29. Ankebut Suresi / 53.ayet

Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap hemen gelirdi. Ama azap onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelecektir.

Bknz: (6/58)(35/45)(43/66)(47/18)(67/25)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 53 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve senden, azabın çarçabuk gelmesini isterler ve muayyen bir zamanı olmasaydı azap, gelip çatardı onlara ve azap, onlara apansız gelecek ve onların haberleri bile olmayacak.

(Ankebut 53)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Hakka ve halka hıyanet edenler, va’ad edilen) Azabı(n gelmesi hususunda) Senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer ki adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap çoktan gelip çatmıştı. Fakat kendileri şuurunda olmadan, (azap ve yıkım) mutlaka apansız gelip onları bulacaktır.

(Ankebut 53)

Abdullah Parlıyan Meali:

Senden azabın hemen inmesini isterler. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada, o azap kendilerine ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Adem Uğur Meali:

Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

(Ankebut 53)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer takdir edilmiş bir ömürleri olmasaydı, onlara azap elbette gelirdi! Onlar farkında değilken, kendilerine aniden, mutlaka gelecektir.

(Ankebut 53)

Ahmet Tekin Meali:

Senden, küstahça azâbı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Onlar farkında olmadan elbette ansızın gelecektir.*

(Ankebut 53)

Ahmet Varol Meali

Senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap gelirdi. Fakat onlar farkında değillerken o, kendilerine ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Ali Bulaç Meali:

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

(Ankebut 53)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm, kâfirler, başımıza taş yağdır diye) senden azabın acele inmesini istiyorlar. Eğer belli bir vakit olmasaydı, o azab, onlara, muhakkak gelmişti. Elbette o, ansızın kendilerine gelecektir; onların (bu azabın gelişinden) haberleri olmıyacaktır.

(Ankebut 53)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik cezayı, ivedi olarak senden istiyorlar. Belirlenmiş bir süre olmasaydı, ceza kesinlikle gelirdi. Zaten beklemedikleri bir sırada, kesinlikle ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Ali Ünal Meali:

Senden (kendisiyle tehdit edildikleri) azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer (pek çok hikmetlere binaen) Allah’ın takdir etmiş buyurduğu bir vade bulunmamış olsaydı, o azap başlarına gelmişti bile. Ama o, hiç farkında değillerken başlarında birden patlayıverecektir.

(Ankebut 53)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Senden acilen azabın gelmesini istiyorlar. Eğer tayin edilmiş bir süre olmasaydı, azap onlara gelecekti. Ve onlar farkına varmadan, aniden azap onlara gelecektir.

(Ankebut 53)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Senden, azabı çabucak getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap kesinlikle onlara gelirdi. Fakat onlar farkında değilken azap ansızın kendilerine geliverecektir.

(Ankebut 53)

Bekir Sadak Meali:

Senden azabi acele bekliyorlar. Eger sure belirtilmis olmasaydi azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkina varmadan baslarina ansizin gelecektir.

(Ankebut 53)

Besim Atalay Meali:

İvediyle senden azabı istiyorlar, adanmış bir zaman bulunmasaydı, o gelirdi anlamadan ansızın

(Ankebut 53)

Celal Yıldırım Meali:

Senden azâbın hemen İnmesini isterler. Eğer belirlenmiş bir vakit olmasaydı, azâb onlara hemen gelirdi ve elbette farkına varmadıkları halde (bir gün) azâb kendilerine gelecektir.

(Ankebut 53)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Eğer önceden belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Fakat hiç farkında olmadıkları bir sırada elbette o (azap), ansızın kendilerine gelecektir.

(Ankebut 53)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.

(Ankebut 53)

Diyanet Vakfı Meali:

Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

(Ankebut 53)

Edip Yüksel Meali:

Azabı getirmen için sana meydan okuyorlar! Belirlemiş olduğumuz bir zaman olmasaydı, o azap onlara gelecekti. Onlara ansızın, haberleri olmadan gelecektir.

(Ankebut 53)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de senden acele azab istiyorlar, eğer müsemma bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek

(Ankebut 53)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de senden acele azap istiyorlar; eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap onlara muhakkak gelmişti; ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmayarak (bilincine varmadan) ansızın gelecek!

(Ankebut 53)

Erhan Aktaş Meali:

Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir zaman olmasaydı, azap onlara elbette gelmişti. Ve o, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın gelecek.

