Onlar bizim özellikle ahiret yurdunu düşünüp önemseyen, ihlâslı kullarımız.
Bknz: (60/4)
Onlar bizim özellikle ahiret yurdunu düşünüp önemseyen, ihlâslı kullarımız.
Bknz: (60/4)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Biz onları, daima yurtları olan ahireti anma huyuyla yarattık da özleri temiz, ihlas sahibi kullar ettik.
(Sad 46)Gerçekten Biz onları (ve elbette her asırdaki sadık ve sağlam Müslümanları) tam bir (samimiyet ve gayretle) YURDU düşünüp-anan (dünyada bağımsız memleket şuuru, ahirette ise cennet huzuru ve arzusu taşıyan) ihlas sahipleri kıldık.
(Sad 46)Onları ahireti sürekli hatırlama özelliğiyle samimi, halis kullar yaptık.
(Sad 46)Doğrusu biz onlarda, gerçek vatanlarını (hakikat boyutunu) hatırda tutarak yaşama safiyetini açığa çıkardık.
(Sad 46)Biz onları samimiyetle, asıl yurt, âhiret düşüncesine rağbet eden ve insanları âhiret hayatına inanmaya teşvik eden has kullarımızdan kıldık.
(Sad 46)Biz onları (ahiret) yurdu(nu) anmaktan ibaret halis bir özellikle ihlaslı kimseler kıldık.
(Sad 46)Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
(Sad 46)Çünkü biz, onları, ahiret yurdunu anmaktan ibaret pak bir hasletle hâlis (insanlar) kıldık.
(Sad 46)Biz onları her bakımdan ihlâslı kıldık ve bu sebeple (düşünce, söz ve davranışlarında) hep Âhiret Yurdu’nu gözetirlerdi.
(Sad 46)Onları, ahireti sürekli hatırlama özelliğiyle, samimi halis kullar yaptık.
(Sad 46)Şüphesiz biz, onları katıksız olarak Âhiret yurdunu düşünen hâlis kişiler kıldık.
(Sad 46)45,46,47. Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da hatırla! Biz onları ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık. Çünkü onlar, bizim katımızda seçkin iyi kişilerdendir.
(Sad 46)Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlaslı kimseler kıldık.
(Sad 46)Çünkü biz onları temiz bir hassa, halis yurd düşüncesiyle halislerimizden kılmışızdır
(Sad 46)Çünkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
(Sad 46)Biz, onları sürekli ahiret yurdu düşüncesiyle arınmış, samimiyet sahibi kimseler yaptık.
(Sad 46)Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
(Sad 46)Şüphesiz Biz onları “Yurt Düşüncesi/ özgür vatan hasreti” saflığıyla saflaştırdık, arı-duru hâle getirdik.
(Sad 46)Şüphesiz ki biz, onları yalnızca ahiret yurdunu anan ihlaslı kullar kıldık.
(Sad 46)Gerçekten biz onları, katıksızca yurdu düşünen ihlas sahipleri kıldık.
(Sad 46)Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu daima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis (insanlar) yapdık.
(Sad 46)Çünki biz onları, hâlis (bir haslet) olan âhiret düşüncesiyle ihlâslı (kimseler) kıldık.
(Sad 46)Gerçekten biz, onları temizlik-arınıklık, (o) yurdu hatırlayıp anma sebebiyle temiz-arınık yaptık.
(Sad 46)45-48 Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakupu da an. Doğrusu Biz onları yurdu özenle düşünen öz kimseler kıldık. Doğrusu, onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler. İsmail'i, Elyesa’yı, Zulkift'i de an. Hepsi iyilerdendir.
(Sad 46)Onların bu özelliklerinden dolayı, onları ahiret yurduna örnek kullar olarak seçtik.
(Sad 46)Muhakkak ki Biz, onları (ahiret) yurdunu zikreden halis (kullar) olarak ihlâs sahibi kıldık.
(Sad 46)Gerçekten Biz onları hep yarınki yurtlarını düşünme özü ile özleştirdik.
(Sad 46)Gerçekten biz onları, (ahiretteki asıl) yurdu hatırlatan katışıksız (bir haslet ile) halis kıldık.
(Sad 46)Biz onları, âhiret yurdunu sürekli gündeme getirerek hatırlama ve buna uygun davranışlar geliştirme gibi üstün meziyetlerinden dolayı, özel bir makâma yücelttik.
(Sad 46)Doğrusu Biz onları katıksızca asıl yurdu (ahireti) düşünen ihlas sahipleri olarak kılmışızdır.
(Sad 46)Gerçekten Biz onları, âhiret yurdunu düşünen, (Bize) gönülden bağlı kullar yaptık.
(Sad 46)Şüphesiz Biz, onları halis (bir iş için, yani) ahiret evini daima hatırlamaları (için) seçtik.
(Sad 46)Biz onları arı duru bir düşünce aracılığıyla temizledik. Öteki dünyayı gözetme (düşüncesiyle).
(Sad 46)Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen içtenlikli kimseler kıldık.
(Sad 46)Bknz: (60/4)
(Sad 46)45-47 Güçlü bir iradeye ve keskin kavrayış yeteneğine sahip olan has kullarımızdan İbrahim, İshak ve Yakub’u da hatırla! Onlar da Allah’ın davetine teslim olup sabırla, tavizsiz bir gayretle ve hep âhireti düşünerek yaşamış, erdemli, faziletli kullarımızdandı.
(Sad 46)Biz onların şahsiyetlerini arı duru bir tasavvurla saflaştırdık (ki, ebedi) yurdu hep hatırda tutsunlar;
(Sad 46)Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık.
(Sad 46)Biz onları ahiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize halis (kul) yaptık.
(Sad 46)Samimiyetle ahirete odaklanmalarına karşılık onları bize karşı samimi kişiler saydık.
(Sad 46)(46-47) Çünkü onlar, sürekli hesaba çekileceklerinden korkan, katımızda seçkin ve iyi kimselerdendi.
(Sad 46)Biz onları gerçek yurdu düşünen, tam olarak arınmış, ihlaslı kimseler kılmıştık.
(Sad 46)Biz onları, daima ahiret yurdunu hatırlama özellikleri dolayısıyle de ihlaslı kimseler kılmıştık.
(Sad 46)Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
(Sad 46)Biz onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık.
(Sad 46)