41. Fussilet Suresi / 5.ayet

Ve senin bizi çağırdığın şeye karşı bilgi ve idrakimiz kapalıdır, kulaklarımızda ise bir ağırlık var/seni dinleyecek halimiz yok. Çünkü seninle bizim aramızda da bir engel var. Öyleyse sen işine bak, biz de işimize bakalım, diyorlar.

Bknz: (4/155)(40/35)

Mustafa Çavdar Meali

Fussilet 5 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve derler ki: Bizi davet ettiğin şeye karşı gönüllerimizde perdeler var ve kulaklarımızda ağırlık var ve seninle bizim aramızda da bir perde var, artık sen, dinince çalış, biz de çalışmadayız.

(Fussilet 5)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Kur’an’ın hayat ve huzur veren davetine karşı müşrikler, Hz. Peygambere ve davetçilere) Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye (Kur’ani gerçeklere ve İslami gereklere) karşı kalplerimiz örtülü durumdadır, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle Senin aranda da bir perde vardır. Artık Sen (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten (Seni engellemek için her şeyi) yapıyoruz, yapacağız."

(Fussilet 5)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve “Ey Muhammed!” derler. “Kalplerimiz, bizi çağırdığın şeye karşı örtüler, kılıflar içinde ve kulaklarımızda bir ağırlık ve sağırlık vardır. Seninle bizim aramızda bir engel var. Öyleyse sen ne istersen yap, unutma ki biz de, her zaman yaptığımızı yine yapacağız.”

(Fussilet 5)

Adem Uğur Meali:

Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!

(Fussilet 5)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı bilinçlerimiz koza içindedir, kulaklarımızda bir ağır işitme var; bizimle senin aranda da bir perde mevcut! Artık yap elinden geleni; muhakkak ki biz de yapmaktayız. "

(Fussilet 5)

Ahmet Tekin Meali:

"- Kalplerimiz örtü içinde. Bizi davet ettiğin, teşvik ettiğin şeylerle ilgisi yok. Kulaklarımızda ağırlık var, bizimle senin aranda bir de perde mevcut. Onun için, sen bilinçli olarak görevini yap, biz bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz." dediler.

(Fussilet 5)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda da bir ağırlık var. Bizimle senin aranda da bir perde var. Artık sen (bildiğini) yap, biz de (bildiğimizi) yapıyoruz."

(Fussilet 5)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalblerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."

(Fussilet 5)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm, sana) onlar şöyle dediler: “- Senin bizi dâvet ettiğin Kur'an'dan kalblerimiz örtüler içindedir (dediğini anlamıyoruz). Kulaklarımızda da bir ağırlık var ve bizimle senin aranda bir perde mevcuttur. O halde sen dinin üzere çalış, biz de dinimiz üzere çalışacağız.”

(Fussilet 5)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı yüreklerimiz kapalıdır; kulaklarımızda ağırlık ve aramızda bir perde vardır. Yap bakalım; aslında, biz de yapmaya devam edeceğiz!"

(Fussilet 5)

Ali Ünal Meali:

Şöyle diyorlar: “Senin bizi davet ettiğin inançlara karşı kalbimiz örtülerle sarılıdır; kulaklarımızda ağırlık, seninle aramızda perde vardır. Durum bu, yine de yapacağın bir şey varsa yap, biz de bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz!”

(Fussilet 5)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve dediler ki: “Sizin bizi çağırdığınız mesaja karşı kalbimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da ağırlık vardır, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Sen çalış, biz de çalışacağız.”

(Fussilet 5)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar, "Bizi çağırdığın şeye karşılık kalplerimiz perdelenmiştir. Kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda da bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapacağız" dediler.

(Fussilet 5)

Bekir Sadak Meali:

(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler.

(Fussilet 5)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Senin, bizi çağırdığın o şeye karşı, kapalıdır bizim gönüllerimiz, kulaklarımız da çok ağır duyar, seninle aramızda bir perde vardır, haydi, sen işine bak, bizler dahi işimize !»