(Ankebut 53)

Gültekin Onan Meali:

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

(Ankebut 53)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş/ adı konmuş bir süre sonu olmasaydı, azap onlara elbette gelmişti. Ve o azap, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın elbette gelecektir.

(Ankebut 53)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Senden, azabın bir an önce gelmesini istiyorlar. Belirlenmiş bir süre olmasaydı, elbette azap onlara gelmişti. Andolsun ki onlara, farkında olmadıkları bir hâldeyken ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Harun Yıldırım Meali:

Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

(Ankebut 53)

Hasan Basri Çantay:

Senden azabı çarçabuk (getirmeni) isterler. Eğer muayyen bir vakit olmasaydı o, elbette onlara gelib çatmışdı bile. (Bununla beraber) o, kendileri farkında olmayarak, onlara ansızın gelecekdir muhakkak.

(Ankebut 53)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir de senden azâbı acele istiyorlar. Hâlbuki belirlenmiş bir müddet olmasaydı, o azab onlara mutlaka gelirdi. Ve şübhesiz ki (o istedikleri azab), kendilerine haberleri olmadan ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Azabı senden aceleyle istiyorlar. İsimlendirilmiş bir süre sonu olmasaydı, azap kendilerine mutlaka gelmişti! [Azap] onlar farkında değilken, aniden kendilerine mutlaka gelecektir.

(Ankebut 53)

Hüseyin Atay Meali:

Senden azabı acele istiyorlar. Eğer bir süre belirtilmiş olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Andolsun yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

İbni Kesir Meali:

Senden azabı çarçabuk isterler. Eğer belirtilmiş bir süre olmasaydı, azab onlara hemen gelirdi. Ama farkına varmadan o, kendilerine ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

İlyas Yorulmaz Meali:

Senden azabın gelmesini acele olarak istiyorlar. Azap için zaman belirlenmemiş olsaydı, azap onlara mutlaka gelmişti. Ama onlar .habersizken aniden o azap başlarına gelecek.

(Ankebut 53)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve azabı senden acele istiyorlar. Eğer zamanı belirlenmiş olmasaydı, azap onlara mutlaka (hemen) gelirdi. Ve (azap), onlara mutlaka ansızın ve onlar farkında değilken gelecek.

(Ankebut 53)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Senden azabı çarçabuk getirmeni isterler. Eğer belli bir süresi olmasaydı, ne olursa olsun, bu azap gelip onlara çatardı. Yine de bu azap onların hiçbir bilgisi olmadan, birdenbire gelecektir.

(Ankebut 53)

Kadri Çelik Meali:

Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri farkında olmadan o (azap), onlara kuşkusuz ansızın geliverecektir.

(Ankebut 53)

Mahmut Kısa Meali:

İşledikleri bunca günaha rağmen, hâlâ başlarına taşlar yağmadığını gören ve bundan cesaret alan zâlimler, sana karşı küstahça meydan okuyor ve senden, bir an önce azâbı getirip kendilerini cezalandırmanı istiyorlar. Oysa Allah, tövbe edip doğru yola gelmeleri için onlara mühlet veriyor. Eğer ilâhî hikmet uyarınca, zâlimlerin yargılanması için belirli bir süre belirlenmemiş olmasaydı, bu küstahça davranışlarından dolayı, hak ettikleriazap çoktan başlarına çökmüş olurdu. Şimdilik onlara biraz daha mühlet verilecektir, fakat günü gelince, o alay edip durdukları azap, hiç beklemedikleri bir anda, onları ansızın yakalayacaktır!

(Ankebut 53)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Azabı senden acele beklerler. Azap onlara hemencecik gelirdi, elbet verilen süre bitseydi eğer, Nasıl olsa yine de, onlar farkına varmadan başlarına, ansızın acısı çetin olan azap gelecektir.

(Ankebut 53)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Eğer (Allah tarafından) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara (şu ana kadar) kesinlikle gelirdi. (Eğer böyle giderlerse) o bekledikleri azap, farkına varmadıkları bir anda, onlara ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar senden, azabı çabuk (getirmeni) isterler. Belirlenmiş bir zamanı olmasaydı, azap kendilerine mutlaka (çoktan) gelirdi. Şüphesiz o, onlar farkında değillerken, ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Muhammed Esed Meali:

Şimdi onlar, (Allah'ın) azabını çabuklaştırman için sana meydan okuyorlar; eğer (bunun için Allah tarafından) belli bir vade konulmuş olmasaydı azap elbette başlarına hemen gelirdi! Ama o aniden kopup gelecek ve hiçbiri de farkında olmayacak.

