74. Müdessir Suresi / 56.ayet
- « Müdessir 55
- Müdessir 56
- Kıyamet 1 »
Müdessir 56 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Ve Allah'ın dilediğinden başkası öğüt alamaz; odur çekinilmeye değer ve yarlıgayıp suçları örter.
(Müdessir 56)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
(Ve tabi insanlar hidayete ve istikamete yönelmedikçe ve) Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; (oysa) takvanın sahibi (korkulmaya layık ve ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (insanı bağışlamaya ehil ve yetkin olan da) O'dur.
(Müdessir 56)Abdullah Parlıyan Meali:
Ama öteki dünyaya inanmayanlar, Allah dilemedikçe O Kur'ân'dan ders alamazlar. O Allah, azabından korkulup korunulacak olan, ve kendi kitabıyla yol bulunandır. Bağışlamaya ehil olan da yalnızca O'dur.
(Müdessir 56)Adem Uğur Meali:
Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur.
(Müdessir 56)Ahmet Hulusi Meali:
Allah dilemedikçe onlar zikredemezler (hatırlayıp değerlendiremezler)... O, takvanın ehlidir (dilediğinde korunmayı izhar eder) ve mağfiretin ehlidir (dilediğinde mağfiretini oluşturur).
(Müdessir 56)Ahmet Tekin Meali:
Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde onlar da öğüt alabilirler. O, takva esaslarını-Kur'ân esaslarını ortaya koymaya, korunmaya-takvaya dayalı düzeni kurdurmaya, kulluk ve sorumluluk şuurlarıyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkararak şahsiyetlerini korumaya, dinî ve sosyal görevleri konusunda insanları bilinçlendirmeye, azabından korunulmaya tekehil olan varlıktır, koruma kalkanına almakta, bağışlamakta da kudret ve hükümranlık sahibidir.
(Müdessir 56)Ahmet Varol Meali
Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. Kendisinden sakınılmaya lâyık olan O'dur, bağışlamaya yetkili (ehil) olan da O'dur.
(Müdessir 56)Ali Bulaç Meali:
Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur.
(Müdessir 56)Ali Fikri Yavuz Meali:
Bununla beraber Allah dilemeyince öğüd almazlar; koruyacak da O'dur, bağışlayacak da O...
(Müdessir 56)Ali Rıza Sefa Meali:
Allah dilemedikçe, zaten öğüt alamazlar. O, sorumluluk bilincine erişmenin ve bağışlanmanın kaynağıdır.[550]
550)"O, sorumluluk bilincine erişmenin ve bağışlanmanın kaynağıdır." biçiminde, önceki iki ayette olduğu gibi Kur'an'a yönelik anlam verdiğimiz "O" zamirine, kimi çevirilerde Allah'a yönelik anlam verilmiştir. Kimi çevirilerde ise "O'nun dilediği kimse takva sahibidir ve günahları sevaba çevrilmiş olan kimsedir." biçiminde, insanlara yönelik anlam verilmiştir.
Ali Ünal Meali:
Ama Allah dilemedikçe, düşünüp ders de alamazlar. Allah’tır gönülden saygı duyulup, Kendisinden sakınılması gereken ve günahları bağışlama şânından olan.
(Müdessir 56)Bahaeddin Sağlam Meali:
Fakat Allah dilemedikçe (onlar hak etmedikçe,) onu idrak edemezler. O Allah, takva ve bağışlanma ehlidir. (Korunmak ve sakınmak isteyenleri bağışlar.)
(Müdessir 56)Bayraktar Bayraklı Meali:
Böylece zaten onlar Allah'ın dilediğini ancak öğüt almış olurlar. Çünkü saygı duyulması gereken O'dur. Bağışlayacak olan da O'dur.
(Müdessir 56)Bekir Sadak Meali:
Allah dilemeksizin ogut alamazlar. O, kendisinden korkulmaya daha layiktir ve bagislamaya daha ehildir. *
(Müdessir 56)Besim Atalay Meali:
Allahın, dilediği kimsedir ancak öğüt alanlar, sakınmaya, bağışa ancak o kimsedir yaraşan
(Müdessir 56)Celal Yıldırım Meali:
Ancak Allah'ın dilediği kimseler düşünüp öğüt alır. Korkulmaya değer olan da O'dur; bağışlamaya lâyık olan da O'dur.
(Müdessir 56)Cemal Külünkoğlu Meali:
(Ne var ki) Allah dilemedikçe (kendileri istemedikçe) ondan ders almazlar. Saygıyla direktiflerine itaat edilmeye layık olan ancak O'dur, affetmeye ehil olan da O'dur. *
(Müdessir 56)Diyanet İşleri Eski Meali:
Allah dilemeksizin öğüt alamazlar. O, kendisinden korkulmaya daha layıktır ve bağışlamaya daha ehildir.*
(Müdessir 56)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.
(Müdessir 56)Diyanet Vakfı Meali:
Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur.
