46. Ahkaf Suresi / 29.ayet

Hani biz, cinlerden bir grubu Kuran’ı dinlesinler diye sana yönlendirmiştik.
Onlar gelip Kuran dinlemeye başlayınca birbirlerine “Sessiz olun dinleyelim” demişler. Okuma tamamlanınca da uyarmak üzere kavimlerine dönmüşler:

Bknz: (6/130)(7/204)(72/1)»(72/15)

Mustafa Çavdar Meali

Ahkaf 29 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

An o zamanı ki hani cinlerin bir bölüğünü, Kur'an dinlesinler diye senin bulunduğun tarafa yollamıştık; oraya gelince birbirlerine, susun demişlerdi; okunuşu bitince de korkutmak için kavimlerine dönmüşlerdi de.

(Ahkaf 29)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hani Biz, o vakit cinnlerden birkaçını, Kur'an dinlemek üzere Sana yöneltip yollamıştık. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman: "Kulak verin (önemli ve hakikatli şeyler anlatıyor) " demişler; sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak dönmüş (ve gördüklerini anlatmışlardı).

(Ahkaf 29)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey Muhammed! hani biz, bir gurup cin'i Kur'ân'ı dinlemek üzere, sana çevirip göndermiştik. Kur'ân'ı dinlemeye hazır olunca; “Susup sessizce dinleyin” demişlerdi. Dinleme işi sona erip bitince, birer uyarıcı olarak kendi toplumlarına dönüp gittiler.

(Ahkaf 29)

Adem Uğur Meali:

Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur'an'ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) "Susun" demişler, Kur'an'ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Ahmet Hulusi Meali:

Hani cinden (insan gözünün görme alanı dışında kalan bir türden) bir grubu, Kuran'ı işitip dinlesinler diye sana yöneltmiştik... Ona hazır olduklarında dediler ki: "Susun!"... Hüküm yerine gelince de uyarıcılar olarak toplumlarına döndüler!

(Ahkaf 29)

Ahmet Tekin Meali:

Hani, cinlerden bir grubu, Kur'ân'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur'ân'ı dinlemek için geldiklerinde, birbirlerine: “Susun, dinleyin, duyduklarınızı uygulayın!” dediler. Kur'ân'ın okunması bitince de, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan birer uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.*

(Ahkaf 29)

Ahmet Varol Meali

Hani cinlerden bir grubu Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde: "Susup kulak verin" dediler. (Okuma) bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler.*

(Ahkaf 29)

Ali Bulaç Meali:

Hani cinlerden birkaçını, Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hatırla ki, cinlerden (on kişiye yakın) bir grubu, Kur'an dinlemek üzere sana yollamıştık. Vakta ki, Kur'an'ın huzuruna vardılar. (Birbirlerine): “- Susun, dinleyin” dediler. Sonra (Hz. Peygamber tarafından okunmakta olan Kur'an) bitirildiği vakit de (cinler Peygambere ve Kur'an'a iman getirerek) döndüler, (hem iman'a davet, hem de iman getirmiyenleri) korkutmak üzere kavimlerine gittiler.

(Ahkaf 29)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kur'an'ı dinlemeleri için, cinlerden bir kümeyi sana yönlendirmiştik. Ona hazır olduklarında, şöyle dediler: "Sessizce dinleyin!" Sonra bitirildiğinde, kendi toplumlarına uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Ali Ünal Meali:

Hatırla ki, Kur’ân dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yönlendirdik. Onu dinleyecekleri yere gelince birbirlerine, “Susun, kulak verin!” dediler. Okuman bitince de, onları uyarmak üzere kendi topluluklarına döndüler.

(Ahkaf 29)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hatırla ki, cinlerden bir topluluğu, Kur’an dinlemek üzere sana yönelttik. Kur’anı dinlemeye geldiklerinde (birbirlerine:) “Susun” dediler. Kur’an okunması bittiğinde, toplumlarına uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hani, cinlerden Kur'an'ı dinlemek isteyen bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar Kur'an'ı dinlemeye geldiklerinde, "Susup dinleyin!" dediler. Kur'an'ın okunması tamamlanınca, uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Bekir Sadak Meali:

Kuran'i dinleyecek cinlerden bir takimini sana yoneltmistik. Onlar Kuran'i dinlemege hazir olunca birbirlerine: «Susun» dediler Kuran'in okunmasi bitince, herbiri birer uyarici olarak milletlerine donduler.

