42. Şura Suresi / 8.ayet

Eğer Allah isteseydi onları tevhit inancını benimsemiş tek bir ümmet yapardı. Ancak o tercihi insana bırakmış, dileyeni rahmetine dâhil eder. Ama yanlışta ısrar eden zalimlerin ise ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı.

Bknz: (10/99)(16/37)

Mustafa Çavdar Meali

Şura 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Allah isteseydi elbette onları bir ümmet olarak halkederdi ve fakat dilediğini rahmetine ithal eder ve zalimlere gelince: Onlara ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.

(Şura 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları (insanların hepsini) herhalde tek bir ümmet kılardı (ama imtihan gereği serbest bıraktı) . Lâkin O, dilediğini (ve hak edeni) Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulunabilir).

(Şura 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Eğer Allah dileseydi, bütün insanları hidayete ermiş tek bir din ve millet üzere, yani İslâm dinine mensup kılardı. Bununla birlikte O, rahmetine girmeyi dileyeni rahmetine kavuşturur. Halbuki yaratılış gayesi dışında ömür tüketenler, Allah'ın azabına karşı ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

(Şura 8)

Adem Uğur Meali:

Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.

(Şura 8)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer Allah dileseydi onları elbette ümmet-i vahide (tek bir inançta olan toplum) kılardı... Fakat Allah dilediğini Rahmetine dahil eder! Zalimlere gelince, onların ne bir velisi vardır ve ne de bir yardım edeni!

(Şura 8)

Ahmet Tekin Meali:

Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, bütün insanları aynı inanç ve düşünceyi paylaşan bir tek millet yapardı. Fakat Allah, irade hürriyeti ve seçme özgürlüğü tanıdığı, insanları imtihana tâbi tuttuğu için, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olan akıllı ve sorumlu varlıkları rahmetine gark ediyor. Zâlimlerin, haksızların ne bir velisi, dostu, koruyucusu, ne de bir yardım edeni vardır.

(Şura 8)

Ahmet Varol Meali

Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Ancak dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince onların ne bir dostları ne de bir yardımcıları vardır.

(Şura 8)

Ali Bulaç Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları her halde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

(Şura 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Eğer Allah dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet (aynı dine bağlı kimseler) yapardı; fakat dilediğini rahmetine koyar. Zalimlere ise, bir dost da yok, bir yardımcı da yok...

(Şura 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Oysa Allah dileseydi, kesinlikle, onları bir tek topluluk yapardı.[414] Fakat dilediğini rahmetinin içine alır. Haksızlık yapanlar için ise ne bir dost ne de bir yardımcı yoktur.

414)"Oysa Allah dileseydi, kesinlikle, onları bir tek topluluk yapardı." bildirimi, 5:48, 11:118 ve 16:93 ayetlerinde tekrarlanır.

(Şura 8)

Ali Ünal Meali:

Eğer Allah dilemiş olsaydı, onların hep sini (aynı inanç ve hayat tarzı üzerinde) tek bir ümmet kılardı, fakat O, dilediğini rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar için ne bir işlerini üzerine alacak koruyucu vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer Allah dileseydi, hepsini bir tek toplum (ümmet) yapardı. Fakat Allah, istediğini rahmetine mazhar eder. Zalimler ise, onlar için hiçbir dost ve yardımcı olamaz.

(Şura 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları bir tek inanç etrafında toplardı. Fakat O, dileyenleri rahmetinin içine alır. Zalimler için hiçbir koruyucu ve yardımcı yoktur.

(Şura 8)

Bekir Sadak Meali:

Eger dilemis olsaydi hepsini bir tek ummet yapardi. Ama, O, rahmetine diledigini kavusturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardimcisi olmaz.

(Şura 8)

Besim Atalay Meali:

Eğer Allah dileseydi, hepsini, bir tek ümmet yapardı, Allah dilediğin alır rahmetine; zalimlerçin ne dost vardır, ne de yardımcı

(Şura 8)

Celal Yıldırım Meali:

Allah dileseydi hepsini bir ümmet yapardı. Ama O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise ne bir dostu, ne de bir yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini (dileyeni niyet ve eylemine göre) rahmetine kavuşturur. Zalimlerin ise ne bir dostu ne de bir yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Eğer dilemiş olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama, O, rahmetine dilediğini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz.

(Şura 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah dileseydi, onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur.

(Şura 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.  *

(Şura 8)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH dileseydi onları bir tek toplum kılardı. Ancak O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin bir sahibi ve yardımcısı yoktur.

(Şura 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Dilese idi Allah elbet hepsini bir ümmet de yapardı ve lakin dilediğini rahmetine koyuyor da zalimlere gelince ne bir veliy var onlara ne de bir nasir

(Şura 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah dileseydi elbette (insanların) hepsini bir tek ümmet de yapardı. Fakat dilediğini rahmetinin içine koyuyor. Zalimlere gelince onlara ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer Allah dileseydi[1] kesinlikle onları bir tek ümmet[2] yapardı. Ne var ki O dilediği[3] kimseyi rahmetinin içine koyar. Zalimlere gelince, onların velisi ve yardımcısı yoktur.

