60. Mümtehine Suresi / 13.ayet

Ey iman edenler, Allah’ın gazabına uğramışlarla birlik olmayın. Çünkü onlar, kâfirlerin kabirlerde yatan ölülerin yeniden dirilişinden ümit kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

Mustafa Çavdar Meali

Mümtehine 13 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ey inananlar, Allah'ın gazabına uğrattığı toplulukla dostluk etmeyin; gerçekten de onlar, ahiretten, tamamıyla ümitlerini kesmişler, nitekim kafirler de, kabirlerdekilerden tamamıyla ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ey iman edenler! Allah’ın ğadabına uğramış bir kavmi (fikren ve fiilen sapıtıp Yahudileşmiş kesimleri, sakın) veli (yönetici) edinmeyin… Ki, kâfirler kabirde olanlardan ümitlerini kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümitlerini kesmiş (sadece dünyaya yönelmişlerdir).

(Mümtehine 13)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey inananlar! Allah'ın gazap ettiği kimseler olan Yahudilerle dostluk etmeyin. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, mezarlıktakilerin geri dönmelerinden nasıl ümitlerini kesmişlerse, o Yahudiler de ahiret ve sevabından ve nimetlerinden, öylece ümit kesmiş kimselerdir.

(Mümtehine 13)

Adem Uğur Meali:

Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, kâfirlerin kabirlerdekilerden (onların dirilmesinden) ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ahmet Hulusi Meali:

Ey iman edenler! Dost edinmeyin Allah'ın gazap ettiği, sonsuz gelecek yaşama umudu olmayanları; tıpkı gerçeği reddedenlerin kabir halkından ümit kestikleri gibi!

(Mümtehine 13)

Ahmet Tekin Meali:

Ey iman nimetine kavuşanlar, kendilerine Allah'ın gazap ettiği milletlerle, yahudilerle dostluklar, ittifaklar kurmayın. İşlerinizin idaresini onlara bırakarak, onları kendinize hâkim hale getirmeyin. Onlar, kâfirlerin, kabirdekilerin dünyaya dönüşlerinden, yeniden diriltilmelerinden ümit kestikleri gibi, bile bile Muhammed'e, Kur'ân'a iman etmemeleri sebebiyle âhiretteki, ebedî yurttaki nasiplerinden, lütuf ve rahmetten, kurtuluştan ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ahmet Varol Meali

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine kızdığı bir topluluğu dost edinmeyin. İnkâr edenler kabirlerde bulunanlardan ümit kestikleri gibi onlar da ahiretten ümit kesmişlerdir.*

(Mümtehine 13)

Ali Bulaç Meali:

Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ey iman edenler! Öyle bir kavmi dost edinmeyin ki, Allah onlara gazab etmiş, ahiretten ümidi kesmişler ve mezarlıklarda yatan kâfirlerin ümidsiz halleri gibi, ümidsizliğe düşmüşlerdir, (Allah'ın rahmetinden ümidlerini kesmişlerdir).

(Mümtehine 13)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ey inanca çağırılanlar! Allah'ın öfkesine uğrayan bir toplumu dost edinmeyin. Nankörlük edenler, mezardaki yoldaşlarından umutlarını nasıl kestilerse, onlar da sonsuz yaşamdan umutlarını öyle kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ali Ünal Meali:

Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap edip cezasına müstehak kıldığı bir topluluğu dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin, onları sahiplenmeyin. Nasıl (Âhiret’e inanmayan kâfirler) kabir ehliyle bir daha görüşüp bir araya gelmekten bütün bütün ümitsizse, onlar da (ebedî azap gerektiren suçları sebebiyle) Âhiret’ten öyle ümitsizdirler.

(Mümtehine 13)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ey iman edenler! Allah’ın gazabına uğrayan, kâfirlerin kabirdeki ölülerden ümit kestikleri gibi, Ahiretten ümit kesen bir toplumu dost edinmeyin.

