50. Kaf Suresi / 27.ayet

Güdümüne girdiği yoldaşı der ki:
– Rabbimiz, onu azdırıp saptıran ben değildim, o zaten kendisi derin bir sapkınlığın içine düşmüştü.

Bknz: (34/31)»(34/39)

Mustafa Çavdar Meali

Kaf 27 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Arkadaşı, Rabbimiz der, onu, taşkınlığa ben sevketmedim ve fakat o, pek uzak bir sapıklık içindeydi.

(Kaf 27)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Dünyada iken) Onun yakın-dostu (olan saptırıcı) diyecek ki: "Rabbimiz, ben onu (zorla) kışkırtıp-azdırmadım. Ancak kendisi (Hakk’tan) uzak bir sapkınlık ve yoldan çıkmışlık içindeydi." (Benim haksız ve yanlış yolda olduğumu bile bile peşimden geldi.)

(Kaf 27)

Abdullah Parlıyan Meali:

Arkadaşı olan şeytan dedi ki: “Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat onun kendisi sapıklığın kuyusuna dalmıştı.”

(Kaf 27)

Adem Uğur Meali:

Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

(Kaf 27)

Ahmet Hulusi Meali:

Onun karini ("insan" olarak hitap bilince olup; karini, beden olarak da anlaşılabilir veya cinn dostu) dedi ki: "Rabbimiz, onu ben tuğyan ettirmedim (azdırmadım), ne var ki o (inanç olarak) uzak bir sapkınlık içinde idi. "

(Kaf 27)

Ahmet Tekin Meali:

Onun arkadaşı şeytan: “Ey Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat kendisi tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeydi.” der.*

(Kaf 27)

Ahmet Varol Meali

Yakını der ki: "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat o uzak bir sapıklığın içindeydi."

(Kaf 27)

Ali Bulaç Meali:

Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi."

(Kaf 27)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Onun dünyadaki) arkadaşı (olan şeytan şöyle) der: “- Ey Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.”

(Kaf 27)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onun yanındaki, şöyle der: "Efendimiz! Onu, ben azdırmadım; zaten derin bir sapkınlık içindeydi!"

(Kaf 27)

Ali Ünal Meali:

(Dünyada iken yanından ayrılmayan) şeytanı, “Rabbimiz”, der, “onu ben azdırıp yoldan çıkarmadım. Bilakis kendisi, hakkın pek uzağında geri dönülmez bir sapıklık içindeydi.”

(Kaf 27)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O insana arkadaş olan (şeytan) da der ki: “Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat o, büyük bir sapıklık içinde idi.

(Kaf 27)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Arkadaşı diyecek ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."

(Kaf 27)

Bekir Sadak Meali:

Yanindaki seytan: «Rabbimiz! Ben onu azdirmadim, fakat kendisi derin bir sapikliktaydi» der.

(Kaf 27)

Besim Atalay Meali:

Arkadaşı diyecek ki: «Ey Tanrımız! Onu ben azdırmadım, o kendisi derin bir sapkınlık içersindeydi»

(Kaf 27)

Celal Yıldırım Meali:

Yandaşı (olan şeytan, sapık inkarcı, şekillendirilmiş put): «Ey Rabbimiz! Ben bunu azdırmadım, ama o, uzak bir sapıklık ve şaşkınlık içinde idi,» (der).

(Kaf 27)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Yanındaki) arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”

(Kaf 27)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yanındaki şeytan: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı" der.

(Kaf 27)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Arkadaşı (olan şeytan) der ki: "Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi."

(Kaf 27)

Diyanet Vakfı Meali:

Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

(Kaf 27)

Edip Yüksel Meali:

Arkadaşı, 'Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi,' der.

(Kaf 27)

Elmalılı Orjinal Meali:

Arkadaşı der: Ya rabbena onu ben azdırmadım velakin kendisi uzak bir dalal içinde idi.

(Kaf 27)

Elmalılı Yeni Meali:

Arkadaşı: "Ey Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi!" der.

(Kaf 27)

Erhan Aktaş Meali:

Onun yakını: "Rabb'imiz! Onu ben azdırmadım, fakat o derin bir sapkınlık içindeydi." der.

(Kaf 27)

Gültekin Onan Meali:

Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi."

(Kaf 27)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onun yaşıtı olan arkadaşı/İblis dedi ki: “Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi uzak bir sapıklık içindeydi.”

(Kaf 27)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Beraberindeki (saptırıcı şeytan) der ki: “Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım. Fakat o, uzak bir sapıklık içindeydi.”

(Kaf 27)

Harun Yıldırım Meali:

Onun yakını dedi ki: “Rabbimiz, ben onu kışkırtıpazdırmadım. Ancak kendisi uzakderin bir sapıklık içindeydi.”

(Kaf 27)

Hasan Basri Çantay:

Arkadaşı (olan şeytan) "Ey Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Fakat o, (zaten hakdan) uzak bir sapıklık içinde idi" dedi (ler),

(Kaf 27)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onun arkadaşı (olan şeytan): “Rabbimiz! Onu (ben) azdırmadım; fakat (o, haktan)uzak bir dalâlet içinde idi!” der.

(Kaf 27)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onun yoldaşı "RAB'bimiz! Onu 'haddi aşmaya' ben sevk etmedim, ama o çok uzak bir kayboluşun içindeydi." dedi.

