74. Müdessir Suresi / 11.ayet

Yarattığımda tek başına olan kişiyi sen bana bırak.

Bknz: (6/94)(19/80)

Mustafa Çavdar Meali

Müdessir 11 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bırak beni ve yarattığımı yapayalnız.

(Müdessir 11)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Nebim!) Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (kabirde de tek başına bırakacağım şu adamı) Bana bırak;

(Müdessir 11)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bana bırak tek başına yarattığım o kişiyle uğraşmayı.

(Müdessir 11)

Adem Uğur Meali:

Tek olarak yarattığım, kimseyi bana bırak,

(Müdessir 11)

Ahmet Hulusi Meali:

Beni, yalnız olarak yarattığımla (başbaşa) bırak;

(Müdessir 11)

Ahmet Tekin Meali:

Malsız, evlâtsız olarak yaratıp dünyaya getirdiğim kimseyi, bana bırak.

(Müdessir 11)

Ahmet Varol Meali

O yapayalnız yarattığım kimseyi sen bana bırak.*

(Müdessir 11)

Ali Bulaç Meali:

Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak;

(Müdessir 11)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Mal ve evlâdsız olarak) tek başına yarattığım o kâfiri (Velid İbni Muğîre'yi) bana bırak.

(Müdessir 11)

Ali Rıza Sefa Meali:

Tek başına yarattığım kişiyi Bana bırak!

(Müdessir 11)

Ali Ünal Meali:

Bırak bana o kişiyi, (malsız, ailesiz) tek olarak yarattığım;

(Müdessir 11)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Beni, yarattığım o kimseyle yalnız bırak. (Ben onun hakkından gelirim.)

(Müdessir 11)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Tek olarak yarattığım, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim o kişiyi bana bırak!

(Müdessir 11)

Bekir Sadak Meali:

(11-14) Tek olarak yaratip kendisine bol bol mal, cevresinde bulunan ogullar verdigim ve nimeteri yaydikca yaydigim o kimseyi Bana birak.

(Müdessir 11)

Besim Atalay Meali:

Yarattığım kimse ile, beni yalnız bırak

(Müdessir 11)

Celal Yıldırım Meali:

(11-12-13-14) (Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak.

(Müdessir 11)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Mal ve evlatsız olarak) tek başına yarattığım o inkârcıyı (Velid İbni Muğîre'yi) bana bırak!

(Müdessir 11)

Diyanet İşleri Eski Meali:

11,12,13,14. Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.

(Müdessir 11)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.

(Müdessir 11)

Diyanet Vakfı Meali:

11, 12, 13, 14. Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!

(Müdessir 11)

Edip Yüksel Meali:

Bir birey olarak yarattığım kişiyi bana bırak.

(Müdessir 11)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bırak bana o herifi ki yarattım da temtek

(Müdessir 11)

Elmalılı Yeni Meali:

Bana bırak temtek olarak yarattığım o herifi,

(Müdessir 11)

Erhan Aktaş Meali:

Tek olarak yarattığım kişiyi Bana bırak.[1]

1)Hiçbir şeye sahip değilken; birçok şeye sahip kıldığım kişiyi.

(Müdessir 11)

Gültekin Onan Meali:

Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı bana bırak;

(Müdessir 11)

Hakkı Yılmaz Meali:

11-14 Tek olarak yarattığım, kendisine hesapsız bir mal verdiğim, şâhitler olarak oğullar verdiğim, kendisi için alabildiğine imkânlar döşediğim kişiyi Benimle başbaşa bırak!

(Müdessir 11)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Tek olarak yarattığım (adamla) beni baş başa bırak.

(Müdessir 11)

Harun Yıldırım Meali:

Kendisini tek olarak yarattığımı bana bırak!

(Müdessir 11)

Hasan Basri Çantay:

(11-12-13-14) Bir tek (ya'ni nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evladlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kafir adam) ı bana bırak.

(Müdessir 11)

Hayrat Neşriyat Meali:

Tek olarak yarattığım şu kimseyi ise, bana bırak!(3)*

(Müdessir 11)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Beni ve tek¹ olarak yaratmış olduğum kimseyi bırak.

(Müdessir 11)

Hüseyin Atay Meali:

11-14 Tek olarak yaratıp, kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve kendisini donattıkça donattığım kimseyi Bana bırak.

