülalemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkan olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"

(Şuara 97)

Süleyman Ateş Meali:

"Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!"

(Şuara 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeydik.

(Şuara 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(96-102) O Gün orada birbirlerini suçlayarak: "Allah şahit, biz, apaçık sapıklık içindeydik. Çünkü sizi âlemlerin Rabbiyle bir tutuyorduk. Ama bizi günahkar önderlerimiz saptırdı. Şimdi ne kurtulmamıza aracılık edecek biri var, ne de sâdık bir dostumuz... Keşke o hayata geri dönsek de iman edenlerden biri olsak" derler.

(Şuara 97)

Şaban Piriş Meali:

-Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.

(Şuara 97)

Talat Koçyiğit Meali:

"Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik."

(Şuara 97)

Tefhimul Kuran Meali:

«Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,»

(Şuara 97)

Ümit Şimşek Meali:

“Allah'a yemin olsun, apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

(Şuara 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz."

(Şuara 97)