36. Yasin Suresi / 18.ayet

Şehir halkı:
– Siz bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer bu işe bir son vermezseniz, sizi öldüresiye taşlarız böylece sizi çok kötü bir şekilde cezalandırırız.

Bknz: (7/131)(27/47)

Mustafa Çavdar Meali

Yasin 18 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Demişlerdi ki: Gerçekten de sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğramadayız, andolsun ki bu işten vazgeçmezseniz elbette taşlarız sizi ve elbette bizden, elemli bir azaba uğrarsınız.

(Yasin 18)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(İnkârcılar) Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa (ve huzursuzluğa) uğradık. Eğer (bu söylediklerinize ve Hakk Dine davetinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunacaktır (bakın peşinen sizi uyarıvermekteyiz) ."

(Yasin 18)

Abdullah Parlıyan Meali:

Toplumun cevabı: “Doğrusu sizin yüzünüzden başımıza uğursuzluk çöktü. Eğer bu işinize bir son vermez ve elçiliğinizden vazgeçmezseniz, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size, acıklı bir azap dokunacaktır.”

(Yasin 18)

Adem Uğur Meali:

(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.

(Yasin 18)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Kuşkusuz sizde uğursuzluk olduğunu düşünüyoruz... Andolsun ki, eğer vazgeçmezseniz, kesinlikle sizi taşlayarak öldüreceğiz ve elbette size bizden feci bir azap dokunacaktır. "

(Yasin 18)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “- Kesinlikle biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık, kıtlığa maruz kaldık. Eğer aklınızı kullanarak bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlayarak öldürürüz. Bizden size, can yakıcı müthiş bir kötülük dokunur.” dediler.

(Yasin 18)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer (yaptığınıza) son vermezseniz andolsun sizi taşlayacağız ve bizden size acıklı bir azap dokunacaktır."

(Yasin 18)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azab dokunacaktır."

(Yasin 18)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Onlar, elçilere) dediler ki: “- Doğrusu biz, sizinle uğursuzlandık. Eğer (bu sözünüzden) vaz geçmezseniz, muhakkak sizi taşla öldürürüz; ve her halde size bizden çok acıklı bir azap dokunur.”

(Yasin 18)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık!" dediler; "Buna son vermezseniz, kesinlikle sizi taşlayacağız ve kesinlikle acı bir biçimde cezalandıracağız!"

(Yasin 18)

Ali Ünal Meali:

Diğerleri tehdit etti: “Biz, sizde bir uğursuzluk görüyoruz; sizin yüzünüzden başımıza gelecekler var. Eğer (bu tebliğ işinize) bir son vermezseniz, bilin ki sizi taşa tutarız ve bizim elimizden size acı mı acı bir azap dokunur.”

(Yasin 18)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Biz sizi uğursuz buluyoruz. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi alt ederek uzaklaştırırız ve bizden size işkenceli bir azap dokunur.” Elçiler:

(Yasin 18)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ülke halkı şöyle dedi: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık, biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."

(Yasin 18)

Bekir Sadak Meali:

Kasabalilar: «Dogrusu sizin yuzunuzden ugursuzluga ugradik; vazgecmezseniz and olsun ki sizi taslayacagiz ve bizden size can yakici bir azap dokunacaktir» demislerdi

(Yasin 18)

Besim Atalay Meali:

Onlar dediler ki: «Uğursuzluk getirdiniz bizlere, eğer vazgeçmezseniz, sizi taşa tutarız, bizden ağır ceza görürsünüz»

(Yasin 18)

Celal Yıldırım Meali:

Kasaba halkı onlara: «Doğrusu sizin yüzünüzden başımıza uğursuzluk çöktü. Eğer (bu iddia ve uyarınızdan) vazgeçmezseniz elbette sizi taşlar ve elbette bizden size elem verici bir azâb dokunur,» dediler.

(Yasin 18)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(O şehirliler) dediler ki: “Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap dokunacaktır.”

(Yasin 18)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Doğrusu sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık; vazgeçmezseniz and olsun ki sizi taşlayacağız ve bizden size can yakıcı bir azap dokunacaktır" dediler.

(Yasin 18)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dediler ki: "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."

(Yasin 18)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.

(Yasin 18)

Edip Yüksel Meali:

Dediler ki, 'Sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer son vermezseniz sizi taşlarız ve bizden size acı bir ceza dokunacaktır.'

(Yasin 18)

Elmalılı Orjinal Meali:

Doğrusu dediler: biz sizinle teşe'üm ettik, yemin ederiz ki vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan recmederiz ve her halde size bizden pek acıklı bir azab dokunur

(Yasin 18)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlar: "Doğrusu, biz sizi uğursuzluk nedeni saydık. Yemin ederiz ki, vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan taşlarız ve kesinlikle size bizden acıklı bir azap dokunur." dediler.