1)Kimseye seçme hakkı tanımayarak, irade sahibi yapmayarak. İnsanları, seçimlerinde özgür bırakmayarak.
2)Topluluk, toplum. Sözcüğün birincil anlamı "yol" demektir. Bu yol, amaçlanmış, hedef olarak belirlenmiş yoldur. Amaç ve inanç birliği, ortak değer yargıları ve aynı uygarlığa sahip olan insan topluluğu demek olan ümmet kavramının; aynı zamanda ana, din, yol, cemaat, familya, nesil, boy, zaman gibi anlamları da bulunmaktadır.
3)Uygun gördüğünü. Dileyeni, hak edeni; hak etmek için gayret göstereni.

(Şura 8)

Gültekin Onan Meali:

Eğer Tanrı dileseydi, onları her halde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı.

(Şura 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve eğer Allah dileseydi kesinlikle onları bir tek önderli toplum yapardı. Fakat O, dileyeni rahmetinin içine girdirir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da, kendileri için bir koruyucu, yol gösterici yakın ve bir yardımcı olmayanlardır.

(Şura 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet Allah dileseydi, onları tek bir ümmet yapardı. Fakat dilediğini rahmetine dâhil eder. Zalimlerin ise ne bir dost ne de bir yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Harun Yıldırım Meali:

Eğer Allah dileseydi, elbette onları tek bir ümmet kılardı. Fakat dilediği kimseyi rahmetine girdirir. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı.

(Şura 8)

Hasan Basri Çantay:

Eğer Allah dileseydi onları elbet birtek ümmet de yapardı. Fakat O, kimi dilerse onu rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince:) Onların ne bir haamisi, ne de (başkaca) bir yardımcısı yokdur.

(Şura 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki Allah dilese idi, onları elbette (hepsi îmân etmiş) tek bir ümmet yapardı; fakat(O), dilediğini (hikmetine binâen kendi lütfundan) rahmetine koyar. Zâlimlere gelince, onlar için ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

(Şura 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Şayet, Allah [zorlamayı¹] tercih etseydi, onları mutlaka bir tek topluluk yapardı, fakat tercih eden kimseyi rahmetine girdirir. Zalimler[e gelince] onlara hiçbir veli ve de hiçbir devamlı yardımcı yoktur.

(Şura 8)

Hüseyin Atay Meali:

Eğer Allah dilemiş olsaydı, onları tek millet yapardı. Ama O, dileyeni nimetine kavuşturur. Haksızlık edenlerin ise ne bir dost, ne de yardımcıları vardır.

(Şura 8)

İbni Kesir Meali:

Şayet Allah dileseydi; hepsini tek bir ümmet yapardı. Ama O; dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah dileseydi onların hepsini tek bir inanç üzerinde bir araya getirirdi. Ancak Allah, rahmetine girmek isteyeni rahmetinin içine alır. Zalimlere gelince, onlar için, ne bir koruyucu nede bir yardımcı vardır.

(Şura 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları mutlaka tek bir ümmet kılardı. Ve lâkin dilediği kimseyi rahmetinin içine koyar ve zalimler için bir velî (dost) ve yardımcı yoktur.

(Şura 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer Allah dileseydi onları kesenkes bir tek topluluk yapardı. Ancak, Allah kimi dilerse onu esirgeyiciliği içine alır. Kıyıcılara gelince, onların ne bir koruyucusu, ne de bir yardımcısı yoktur.

(Şura 8)

Kadri Çelik Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

Mahmut Kısa Meali:

Gerçi Allah dileseydi, onları da zorla imana getirir ve tüm insanlığı, ister istemez Allah’a kulluk eden tek tip bir toplum yapabilirdi fakat öyle yapmadı. Allah, insana özgür bir irâde vermiş ve onu, dilediği inanç ve hayat tarzını seçme konusunda serbest bırakmıştır. Bu yüzden O, samîmî bir kalple Kendisine yönelerek lütuf ve merhametine nâil olmak isteyen kimseyi sonsuz lütuf ve rahmetine kavuşturur. Bile bile kötülüğü tercih ederek zulüm ve haksızlık yapanlara gelince, onlar Hesap Gününde, kendilerini Allah’ın gazâbından koruyabilecek ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı!

(Şura 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rıza-i İlahi dileseydi, bütün inanları tek bir ümmet yapardı. Fakat O insanları yaratmıştır Ancak hak ettiklerine göre rahmetine dahil eder. Zalimlerin hamisi ne de yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Mehmet Türk Meali:

Eğer Allah dileseydi, kesinlikle onları tek bir ümmet kılardı. Ama O, ancak dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlere gelince; onlar için Allah’tan başka dost da yardımcı da yoktur.

