Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar.

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Bir de bakarsın ki onlar, (hepsi dirilmiş) yerin üstündedir.

Abdullah Parlıyan Meali:

Derken onlar uyanmışlar ve hepsi birden bir düzlüktedirler.

Adem Uğur Meali:

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

Ahmet Hulusi Meali:

Bir de bakarsın ki onlar geniş alandadırlar!

Ahmet Tekin Meali:

Derhal, hepsi diri olarak meydanda-mahşerde sıradadır.*

Ahmet Varol Meali

Birden onlar (dirilmiş halde) bir düzlük üzeredirler.

Ali Bulaç Meali:

Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)...

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, uyanmışlardır.

Ali Ünal Meali:

Bir de ne görsünler, o dümdüz (Mahşer) yerinde toplanıvermişler.

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hemen yer üstüne çıkarlar.

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Bu dönüş sadece bir seslenmeye bakar. Birden bire kendilerini mahşerde buluverirler.

Bekir Sadak Meali:

Hepsi hemen bir duzluge dokulecektir.

Besim Atalay Meali:

Onlar hemen uyanırlar

Celal Yıldırım Meali:

Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler.

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bir de (bakarsın onlar) kabirlerinden çıkmışlar (bir araya toplanmışlar).

Diyanet İşleri Eski Meali:

Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

Diyanet Vakfı Meali:

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

Edip Yüksel Meali:

Onlar uyanıvermişlerdir.

Elmalılı Orjinal Meali:

Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır

Elmalılı Yeni Meali:

bir de bakarsın uyanmışlar, hepsi meydanda.

Erhan Aktaş Meali:

Bir de bakmışsın meydandalar.[1]

1)Mahşer yerindedirler.

Gültekin Onan Meali:

Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

Hakkı Yılmaz Meali:

Bir de bakmışsın onlar meydandadır.

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Bir bakarsın) anında toprağın üzerindelerdir.

Harun Yıldırım Meali:

Birden, toprağın üzerinde uyanmıştırlar.

Hasan Basri Çantay:

Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir de bakarsın ki onlar (dirilmiş olarak) meydanda (mahşer yerinde) olan kimselerdir!

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Haykırışın] ardından, bir bakarsın ki onlar meydandadır.

Hüseyin Atay Meali:

13-14 Ancak o bir tek çığlıktır. Onlar hemen uyanma yerindedirler.

İbni Kesir Meali:

Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.

İlyas Yorulmaz Meali:

Biden bire onlar (yattıkları kabirlerden) uyanmışlardır.

İskender Ali Mihr Meali:

İşte o zaman onlar yerin (toprağın) üstündedirler.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derken onlar hemen toprağın yüzüne çıkıverecekler.

Kadri Çelik Meali:

Bir de bakarsın onlar, yerin üstündedirler.

Mahmut Kısa Meali:

Bir de bakmışsın ki, hepsi uyanmış, korku ve dehşet içinde Rablerinin huzurunda duruyorlar.

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte o an uyanmışlardır ve meydanda toplanırlar.

Mehmet Türk Meali:

13,14. Oysa o, korkunç bir çığlıktan ibarettir ve o anda onlar, (kabirlerinden) meydana çıkıverirler.

Muhammed Celal Şems Meali:

Böylece birdenbire kendilerini açık bir meydanda bulacaklar.

Muhammed Esed Meali:

işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

Mustafa Çavdar Meali:

Bknz: (20/108) - (50/41)»(50/42)

Mustafa Çevik Meali:

10-14 Gerçeği hiç düşünmeden inkâr edenler, bugünle karşılaşacaklarına dair uyarılmalarına rağmen, hâlâ “Biz ölüp, kemik yığını haline geldikten sonra, yeniden diriltilip eski halimize getirileceğiz öyle mi? Şayet öyleyse biz yanmışız.” diyerek alay ediyorlar. Onlar alay etmeye devam etsinler, hâlbuki onların diriltilmeleri için Allah’ın emri ile Sûr’a bir kere üfleyiş yetecek. Bir de bakmışsın ki mahşer yerinde hesap vermek üzere toplanmışlar.

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte o zaman onlar, faltaşı gibi açılmış gözlerle mahşer meydanında beliriverecek.

Osman Okur Meali:

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler.

Ömer Öngüt Meali:

Bir de görürsün ki onlar (diri olarak) düz bir yerin yüzündedirler.

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerini mahşer meydanında buluverirler.

Sadık Türkmen Meali:

Onlar, derhal uyanırlar/kalkarlar!

Seyyid Kutub Meali:

Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

Suat Yıldırım Meali:

(13-14) Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler!

Süleyman Ateş Meali:

Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar.

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra hepsi birden yeryüzüne çıkar.

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(13-14) O zaman tek bir çığlık kopacak ve başlarına geleni anlayacaklar.

Şaban Piriş Meali:

İşte o zaman onlar, hemen uyanacaktır.

Talat Koçyiğit Meali:

13-14 Fakat o tek bir sayhadır; işte o zaman herkes, uyanık olarak yerin yüzûndedir.

Tefhimul Kuran Meali:

Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerini bir meydanda bulurlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.