(Yasin 18)

Erhan Aktaş Meali:

"Siz bize kesinlikle uğursuzluk getirdiniz. Eğer vazgeçmezseniz, kesinlikle sizi taşlarız. Ve bizden size çok acıklı bir azap dokunur." dediler.

(Yasin 18)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azab dokunacaktır."

(Yasin 18)

Hakkı Yılmaz Meali:

O kentin halkı dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, andolsun ki sizi taşlayarak öldürürüz ve kesinlikle bizden size çok acıklı bir azap dokunur.”

(Yasin 18)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişlerdi ki: “Biz, sizi uğursuz sayıyoruz. Bu (söylediklerinize) bir son vermezseniz, kesinlikle sizi taşlayacağız ve bizden size can yakıcı bir azap dokunacaktır.”

(Yasin 18)

Harun Yıldırım Meali:

Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.

(Yasin 18)

Hasan Basri Çantay:

Dediler: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzlandık. Eğer vaz geçmezseniz, andolsun, sizi mutlak taşlarız. Bizden size muhakkak acıklı bir işkence de dokunur".

(Yasin 18)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Şehir halkı:) “Doğrusu biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Yemîn olsun ki, eğer (bu söylediklerinizden) vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşla(yarak öldürü)rüz ve bizden size gerçekten elemli bir azab dokunur” dediler.

(Yasin 18)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Kentin halkı] "gerçekten biz, sizden dolayı şanssızlaştık. Yemin olsun, eğer son vermezseniz, sizi mutlaka ama mutlaka taşlarız(recm ederiz) ve bizden size can yakıcı bir azap temas eder!" dediler.

(Yasin 18)

Hüseyin Atay Meali:

"Doğrusu, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık; vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlayacağız ve andolsun bizden size can yakıcı bir azap dokunacaktır" demişlerdi.

(Yasin 18)

İbni Kesir Meali:

Doğrusu, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Vazgeçmezseniz andolsun ki sizi taşlayacağız. Ve bizden size, elim bir azab dokunacaktır, dediler.

(Yasin 18)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kasaba halkı “Biz sizin gelmenizle beraber uğursuzluğa uğradık. Eğer uyarılardan vazgeçmez iseniz, sizi kesinlikle taşlayacağız veya bizden size can yakıcı bir azap dokunacak” dediler.

(Yasin 18)

İskender Ali Mihr Meali:

"Muhakkak ki biz, sizinle uğursuzluğa uğradık. Eğer siz gerçekten vazgeçmezseniz (son vermezseniz), sizi mutlaka taşlayacağız. Ve mutlaka bizden size elîm bir azap dokunacak." dediler.

(Yasin 18)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer siz bu işden vazgeçmiyecek olursanız sizi taşa tutarız, sizi acıklı bir azaba da uğratırız.»

(Yasin 18)

Kadri Çelik Meali:

Onlar dediler ki: “Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, mutlaka sizi taşa tutacağız ve bizden yana size acıklı bir azap dokunacaktır.”

(Yasin 18)

Mahmut Kısa Meali:

Gerçekten de o zalimler, isyanlarından dolayı birtakım belalara, felâketlere maruz kaldılar. Bunun üzerine, iyice küstahlaşarak, “Yeter artık!”dediler, “Doğrusu biz, sizin yüzünden uğursuzluğa uğradık! Ortaya attığınız iddialarla, insanları birbirine düşürüp fitne çıkardınız. Yoksulları, köleleri, zayıfları, efendilerine karşı kışkırtarak anarşi çıkardınız. Ayrıca, ilahlarımız aleyhinde ileri geri konuştuğunuz için başımıza musîbetler, felâketler yağmaya başladı. Eğer bu işe bir son vermezseniz, her işimizde Allah’ın hayata karışıp durduğunu hatırlatmaya devam ederseniz, gözünüzün yaşına bakmadan sizi ölümüne taşa tutacağız ve hem sizi, hem de size inanacak olan herkesi en korkunç işkencelere mahkûm edeceğiz! Ya bunu böylece kabul eder, bizi sever, bizimle birlikte bizim gibi aynı hayatı yaşarsınız, ya da çeker gider, ülkemizi terk edersiniz!”

(Yasin 18)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Sizlerden dolayı biz uğursuzluğa uğradık muhtemelen. Son vermeyecek olursanız eğer İşte o zaman sizi taşa tutacağız. Mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunur" dediler.