(Kaf 27)

Hüseyin Atay Meali:

Arkadaşı "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapkınlıktaydı" der.

(Kaf 27)

İbni Kesir Meali:

Onun yakın dostu dedi ki: Rabbımız; onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı.

(Kaf 27)

İlyas Yorulmaz Meali:

Yakın arkadaşı “Rabbim onu ben yoldan çıkarıp azdırdım. Ancak o da zaten uzak bir sapkınlık içinde idi.

(Kaf 27)

İskender Ali Mihr Meali:

Onun yakını: “Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat o uzak bir dalalet içindeydi.” der.

(Kaf 27)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onun yoldaşı diyecek: «Ey çalabımız! Onu azdıran ben değilim. Ancak o oldum olası büyük bir sapkınlık içinde idi.»

(Kaf 27)

Kadri Çelik Meali:

Onun yakın (saptırıcı) dostu der ki: “Rabbimiz! Ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) derin bir sapıklık içindeydi.”

(Kaf 27)

Mahmut Kısa Meali:

Her inkârcı ateşe atılırken, kendisini sapıklığa sürükleyen arkadaşını suçlayacak. Bunun üzerine arkadaşı, “Ey Rabb’imiz!” diyecek, “Onu ben azdırmadım fakat kendisi zaten derin bir sapıklık içindeydi!”

(Kaf 27)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Arkadaşı dedi ki: "Rabbimiz onu ben azdırmadım. O zaten sapıklık içindedir"

(Kaf 27)

Mehmet Türk Meali:

Onun arkadaşı1 olan (şeytan) da: “Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Zâten o, derin bir sapkınlık içerisindeydi.” der.*

(Kaf 27)

Muhammed Celal Şems Meali:

Beraberindeki, “Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, ancak kendisi aşırı bir sapıklık içindeydi,” diyecek.

(Kaf 27)

Muhammed Esed Meali:

İnsanın öteki kişiliği: "Ya Rabbi!" diyecek, "Onun aklını, bilincini kötülüğe bulaştıran ben değilim; (hayır,) ama o (kendi yüzünden) sapıklığa düştü!"

(Kaf 27)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yanındaki arkadaşı; "Rabbimiz onu ben azdırmadım. O kendisi sapıklık içindeydi!" diyecektir.

(Kaf 27)

Mustafa Çavdar Meali:

Güdümüne girdiği yoldaşı der ki: – Rabbimiz, onu azdırıp saptıran ben değildim, o zaten kendisi derin bir sapkınlığın içine düşmüştü.

Bknz: (34/31)»(34/39)

(Kaf 27)

Mustafa Çevik Meali:

Hak ettiği azapla karşılaşan bu kimse, hemen şeytanın kendisini bu yola ittiğinin bahanesini öne sürecek. Şeytan ise, “Rabbim onu ben azdırıp saptırmadım. O kendi iradesi ile seçimini yaptı, onu ne ben ne de başkası bu seçimi yapmaya zorlamadı.” diyecek.

(Kaf 27)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Güdümüne girdiği (şeytani öteki kişilik): "Rabbimiz!" der, "Onu azdırıp saptıran ben değildim; kaldı ki o zaten derin bir sapıklığın içindeydi."

(Kaf 27)

Osman Okur Meali:

Yanındaki (Müşrikin arkadaşı) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

(Kaf 27)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Arkadaşı der ki: «Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, velâkin o uzak bir sapıklık içinde bulunmuş idi.»

(Kaf 27)

Ömer Öngüt Meali:

Yanındaki arkadaşı der ki: "Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi!"

(Kaf 27)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onu yoldan çıkaran dostu der: “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi ileri derecede sapıklıktaydı.”

(Kaf 27)

Sadık Türkmen Meali:

Arkadaşı (şeytan) dedi ki: “Rabbimiz, onu ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.”

(Kaf 27)

Seyyid Kutub Meali:

Yanındaki arkadaşı dedi ki: «Rabb'imiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi.»

(Kaf 27)

Suat Yıldırım Meali:

Yanındaki arkadaş: "Ya Rabbi," der, "onu ben saptırmadım, kendisi zaten haktan iyice uzak bir sapıklık içinde idi."

(Kaf 27)

Süleyman Ateş Meali:

Yanındaki arkadaşı dedi ki: "Rabbimiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi."

(Kaf 27)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Beraberinde olan (suç ortağı) der ki: "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, ama o derin bir sapıklıktaydı".

(Kaf 27)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Arkadaşı: "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Zâten kendisi apaçık bir sapıklık içindeydi" der.

(Kaf 27)

Şaban Piriş Meali:

Yanındaki der ki: -Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Ama o, uzak bir sapıklık içindeydi.

(Kaf 27)

Talat Koçyiğit Meali:

Yanında arkadaşı olan şeytan der ki: "Rabbımız! Onu ben azdırmadım, fakat o, aşırı bir sapıklık içinde idi".

(Kaf 27)

Tefhimul Kuran Meali:

Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: «Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi.»

(Kaf 27)

Ümit Şimşek Meali:

Arkadaşı(3) der ki: “Rabbimiz, onu ben azdırmadım. O zaten derin bir sapıklıktaydı.”*

(Kaf 27)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."

(Kaf 27)