33. Ahzab Suresi / 12.ayet

O anda inanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafıklar ve kalplerinde iman zafiyeti bulunanlar: “Allah’ın ve Elçi’sinin bize vaat ettiği zafer bir yalan ve aldatmacadan ibaretmiş” diyorlardı.

Bknz: (3/166)»(3/168)(4/161)»(4/166)

Mustafa Çavdar Meali

Ahzab 12 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hani münafıklarla gönüllerinde hastalık olanlar, Allah ve Peygamberi demişlerdi, bizi ancak aldattılar, vaatlerinde aldatıştan başka bir şey yok.

(Ahzab 12)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

O sırada münafıklar ve kalbinde maraz olanlar: “Allah ve Resulü bizi boş ve imkânsız (zafer ve ganimet) va’adleriyle (oyalayıp aldatıyorlar) ” diyerek (fesatlık yapmış ve kafaları karıştırmışlardı).

(Ahzab 12)

Abdullah Parlıyan Meali:

Münafıklar ve kalpleri hastalıklı olanlar, birbirlerine Allah ve elçisi, bizi sadece boş vaatlerde bulunmak suretiyle aldatmaktalar, dedikleri zamanki durumu hatırla!

(Ahzab 12)

Adem Uğur Meali:

Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ahmet Hulusi Meali:

Hani münafıklar ve kalplerinde maraz bulunanlar (sağlıklı düşünemeyenler): "Allah ve O'nun Rasulü, bize bir aldanıştan başka bir şey vadetmemiş" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ahmet Tekin Meali:

O zaman müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklar ile, kalpleri kararmış, aklından zoru olan hasta ruhlular: “Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar!” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ahmet Varol Meali

O zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: "Allah ve Resulü bize sadece vaadlerde bulundu" diyorlardı.*

(Ahzab 12)

Ali Bulaç Meali:

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz (şübhe) olanlar:” - Allah ve Rasûlü, bize, aldatmadan başka bir vaad etmemiş.” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ali Rıza Sefa Meali:

İkiyüzlüler ve yüreklerinde sayrılık olanlar, şöyle diyorlardı: "Allah ve O'nun elçisi, bize aldanıştan başka bir şey vermemiş!"

(Ahzab 12)

Ali Ünal Meali:

O vakit münafıklar ve kalblerinin ta merkezinde hastalık bulunanlar, “Meğer Allah ve Rasûlü bize ancak bir aldanış va’ detmiş!” diye söyleniyorlardı.

(Ahzab 12)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hatırlayın ki, münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: Allah ve Resulü, aldatmaktan başka hiçbir şey bize vaadetmediler. Va’dleri boş çıktı. diyorlardı.

(Ahzab 12)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Münafıklar ile kalplerinde hastalık olanlar, "Meğer Allah ve Peygamberi bize boş vaadlerden başka bir şeyde bulunmadı" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Bekir Sadak Meali:

Ikiyuzluler ve kalblerinde hastalik olanlar: «Allah ve peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular» diyorlardi.

(Ahzab 12)

Besim Atalay Meali:

Hani, münafık olanlarla, yürekleri bozuklar: «Allah ile peygamberi, ancak bizi aldatmakçin sözleşmiş!» demiş idiler

(Ahzab 12)

Celal Yıldırım Meali:

Ve hani münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar, «Allah ve Peygamberi bize ancak aldatıcı bir va'dde bulunmuşlardır» diyorlardı.

(Ahzab 12)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Hani ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar (birbirlerine): “Allah ve Resulü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık olanlar: "Allah ve Peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resulü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Diyanet Vakfı Meali:

Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.  *

(Ahzab 12)

Edip Yüksel Meali:

İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, 'ALLAH'ın ve elçisinin bize verdiği söz boş bir hayalden başka bir şey değilmiş!' diyorlardı.

(Ahzab 12)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve o vakıt ki münafıklar ve kalblerinde bir maraz bulunanlar "Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir va'd yapmamış" diyorlardı

(Ahzab 12)

Elmalılı Yeni Meali:

O vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: "Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir va'd yapmamış." diyorlardı.

(Ahzab 12)

Erhan Aktaş Meali:

O zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Rasulü bize boş vaatte[1] bulunmuş." diyorlardı.