(Mümtehine 13)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyiniz! Zira onlar, kafirler kabirlerindekilerden ümit kestikleri gibi, ahiretten ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Bekir Sadak Meali:

Ey inananlar! Allah'in gazabina ugramis milleti dost edinmeyin; inkarcilarin kabirde bulunan kimselerden umutlarini kestikleri gibi, onlar da, ahiretten umutlarini kesmislerdir. *

(Mümtehine 13)

Besim Atalay Meali:

Ey inanmış olanlar! Allahın kakıdığı bir ulusla dost olmayınız, mezarlarda yatanlarla, kâfirler nice umut kesmişlerse, ahretten de öylecene umutların kesmişlerdir

(Mümtehine 13)

Celal Yıldırım Meali:

Ey imân edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir milleti, bir topluluğu dost ve arkadaş edinmeyin ; kâfirler kabirlerdeki kimselerden nasıl umutlarını kesmişlerse, onlar da Âhiret'ten öylece umutlarını kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğrayan bir topluluğu dost edinmeyin! Çünkü bunlar kâfirlerin mezardakilerden ümitlerini kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğramış milleti dost edinmeyin; inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, onlar da, ahiretten umutlarını kesmişlerdir.*

(Mümtehine 13)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu dost edinmeyin.

(Mümtehine 13)

Diyanet Vakfı Meali:

Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, kâfirlerin kabirlerdekilerden(onların dirilmesinden) ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.*

(Mümtehine 13)

Edip Yüksel Meali:

Ey inananlar, ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinmeyin. İnkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylesine umut kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ey o bütün iyman edenler! Öyle bir kavmı dost tanımayın ki Allah kendilerine gazabetmiş, Ahıretten ümidi kesmişler, eshabı kuburdan olan kafirlerin me'yusiyyetleri gibi ye'se düşmüşlerdir.

(Mümtehine 13)

Elmalılı Yeni Meali:

Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine gazap etmiş olduğu ve kabirlerdeki kafirlerin ümidini kestiği gibi ahiretten ümidini kesmiş olan bir topluluğu dost tanımayın!

(Mümtehine 13)

Erhan Aktaş Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği halka dönmeyin.[1] Gerçeği yalanlayan nankörlerin, mezarlık halkından ümitlerini kestikleri gibi[2] onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

1)Onlara velayetinizi vermeyin. Onları, kendinize yönetici, koruyucu, gözetici edinmeyin. Kur'an'da yer alan "veli", "evliya" gibi sözcükler genellikle "dost, dostlar" olarak çevirilere konu edinilmektedir. Oysaki bu sözcükler, ahlaki bağlamda "dostluğu" değil, siyasi bağlamda "velayeti" yani yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir.
2)Onların tekrar dünyaya dönmelerinden.

(Mümtehine 13)

Gültekin Onan Meali:

Ey inananlar, Tanrı'nın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ey iman etmiş kimseler! Allah'ın gazap ettiği toplumu velîleştirmeyin [yönetici, gözetici yapmayın]. Kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin mezarlık halkından ümit kestiği gibi, kesinlikle onlar, âhiretten ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost/veli edinmeyin. Muhakkak ki onlar, kabir ehlinin (dirilmesinden) ümit kesen kâfirler gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Harun Yıldırım Meali:

Ey iman edenler, Allah’ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu dost edinmeyin. Onlar, kâfirlerin kabirdekilerden ümit kestikleri gibi, ahiretten ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Hasan Basri Çantay:

Ey iman edenler, üzerlerine Allahın gazab etdiği o kavm ile dost olmayın ki mezarların yaranından olan kafirler nasıl ümidlerini kesdilerse onlar da öylece ahiretden ümidlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ey îmân edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir kavmi (yahudileri) dost edinmeyin; gerçekten (onlar,) kâfirlerin kabir ehlinden (ölülerin dirilmesinden) ümidlerini kestiği gibi, âhiretten ümidlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ey inanmış olanlar! Allah'ın kendilerine gazap etmiş olduğu bir milleti veli/idareci edinmeyin. Onlar Ahiretten [son hayattan] umut kesmişlerdir. Tıpkı kafirlerin, kabirlerin dostlarından umut kestikleri gibi..

