37. Saffat Suresi / 8.ayet

Onlar, meleklerin yüce meclisine kulak verip dinleyemezler ve yaklaşmak istediklerinde her yandan kovulurlar.

Bknz: (21/32)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

En yüce melekler topluluğunun sözlerini duyamazlar ve her yandan sürülüp kovulurlar.

(Saffat 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ki onlar (şeytanlar, artık) Mele'i A’la’ya (en yüce makamdakilerin toplantısına) kulak verip dinleyemezler, her yandan (fırlatılan ateş toplarıyla) sürülüp atılmaktadırlar;

(Saffat 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ki o şeytanlar yüce melekler topluluğunda konuşulan şeylere kulak verip dinleyemezler ve herbir taraftan taşlanarak kovulurlar.

(Saffat 8)

Adem Uğur Meali:

Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

(Saffat 8)

Ahmet Hulusi Meali:

(O şeytanlar) Mele-i Ala'yı dinleyemezler ve her taraftan şiddetle defedilirler!

(Saffat 8)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar yüce melekler meclisini dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.

(Saffat 8)

Ahmet Varol Meali

Onlar yüce topluluğu (mele-i a'layı) dinleyemezler ve her yandan atılırlar.

(Saffat 8)

Ali Bulaç Meali:

Ki onlar, Mele-i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

(Saffat 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O şeytanlar, melekler topluluğunun kelâmını dinleyemezler, her taraftan koğulup atılırlar.

(Saffat 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yüce topluluğu dinleyemezler ve her taraftan kovulurlar.

(Saffat 8)

Ali Ünal Meali:

(O şeytanlar, göklerin) yüce (melekler) meclisini dinleyemezler; (ne zaman dinlemeye teşebbüs etseler,) her taraftan bombardımana tutulur,

(Saffat 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar, (semavi) yüce meclise kulak dayatamazlar. Ve her taraftan ateşe maruz kalırlar.

(Saffat 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler ve her taraftan atışa tutulurlar.

(Saffat 8)

Bekir Sadak Meali:

(8-9) Onlar yuce alemi asla dinleyemezler. Her yonden kovularak atilirlar. Onlara surekli bir azap vardir.

(Saffat 8)

Besim Atalay Meali:

Dinliyemez onlar yüce varlığı, her yandan da horlukla kovulurlar

(Saffat 8)

Celal Yıldırım Meali:

Mele-i A'lâ'ya kulak verip dinleyemezler ve her yandan atılıp itilip kovulurlar.

(Saffat 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

7,8,9. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Mele-i Ala'yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır. *

(Saffat 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

8,9. Onlar yüce alemi asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır.

(Saffat 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır.

(Saffat 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

(Saffat 8)

Edip Yüksel Meali:

Yüce topluluğu dinleyemezler; her yandan atılırlar.

(Saffat 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onlar mele-i a'layı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar.

(Saffat 8)

Elmalılı Yeni Meali:

(8-9) Onlar yüce meclisi dinleyemezler. Kovulmak için her taraftan sıkıya (ateşe, mermiye) tutulurlar. Onlara ayrılmaz bir azap vardır.

(Saffat 8)

Erhan Aktaş Meali:

Mele-i A'la'ya[1] kulak verip dinleyemezler; her taraftan kovulurlar.

1)Her şeyi açıklayan, bilgi ile dopdolu olan yüce vahye.

(Saffat 8)

Gültekin Onan Meali:

Ki onlar, Mele-i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

(Saffat 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

(7-10) Kur’ân'dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli gayret içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân'a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez.

(Saffat 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Mele-i A’lâ’yı dinleyemezler. (Dinlemeye kalkınca) her yandan (taşlanıp) atılırlar.

(Saffat 8)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar, artık melei a'lâ'ya kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

(Saffat 8)

Hasan Basri Çantay:

(8-9) Ki onlar "Mele'-i a'la" ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (ahiretde de) ardı arası kesilmez bir azab vardır.

(Saffat 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

8,9. (O şeytanlar, artık) mele-i a'lâyı (semâdaki melekleri) dinleyemezler ve her taraftan kovularak (alevli yıldızlarla) taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azab vardır.

(Saffat 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(8-9) [Şeytanlar] en yüce heyete (Melei- ala) kulak veremezler ve bir uzaklaştırma olarak her yandan kendilerine (alev) atılır. Onlar için devamlı bir azap vardır.

(Saffat 8)

Hüseyin Atay Meali:

6-10 Doğrusu Biz, en yakın göğü süs olan yıldızlarla donattık. Başkaldıran her türlü şeytandan koruduk. Onlar en yüce toplumu asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır. Hele bir tek söz kapan olsun; delici ve yakıcı bir alev onun peşine düşüverir.

(Saffat 8)

İbni Kesir Meali:

Onlar Mele-i Ala'yı dinleyemezler ve her yönden sürülerek atılırlar.

(Saffat 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Allah'a ait) O yüce makamdan hiçbir şey dinleyip haber alamazlar. Her bir yandan engelle karşılaşırlar.

(Saffat 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Melei A’lâ’ya kulak verip dinleyemezler ve her taraftan atılırlar (kovulurlar).