1)Allah ve Rasul'ünün zafer sözü bir aldatmacaymış.

(Ahzab 12)

Gültekin Onan Meali:

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: "Tanrı ve Resulü bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve o vakit münâfıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: “Allah ve Elçisi bize bir aldanıştan başka bir vaat yapmamış” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar diyorlardı ki: “Allah ve Resûlü bizi aldatmaktan başka bir şey vadetmedi (boş vaadlerle bizi kandırdı).”

(Ahzab 12)

Harun Yıldırım Meali:

Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

(Ahzab 12)

Hasan Basri Çantay:

O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz bulunanlar "Allah ve Resulü bize bir aldatışdan başka bir şey va'd etmemiş" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Hayrat Neşriyat Meali:

O zaman münâfıklarla(2) kalblerinde bir hastalık (i'tikad zayıflığı) bulunanlar ise: “Allah ve Resûlü bize sâdece boş bir va'dde bulunmuş!” diyorlardı.(3)*

(Ahzab 12)

Hubeyb Öndeş Meali: /

O vakit, münafıklar [ikiyüzlüler] ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar "Allah ve Elçisi, kandırmaktan başka [bir şeyi] vaat etmemiş." diyorlardı.

(Ahzab 12)

Hüseyin Atay Meali:

Hani, ikiyüzlüler ve gönüllerinde hastalık olanlar, "Allah ve peygamberi bize sadece aldatıcı söz verdiler" diyorlardı.

(Ahzab 12)

İbni Kesir Meali:

Ve hani münafıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar: Allah ve Rasulü bize sadece boş vaadlerde bulundular, diyorlardı.

(Ahzab 12)

İlyas Yorulmaz Meali:

İki yüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar “Allah ve Elçisinin vaat ettikleri yalnızca bir aldatmacadan ibarettir” dediler.

(Ahzab 12)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve münafıklar ve kalplerinde maraz (hastalık, şüphe) bulunanlar: “Allah ve Resûl'ü gururdan (aldatmaktan) başka bir şey vaadetmedi.” diyorlardı.

(Ahzab 12)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün ikiyüzlülerle içi bozuk olanlar şöyle demişlerdi: «Allah ile elçisi verdikleri sözle bizi ancak aldatmış oldular.»

(Ahzab 12)

Kadri Çelik Meali:

Hani münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar, “Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Mahmut Kısa Meali:

Hani, içten içe İslâm’ı inkâr eden münâfıklar ve kalplerinde hastalık bulunan zayıf imanlı kimseler, “Artık bizi kimse kurtaramaz! Demek Allah ve Elçisinin bize verdiği sözler aldatmacadan başka bir şey değilmiş!” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Zan gibi hastalıklılar ve münafıklar: "Allah ve Resulün vaatleri bizi aldatmak içinmiş" derler.

(Ahzab 12)

Mehmet Türk Meali:

O gün münâfıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar da:1 “Allah ve Elçisi bize sadece boş vaatlerde bulundu.” diyorlardı.*

(Ahzab 12)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani münafıklar ile kalplerinde hastalık olanlar, “Allah ile Peygamberi bize aldatmacadan başka bir söz vermediler,” demeye (başlamışlardı.)

(Ahzab 12)

Muhammed Esed Meali:

Ve ikiyüzlüler ile kalpleri hastalıklı olanların (birbirlerine), "Allah ve Elçisi bize sadece boş vaadlerde bulunmaktalar" dedikleri zaman(ki durumu hatırla!)

(Ahzab 12)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hani o zaman inanmadıkları halde inanmış görünenler ve kalplerinde hastalık bulunanlar; "Allah ve elçisi bize sadece kuru vaatlerde bulundular," diyorlardı.

(Ahzab 12)

Mustafa Çavdar Meali:

O anda inanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafıklar ve kalplerinde iman zafiyeti bulunanlar: “Allah’ın ve Elçi’sinin bize vaat ettiği zafer bir yalan ve aldatmacadan ibaretmiş” diyorlardı.