(Mümtehine 13)

Hüseyin Atay Meali:

Ey inananlar! Allah'ın öfkesine uğramış bir ulusu dost edinmeyin. Zira onlar, inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi ahiretten umutlarını kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

İbni Kesir Meali:

Ey iman edenler; Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir kavim ile dost olmayın. Kafirlerin kabirdekilerden ümidlerini kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümidlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ey İman edenler! Allah'ın üzerlerine öfke yağdırdığı bir topluluğa sığınıp, korumalarına girmeyin. Onlar tamamen ahiret hayatından, nasıl ki doğruları inkar edenler, ölüp de kabre koyulanlardan (Bundan sonra tekrar bir daha kendilerine dönmeyeceklerinden) ümitlerini kestikleri gibi, ümitlerini kesmişlerdir

(Mümtehine 13)

İskender Ali Mihr Meali:

Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’ın kendilerine gadaplandığı (rahmetinden terkettiği) bir kavme dönmeyin (dostluk kurmayın)! Kâfirlerin, kabirdekilerden ümitlerini kesmiş olduğu (tekrar diriltileceğine inanmadığı) gibi onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir (ahiret hayatına inanmazlar).

(Mümtehine 13)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ey inananlar! Allah'ın öfkesine uğrıyan kimselere sakın yakınlık göstermeyin. Tanımazlar sinlerindeki ölülerin dirileceğinden nasıl, umutsuz iseler, Öbür dünyadan da öyle umutsuzdurlar.

(Mümtehine 13)

Kadri Çelik Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın gazabına uğrayan bir topluluğu dost edinmeyin. Çünkü bunlar kâfirlerin mezardakilerden ümitlerini kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Mahmut Kısa Meali:

Ey iman edenler! Kendilerine ilâhî vahiy bilgisi verildiği hâlde, ihtirâslarının peşinden sürüklenerek dünyevî çıkarlarının kulu kölesi olan ve böylece Allah’ın gazâbına uğrayan bir topluluğu —yani Yahudileri ve Yahudileşen kimseleri— kendinize koruyucu, yönetici, yandaş, müttefik ve dost edinmeyin! Çünkü onlar, gâyet iyi bildikleri ilâhî prensiplere ihânet ettiklerinden, âhiretten tamamen umut kesmişlerdir; tıpkı, âhireti inkâr eden kâfirlerin, mezardaki cansız bedenlerin yeniden dirilişinden umut kestikleri gibi!

(Mümtehine 13)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte siz, ey İman edenler! Allah’ın gazabına uğrattığı kimseleri edinmeyin dostlar. Nitekim onlar, gerçekten ahiretten tamamıyla ümitlerini kesmiş kimselerdir. Elbette onlar, kabirdeki mezar halkından ümit kestikleri gibi ahiretten ümitsizdirler.

(Mümtehine 13)

Mehmet Türk Meali:

Ey îman edenler! Allah’ın gazabına uğrayan ve kâfirlerin kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, âhiretten umutlarını kesen bir toplumu,1 sakın dost edinmeyin. *

(Mümtehine 13)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ey inananlar! Allah’ın öfkelendiği kavimi dost edinmeyin. Kâfirlerin, mezardakilerden ümitlerini kestikleri gibi, şüphesiz onlar (da) ahiret (hayatından) ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Muhammed Esed Meali:

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'ın gazabına uğrayan toplum ile dost olmayın! Onlar(ı dost edinenlerin) öteki dünya ile ilgili hiçbir ümitleri kalmamıştır; tıpkı bu hakikat inkarcılarının, (şimdi) mezarlarında yatanları (tekrar görme) ümitlerini kaybetmiş bulunmaları gibi.

(Mümtehine 13)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ey inananlar, Allah'ın kendilerine karşı öfke duyduğu bir topluluğu dost edinmeyin. Çünkü inkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylece umut kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Mustafa Çavdar Meali:

Ey iman edenler, Allah’ın gazabına uğramışlarla birlik olmayın. Çünkü onlar, kâfirlerin kabirlerde yatan ölülerin yeniden dirilişinden ümit kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.(Mümtehine 13)

Mustafa Çevik Meali:

Ey iman edenler! Allah’ın gazabını hak eden toplumları dost edinmeyin, çünkü onlar ölülerin tekrar diriltileceklerine inanmadığı gibi âhiretten de ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Siz ey iman edenler! Allah'ın gazabına uğrayan bir topluma gönülden dostluk beslemeyin! Onlar ahiretten, tıpkı kabir ehli arasına karışan kafirlerin ümit kestiği gibi ümit kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Osman Okur Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazaplandığı bir kavme (yahudilere) dönmeyin (yani onların fikirlerini rehber edinmeyin)! Kâfirlerin, kabirdekilerden ümitlerini kesmiş olduğu (tekrar diriltileceğine inanmadığı) gibi onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir .

