54. Kamer Suresi / 51.ayet

Andolsun ki biz sizin benzeriniz nice toplulukları helak ettik. Hani var mı düşünüp ibret alan?

Bknz: (14/43)»(14/44)(20/128)

Mustafa Çavdar Meali

Kamer 51 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve andolsun ki taraftarlarınızı da helak ettik, fakat bir ibret alan mı var?

(Kamer 51)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun Biz sizin benzerleriniz (olan nice güçlü ve zalim kavimleri, medeniyetleri) yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

(Kamer 51)

Abdullah Parlıyan Meali:

Nitekim geçmişte sizin gibi toplumları yok ettik, öyleyse yok mudur onlardan ders almak isteyen?

(Kamer 51)

Adem Uğur Meali:

Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?

(Kamer 51)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki sizin benzerlerinizi helak ettik... Bunu bir düşünen yok mu?

(Kamer 51)

Ahmet Tekin Meali:

Andolsun, biz inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada izlerinden giderek devamları olduğunuz; Allah'ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş kapalı toplumları da helâk ettik. Düşünüp ibret alan var mı hiç?

(Kamer 51)

Ahmet Varol Meali

Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik. Fakat öğüt alan var mı?

(Kamer 51)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 51)

Ali Fikri Yavuz Meali:

And olsun, (küfür hususunda benzeriniz olan) sizin gibileri helâk da ettik; fakat hani düşünen?

(Kamer 51)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik gerçek şu ki, sizin gibi olanları yıkıma uğrattık. Artık, öğüt alan var mı?

(Kamer 51)

Ali Ünal Meali:

Gerçekten Biz, (zulüm ve inkârda) sizin gibi olan nice toplumları helâk ettik. Böyleyken, düşünüp ders alacak yok mudur?

(Kamer 51)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz sizin benzerlerinizi helak ettik. Artık öğüt alan yok mudur?

(Kamer 51)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun ki, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Düşünüp öğüt alan var mı?

(Kamer 51)

Bekir Sadak Meali:

And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, ogut alan yok mudur?

(Kamer 51)

Besim Atalay Meali:

Sizin gibileri yok eyledik biz, öğütlenen var mıdır?

(Kamer 51)

Celal Yıldırım Meali:

(51-52) And olsun ki, biz sizin nice benzerlerinizi yok ettik. Öğüt ve ibret alan yok mudur? Onların işledikleri her şey defterlerdedir.

(Kamer 51)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun ki, (inkârda ve isyanda) sizin gibileri (yaptıkları yüzünden) hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan!

(Kamer 51)

Diyanet İşleri Eski Meali:

And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?

(Kamer 51)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, biz sizin gibileri hep helak ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?

(Kamer 51)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?

(Kamer 51)

Edip Yüksel Meali:

Sizin benzerlerinizi yok etmiştik. Yok mu öğüt alan?

(Kamer 51)

Elmalılı Orjinal Meali:

Celalim hakkiyçin emsalinizi hep helak da ettik fakat hani düşünen?

(Kamer 51)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki, emsalinizi hep helak ettik, fakat hani düşünen?

(Kamer 51)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun ki size benzer nicelerini yok ettik. Buna rağmen düşünen mi var?

(Kamer 51)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 51)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun Biz, sizin benzerlerinizi değişime, yıkıma uğrattık. O hâlde var mı bir düşünen?

(Kamer 51)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki biz, benzerlerinizi helak ettik. Peki, var mı öğüt alan?

(Kamer 51)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun biz, benzerlerinizi helak ettik. O halde var mı bir düşünen?

(Kamer 51)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?

(Kamer 51)

Hayrat Neşriyat Meali:

And olsun ki, sizin benzerlerinizi de helâk ettik; fakat bir nasîhat alan mı var?

(Kamer 51)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elbetteki, sizin taraftarlarınızı helak etmiştik. Artık, hiçbir öğüt alan yok mudur?