Bknz: (3/166)»(3/168) - (4/161)»(4/166)

(Ahzab 12)

Mustafa Çevik Meali:

9-15 Ey iman edenler! Hani düşman ordusunun üzerinize saldırdığı o gün, Allah’ın size olan yardımını hatırlayın. Allah, düşmanlarınızın üzerine kavurucu bir rüzgâr estirip, göremediğiniz ordular göndermişti. O, her şeyi görmekteydi. Düşman önünüzden, ardınızdan saldırırken, o anlarda sizin de âdeta gözleriniz yuvalarından fırlamış, yürekleriniz ağızlarınıza gelmiş ve Allah’ın yardımından şüpheye düşmeye başlamıştınız. İşte o gün orada mü’minlerin imanları ağır ve şiddetli bir sınavdan geçirildi. O vakit, ikiyüzlü münafıklar ile kalbinde hastalık olanlardan bir kısmı, birbirlerine şöyle diyorlardı: “Allah ve elçisinin bize vadettiği zafer sözü bir aldatmacadan ibaretmiş.” Bir kısım münafıklar ise “Ey Yesribliler! Bu savaşın kazanılması imkânsız, siz en iyisi evinize dönün.” Diğer bazı münafıklar da, “Evlerimiz düşman saldırısına karşı korumasız kaldı, dönüp onları korumamız lazım.” diyerek aslında Peygamber’den, cepheden kaçmak için izin istiyorlardı, hâlbuki evleri korumasız değildi. Şayet o gün düşman hendeği aşıp da Medine’ye her yönden saldırmayı başarabilseydi, bunların hepsi derhal düşman saflarına geçip mü’minlerle savaşmaya bile razı olurlardı. Çünkü bunlar Allah’a yürekten teslim olmamış, İslâm nizam ve ahlakına samimiyetle iman etmemişlerdi. Hâlbuki onlar daha önce yalnız Allah’ı ilah edinip, bu din uğrunda savaşacaklarına dair Allah’a ve Resulüne söz vermişlerdi. Allah verilen sözün hesabını onlardan mutlaka soracaktır.

(Ahzab 12)

Mustafa İslamoğlu Meali:

O sırada ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar diyordu ki: "Allah ve O'nun elçisi bizi yalnızca boş vaadlerle avuttu."

(Ahzab 12)

Osman Okur Meali:

İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık olanlar: "Allah ve Resulu bize sadece kuru vaadlerde bulundular" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar diyordu ki, «Allah ve Resûlü bize bir aldatıştan başka vaadetmiş olmadı».

(Ahzab 12)

Ömer Öngüt Meali:

Hani o zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Allah ve Resul'ü bize sadece kuru vaadlerde bulundular. ” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnanmayıp da inanır gibi görünen ikiyüzlüler ve yüreklerinde hastalık ‘kuşku, işkil’ bulunanlar, “Allah ve Peygamberi meğer bize boş sözler vermişler!” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Sadık Türkmen Meali:

HANİ münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: “Allah ve Rasûlü bize ancak aldatmak için vaatte bulunmuşlar” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Seyyid Kutub Meali:

Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler: «Allah ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu» diyorlardı.

(Ahzab 12)

Suat Yıldırım Meali:

Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) olanlar: "Allah ve Resulünün bize zafer vad etmesi, meğer bizi aldatmak içinmiş!" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Süleyman Ateş Meali:

Münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunan kimseler: "Allah ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu." diyordu.

(Ahzab 12)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İkiyüzlüler ile kalplerinde hastalık olanlar ise şöyle diyorlardı: "Allah ve Elçisinin verdiği söz, bizi aldatmaktan başka bir işe yaramadı."

(Ahzab 12)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Münafıklar ve inancı zayıf olanlar: "Allah ve elçisi bizi kandırdı" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Şaban Piriş Meali:

Münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar: -Allah ve elçisi bize sadece boş vaadde bulunmuş, diyorlardı.

(Ahzab 12)

Talat Koçyiğit Meali:

Münafıklar ve kalblerinde bir illet bulunanlar, "Allah ve Rasûlü bize boş vaadden başka bir şeyde bulunmadı" diyorlardı.

(Ahzab 12)

Tefhimul Kuran Meali:

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: «Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi» diyorlardı.

(Ahzab 12)

Ümit Şimşek Meali:

Münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar ise, “Allah ve Resulünün vaadleri bizi kandırmak içinmiş” diyorlardı.

(Ahzab 12)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: "Allah ve resulü bize, bir aldanışdan başka bir şey vaat etmemiş."

(Ahzab 12)