(Fussilet 5)

Celal Yıldırım Meali:

«Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kılıflıdır; kulaklarımızda ise ağırlık vardır ve bizimle senin aramızda gerili bir perde bulunuyordun Sen yap yapacağını, doğrusu biz de yapıyoruz.»

(Fussilet 5)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Dediler ki: “Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimizde bir örtü, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.”

(Fussilet 5)

Diyanet İşleri Eski Meali:

2,3,4,5. Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz çevirmiştir, onlar işitmezler de: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız" derler.

(Fussilet 5)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dediler ki: "(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. O halde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız."

(Fussilet 5)

Diyanet Vakfı Meali:

Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!  *

(Fussilet 5)

Edip Yüksel Meali:

Dediler ki: 'Senin bizi çağırdığın şeye karşı sabit fikirliyiz, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle sizin aranızda bir perde vardır. İstediğini yap, biz de yapacağız.

(Fussilet 5)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve şöyle demektedirler: kalblerimiz senin bizi çağırdığın şeyden örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle bizim aramızdan bir gerki çekilmiştir, haydi yap yapacağını, çünkü biz yapıyoruz.

(Fussilet 5)

Elmalılı Yeni Meali:

ve şöyle demektedirler: "Kalplerimiz, senin bizi çağırdığın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!"

(Fussilet 5)

Erhan Aktaş Meali:

"Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı, kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, bildiğini yap, biz de bildiğimizi yapacağız." dediler.

(Fussilet 5)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."

(Fussilet 5)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onlar: “Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü/zırh içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen, yapabileceğini yap, biz de gerçekten yapıyoruz” dediler.

(Fussilet 5)

Harun Yıldırım Meali:

Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!

(Fussilet 5)

Hasan Basri Çantay:

Onlar "Bizi kendisine da'vet edegeldiğin şeyden kalblerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. O halde sen (dinince) amel (ve hareket) et. Biz de şübhesiz (dinimize göre) amel (ve hareket) ediciyiz" derler.

(Fussilet 5)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve dediler ki: “Bizi kendisine da'vet ettiğin şeyden (dolayı), kalblerimiz örtüler içindedir (ne yapsan inanmayacağız) ve kulaklarımızda bir ağırlık vardır (ne söylesen dinlemeyeceğiz) ve seninle bizim aramızda bir perde vardır (ne göstersen görmeyeceğiz). Artık(sen yapacağını) yap; muhakkak ki biz (öyle) yapanlarız!”

(Fussilet 5)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Kalplerimiz, bizi kendisine davet ettiğin [şeyden] yana bir kalkan içindedir, kulaklarımızın içinde bir ağırlık vardır ve bizimle senin aranda bir engel vardır. O halde eylemde bulun (bakalım!) gerçekten biz de eylemde bulunacağız." dediler.

(Fussilet 5)

Hüseyin Atay Meali:

Ve "Bizi çağırdığın şeye karşı gönüllerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır, istediğini yap, biz de yapacağız" derler.

(Fussilet 5)

İbni Kesir Meali:

Bizi, çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda bir perde var. Sen; istediğini yap, biz de yapıcılarız, dediler

(Fussilet 5)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar “Kalplerimiz senin davetine karşı engellerle dolu, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde var. Sen bildiğini yap. Bizde bildiklerimizi yapacağız” dediler.

(Fussilet 5)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”

(Fussilet 5)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar derler: «Bizim gönlümüz senin bizi çağırdığına karşı kapalıdır. Kulaklarımız da tıkalıdır. Seninle bizim aramızda bir duvar vardır. Böyle olunca sen kendi işine bak, biz de artık kendi işimize bakalım.»

(Fussilet 5)

Kadri Çelik Meali:

Ve dediler ki: “Bizi kendisine çağırmakta olduğun şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz.”