(Ahkaf 29)

Besim Atalay Meali:

Kur'anı dinlemek üzere, cinden birkaç kişiyi sana göndermiş idik; hazır olduklarında dediler ki: «Susunuz!»; iş bittiğinde, kocundurmak üzere, kendi uluslarına dönüp gittiler

(Ahkaf 29)

Celal Yıldırım Meali:

Hani bir vakit cinlerden birkaç tanesini Kur'ân dinlemek üzere sana çevirip göndermiştik. O'nu dinlemeye hazır duruma gelince, birbirlerine, «susun dinleyin I» dediler. Dinleme işi yerine gelip sona erince birer uyarıcılar olarak kendi topluluklarına dönüp gittiler.

(Ahkaf 29)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Hani biz cinlerden bir grubu, Kur'an'ı dinleyebilsinler diye sana doğru yöneltmiştik ve onun mesajlarını fark eder etmez de (birbirlerine): “Susun (dinleyin)!” demişler ve (okuma) bittiğinde kendi toplumlarına uyarıcı olarak dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kuran'ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik. Onlar Kuran'ı dinlemeğe hazır olunca birbirlerine: "Susun" dediler. Kuran'ın okunması bitince, her biri birer uyarıcı olarak milletlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani Kur'an'ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, "Susun!" dediler. Kur'an'ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Diyanet Vakfı Meali:

Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur'an'ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) «Susun» demişler, Kur'an'ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.  *

(Ahkaf 29)

Edip Yüksel Meali:

Cinlerden bir grubu, Kuran'ı dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde, 'Susun' dediler. (Okuma) bitirilince topluluklarına birer uyarıcı olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de şu vaktı anlat ki: Cinlerden bir takımını Kur'an dinlemek üzere sana sevketmiştik, bu suretle vakta ki ona hazır oldular, susun dinleyin dediler, sonra bitirildiği vakıt da döndüler, inzar etmek üzere kavımlarına gittiler

(Ahkaf 29)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de şu vakti anlat, hani cinlerden bir takımını Kur'an dinlemek üzere sana göndermiştik. Onu dinlemeye geldiklerinde: "Susun, dinleyin!" dediler. (Dinleme) bitirilince de dönüp uyarmak üzere kavimlerine gittiler.

(Ahkaf 29)

Erhan Aktaş Meali:

Bir grup cinni[1] Kur'an'ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onlar, gelip Kur'an'ı dinlemeye başladıklarında birbirlerine, "Sesiz olun, dinleyin." dediler. Sonra da dinlemeleri bitince kendi toplumlarını uyarmak için geri döndüler.

1)Tanımadığın, yabancı bir topluluktan kimseleri; yabancı bir heyet.

(Ahkaf 29)

Gültekin Onan Meali:

Hani cinlerden birkaçını, Kuran dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hani Biz gizli ajanlardan Kur’ân'ı dinlemek isteyen bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, Kur’ân'a hazır oldukları zaman, “Susun!” dediler. Sonra Kur’ân'ı dinleyince de birer uyarıcı olarak toplumlarına döndüler.

(Ahkaf 29)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hani cinlerden bir grubu sana yönlendirmiştik de Kur’ân’ı dinliyorlardı. Onun (okunduğu mecliste) hazır olunca: “Susun!” dediler. (Okunması) bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Harun Yıldırım Meali:

Hani cinlerden bir grubu, Kur’an’ı dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: “Kulak verin.” Sonra bitirince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Hasan Basri Çantay:

Yadet o zamanı ki cinlerden bir taaifeyi Kur'an dinlemeleri için sana (doğru) çevirmişdik. İşte bunlar onun huzuuruna gelince (birbirine) "Susun (dinleyin)" demişler, (okunması) bitirilince de (kendilerini azab ile) korkutmıya me'mur olarak kavmlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve bir zaman, cinlerden birtakımını Kur'ân'ı dinlemeleri üzere sana yöneltmiştik. Nihâyet ona (ulaşarak) hazır olduklarında (birbirlerine): “Susun (dinleyin)!” dediler. (O Kur'ân kırâeti) bitirilince de (artık îmân etmiş kimseler ve Allah'ın azâbı ile) korkutucular olarak kavimlerine döndüler.(1)*

(Ahkaf 29)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir vakit, kur'an'a kulak veren cin[türün]den bir birliği sana çevirmiştik. Ardından, ona hazır olduklarında "Sessiz olun!" dediler. Ardından, tamamlandığında onlar uyarıcılar olarak kendi milletlerine dönüp gittiler.

(Ahkaf 29)

Hüseyin Atay Meali:

Hani, Kur'anı dinlemek üzere cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik. Onlar gelince, birbirlerine "Susun" dediler. Okuma bitince, her biri uyarıcı olarak uluslarına döndüler.