(Şura 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer Allah, yalnız Kendi isteğini (zorla uygulasaydı,) onların hepsini tek bir ümmet yapardı. Ancak O dilediğini rahmetine alır. Zalimlerin (ise,) ne bir dostu, ne (de) yardımcıları vardır.

(Şura 8)

Muhammed Esed Meali:

Eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı; bununla birlikte O, (kavuşturulmayı) dileyeni rahmetine kavuşturur; halbuki (Hesap Günü) zalimler ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

(Şura 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah dikseydi onları bir tek toplum yapardı. Fakat o, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı bulunmaz.

(Şura 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer Allah isteseydi onları tevhit inancını benimsemiş tek bir ümmet yapardı. Ancak o tercihi insana bırakmış, dileyeni rahmetine dâhil eder. Ama yanlışta ısrar eden zalimlerin ise ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı.

Bknz: (10/99) - (16/37)

(Şura 8)

Mustafa Çevik Meali:

8-9 Şayet Allah dileseydi hepinizi tevhidi kabullenmeye ve ona uygun yaşamaya mecbur tek bir millet yapardı. Fakat O böyle yapmayıp her insana irade bahşederek doğru ile yanlış olanı bildirip tercihi kendilerine bıraktı. Allah dileyeni doğru yoluna kavuşturur; müşrik olmayı dileyen ise kendisine ne gerçek bir dost ne de bir yardımcı bulamaz. Böyleleri buna rağmen inatla Allah’la birlikte ilahlar edinerek onlardan dostluk ve yardım ummaktalar. Şüphesiz gerçek koruyucu, yardımcı, dost ve ilah yalnızca Allah’tır. Ölüleri diriltecek olan da O’dur. O, dilediğini yapmaya kadirdir.

(Şura 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı: Ne var ki O, (isteyeni) rahmetine kavuşturmayı diler; zalimler ise ne candan bir dost, ne de bir yardımcı bulabilecekler.

(Şura 8)

Osman Okur Meali:

Tercihi Allah yapsaydı onları kesinlikle bir tek toplum haline getirirdi. Ancak Allah, doğru tercihte bulunanı merhameti ile kuşatır. Halbuki (Hesap Günü) zalimler ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

(Şura 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve eğer Allah dilemiş olsa idi elbette onları bir ümmet kılmış olurdu. Velâkin dilediği kimseyi rahmetine girdirir. Zalimlere gelince onlar için ne bir velî ve ne de bir yardımcı vardır.

(Şura 8)

Ömer Öngüt Meali:

Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.

(Şura 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah dileseydi hepsini bir tek topluluk yapardı. Fakat o ‘özgürce seçim yapan insanlardan’ kimi dilerse onu rahmetine girdirir ‘ona merhamet eder’. Zulmedenlere gelince, onlara ne bir koruyucu vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

Sadık Türkmen Meali:

Allah dileseydi elbette onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dileyen (çalışarak rahmeti hak eden) kimseyi, rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince onlar için ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

(Şura 8)

Seyyid Kutub Meali:

Allah dilemiş olsaydı, onları bir tek ümmet yapardı. O dilediğine rahmetini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz.

(Şura 8)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer Allah dileseydi bütün insanları, aynı dine bağlı, tek ümmet yapardı. Ama O, insanların hak etmelerine göre dilediği kimseyi rahmetine dahil eder. Zalimlerin ise ne hamileri, ne de yardımcıları vardır.

(Şura 8)

Süleyman Ateş Meali:

Allah dileseydi, onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince: Onların ne velisi ne de yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Tercihi Allah yapsaydı[1] onları kesinlikle bir tek toplum (ümmet) haline getirirdi. Ancak Allah, doğru tercihte bulunanı ikramı ile kuşatır. Yanlış yapanların ne bir dostu ne de yardımcısı olur.

1)"Şae = شاء" fiili, bir şeyi var etti, demektir (Müfredat). Allah bazı şeyleri kulunun tercihine göre yarattığından öznesi kul olursa "tercih edip yaptı", Allah olursa "tercih edip yarattı" anlamına gelir.

(Şura 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah dileseydi onları tek bir toplum yapardı. Ama O, dilediğini rahmetine kavuşturur. Oysa Hesap Günü zalimlerin ne bir koruyucusu, ne de bir yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Şaban Piriş Meali:

Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Fakat, dilediğini rahmetine katar. Ama zalimlerin ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı...

(Şura 8)

Talat Koçyiğit Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları elbette tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise, ne bir dostu ve ne de bir yardımcısı vardır.

(Şura 8)

Tefhimul Kuran Meali:

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.

(Şura 8)

Ümit Şimşek Meali:

Allah dileseydi, onların hepsini tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini rahmetine eriştirir. Zalimlerin ise ne bir dostu vardır, ne de bir yardımcısı.

(Şura 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.

(Şura 8)