(Müdessir 11)

İbni Kesir Meali:

Bırak Beni ve yarattıklarımı tek başına.

(Müdessir 11)

İlyas Yorulmaz Meali:

Beni ve yalnız olarak yarattığım kimseyi başbaşa bırak.

(Müdessir 11)

İskender Ali Mihr Meali:

Tek başına yarattığım kişiyi Bana bırak.

(Müdessir 11)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sen yarattığım o kimseyi bana bırak.

(Müdessir 11)

Kadri Çelik Meali:

Tek başıma yarattığım o kimseyi bana bırak.

(Müdessir 11)

Mahmut Kısa Meali:

Annesinin karnında âciz, yapayalnız ve çaresiz bir kul olarak yarattığım o azgın inkârcıyı sen bana bırak! Hakikati çok iyi bildiği hâlde; kibir, inat ve bencilliği yüzünden ayetlerime başkaldıran o küstah ve azgın kâfirin hakkından bizzat Ben geleceğim!

(Müdessir 11)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(10-11) Değildir kolay, kafirler için o gün. Yarattığım yalnız kimseyi bana bırakıver.

(Müdessir 11)

Mehmet Türk Meali:

11,12,13,14. Bırakın Bana! O kendi ellerimle yarattığım,1 kendisine bolca servet ve gözünün önünde duran oğullar verdiğim ve önüne imkân ve fırsatlar serdiğim adamı.2*

(Müdessir 11)

Muhammed Celal Şems Meali:

Beni yarattığımla yalnız bırak.

(Müdessir 11)

Muhammed Esed Meali:

Bana bırak yalnız yarattığım o kişi(yle uğraşma)yı,

(Müdessir 11)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendisini tek olarak yarattığım o kişiyi sen bana bırak.

(Müdessir 11)

Mustafa Çavdar Meali:

Yarattığımda tek başına olan kişiyi sen bana bırak.

Bknz: (6/94) - (19/80)

(Müdessir 11)

Mustafa Çevik Meali:

11-15 Davet edilmekte oldukları hayat nizamına uysunlar diye yaratıp da mal mülk ve evlat verip bunca nimetle donattığım halde gözü doymayan, nankörlük edip davetimden yüz çevirenlerin hesaplarını görmek Bana aittir. Bunlar için cehennemde ağır boyunduruklar, yakıcı bir azap ve boğazdan geçmeyen yiyecekler vardır.

(Müdessir 11)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Beni tek başıma yarattığımla başbaşa bırak!

(Müdessir 11)

Osman Okur Meali:

(11-15) (Ey rasülüm) Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı. Ona bol bol mal verdim. Gözü önünden ayrılmayan evlatlar (verdim). Kendisine alabildiğine imkânlar sağladım. Buna rağmen o, hala ihtirasla verdiğimden daha fazlasını istiyor.

(Müdessir 11)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı.

(Müdessir 11)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Tek olarak yarattığım o adamla beni başbaşa bırak!

(Müdessir 11)

Ömer Sevinçgül Meali:

O adamı bana bırak! Onu tek olarak yarattım,

(Müdessir 11)

Sadık Türkmen Meali:

TEK BAŞINA yarattığım o inatçı kimseyi Bana bırak;

(Müdessir 11)

Seyyid Kutub Meali:

Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı.

(Müdessir 11)

Suat Yıldırım Meali:

(11-14) Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkanı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!

(Müdessir 11)

Süleyman Ateş Meali:

Benimle şu adamı yalnız bırak ki ben onu tek olarak yarattım.

(Müdessir 11)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Tek olarak yarattığım o kişiyi[1] bana bırak[2]!