(Ahkaf 29)

İbni Kesir Meali:

Hani Kur'an dinlesinler diye sana cinlerden bir taife yöneltmiştik. Hazır olunca demişlerdi ki: Susun. Kur'an tamam olunca da her biri birer uyarıcı olarak kavimlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

İlyas Yorulmaz Meali:

Tanınmayan (cin) bir gurup insanları, Kur'an'ı dinlesinler diye sana yönlendirmiştik. Onu dinlemek için hazır olduklarında “Susun” dediler. Dinleme işi bittiğinde, dinledikleri Kur'an la uyarmak için kendi topluluklarına döndüler.

(Ahkaf 29)

İskender Ali Mihr Meali:

Cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik, Kur’ân’ı dinlemeleri için. Onun huzuruna geldikleri zaman “Susun, dinleyin!” dediler. Sonra (Kur’ân-ı Kerim okuması) bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün Biz cinlerden birkaçını Kur'an'ı dinlesinler diye sana göndermiştik. Bunlar Kur'an'ı dinlemek üzere iken biribirlerine: «Susun da dinliyelim» demişler, dinleyip bittikten sonra da uluslarını uyarmak için geri dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Kadri Çelik Meali:

Hani cinlerden birkaçını, Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, “Kulak verin!” demişler, sonra (dinleme işi) bitince, kendi kavimlerine (birer) uyarıcılar olarak dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Muhammed! Hani cinlerden bir grubu, gece vakti okuduğun Kur’an’ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onlar senin bulunduğun yere geldiklerinde, birbirlerine “Susun!” deyip senin okuduğun ayetleri sonuna kadar dinlemişlerdi. Okuma sona erince de, kendi toplumlarına birer uyarıcı olarak dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ansızın bir vakit cinlerden bir takımını Kur'an dinlemeleri için sana göndermişizdir. Hani Kur'an'ı duyup dinleyecek yere gelince birbirlerine "Susun, dinleyin!" dediler. Kendi toplumlarına, okuma tamamlanıp bittikten sonra, birer uyarıcı olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Hani cinlerden1 bir topluluğu2 Kur’an dinlemek üzere sana göndermiştik. Onlar, onu dinlemeye geldiklerinde: “(birbirlerine) susun, dinleyin!” dediler ve (Kuran’ın okunması) bitirilince de her biri birer uyarıcı olarak, toplumlarına döndüler.*

(Ahkaf 29)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani Kur’an dinlemeyi (arzu eden) cinlerden bir topluluğu (Bu ayet-i kerimede Hz. Resûlüllah (s.a.v.) ile görüşmek gayesiyle Nusaybin’den Medine’ye gelen Yahudi bir delegeden bahsedilmiştir. Onlar geri dönünce, kavimlerine Hz. Resûlüllah’ın (s.a.v.) ve Kur’an-ı Kerim’in doğruluğunu anlatarak kendilerine İslâm’ın mesajını verdiler. Uzak bir yerden geldikleri için, onlara cin denmiştir.) sana yöneltmiştik. Onlar, (Kur’an okunan meclise) geldiklerinde (birbirlerine,) “Susun!” dediler. (Kur’an’ın okunması) tamamlanınca, uyarıcılar olarak kavimlerine (geri) döndüler.

(Ahkaf 29)

Muhammed Esed Meali:

Hani (ey Muhammed!) Biz bir grup tanınmayan/bilinmeyen varlığı, Kuran'ı dinleyebilsinler diye sana doğru yöneltmiştik ve o(nun mesajları)nı fark eder etmez de (birbirlerine) "Sessizce dinleyin!" demişler ve (okuma) bittiğinde kendi toplumlarına uyarıcı olarak dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur anı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onu dinlemeye hazır hale geldiklerinde birbirlerine; "Susup dinleyin!" dediler. Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Mustafa Çavdar Meali:

Hani biz, cinlerden bir grubu Kuran’ı dinlesinler diye sana yönlendirmiştik. Onlar gelip Kuran dinlemeye başlayınca birbirlerine “Sessiz olun dinleyelim” demişler. Okuma tamamlanınca da uyarmak üzere kavimlerine dönmüşler:

Bknz: (6/130) - (7/204) - (72/1)»(72/15)

(Ahkaf 29)

Mustafa Çevik Meali:

29-31 Ey Peygamber! Biz cinlerden (Bilip, tanımadığın) bir grup kimseyi Kur’an’ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onlar gelip de Kur’an’ı dinleyince birbirlerine, “Sessiz olun da okunanları dikkatle dinleyelim.” demişler ve Kur’an’ın okunması sona erince de, dinledikleri ile kavimlerini uyarmak üzere dönmüşlerdi. Kavimlerine varınca da onlara: “Ey kavmimiz! Musa’ya indirilen kitaptan ve tüm ilahi kitaplardan hakikat adına geriye kalan ne varsa, onların hepsini tasdik edip insanları yaratılış sebepleri olan hayat nizamı ile yaşamaya davet ederek rehberlik eden ilahi bir kelam dinledik. Ey kavmimiz! O âyetlere ve onu okuyan Peygamber’e uyun ki, Allah da günahlarınızı bağışlayıp sizi elem veren azaptan korusun.” dediler.

