Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret olsun diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
Bknz: (6/116)
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret olsun diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
Bknz: (6/116)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?
(Kamer 40)Ve Kur’an öğüt almak ve gerçeği bulmak için kolaylaştırılmıştır, fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 40)Bu sebeple biz Kur'ân'ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak ve öğüt almak için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?
(Kamer 40)Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
(Kamer 40)Andolsun ki Kuran'ı kolaylaştırdık, hakikatin hatırlanması ve tefekkürü için! Buna göre bir düşünen yok mu?
(Kamer 40)Biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç?
(Kamer 40)Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
(Kamer 40)Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 40)And olsun ki, biz Kur'an'ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?
(Kamer 40)Üstelik gerçek şu ki, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Artık, öğüt alan var mı?
(Kamer 40)Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?
(Kamer 40)Andolsun! Biz Kur’anı, zikir için kolaylaştırdık. Artık öğüt alan yok mudur?
(Kamer 40)Andolsun ki Kur'an'ı,düşünenler için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?
(Kamer 40)And olsun ki, Kuran'i ogut olsun diye kolaylastirdik; ogut alan yok mudur? *
(Kamer 40)And olsun ki biz, Kur'ân'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Öğüt ve ibret alan var mıdır?
(Kamer 40)Andolsun ki biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? *
(Kamer 40)And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?*
(Kamer 40)Andolsun, biz Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
(Kamer 40)Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
(Kamer 40)Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?
(Kamer 40)Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?
(Kamer 40)Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?
(Kamer 40)Andolsun biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 40)Andolsun Biz Kur’ân'ı düşünme/ öğüt için kolaylaştırdık/ hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
(Kamer 40)Andolsun ki biz, Kur’ân’ı, öğüt alınması için kolaylaştırdık. Peki, var mı öğüt alan?
(Kamer 40)Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?
(Kamer 40)Andolsun ki biz Kur'anı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde var mı düşünen?
(Kamer 40)Şânım hakkı için, (biz) Kur'ân'ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık; fakat bir nasîhat alan var mı?
(Kamer 40)Elbetteki, hatırlatmak için kur'an'ı kolaylaştırdık. Artık, hiçbir öğüt alan yok mudur?
(Kamer 40)38-40 Andolsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap bastırıverdi. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın! Andolsun ki, Kur'anı anlasınlar diye kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
(Kamer 40)Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp ibret alan var mı?
(Kamer 40)Ve andolsun ki Biz, Kur’ân’ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?
(Kamer 40)Ant olsun ki Biz Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık, öğütlensinler diye. Hani, öğütlenen nerede?
(Kamer 40)Şüphesiz biz Kur'an'ı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?
(Kamer 40)Andolsun Biz, ayetlerimizi anlayıp öğüt alabilmeniz için bu Kur’an’ı kolaylaştırdık; o hâlde, yok mu onu okuyup öğüt alan?
(Kamer 40)Misallerle ibretler alınsın diye Kur'an'ı kolaylaştırdık. Andolsun ibret alan var mıdır?
(Kamer 40)Yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı düşünülmesi için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı? 1 *
(Kamer 40)Şüphesiz Biz, Kur’an’ı nasihat (almanız) için kolay kıldık. Öyleyse nasihat almak isteyen var mı?
(Kamer 40)Bu nedenle, Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
(Kamer 40)Andolsun ki, biz Kuranı öğüt almaları için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?
(Kamer 40)Bknz: (6/116)
(Kamer 40)Biz bu kıssalarla Kur’an’ı akılda tutulup, iyice anlaşılması ve ibret alınması için kolaylaştırdık. Öyleyse ibret almak isteyenler bunları düşünsün.
(Kamer 40)İşte Biz bu Kur'an'ı ders alınsın diye kolaylaştırdır: öyleyse yok mudur ders alan!
(Kamer 40)Andolsun ki, Kuran'ı anlaşılıp öğüt alınsın diye kolay kıldık; öğüt alan yok mudur?
(Kamer 40)Kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?
(Kamer 40)Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
(Kamer 40)Kur’an’ı insanlar düşünebilsinler diye kolaylaştırdık. Fakat nerde düşünen!
(Kamer 40)Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?
(Kamer 40)Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?
(Kamer 40)Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi, var mı düşünen ve ibret alan?
(Kamer 40)Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
(Kamer 40)Doğru bilgiye ulaşılsın diye Kur'an'ı (ayetler kümesini bulmayı) kolaylaştırdık. O bilgiye ulaşan var mı?
(Kamer 40)Bu Kur'an'ı öğüt alınsın diye anlaşılır kıldık. Öğüt alan yok mu?
(Kamer 40)Andolsun ki öğüt olması için Kur'an'ı kolaylaştırdık. İbret alan var mı?
(Kamer 40)Gerçek şu ki, biz Kur'ân'ı öğüt olması için kolaylaştırdık; şimdi öğüt alacak yok mu?
(Kamer 40)Andolsun biz Kur'an'ı zikr (ile öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 40)And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan?
(Kamer 40)Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
(Kamer 40)