(Kamer 51)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun ki, benzerlerinizi yok ettik, hatırlayıp anlayan var mıdır?

(Kamer 51)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki; Biz, sizin benzerlerinizi hep helak etmişizdir. Şu halde bir düşünen var mı?

(Kamer 51)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ey inkarcılar! Sizin gibi olup da inkar edenleri yok ettik. Yok mu düşünen?

(Kamer 51)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki, sizin gibi olanları helâk ettik. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?

(Kamer 51)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki Biz sizin gibilerini hep yoketmişizdir. Hani, öğütlenen nerede?

(Kamer 51)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?

(Kamer 51)

Mahmut Kısa Meali:

O hâlde, ey insanlar! Geçmişte sizin gibi nice güçlü toplumları, medeniyetleri yok etmiştik; yok mu insanlık tarihinden öğüt alan?

(Kamer 51)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Malum ki; Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik. Düşünen, ibret alan var mıdır?

(Kamer 51)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun Biz, sizin gibi pek çoğunu helâk ettik. Fakat hiç düşünen var mı?

(Kamer 51)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz, daha önce (de) sizin gibileri yok ettik. Öyleyse nasihat almak isteyen var mı?

(Kamer 51)

Muhammed Esed Meali:

Nitekim, (geçmişte) sizin gibi toplumları yok ettik. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?

(Kamer 51)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Andolsun ki, biz sizin benzerlerinizi de yıkıma uğratmıştık. Fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?

(Kamer 51)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz sizin benzeriniz nice toplulukları helak ettik. Hani var mı düşünüp ibret alan?

Bknz: (14/43)»(14/44) - (20/128)

(Kamer 51)

Mustafa Çevik Meali:

Ey hayatı Allah merkezli yaşamaya davet ettiğimiz halde bundan yüz çevirenler! Sizden öncekilerin bu tutumları yüzünden nasıl helak edildikleri size bildirilmişken, hâlâ uyarılara kulak tıkayıp, onların başlarına gelenlerden dersler çıkarmayacak mısınız?

(Kamer 51)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Nitekim, geçmişte sizinle aynı kafaya sahip toplumları yok ettik: hala yok mudur ders alan?

(Kamer 51)

Osman Okur Meali:

Andolsun ki, (inkârda ve isyanda) sizin gibileri (yaptıkları yüzünden) hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan!

(Kamer 51)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve şüphe yok ki, sizin emsalinizi helâk ettik, fakat düşünen hani!

(Kamer 51)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Öğüt alan yok mudur?

(Kamer 51)

Ömer Sevinçgül Meali:

Unutmayın, daha önce sizin benzerlerinizi de yerle bir etmiştik. Yok mu içinizde ibret alacak kimse!

(Kamer 51)

Sadık Türkmen Meali:

Ant olsun, Biz sizin benzerlerinizi helâk etmişizdir. Düşünüp ibret alan yok mudur?

(Kamer 51)

Seyyid Kutub Meali:

Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt alan yok mu?

(Kamer 51)

Suat Yıldırım Meali:

Gerçekten Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik! Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

(Kamer 51)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun biz sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?

(Kamer 51)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizin gibi nicelerini etkisiz hale getirdik; ibret alan yok mu?

(Kamer 51)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sizin gibi nicelerini yok ettik. İbret alan yok mu?

(Kamer 51)

Şaban Piriş Meali:

Andolsun ki benzerlerinizi helak ettik. İbret alan var mı?

(Kamer 51)

Talat Koçyiğit Meali:

Gerçek olan şudur ki, biz, geçmiş kavimlerden sizin benzerlerinizi de helak etmiştik. Hiç öğüt alacak yok mu?

(Kamer 51)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 51)

Ümit Şimşek Meali:

Biz sizin nice benzerlerinizi helâk ettik. Fakat hani ibret alan?

(Kamer 51)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var?

(Kamer 51)