(Fussilet 5)

Mahmut Kısa Meali:

Ve tavır ve davranışlarıyla, âdetâ “Ey Müslüman!” diyorlar, “Bizi çağırdığın bu tevhid inancına karşı kalplerimiz kapalı, kulaklarımız sağırdır; dolayısıyla, seninle bizim aramızda aşılmaz bir engel vardır! Öyleyse sen bize öğüt vermeyi bırak da, şu savurduğun tehditleri gerçekleştirmek için yapacağını yap fakat şunu unutma ki, biz de sizi ezip yok etmek için elimizden geleni yapacağız!”

(Fussilet 5)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sana dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Bir de ağırlık vardır İşiten kulaklarımızda. Bizimle senin aranda bir perde var. Sen yap, biz de yapmaktayızdır."

(Fussilet 5)

Mehmet Türk Meali:

Ve (kâfirler): “(Ey Muhammed!) Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı bizim kalplerimiz kapalı,1 kulaklarımız sağırdır.2 Bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen (ne yapacaksan) yap! Biz de (yapacağımızı) kesinlikle yapacağız” dediler.3*

(Fussilet 5)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar derler ki: “Bizi çağırdıkların karşısında kalplerimiz örtülüdür. Kulaklarımızda (da) bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda (ise) bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (kendi inancına göre), amelde bulun, biz (de) mutlaka (kendi inancımıza göre) amelde bulunalım.”

(Fussilet 5)

Muhammed Esed Meali:

ve "(Ey Muhammed!)" derler, "Kalplerimiz bizi çağırdığın her şeye kapalıdır, kulaklarımız sağırdır ve bizimle senin aranda bir engel vardır. Öyleyse, sen (ne istersen) yap, unutma ki biz de (her zaman yaptığımızı) yine yapacağız!"

(Fussilet 5)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dediler ki; "Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. Artık sen ne yapacaksan yap; biz de yapmaktayız."

(Fussilet 5)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve senin bizi çağırdığın şeye karşı bilgi ve idrakimiz kapalıdır, kulaklarımızda ise bir ağırlık var/seni dinleyecek halimiz yok. Çünkü seninle bizim aramızda da bir engel var. Öyleyse sen işine bak, biz de işimize bakalım, diyorlar.

Bknz: (4/155) - (40/35)

(Fussilet 5)

Mustafa Çevik Meali:

1-7 Hâ. Mim. İnsanı konuşmak, okumak ve yazmak kabiliyetleri ile yaratan Allah, ona doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilmesi için kendi dilinin harflerinden oluşan sözlerle açıklanmış olan Kur’an’ı göndermiştir. Bu Kitap insana yaratılış sebebini bildiren, ona davet eden, davete uyulması konusunda insanı uyaran ve uyarıya iman edip sorumluluklarını yerine getirenleri müjdeleyen ilahi bir kitaptır. Fakat insanların çoğu Kur’an’ın âyetleri üzerinde yeterince düşünmeden ondan yüz çevirmekte, davetine karşı çıkmaktalar. Böyleleri bir de derler ki: “Ey Muhammed! Senin Kur’an ile bizi çağırdığın hayat tarzı aklımıza da, gönlümüze de yatmıyor; söylediğin hiçbir şeyi de duymak istemiyoruz. Bizim hayat nizamımızı reddetmen sebebi ile seninle aramızda aşılması imkânsız setler oluşmuş durumda. Sen bizim hayat tarzımızı değiştirmek için elinden geleni yaparken, biz de seni engellemek için elimizden geleni yapacağız.” Ey Peygamber! Sen onlara de ki: “Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım ve bugüne kadar da içinizde yaşadım. Fakat artık bana Allah’tan başka gerçek ilahın olmadığı vahyolunuyor. Gelin hep birlikte, yalnız Allah’ı ilah edinerek, O’nun daveti olan hayat nizamını yaşamaya yönelip O’ndan bağışlanma dileyin; aksi takdirde Allah’la birlikte başka ilahlar edinerek davetinden yüz çevirenlerin vay haline.” Böyleleri, hakikati yaşamanın gerektirdiği maddi-manevi bedeli ödeyip de arınmayı göze alamazlar. Çünkü onlar, âhirete inanmazlar.