(Müdessir 56)Edip Yüksel Meali:
ALLAH dilemezse onlar öğüt alamazlar. O, erdemli davranmanın kaynağıdır; bağışlamanın kaynağıdır.
(Müdessir 56)Elmalılı Orjinal Meali:
Maamafih Allah dilemeyince düşünmezler, koruyacak da odur, mağfiret edecek de
(Müdessir 56)Elmalılı Yeni Meali:
Bununla beraber Allah dilemeyince, düşünmezler; koruyacak da O'dur, bağışlayacak da!
(Müdessir 56)Erhan Aktaş Meali:
Allah dilemedikçe[1] onlar öğüt almazlar. O, takvaya ehildir[2] ve bağışlamaya ehildir.
1)Zorla yaptırmadıkça.
2)Allah, koyduğu kurallarla, kötü ve zararlı şeylere karşı korumada ve bağışlamada yetkin ve yeterlidir.
Gültekin Onan Meali:
Tanrı dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takva ehli ve mağrifet ehli (olan) O'dur.
(Müdessir 56)Hakkı Yılmaz Meali:
55-56 Öyleyse dileyen onu düşünür, öğüt alır. Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, öğüt alamazlar. O, sakındırmaya ehildir ve affetmeye ehildir.
(Müdessir 56)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O, takva ehli (korkup sakınılmaya en layık olan) ve mağfiret ehli (korkup sakınanları bağışlamaya en layık) olandır.
(Müdessir 56)Harun Yıldırım Meali:
Allah dilemedikçe de öğüt almazlar. İşte kendisinden sakınılmaya layık O’dur; bağışlamak da O’na yaraşır.
(Müdessir 56)Hasan Basri Çantay:
Bununla beraber Allahın dileyeceğinden başkaları o öğüdü almazlar ki (Onun azabından) korunmıya ehil olan da odur, yarlığanmıya ehil olan da o.
(Müdessir 56)Hayrat Neşriyat Meali:
Bununla berâber, Allah (hikmetine binâen kendi lütfundan) dilemedikçe nasîhat almazlar! (Kendisinden) sakınılmaya lâyık olan da, bağışlamaya ehil olan da O'dur!
(Müdessir 56)Hubeyb Öndeş Meali: /
Allah'ın [imkan] var etmedikçe¹ onlar hatırlayıp anmazlar. O, korunup sakınmanın (takvanın) ehlidir, bağışlamanın da ehlidir.
(Müdessir 56)Hüseyin Atay Meali:
53-56 Hayır olmaz! Ne var ki, ahiretten korkmazlar. Kesin hayır! Doğrusu, o, bir hatırlatmadır. Dileyen kimse onu anar. Ancak, Allah hatırlamalarını diler. Saygı duyulması gereken de O’dur, bağışlayacak olan da O’dur.
(Müdessir 56)İbni Kesir Meali:
Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O, takvaya ehildir, mağfirete ehildir.
(Müdessir 56)İlyas Yorulmaz Meali:
Allah'ın dilediklerinden başkası öğüt almaz. O öğüt alanlar ise, korunmasını ve bağışlamasını bilenlerdir.
(Müdessir 56)İskender Ali Mihr Meali:
Allah’ın dilediğinden başkası O’nu zikredemez. O (O’nun dilediği kimse), takva sahibidir ve mağfiret ehlidir (günahları sevaba çevrilmiş olan kimsedir).
(Müdessir 56)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Ancak, bu öğüdü Allah'ın dilediği kimseden başkası alamaz. Sakınırlığı olan da o kimsedir, yarlıganmıya elverişli olan da o kimsedir.
(Müdessir 56)Kadri Çelik Meali:
Allah dilemeksizin hatırlayıp kendilerine gelemezler. O, kendisinden korkulmaya daha layıktır ve bağışlamaya daha ehildir.
(Müdessir 56)Mahmut Kısa Meali:
Fakat şunu asla unutmayın ki, Allah insanların öğüt almasına izin vermediği takdirde, onlar asla öğüt alamazlar! Eğer insanlar özgür irâdelerini kullanarak birtakım tercihlerde bulunabiliyorlarsa, bu Rabb’inin lütuf ve kereminden dolayıdır. O hâlde, her türlü kötülükten, günahtan kurtulup gerçek anlamda dürüst ve erdemli olabilmek için O’na yönelsinler. Çünkü O,kendisinden sakınılmaya lâyık olan biricik otorite, biricik yargı makâmıdır ve çünkü O, her türlü affın, bağışlamanın kaynağıdır!
(Müdessir 56)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Elbette ki; Allah dilemedikçe kimse öğüt alacak da değildir. Sadece O'nun diledikleri öğütü alır. Takva sahipleri onlardır. İşte bağışlanacak kişiler bu seçkin Allah'ın diledikleridir. Rızasını kazanma ve günahlardan sakınmayla kurtuluş vardır.