1)Velid b. Mugire (الوليد بن المغيرة) Ebu Abdişems el-Velid b. el-Mugire b. Abdillah el-Mahzumi (ö. 1/622) Nebimiz'in ve İslamiyet'in azılı düşmanlarından biri miladi 530 yılı civarında Mekke'de doğdu. Babası Mugire, Kureyş içerisinde zenginliği ve cömertliğiyle tanınırdı. Onun kabiledeki mevkii dolayısıyla çocuklarına Beni Mugire denilmiş ve Mugiri nisbesiyle anılmışlardır. Bunlar şan, şeref, şöhret ve zenginlik bakımından ayrı bir zümre teşkil ediyordu. Resul-i Ekrem'in babaannesi Fatıma bint Amr b. Âiz, Mahzumoğulları'na mensup olduğu için dayıları adına Abdülmuttalib'in, oğlu Abdullah'ı kurban etmesini engelleyenler arasında Mugire de vardı. Velid annesi Sahra'ya nisbetle İbnü's-Sahra diye de anılır. Velid aklı, dirayeti, güzel konuşması, gelişmiş şiir zevki, çocuklarının fazlalığı ve zenginliğiyle de Kureyş içerisinde temayüz etmişti. Onun Mekke ile Taif arasındaki sulanabilen bahçelerinde yıl boyunca meyve ve sebze yetiştirilirdi. Ticaretle de uğraşan Velid'in aynı zamanda demirci olduğu zikredilir (İbn Kuteybe, s. 575). Velid, Haşimoğulları ile rekabet etmek için hac zamanı Mina'da büyük bir ateş yaktırır ve hacılara yemek ikram ederdi. Velid'in kendisiyle tartışılmasına izin vermediği, bedevilerin onu methederken 12.000 dinardan fazla serveti bulunduğunu söyledikleri kaydedilir (Süheyli, III, 80). Onun Kureyş nezdindeki itibarını gösteren iki olaya işaret etmek gerekir. Bunlardan biri, Kureyş'in reisi Abdülmuttalib'in vefatı üzerine kendisiyle birlikte kabileden üç kişinin onun yerini almak istediğini göstermek için Kabe'nin avlusuna oturmasıdır (diğer ikisi Ebu Talib ile Abdullah b. Cüd‘an idi; Ya‘kubi, II, 10). İkincisi Hz. Muhammed'in Hacerülesved'i yerine koyanlar arasında yer aldığı, Kabe'nin yıkılıp yeniden yapılması esnasında Kureyşliler'in Kabe'yi yıkmaktan çekinmesi üzerine Velid'in mabedin duvarına çıkıp, "Biz ancak iyilik ve hayır istiyoruz" diyerek kendi kabilesine düşen kısımdan bir bölümü yıkmasıdır. Kureyşliler, ancak onun başına bir felaket gelip gelmeyeceğini bir süre bekledikten sonra yıkım işine başlayabildi (İbn Hişam, I, 195). Yine Kabe'nin yapımı için para toplanırken Velid, Mekkeliler'den helal kazançlarından sarfetmelerini, riba ve zulümle elde edilen paraları bu işe karıştırmamalarını istedi. Diğer taraftan her yıl değiştirilen Kabe örtüsünü bir yıl kendisinin, bir yıl diğer Kureyş liderlerinin değiştirmesinden dolayı "Idlü Kureyş" (Kureyş'in dengi) unvanını taşıyor ve Yemen'den getirttiği kumaşla bu örtüyü değiştiriyordu (Ezraki, I, 251-252; Belazüri, I,133). Kaynaklarda bir hırsızın elini kesmesi, ilk defa kasame usulüne başvurması gibi icraatlarından dolayı "hükkamü'l-Arab"dan kabul edilir (İbn Habib, el-Muĥabber, s. 132, 337-338; el-Münemmaķ, s. 368; Belazüri, I, 133). Ayrıca Velid, kendisi şarap içmediği gibi aile fertlerine de içmeyi yasaklayan ve Kabe'ye girerken pabuçlarını çıkaran ilk kişidir (İbn Habib, el-Muĥabber, s. 335-337; İbn Kuteybe, s. 551-552). Kureyşliler ona "vahid" (tek), "kurretü ayni Kureyş" (Kureyş'in göz bebeği) ve "seyyidi" (efendimiz) gibi sıfatlar vermişti. Velid b. Mugire, Hz. Peygamber'in davetini kabul etmedi ve kendisine şiddetle karşı çıktı. Kibir, bencillik ve ihtirası yüzünden şirk ile ruhu kirlenip tabiatı bozulduğundan Kur'an-ı Kerim için sihir dedi, Kur'an'ın hasmı ve Resul-i Ekrem'in rakibi oldu. Putperestliğin hamisi Ebu Cehil'e akıl