(Yasin 18)

Mehmet Türk Meali:

Onlar: “Doğrusu biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık.1 Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermezseniz, sizi kesinlikle taşlayarak öldüreceğiz ve mutlaka bizden size, çok acıklı bir işkence de gelecektir.” dediler.*

(Yasin 18)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Bunun üzerine kâfirler,) “Biz sizi uğursuz sayıyoruz. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşa tutup (öldürürüz.) Bizden size, muhakkak çok acı bir azap gelecek,” dediler.

(Yasin 18)

Muhammed Esed Meali:

(Ötekiler,) "Doğrusu," dediler, "bize uğursuzluk getirdiniz! Eğer bundan vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlayacak ve başınıza bir bela saracağız!"

(Yasin 18)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onların yanıtı ise şu olmuştu; "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz kesinlikle sizi taşlar ve acıklı bir biçimde cezalandırırız."

(Yasin 18)

Mustafa Çavdar Meali:

Şehir halkı: – Siz bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer bu işe bir son vermezseniz, sizi öldüresiye taşlarız böylece sizi çok kötü bir şekilde cezalandırırız.

Bknz: (7/131) - (27/47)

(Yasin 18)

Mustafa Çevik Meali:

18-19 Halk da şöyle karşılık verdi: “Bize uğursuzluk getirdiniz. Şayet bizim hayat tarzımızı değiştirmeye kalkmaktan vazgeçmezseniz, sizi öldüresiye taşa tutar, hakaretler eder ve canınızı yakarız.” Elçiler de dönüp onlara dediler ki: “Sizin uğursuzluğunuz, seçmiş olduğunuz hayat tarzınızdan kaynaklanıyor. Sizi doğru olana davet edip, öğüt vererek uyardığımız için mi bizi suçluyorsunuz? Maalesef siz haddi aşıp azgınlaşmış nankör bir topluluksunuz.”

(Yasin 18)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Şehir halkı) dediler ki: "Şüphesiz bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer buna bir son vermezseniz, sizi öldüresiye taşa tutar ve sizi keyfimizce şiddetli bir biçimde cezalandırırız."

(Yasin 18)

Osman Okur Meali:

Halk dedi ki; “Sizin yüzünüzden biz, param parça olduk. Eğer vazgeçmezseniz sizi taşa tutar, fena halde canınızı yakarız.”

(Yasin 18)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(O münkirler de) Dediler ki: «Biz sizinle teşe'ümde bulunduk. Andolsun ki, eğer vazgeçmez iseniz elbette sizi taşlayacağız. Ve elbette ki, bizim tarafımızdan size pek acıklı bir azap dokunacaktır.»

(Yasin 18)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azap dokunur. "

(Yasin 18)

Ömer Sevinçgül Meali:

Şehir halkı, “Bize uğursuzluk getirdiniz! Bu işe bir son vermezseniz sizi taşlarız! Bizden size acılı bir azap dokunur!” dediler.

(Yasin 18)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık, eğer vazgeçmezseniz sizi taşlarız/kovarız ve bizden size acı bir azap dokunur.”

(Yasin 18)

Seyyid Kutub Meali:

Kentliler dediler ki; «doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azab dokunur.»

(Yasin 18)

Suat Yıldırım Meali:

Ahali dedi ki: "Uğursuzsunuz siz, şayet vazgeçmezseniz, sizi taşlarız, acı mı acı bir azap size dokundururuz."

(Yasin 18)

Süleyman Ateş Meali:

(Kentliler) Dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azab dokunur."

(Yasin 18)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Halk dedi ki; "Sizin yüzünüzden biz, paramparça olduk. Eğer vazgeçmezseniz sizi taşa tutar, fena halde canınızı yakarız[1]."

1)Peygamberimizin tebliğinden sonra Mekkeliler de parçalandığı için onu öldürmeye kalkmışlardı.

(Yasin 18)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Şehir halkı: "Bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer bu davadan vazgeçmezseniz sizi taşlar ve ağır bir cezaya çarptırırız" dedi.

(Yasin 18)

Şaban Piriş Meali:

Onlar dediler ki: -Sizin yüzünüzden bize uğursuzluk geldi. Eğer bu işe bir son vermezseniz, sizi taşa tutarız ve bizden acı bir azap dokunur size.

(Yasin 18)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar da şöyle demişlerdi: "Sizin yüzünüzden bize uğursuzluk geldi. Eğer buna son vermezseniz, sizi mutlaka taşa tutacağız ve size bizden mutlaka acı bir azab dokunacaktır."

(Yasin 18)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar dediler ki: «Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acıklı bir azab dokunacaktır.»

(Yasin 18)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar “Biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık,” dediler.(7) “Vazgeçmeyecek olursanız sizi taşlarız; bizden size acı bir azap dokunur.”*

(Yasin 18)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."

(Yasin 18)