İşte bu Kuran suçluların kalplerine etki etmeden böylece geçip gitti.
Bknz: (41/5)
İşte bu Kuran suçluların kalplerine etki etmeden böylece geçip gitti.
Bknz: (41/5)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Biz, böylece Kur'an'ı, mücrimlerin gönüllerine kadar işlettik.
(Şuara 200)Biz onu (itiraz ve inkârı), suçlu-günahkârların kalbine işte böyle (sokup) işlettik (bu yüzden hidayetleri kararmıştır).
(Şuara 200)Biz küfrü onların kalbine öylesine soktuk, veya biz Kur'ân'ı onların kalplerine öyle soktuk, yani kendi dilleriyle indirdik, manasını çok iyi anladılar.
(Şuara 200)İşte Onu, (hakikati inkar) suçu işleyenlerin akıllarına bu kadar sokarız!
(Şuara 200)Kur'ân'ı yalanlamayı, inkârı ve hidayeti kafalarına, kalplerine soktuğumuz gibi, onun, Kur'ân'ın İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların kafalarında, kalplerinde yankı bulmadan geçip gitmesine de biz yol açtık.
(Şuara 200)Kur’ân’ı hayatları günah hasadından ibaret o inkârcı suçluların kalblerinden (inkâr ve günahta ısrarları sebebiyle) işte böyle, kalıcı bir tesir bırakmadan geçirip gidiyoruz:
(Şuara 200)İşte Biz, böylece o inançsızlığı, o azgın kâfirlerin kalbine soktuk.
(Şuara 200)- Onu, günahkarların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 200)(200-202) Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
(Şuara 200)(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
(Şuara 200)200,201. Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 200)200,201,202. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
(Şuara 200)200, 201. Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. *
(Şuara 200)İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
(Şuara 200)Böylece onu[1] mücrimlerin[2] kalplerine soktuk.
1)Kur'an'ı yalanlamayı.
2)Suçluların. Sapkınlığı seçmeleri nedeniyle.
(200-201) Böylece onu günahkârların kalplerine soktuk. Onlar acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
(Şuara 200)İşte böyle, biz (resûlleri inkâr ve onları alaya almayı) suçlu günahkârların kalbine sokarız da,
(Şuara 200)İşte onu (o küfrü) günahkârların kalblerine (yalanlamalarındaki inadları sebebiyle) böyle sokmuşuzdur.
(Şuara 200)200-202 Onu suçluların kalplerine böylece sokarız, ancak, yine can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara farkında değillerken ansızın geliverecektir.
(Şuara 200)Biz böylece onu, suçlu günahkârların kalplerine soktuk (da okuyup anlamış oldular).
(Şuara 200)İşte Biz,bu Kur’an’ın eşsiz bir mûcize olduğunusuçluların kalplerine böyle sokarız. Öyle ki;
(Şuara 200)(200-201) Suçluların kalplerine işte böyle soktuk. Ama elim azabı görünceye kadar inanmazlar
(Şuara 200)İşte bu böyledir. (Ayrıca) Biz o (Kur’-an’ı), günâhkârların kalplerine soktuk.1*
(Şuara 200)Biz bu (mesajı)n o günahkarların kalplerinden (bir yankı bulmadan) geçip gitmesine yol açtık:
(Şuara 200)Bknz: (41/5)
(Şuara 200)200-204 Bizim davetimizi kabul etmemekte inatla direnenlerin kalplerinde âyetlerimizin yankı bulması mümkün değildir. Onlar o can yakıcı azapla karşılaşıncaya kadar, Kur’an’a inanmazlar. Sonunda o can yakıcı azap onları ansızın yakalayacak, o zaman da, “Keşke şimdi bize birazcık zaman tanınsa, bir fırsat daha verilse de, davet edildiğimiz hayat nizamına sarılsak.” diyecekler. Hâlbuki onlar peygamberlerine: “Bize bahsettiğin o azap ne zaman gelecek.” demiyorlar mıydı?
(Şuara 200)İşte Biz vahyin, günaha batmışların kalplerinde (etki etmeden) geçip gitmesini böyle sağlamışızdır.
(Şuara 200)Sanki Biz onu(inkar etmeyi), suçlu günahkarların kalbine işledik (de inatla direniyorlar).
(Şuara 200)(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kafirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
(Şuara 200)Çünkü bu mesaj, günahkarların bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu.
(Şuara 200)