hocalığı yaptı. Kendisinin, "Nasıl olur, ben Kureyş kabilesinin büyüğü ve başkanı olduğum halde bir kenara bırakılayım da Muhammed'e vahiy gelsin! Nasıl olur, Ebu Mes‘ud Amr b. Umeyr es-Sekafi kabilesinin reisi de bir yana bırakılsın!" şeklindeki sözlerine Kur'an'da şöyle cevap verilir: "Gerçeğin bilgisi gelince, ‘Bu bir büyü, biz bunu kabul etmiyoruz. Bu Kur'an şu iki şehirden büyük bir kişiye indirilseydi ya!' dediler. Rabbinin rahmetini paylaştırmak onlara mı düşmüş? Dünya hayatında onların geçimliklerini biz paylaştırdık …" (Zuhruf 43/30-31; ayrıca bk. En‘am 6/123-124; İbn Hişam, I, 361; Taberi, XXV, 39-41). Velid, Kureyşliler'in Resulullah'a karşı düşmanca faaliyetlerine aktif biçimde katıldı. Hz. Peygamber'in amcası Ebu Talib'e üç defa başvuran Kureyş heyetinde o da yer aldı. Üçüncü gidişlerinde Velid yanına genç ve yakışıklı oğlu Umare'yi de aldı. Heyettekiler, Ebu Talib'den, Hz. Muhammed'in yerine bu genci alıp öldürülmek üzere yeğenini kendilerine teslim etmesini istediler. Ebu Talib bu teklifi şiddetle reddetti (İbn Hişam, I, 266-268; Umare için bk. Süheyli, III, 252-255; Fayda, s. 81-84). İbn Habib, Kureyş kabilesine mensup sekiz zındık arasında Velid'i de zikreder ve bunların sapık düşüncelerini Hireli bir hıristiyandan öğrendiklerini yazar (el-Muĥabber, s. 337). Cahiliye devri şiirini ve Arap dilinin inceliklerini çok iyi bilen Velid, hac mevsiminde Mekke'ye gelecek kişilere söylenmek üzere Kureyşliler'in Muhammed hakkında bir fikir etrafında toplanmalarını istemişti. Kendi görüşünün oluşması için günlerce düşündü; Kureyşliler'in ileri sürdüğü kahin, deli, şair gibi nitelemelerin doğru olmadığının hemen anlaşılacağını belirttikten sonra, "En iyisi onun evladı babadan, kardeşi kardeşten, karıyı kocadan, kişiyi ailesinden ayıran bir büyücü olduğunu söyleyelim" dedi. Bu iddialar üzerine şu ayetler nazil oldu: "Yarattığım o kişiyi tek başına bana bırak; geniş bir; geniş bir ervet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisine nimetleri serdikçe serdiğim, arkasından daha fazla vermemi bekleyen kişiyi. Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o bizim ayetlerimize karşı inatla direnmektedir. Ben de onu sarp bir yokuşa süreceğim. Zira o düşündü taşındı, ölçtü biçti. Kahrolsun, ne biçim ölçme biçme bu! Ardından yine kahrolsun, ne biçim ölçtü biçti! Sonra baktı, sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda arkasını dönüp gitti ve kibrine yenildi. ‘Bu' dedi, ‘olsa olsa eskilerden nakledilmiş bir sihirdir; bu bildiğiniz insan sözünden başka bir şey değildir.' Ben onu cehenneme sokacağım …" (Müddessir 74/11-26).
2)Herkes, onun gibi tek olarak yaratılır.

(Müdessir 11)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(11-14) Tek başına yaratıp geniş imkanlar, her işlerine koşturan çocuklar verdiğim ve önüne geniş ufuklar açtığım kimseyi Bana bırak.

(Müdessir 11)

Şaban Piriş Meali:

Beni, yarattığım kimse ile yalnız bırak.

(Müdessir 11)

Talat Koçyiğit Meali:

11-14 Tek başıma yarattığım, kendisine pek çok mal ve yanı başında oğullar verdiğim ve kendisi için sayısız nimetlerimi yaydıkça yaydığım o kâfir kimseyi sen bana bırak.

(Müdessir 11)

Tefhimul Kuran Meali:

Bırakın onu bana, Ben onu tek olarak yarattım.

(Müdessir 11)

Ümit Şimşek Meali:

Tek başına yarattığım kimseyi Bana bırak.

(Müdessir 11)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak!

(Müdessir 11)