(Fussilet 5)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir de dönüp derler ki: "Kalplerimiz bizi çağırdığın şeye kapalıdır, kulaklarımızda kurşun vardır; dahası aramızda aşılmaz bir engel vardır. Şu halde sen (elinden geleni) yap, unutma ki biz de (elimizden ne geliyorsa onu) yapacağız!

(Fussilet 5)

Osman Okur Meali:

Dediler ki: “(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimizde bir örtü, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.”

(Fussilet 5)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve dediler ki: «Kendisine bizi davet ettiğin şeyden bizim kalplerimiz örtüler içindedir. Ve bizim kulaklarımızda bir ağırlık vardır. Ve bizim aramızdan ve senin arandan bir perde vardır. Artık sen (kendi dinine göre) amel et. Şüphe yok ki, biz de (kendi dinimize göre) amel edicileriz.»

(Fussilet 5)

Ömer Öngüt Meali:

Ve dediler ki: "Bizi dâvet ettiğin şeye karşı kalplerimiz örtülüdür. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Sen istediğini yap, biz de yapıyoruz. "

(Fussilet 5)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Sen ne istersen yap, biz de yapacağız!” dediler.

(Fussilet 5)

Sadık Türkmen Meali:

DEDİLER Kİ: “Kalplerimiz, bizi kendisine çağırdığın şeye karşı örtüler içindedir, kulaklarımızda da bir ağırlık var. Bizimle senin aranda bir perde var; artık sen yap şüphesiz biz de yapanlarız.”

(Fussilet 5)

Seyyid Kutub Meali:

Dediler ki: «Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kapalıdır, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.»

(Fussilet 5)

Suat Yıldırım Meali:

Ve derler ki: "Senin bizi davet ettiğin inançlara karşı kalplerimiz kapalıdır, örtüler içindedir; kulaklarımızda da ağırlık bulunmaktadır. Hem aramızda bir perde çekilmiştir. Artık bu durumda yapacağın bir şey varsa yap, biz de bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz!"

(Fussilet 5)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kılıflar içinde, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde var. Sen (istediğini) yap, biz de (istediğimizi) yapıyoruz."

(Fussilet 5)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şunu söylerler: "Senin çağrına gönlümüz kapalı, kulaklarımız tıkalıdır; aramızda da perde var. Bizim işimiz yolunda; sen kendi işine bak."

(Fussilet 5)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Kalplerimiz bizi çağırdığın şeye kapalıdır, kulaklarımız söylediklerini duymamaktadır ve seninle bizim aramızda engel vardır. Sen elinden geleni yap, biz de elimizden geleni yapacağız" diyorlar.

(Fussilet 5)

Şaban Piriş Meali:

-Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimizde örtüler, kulaklarımızda ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda da bir perde vardır. Sen çalış, biz de çalışacağız, dediler.

(Fussilet 5)

Talat Koçyiğit Meali:

Demişlerdir ki: "Bizi davet ettiğin şeye karşı kalblerimizde örtüler, kulaklarımızda da ağırlık vardır; bizimle senin aranda ise, bir perde bulunuyor Sen istediğini yap; biz de yapacağız."

(Fussilet 5)

Tefhimul Kuran Meali:

Ve dediler ki: «Bizi kendisine çağırmakta olduğun şeye karşı kalblerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz.»

(Fussilet 5)

Ümit Şimşek Meali:

Dediler ki: “Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda ağırlık, seninle bizim aramızda da perde var. Artık ne yapacaksan yap; biz de yapacağız.”

(Fussilet 5)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız."

(Fussilet 5)