(Ankebut 53)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Senden azabın çabuklaştırılmasını istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir zamanı olmasaydı, azap hemen başlarına gelirdi. Zaten o, farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelecektir.

(Ankebut 53)

Mustafa Çavdar Meali:

Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara azap hemen gelirdi. Ama azap onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelecektir.

Bknz: (6/58) - (35/45) - (43/66) - (47/18) - (67/25)

(Ankebut 53)

Mustafa Çevik Meali:

53-55 Ey Peygamber! Uyarıldıkları azabın bir an önce başlarına gelmesini alaylı bir biçimde senden talep edenlere de ki: “Şayet, Allah’ın önceden belirlediği bir süre olmasaydı, o azap sizin başınıza çoktan gelmiş olurdu fakat şunu iyi bilin ki, o azap vakti aniden gelip çatacaktır.” Zaten cehennem azabı da şirk ve küfürde direnenleri bir taraftan kuşatmaktadır. O gün azap onları tepeden tırnağa saracak ve Allah onlara: “Nankörlüğünüzün, azgınlığınızın ve küstahlığınızın cezasını çekin bakalım.” diyecek.

(Ankebut 53)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve onlar, sana (meydan okuyarak) azabı çabuklaştırmanı istiyorlar; eğer belirlenmiş (yasaya uygun) bir sürece olmamış olsaydı, azap onların başına derhal gelirdi: yine de o, onlar hiç farkında değilken ansızın mutlaka çıkagelecek.

(Ankebut 53)

Osman Okur Meali:

Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve senden azabı alelacele isterler. Eğer muayyen bir akit olmasa idi elbette onlara azap geliverirdi. Ve muhakkak ki, onlara kendileri farkında olmaksızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar senden azabı çarçabuk istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir müddet olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Andolsun ki o, kendileri farkında olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir de, senden acele azap istiyorlar. Süre belirlenmiş olmasaydı, azap onlara hemen gelirdi. Fakat, farkına varmadıkları bir sırada ansızın gelecektir!

(Ankebut 53)

Sadık Türkmen Meali:

SENDEN azabı acele istiyorlar. Şayet belirtilmiş bir süre olmasaydı, azap kendilerine hemen gelirdi. Elbette o kendilerine, hiç farkında olmadıkları bir anda ansızın gelecektir!

(Ankebut 53)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar senden azabımın bir an önce gerçekleşmesini isterler. Eğer azabımın belirli bir vadesi olmasaydı, hemen başlarına gelirdi. Fakat azabım hiç beklemedikleri bir anda, farkında olmadan başlarına gelecektir.

(Ankebut 53)

Suat Yıldırım Meali:

Senden çarçabuk başlarına azabı getirmeni istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vadesi olmasaydı azap onlara muhakkak gelmişti bile! Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Süleyman Ateş Meali:

Senden azabı çabuk istiyorlar. Eğer (azab için) belirtilmiş bir süre olmasaydı, onlara hemen azab gelirdi. Fakat hiç farkına varmadıkları bir sırada o, kendilerine ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar; o belirlenmiş ecel[1] olmasaydı hemen gelirdi. O azap onlara, beklenmedik bir anda ve fark edemedikleri bir şekilde gelecektir.

1) Bakınız Enam 6/2. ayet ve dip notu

(Ankebut 53)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Eğer bunun için bir süre konmasaydı, hemen azaba uğrarlardı. Ama o azap ansızın gelecek ve hiçbiri farkına varamayacak.

(Ankebut 53)

Şaban Piriş Meali:

Senden acele azap istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı elbette onlara hemen azap gelirdi. Azap onlara haberleri olmadıkları bir sırada ansızın gelecektir.

(Ankebut 53)

Talat Koçyiğit Meali:

Senden, azabın çabuk gelmesini istiyorlar. Eğer belirli bir süre olmasaydı, azâb onlara hemen gelirdi. Fakat onlar farkına varmadan birden bire onlara yine gelecektir.

(Ankebut 53)

Tefhimul Kuran Meali:

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan o, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

(Ankebut 53)

Ümit Şimşek Meali:

Senden azabın çabuklaştırılmasını istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir vakti olmasaydı, azap hemen başlarına gelirdi. Zaten o, farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelir.

(Ankebut 53)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.

(Ankebut 53)