(Saffat 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Şeytanlar yüksek melekler topluluğunu dinliyemezler. Çünkü her yandan yıldızlarla sıkıştırılıp kovulurlar.

(Saffat 8)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, artık yüce topluluğa kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

(Saffat 8)

Mahmut Kısa Meali:

İşte bunun içindir ki, şeytanlar gelecekten haber veremez, gaybla ilgili bilgiler çalmak üzere semaya yükselip seçkin melekler topluluğunun kendi aralarındaki konuşmaları dinleyemezler; buna teşebbüs ettikleri takdirde, her yandan sürülüp kovulurlar!

(Saffat 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Aşikardır ki; Mele-i alaya yükselip onların sözlerini dinleyemez, her taraftan sürülürler

(Saffat 8)

Mehmet Türk Meali:

8,9. O (şeytanlar) yüce (melekler) topluluğunu dinleyemezler1 ve onlar, her yönden kovularak uzaklaştırılırlar. Bir de onlar için bitmeyen azap vardır.*

(Saffat 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

(8-9) (Bu isyankâr şeytanlar) yukarıdaki yüce varlıkların (sözlerini) işitemezler. Her yandan taşlanarak kovulurlar. Onlar için, yapışıp kalan bir azap vardır.

(Saffat 8)

Muhammed Esed Meali:

(ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,

(Saffat 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar o yüce topluluğu dinleyemezler. Çünkü her yandan kovulurlar.

(Saffat 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar, meleklerin yüce meclisine kulak verip dinleyemezler ve yaklaşmak istediklerinde her yandan kovulurlar.

Bknz: (21/32)

(Saffat 8)

Mustafa Çevik Meali:

6-10 Biz yeryüzüne en yakın olan göğü, yıldızlarla bezeyip döşedik. Gökyüzü bir kısım müşriklerin inandığı gibi cin şeytanlarının yeryüzünde olacakları ve insanların başlarına gelecekleri, meleklerin konuşmalarından duyup da insanlardan bazılarına ulaştırdığı bir yer değildir. Gönderdiğimiz âyetlerle mü’minleri, müşriklerin bu gibi asılsız inançlarından koruruz. Böylesi hurafeler, âyetlerimiz ve onlara iman edenler tarafından kovulmaktalar. Bu gerçeklere rağmen, göklerden bir haber aldık diyeni ve onun kırıntısına bile inananı cehennem ateşi beklemektedir. Orası böylelerinin ebedî azap yurdu olacaktır.

(Saffat 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ki yüce katın sakinlerini dinleme (girişiminde) bulunamasınlar ve her yandan yüz geri edilsinler;

(Saffat 8)

Osman Okur Meali:

(8-9) Onlar meleklerin yüce meclisini asla dinleyemezler. Oraya yaklaşmak istediklerinde her taraftan defedilirler. Onları sürekli bir azap beklemektedir.

(Saffat 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar en yüksek bir cemaati (sözlerine kulak vererek) dinleyemezler ve her taraftan kovulup atılırlar.

(Saffat 8)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar Mele-i âlâ'ya kulak verip, olup bitenleri aslâ dinleyemezler. (Dinlemeye kalkışsalar) her yönden sürülüp atılırlar.

(Saffat 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar, yüce melekler katını dinleyemezler. ‘Ne zaman bu işe girişseler’ her taraftan sürgün edilirler.

(Saffat 8)

Sadık Türkmen Meali:

(Ne kadar çabalasalar da) onlar, yüce meclisi dinleyemezler ve her taraftan atışa tutulurlar;

(Saffat 8)

Seyyid Kutub Meali:

O şeytanlar, yüce alemi (Mele-i A'la'yı) dinleyemezler; her yandan kendilerine mermi gibi yıldızlar atılır.

(Saffat 8)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar Mele-i Ala'ya yükselip dinleyemezler ve her taraftan bombardımana tutulurlar.

(Saffat 8)

Süleyman Ateş Meali:

O (şeyta)nlar mele-i A'layı (yüce melekler topluluğunu) dinleyemezler; her yandan kendilerine (ışınlar) atılır.

(Saffat 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar Mele-i A'la'yı (büyük meleklerin toplantısını) dinleyemez; her taraftan taşlanırlar.

(Saffat 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(6-9) Doğrusu Biz, yeryüzüne en yakın gökleri gezegenlerle süsledik ve onları her türlü şeytanî güce karşı koruduk ki yüce âlemde konuşulanları dinleyemesinler, her taraftan sürülüp çıkarılsınlar, Allah'ın rahmetinden yoksun kalsınlar ve sürekli azaba uğrasınlar.

(Saffat 8)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, yüce alemi işitemezler, her yandan kovulurlar.

(Saffat 8)

Talat Koçyiğit Meali:

8-9 Artık o şeytanlar "mele-i âlâ" yı (yüce âlemi) dinleyemezler; her taraftan kovularak atılırlar.

(Saffat 8)

Tefhimul Kuran Meali:

Ki onlar, Mele-i Alâ'ya kulak verip dinleyemezler ve onlar her yandan kovulur atılırlar;

(Saffat 8)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar yüce âlemleri dinleyemezler; çünkü taşlanırlar.

(Saffat 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar;

(Saffat 8)