(Müdessir 56)Mehmet Türk Meali:
Allah dilemedikçe, o (kâfirler ondan) öğüt almazlar. Gerçekten, sakınılmaya lâyık olan da bağışlamaya ehil olan da Odur.
(Müdessir 56)Muhammed Celal Şems Meali:
Ancak onlar, Allah dilemedikçe nasihat almayacaklar. Çünkü takva (veren de,) bağışlayan (da,) ancak O’dur.
(Müdessir 56)Muhammed Esed Meali:
Ama o (öteki dünyaya inanmaya)nlar, Allah dilemedikçe ondan ders almazlar çünkü O, Allah'a karşı sorumluluk bilincinin ve mağfiretin kaynağıdır.
(Müdessir 56)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Bununla birlikte Allah dilemedikçe kimse öğüt alamaz. Allah, kendisinden sakınılmaya değer olandır. Ve günahları bağışlayacak olan da odur.
(Müdessir 56)Mustafa Çavdar Meali:
Allah dilemiş bu Kuran’ı indirmiş öğüt alasınız diye. Çünkü sorumluluğunu yerine getiren de uyarı için vahiy indiren de O’dur, bağışlamaya en ehil olan da O’dur.Bknz: (4/165) - (6/156)»(6/157) - (20/133)»(20/134)
(Müdessir 56)Mustafa Çevik Meali:
54-56 Size bildirilmekte olanlar bir uyarı ve öğüttür. Dileyen öğüt alır. Öğüdünün dinlenip davetine uyulması ve kendisine karşı sorumluluk duyulması gereken yalnızca Allah’tır.
(Müdessir 56)Mustafa İslamoğlu Meali:
zaten onlar ancak Allah'ın dilemesi durumunda öğüt alabilirler. O, kendisine karşı sorumluluk duyulmaya ve bağışlamaya en ehil olandır.
(Müdessir 56)Osman Okur Meali:
(Zaten) doğru hatırlatma (mesaj) sadece Allah’ın hatırlatması (Kur’andır). Çünkü saygı duyulması gereken O'dur. Bağışlayacak olan da O'dur.
(Müdessir 56)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Maamafih düşünüp tefekkür edemezler, meğer ki Allah dilesin, kendisinden korkulacak olan ve mağfiret buyurmaya ehl olan da ancak O'(Hâlık-i Kerîm) dur.
(Müdessir 56)Ömer Öngüt Meali:
Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. O, kendisinden korkulmaya daha lâyıktır, mağfiret sahibi de O'dur.
(Müdessir 56)Ömer Sevinçgül Meali:
Bununla beraber, Allah dilemezse onlar öğüt alamazlar. Sakınılması gereken odur, bağışlayan da!
(Müdessir 56)Sadık Türkmen Meali:
Allah insanlara özgürlük vermeyi dilemeseydi. düşünüp ders alamazlardı/öğüt almayı bile dileyemezlerdi. Korkulmaya ehil/layık olan O’dur. Ve affetmeye layık/ehil olan da O’dur
(Müdessir 56)Seyyid Kutub Meali:
Fakat Allah dilemedikçe onlar bundan ders alamazlar. O kendisinden korku duyulmaya ve affetmeye lâyıktır.
(Müdessir 56)Suat Yıldırım Meali:
Ama Allah dilemedikçe onlar ders alamazlar. Saygı duyulup cezasından sakınmaya layık olan da, günahkarların günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız O'dur.
(Müdessir 56)Süleyman Ateş Meali:
Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar. Takva ve mağfiret ehli O'dur (kendisinden korunmağa, cezasından kaçınmağa layık olan ve günahları bağışlayan yalnız O'dur).
(Müdessir 56)Süleymaniye Vakfı Meali:
O bilgiyi aklından çıkarmayanlar, tercihlerinin doğruluğunu Allah'ın onayladıklarıdır[1]. Böylesi, Allah'tan çekinip korunan ve affedilmeyi hak eden kişidir.
1)Bkz İnsan 76/29-31 ve Tekvir 81/27-29
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Ama onlar, Allah dilemedikçe ondan ders alamazlar. Korkulması gereken de, bağışlanma istenilmesi gereken de sadece O'dur.
(Müdessir 56)Şaban Piriş Meali:
Allah dilemedikçe öğüt almazlar. Kendisinden korkulmaya layık olan O'dur, bağış sahibi O'dur.
(Müdessir 56)Talat Koçyiğit Meali:
Allah dilemedikçe de öğüt alamazlar. Kendisinden korunmaya ehil olan O'dur; mağfiret etmeye ehil olan da.
(Müdessir 56)Tefhimul Kuran Meali:
Allah dilemedikçe, onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur.
(Müdessir 56)Ümit Şimşek Meali:
Ancak Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar.(8) Korkulmaya lâyık olan da Odur, günahları bağışlayacak olan da.(9)*
(Müdessir 56)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, öğüt alamazlar. Sakındırmaya ve affetmeye ehil olan O'dur.
(Müdessir 56)