(Mümtehine 13)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ey imân etmiş olanlar! Bir kavim ile dostlukta bulunmayın ki, Allah onların üzerine gazap etmiştir. Muhakkak ki ahiretten ye'se düşmüşlerdir. Nasıl ki kâfirler, kabirlerde bulunanlardan ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ömer Öngüt Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinmeyin. Kâfirler kabirde bulunan kimselerden ümitlerini kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ey inananlar! Allah’ın gazabına uğramış bir toplumu dost edinmeyin. İnkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kesmeleri gibi, onlar da ahiretten umutlarını kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Sadık Türkmen Meali:

EY İMAN EDENLER! Kendilerine Allah’ın azap edeceği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi, tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu, veli/dost edinmeyin.

(Mümtehine 13)

Seyyid Kutub Meali:

Ey iman edenler, Allah'ın gazabına uğrayan bir topluluğu dost edinmeyin. Çünkü bunlar kafirlerin mezardakilerden ümitlerini kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Suat Yıldırım Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir güruhu dost edinmeyin. Onlar ki ölüp kabre giren bir kafir nasıl ahiret mutluluğundan ümidini kesmişse, kendileri de ahiretten öyle ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Süleyman Ateş Meali:

Ey inananlar, Allah'ın kendilerine gazabettiği; kafirlerin mezarlık halkından umudu kestiği gibi ahiretten umudu kesmiş olan bir topluluk ile dostluk etmeyin!

(Mümtehine 13)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ey inanıp güvenenler (müminler)! Allah'ın öfkesini hak eden bir topluluğa yakınlık göstermeyin.Onlar, kabirlerde olan kafirlerin umut kesmeleri gibi[1] ahiretten ümitlerini keserler.

1) Kabirlerde olan kafirler gerek ölüm meleklerinin kendisine davranışlarından(Nisa 4/97, Nahl 16/28-29) ve gerekse birinci kat semanın kapılarının kendilerine açılmamasından (Araf 7/ 40) kendini bekleyen kötü sonu öğrenirler. Böylece yeniden diriltilecekleri güne kadar uyku halinde geçirecekleri kabir hayatı (Zümer 39/42, Yasin 36/51-52) onlar için kötü bir uykuya dönüşür. Allah Teala Firavun ve ailesinin kabir hayatı ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: Cehennem ateşi onlara, sabah akşam gösterilir. Kıyamet saati geldiğinde, "Firavun ailesini o azabın en ağırına sokun!" denir. (Mümin 40/46)

(Mümtehine 13)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ey iman edenler! Allah'ı kızdıran bir toplumu dost edinmeyin. Kâfirler nasıl ölenlerin dirileceğinden ümitlerini kesmişlerse, onlar da âhiretteki nimetlerden ümitlerini kesmiş sayılırlar.

(Mümtehine 13)

Şaban Piriş Meali:

-Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyin. Onlar, kabirdeki kafirlerden ümitlerini kestikleri gibi, ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Talat Koçyiğit Meali:

Ey îman edenler! Allah'ın, kendilerine gazab ettiği bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, Mezar ehlinden ümidlerini kesen kâfirler gibi, âhiretten ümidlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Tefhimul Kuran Meali:

Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kâfir olanların mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Ümit Şimşek Meali:

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinmeyin. Çünkü mezardakilerin tekrar diriltilmesinden kâfirler nasıl ümit kesmişlerse, onlar da âhiretten öylece ümitlerini kesmişlerdir.

(Mümtehine 13)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın! Çünkü bunlar ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkarcıların, ümitlerini kestikleri gibi...

(Mümtehine 13)