(Ahkaf 29)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir zamanlar, cinlerden bir gurubu Kur'an'ı dinlesinler diye sana yönlendirmiştik. Nihayet o (vahye) kavuşur kavuşmaz "Sükunetle dinleyin!" demişler, (okuma) biter bitmez de kendi toplumlarının yanına uyarıcılar olarak dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Osman Okur Meali:

Kuran'ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik. Onlar Kuran'ı dinlemeye hazır olunca birbirlerine: "Susun" dediler Kuran'ın okunması bitince, herbiri birer uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o zamanı da yâd et ki, cinlerden bir zümreyi Kur'an'ı dinlemeleri için sana göndermiştik. Vaktâ ki, ona hazır oldular, dediler ki: «Susun! (dinleyin).» Vaktâ ki, tilâveti nihâyet buldu, kendi kavimlerine korkutucular olarak dönüp gittiler.

(Ahkaf 29)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Hani Kur'an dinlesinler diye sana cinlerden bir tâife yöneltmiştik. Hazır olunca birbirlerine: "Susun!" demişlerdi. Kur'an'ın okunması bitince, her biri birer uyarıcı olarak kavimlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Ömer Sevinçgül Meali:

Hani, Kur’an dinlesinler diye bir cin grubunu sana yollamıştık. Dinlemeye hazır oldukları zaman, “Susun!” demişlerdi. Bittikten sonra, her biri birer uyarıcı olarak kendi topluluklarının yanlarına dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Sadık Türkmen Meali:

BİR ZAMAN cinlerden birkaçını, Kur’an’ı dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ne zaman ki onlar, onu dinlemeye hazır olunca (birbirlerine): “Susun!” dediler. Okuma bitirilince, kendi kavimlerine ‘uyarıcılar olarak’ döndüler.

(Ahkaf 29)

Seyyid Kutub Meali:

Bir zamanlar cinlerden bir topluluğu Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde «Susun dinleyin» dediler. Kur'an okuması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler.

(Ahkaf 29)

Suat Yıldırım Meali:

Hani Biz bir vakit cinlerden bir takımını Kur'an dinlemeleri için sana göndermiştik. Kur'an'ı işitip dinleyecek yere gelince birbirlerine: "Susun, dinleyin!" dediler. Okuma tamamlanınca kendi toplumlarına birer uyarıcı olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Süleyman Ateş Meali:

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (birbirlerine): "Susun, (dinleyin)" dediler. (Okuma) Bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler:

(Ahkaf 29)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün, cinlerden bir kaçını Kur'an'ı dinlesinler diye sana yönlendirmiştik. Onu dinlerken birbirlerine: "Susun" dediler. Okuma bitince uyarmak için topluluklarına geri döndüler.

(Ahkaf 29)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bir zamanlar, yabancı bir topluluğu, Kur'an'ı dinlesinler diye sana yöneltmiştik. Onu duyduklarında: "Susun" demişler; dinlediklerinde de, onları uyarmak üzere kavimlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Şaban Piriş Meali:

Hani, cinlerden bir grubu Kur'an'ı dinlesinler diye sana yöneltmiştik. Onun yanına gelince "susun!" demişler. (Okuma) tamamlanınca kavimlerine uyarıcı olarak dönmüşler.

(Ahkaf 29)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Hani birara cinlerden bir gurubu Kur'ân dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onun yanına gelince, biribirlerine "susun" demişler, okuma bitince de uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.

(Ahkaf 29)

Tefhimul Kuran Meali:

Hani cinlerden birkaçını, Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: «Kulak verin;» sonra (dinleme işi) bitirilince de kendi kavimlerine (birer) uyarıcı korkutucular olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Ümit Şimşek Meali:

Bir zaman da, Kur'ân'ı dinlemeleri için, cinlerden bir topluluğu sana göndermiştik. Onu dinlemek için hazır hale geldiklerinde, birbirlerine “Susun” dediler. Kur'ân okunduktan sonra da kavimlerine birer uyarıcı olarak döndüler.

(Ahkaf 29)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onu dinlemeye hazır hale geldiklerinde: "Susup dinleyin!" dediler. Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler.

(Ahkaf 29)